Giriş

Bize Hâmid b. Ömer, ona Bişr, ona Âsım, ona Vâkid, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona İbn Ömer veya İbn Amr şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) parmaklarını birbirine geçirdi."


    Öneri Formu
2727 B000478 Buhari, Salat, 88


Açıklama: Ateş yakmayı ve çan çalmayı zikredenlere karşı bir grup da bunların Yahudi ve Hristiyanlar'a ait olduğunu ifade ettiler ve bunlardan vazgeçtiler.

    Öneri Formu
4027 B000603 Buhari, Ezan, 1

Bize Mahmud b. Gaylan, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Nafi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Müslümanlar, Medine'ye geldiklerinde kendileri (ezan ile) çağrılmadan toplanırlar ve namaz vaktini beklerlerdi. Bir gün aralarında konuştular ve bazıları; 'Hristiyanlar'ın çanları gibi çan edinelim' dediler. Bazıları da; 'Yahudiler'in nefirleri gibi nefir edinelim' dediler. Ömer de; 'Neden namaz vakitlerini duyuracak bir adam göndermiyorsunuz?' dedi. Hz. Peygamber (sav) de bu görüşü onayladı ve şöyle buyurdu: "Ey Bilal! Kalk ve namaza çağır."


Açıklama: Nefir: Boynuzdan yapılan boru türü bir çalgıdır.

    Öneri Formu
4028 B000604 Buhari, Ezan, 1

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Hâlid, ona Said, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata rivayet etmiştir; (T) Bize Leys, ona Yezid b. Ebu Habib ile Yezid b. Muhammed, ikisine Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birkaç kişi ile birlikte oturuyordu. Hz. Peygamber'in (sav) namazını söz konusu ettik. Ebu Humeyd es-Saidî dedi ki: "Ben aranızda Rasulullah’ın (sav) namazını nasıl kıldığını en iyi öğrenenizim. Ben onu şöyle namaz kılarken gördüm: Tekbir aldığı vakit ellerini omuzlarının hizasına getirirdi. Rükûya vardığı vakit diz kapaklarını elleriyle iyice tutar ve sırtını yere doğru bükerdi. Başını kaldırdığı vakit her bir omuru yerli yerince dönünceye kadar doğrulurdu. Secdeye vardığında ellerini yaymaksızın ve toplamaksızın yere koyar, ayaklarının parmak uçları da kıbleye bakardı. İki rekâtın sonunda oturdu mu, sol ayağının üzerine oturur, sağ ayağını dikerdi. Son rekâtta oturduğu vakit sol ayağını öne geçirir, diğerini diker ve kaba etleri üzerine otururdu." Leys, Yezid b. Ebu Habib'den, Yezid, Muhammed b. Halhale'den, İbn Halhale de İbn Atâ’dan dinlemişlerdir. Ebu Salih, Leys’den rivayetle ‘her bir omuru’ demiştir. İbn Mübârek de Yahya b. Eyyub'den, o Yezid b. Ebu Habib'den, o da Muhammed b. Amr'den rivayetle 'her bir omur' şeklinde nakletmiştir.


Açıklama: Muallak hadis: Abdullah b. Mübarek ile Buhari arasında ta'lik vardır.

    Öneri Formu
5168 B000828 Buhari, Ezan, 145

Bize İbn Ebu Meryem, ona Yahya, ona Humeyd, ona da Enes, Nebi’den (sav) rivayet etmiştir; (T) Ali b. Abdullah dedi ki: Bize Halid b. el-Hâris, ona Humeyd, ona da Meymûn b. Siyâh, Enes b. Mâlik’e “Ey Ebu Hamza, kulun kanını (canını) ve malını haram kılan nedir?” diye sordu. Enes, “Kim Allah’tan başka ilâh olmadığına şehadet getirir, kıblemize yönelir, namazımızı kılar, kestiğimizi yerse o kişi müslümandır. Artık müslümanın lehine olan, onun da lehinedir. Müslümanın aleyhine olan onun da aleyhinedir” dedi.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Meryem arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
286140 B000393-3 Buhari, Salat, 28

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys b. Sa'd, ona Ukayl, ona da İbn Şihab'ın rivayet ettiğine göre Enes (ra) şöyle demiştir: "Müs­lümanlar (Hz. Peygamber'in son hastalığı sırasında bir gün) sabah namazını kılarlarken, aniden Rasulullah (sav) Âişe'nin odasının perdesini açtı ve saf tutup namaz kılmakta olan ashâba baktı. Sonra tebessüm etti, (hatta) güldü. (O sırada imamlık yapmakta olan) Ebu Bekir, Hz. Peygamber'in (sav) namaza gelmek istediğini zannettiğinden, geri çekilerek safa katılmak istedi. Müslümanlar ise (sevinçten) neredeyse namazlarını bozacaklardı. Hz. Peygamber (sav) onlara, "namazınızı tamamlayın!" diye işaret etti ve perdeyi indirdi. O günün sonunda da vefat etti."


    Öneri Formu
5023 B000754 Buhari, Ezan, 94

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Ebu Zinâd, ona A‘rec, ona da Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden bir kimse âmin deyince, melekler de âmin derler. Bu âminler birbirine denk gelirse, o kimsenin geçmiş günahları bağışlanır."


    Öneri Formu
5052 B000781 Buhari, Ezan, 112

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Ebu Bekir'in azatlısı Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İmam namazda (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna değil) dediği zaman, siz de âmin deyiniz. Çünkü âmin demesi, meleklerin âmin lafzına denk düşen bir kimsenin geçmiş günahları bağışlanır." [Muhammed b. Amr bu hadisi Ebu Seleme’den, o, Ebu Hureyre’den o da Nebi’den (sav) rivayetle, Ebu Salih'e mütâbaatta bulunduğu gibi, Nuaym el-Mucmir de hadisi Ebu Hureyre’den naklederek mütabaatta bulunmuştur.]


    Öneri Formu
5053 B000782 Buhari, Ezan, 113

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nafi‘, ona Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav), Usame b. Zeyd, Bilal ve Osman b. Talha el-Hacebî ile birlikte Kâbe’nin içine girdi, üzerine kapıyı kapattı ve içinde bir süre kaldı. Dışarı çıktığı zaman ben Bilal’e: Nebi (sav) ne yaptı? diye sordum. O: Bir sütunu sol tarafına, bir diğerini sağına, üç sütunu da arkasına aldı, dedi. -O gün, Beyt altı sütün üzerine bina edilmişti.- Sonra namaz kıldı. İsmail bize dedi ki: Bana Malik tahdis etti ve: (Bilal bu rivayette) iki sütunu da sağına aldı, demiştir.


    Öneri Formu
286139 B000505-2 Buhari, Salat, 96

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir defasında attan düştü -Sufyan 'min feresin' yeri­ne belki de 'an feresin' demişti- sağ tarafında ezikler oluştu. Biz de hasta ziyareti yapmak üzere yanına girdik. Derken namaz vakti geldi. Peygamber (sav) bize oturarak namaz kıldırdı, biz de oturduk. -Sufyan bir defasında: Biz de oturarak namaz kıldık, şeklinde söyledi.- Hz. Peygam­ber (sav) namazı bitirince şöyle buyurdu: "İmam ancak kendisine uyulmak için imam olmuştur. Buna göre imam tekbir aldığında, siz de tekbir alınız. Rukûya vardığında, siz de rükûya varınız. Rukûdan başını kaldırdığında siz de kaldırınız. Semiallâhu li-men hamide (Allah kendisine hamd edeni işitti) dediği zaman, Rab­benâ ve leke'l-hamd (Rabb'imiz hamd sanadır) deyiniz. Secde ettiğinde siz de secde ediniz." Sufyan: Ma'mer de bu hadisi aynı şekilde mi nakletti? diye sordu. Ben (Ali b. Abdullah): Evet, dedim. Bunun üzerine Sufyan şöyle dedi: Ma'mer, Gerçekten bu hadisi ez-Zührî'den sağlam bir şekilde ezberlemiştir. ez-Zührî de Ma'mer'in söylediği gibi ve leke'l-hamdu (vav atıf harfi ile ve Hamd sanadır) demiştir. Ben de ez-Zührî'den, O'nun, sağ yanı ezildi, dediğini ezberledim. Biz ez-Zührî'nin yanından çıktığımızda İbn Cureyc: -Ben de yanında bulunurken- sağ bacağında ezikler oluştu, dedi.


    Öneri Formu
5121 B000805 Buhari, Ezan, 128