Giriş

Bize Müsedded, ona Bişr, ona Umare b. Gaziyye, ona kavminden bir adam, ona Cabir b. Abdullah (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kime (yardım) olarak bir şey verilirse eğer imkân bulursa onun karşılığını versin. Eğer verecek bir şey bulamazsa bu iyiliği övsün. İyiliği öven kişi ona karşı teşekkür borcunu yerine getirmiş olur. Her kim yapılan yardımı gizlerse ona nankörlük etmiş olur." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Yahya b. Eyyüb, Umare b. Gaziyye'den, o Şurahbîl'den o da Cabir'den rivayet etmiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu adı söylenmeyen kişi (isnadda kavminden bir adam denilen) Şurahbîl'dir. Sanki ondan hoşlanmadıklarından adını söylemediler.]


    Öneri Formu
33815 D004813 Ebu Davud, Edeb, 11

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Akil b. Talha, ona Ebu'l-Hasib, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna bir adam gelmişti. Orada bulunan birisi bu adama (yer vermek için) ayağa kalktı. Gelen kişi de oraya oturdu. Hz. Peygamber (sav), o kişiyi bundan menetti. " [Ebu Davud şöyle demiştir: Ebu'l-Hasib'in adı Ziyad b. Abdurrahman'dır.]


    Öneri Formu
33862 D004828 Ebu Davud, Edeb, 15

Bize Ahmed b. Salih, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, babası Müseyyeb'in şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) Sadi'in dedesine "adını sordu." O da adının Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav): "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. Hazn, hayır olmaz. Sehl (düz arazi manasındadır) ayaklar altında çiğnenir ve hakir görülür cevabını verdi. [Said b. Müseyyeb, bundan sonra karamsarlığın/kasavetin başımıza geleceğini düşündüm demiştir.] [Ebû Davud, Hz. Peygamber'in (sav) el-Âs, Azîz, Atale, Şeytan, Ğurâb, Hubâb isimlerini değiştirdiğini; Şihâb ismini Hişâm ile, Harb ismini Selm ile, el-Muttaci' ismini el-Münbais ile değiştirdiğini; Afira (bir şey bitmeyen arazi) ismini Hadıra (yemyeşil arazi) ismiyle, Şiabu'd-dalâle (dalalet yolu)ismini, Şiabu'l-hüdâ (hidayet yolu) ismiyle, Benü'z-zinye ismini Benü'r-rişde ismiyle, Benû muğviye ismini Benû rişde ismiyle değiştirdiğini nakletmiştir.] [Ebu Davud rivayetlerin senetlerini ihtisar/kısaltmak için hazfettiğini söylemiştir.]


    Öneri Formu
34017 D004956 Ebu Davud, Edeb, 62

Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Davud, ona da Amir'in naklettiğine göre Ebu Cebira b. Dahhak şöyle demiştir: "(Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü addır!)" Hucurat, 49/11 ayeti biz Seleme oğulları hakkında nazil oldu. Hz. Peygamber (sav) bize (yani Medine'ye) geldiği zaman her birimizin iki ya da üç ismi vardı. Hz. Peygamber (sav) (içimizden birini bu isimlerden birini kullanarak): "Ey falanca!" diye çağırınca (bunu işiten kimseler): Ey Allah'ın Rasülü (onu bu isimle çağırmaktan) vazgeçin, zira o bu isimden hiç hoşlanmaz' demeye başladılar. Bunun üzerine demin bahsettiğim "(Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın!)" ayeti indirildi.


    Öneri Formu
34024 D004962 Ebu Davud, Edeb, 63

Bize, Süleyman b. Davud, ona Abdullah b. Vehb, ona Leys b. Sa'd, ona Cafer b. Rabî'a, ona Abdurraman b. Hürmüz A'rec, ona Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz (üzüm çubuğuna) el-kerm demesin. Çünkü (hakiki) el-kerm Müslüman kişidir, fakat siz (üzüm çubuklarına) üzüm bağları deyiniz."


    Öneri Formu
34047 D004974 Ebu Davud, Edeb, 74


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: حُسْنَ الظَّنِّ مِنْ حُسْنِ الْعِبَادَةِ

    Öneri Formu
34073 D004993 Ebu Davud, Edeb, 81

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona el-Evzaî, ona Yahya, ona Ebû Kilabe şöyle rivayet etmiştir: Ebu Mesud, Ebu Abdullah'a yahut Ebu Abdullah Ebu Mesud'a şöyle dedi: Rasulullah'ın (sav)"demişler ki" sözü hakkında ne söylediğini duydun mu? diye sordu. O da Rasulullah'ın (sav) "o, insanın ne kötü binitidir!" dediğini işittim diye cevap verdi. [Ebû Davud şöyle dedi ki: Buradaki Ebu Abdullah, Huzeyfe'dir.]


Açıklama: Dediler ki, iddia ettiler ki manasına gelen "zeamû" lafzı, zan ifade eden bir kelimedir. İnsanın bu şekilde söylemiş olduğu şeyde, kesin ve sağlam bir bilgiye sahip olmadığını, tahmine ve rasgele duyduğu sözlere dayalı olarak konuştuğunu gösterir. Ancak bu rivâyet sened açısından munkatıdır, zayıftır.

    Öneri Formu
34038 D004972 Ebu Davud, Edeb, 72

Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be; (T) Bize Muhammed b. el-Hüseyin, ona Ali b. Hafs, ona Şube, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, (hadisinde İbn Hüseyin demiştir), ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir insana duyduğu her şeyi söylemesi yalan olarak yeter." [Ebû Davud şöyle demiştir: Hafs, rivayetinde Ebu Hureyre'yi zikretmemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Sadece Ali b. Hafs el-Medaini, Ebu Hureyre'yi zikretmiştir.]


    Öneri Formu
34072 D004992 Ebu Davud, Edeb, 80

Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be; (T) Bize Muhammed b. el-Hüseyin, ona Ali b. Hafs, ona Şube, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, (hadisinde İbn Hüseyin demiştir), ona Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir insana duyduğu her şeyi söylemesi yalan olarak yeter." [Ebû Davud şöyle demiştir: Hafs, rivayetinde Ebu Hureyre'yi zikretmemiştir.] [Ebû Davud şöyle demiştir: Sadece Ali b. Hafs el-Medaini, Ebu Hureyre'yi zikretmiştir.]


    Öneri Formu
273908 D004992-2 Ebu Davud, Edeb, 80


    Öneri Formu
34248 D005139 Ebu Davud, Edeb, 119, 120