10631 Kayıt Bulundu.
Bize İshâk, ona Yezîd, ona Yahya, ona Kasım b. Muhammed, ona da Abdurrahman b. Yezîd ve Mucemmi b. Yezîd “Hizam adına bir adam, kendi kızını nikâh etmişti...” diyerek bu hadisin benzerini rivayet emişlerdir.
Açıklama: Benzer hadis için B005138 numaralı rivayete bakınız.
Bana Talk, ona Zâide, ona Mansûr, ona Mu'temir, ona da Mucâhid şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbâs "evlenme arzusunda olduğunuzu sezdirmenizde" ayetinde yer alan "sezdirme" ifadesi hakkında şöyle der: Erkek “ben evlenmek istiyorum, Keşke nasibimde sâliha bir hanım olsa” der. Kasım ise "tarizi/sezdirmeyi" şöyle tefsir etmiştir: Erkeğin, kadına “sen benim için çok değerlisin; sana meylim var; Allah sana daha hayırlı bir kısmet nasip edecektir” gibi sözler söylemesidir. Atâ da der ki: Erkek “benim sana ihtiyacım var, sevin; elhamdülillah, sen evlenilecek hanımsın” gibi ifadelerle ima yollu niyetini ifade eder, açıkça söylemez. Kadın da “söylediğin sözü işittim" der ama ona herhangi bir söz vermez. Kadının bilgisi olmadan onun velisi de bir söz veremez. Eğer kadın iddet beklerken bir erkeğe evlenme vadinde bulunsa sonra da erkek o kadını nikâhlasa, iddetinin bitiminde artık onların evliliği sonlandırılamaz. Hasan der ki: "kadınlarla gizlice buluşmak üzere sözleşmeyin" ayeti "Zina etmeyin" anlamındadır. İbn Abbâs'tan gelen görüşe göre "kitaptaki emredilen bekleme süresi sona ermeden" sözü, "iddet bitinceye kadar" anlamındadır.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Yezîd b. Câriye'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir: Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şikâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî; (T) Leys der ki: Bana Ukayl, ona İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir: Urve b. Zübeyir Âişe'ye “ey anacığım, "Eğer yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helâl olan diğer kadınlardan ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâh edin ve eğer bu şekilde de adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane seçin yahut sahip olduğunuz cariyelerle yetinin." (Nisâ, 3) ayeti hakkında ne dersin?” diye sordu. Âişe şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, bu yetim kız, velisinin himaye ve terbiyesi altında bulunur, derken o veli, yetim kızın güzelliğine ve malına rağbet eder, ama kızın mihrini noksan vermek ister. İşte bu ayette böyle velilerin, velayetleri altındaki yetim kızlarla, mihrlerini tam vermeden evlenmeleri yasaklanmış ve başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Âişe der ki: Bu ayet indikten sonra insanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istedi. Bunun üzerine Allah "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127) ayetini indirdi. Azız ve Celîl Allah onlara bu ayette şunu ifade etti: Yetim kız, mal sahibi ve güzel olduğu zaman, veliler onun nikâhına, nesebine ve mihrine rağbet ediyor, ama malı ve güzelliği az olduğu için kendisine ilgi gösterilmeyen bir yetim kız ise, veliler onu bırakıp başka kadınları alıyor. Âişe der ki: Nasıl ki kendisine rağbet edilmeyen kızları terk edip evlenmiyorlarsa, aynı şekilde, kendisine rağbet edilen yetim kızlarla da, ancak onlara adaletle davranıp hakları olan en yüksek mihri vermeleri hâlinde evelenebilirler.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Salim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer, ona da babası Hz. Ömer şöyle söylemiştir: Hafsa dul kaldığı zaman ben Ebu Bekir'e varıp 'eğer istersen Ömer'in kızı Hafsa'yı sana nikahlayayım' dedim. Birkaç gece bekledim. Sonra Hafsa'yı Rasulullah (sav) istedi. Ardından Ebu Bekir bana geldi ve şöyle dedi: Bana yaptığın teklif konusunda sana olumlu cevap vermeme engel olan şey, Rasulullah'ın (sav) (Hafsa'yla nikahlanma isteğini) dillendirdiğini bilmem ve Rasulullah'ın (sav) sırrını açığa vurmak istemememdi. Şayet Rasulullah (sav), Hafsa'yla nikahlanmak istemeseydi ben teklifini kabul ederdim.' Yunus, Musa b. Ukbe ve İbn Ebu Atîk bu hadisi Zuhrî'den rivayet etmek suretiyle Şuayb b. Ebu Hamza'ya mutabaat etmişlerdir.