Giriş

Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası, ona Şube, ona Mansur, ona da Rib'î, Amir oğullarından bir adamın rivayet ettiğini göre (o adam) Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna girmek için izin istemiş diyerek önceki hadisi manen rivayet etti. (Devamında ise) adam şöyle dedi: "Hz. Peygamber'i işittim, bunun üzerine es-Selamu aleyküm girebilir miyim? dedim."


Açıklama: D005177 nolu rivayette olayı bir başkası anlatırken burada bizzat yaşayan kişi anlatmaktadır. Hz. Peygamber'in sözlerini işitmiş ve o şekilde izin almıştır.

    Öneri Formu
34304 D005179 Ebu Davud, Edeb, 126, 127, +

Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ahmed, ona Süfyan, ona Haccac b. Fürâfisa, ona birisi, ona Ebu Seleme, ona Ebu Hureyre; (T) Bize Muhammed b. Mütevekkil el-Askalânî, ona Abdürrezzak, ona Bişr b. Rafi', ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'den naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mü'min saf ve kerem sahibidir. Fasık (bozguncu) insan ise aldatıcı, alçak ve cimridir."


    Öneri Formu
33783 D004790 Ebu Davud, Edeb, 5

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Ahvas, ona Mansur, ona da Rib'î Amir oğullarından birisinin şöyle dediğini rivayet etti: Bu kişi, Hz. Peygamber, bir evde iken huzuruna girmek istemiş ve girebilir miyim? demiştir. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem, hizmetçisine "çık, şu adama izin istemeyi öğret; ona 'es-Selamü aleyküm, girebilir miyim demesini söyle!" buyurdu. Adam, Rasulullah'ın (sav) söylediklerini işitti ve es-Salamü aleyküm, girebilir miyim dedi? Hz. Peygamber de ona içeri girmesi için izin verdi, o da Hz. Peygamberin huzuruna girdi.


    Öneri Formu
34302 D005177 Ebu Davud, Edeb, 126, 127, +

Bize Müemmel b. el-Fadl el-Harrani, onlara Bakiyye b. Velîd, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Büsr'ün şöyle dediğini rivayet etti: Hz. Peygamber birinin kapısına geldiği zaman kapının tam karşısında durmazdı. Bilakis kapının sağına ya da soluna çekilir ve (oradan) "es-Selamü aleyküm, es-selamü aleyküm" derdi. Çünkü o günlerde evlerin kapılarında perdeler yoktu.


    Öneri Formu
34311 D005186 Ebu Davud, Edeb, 127, 128

Bize İshak b. Süveyd er-Remlî, ona Nafi b. Yezid’'den işittiğimi zannediyorum diyerek İbn Ebu Meryem, ona Ebu Merhum, ona Sehl b. Muaz b. Enes, ona da babası, Rasulullah'tan (sav) bu mana ile (bir önceki hadisi) rivayet etti, sonra şunları ekledi; Sonra bir başkası geldi ve es-Selamu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhu ve mağfiretuhu diye selam verdi. Rasulullah (sav); Kırk (sevap)" dedi ve şöyle buyurdu: "İşte faziletler bu şekilde (eklenen her kelime ile) artar."


    Öneri Formu
34325 D005196 Ebu Davud, Edeb, 131, 132

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdurrahim b. Süleyman, ona Zekeriyya, ona eş-Şa'bî, ona da Ebu Seleme Aişe'nin (r.anha) kendisine şöyle dediğini rivayet etti: Peygamber (sav) kendisine: "Cebrail (as) sana selam ediyor" buyurdu. O da "ve aleyhi's-selam ve rahmetullah (selam ve Allah'ın rahmeti onun da üzerine olsun)" diye karşılık verdi.


    Öneri Formu
34398 D005232 Ebu Davud, Edeb, 153, 154

Bize Müsedded, ona Süfyan, ona İbn Münkedir, ona Urve, ona da Aişe (r.anh) şöyle demiştir: Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına girmek için izin istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber de (sav) "aşiretin bu oğlu ne kötüdür" yahut da "aşiretin bu adamı ne kötüdür" dedi ve "ona girmesi için izin verin" buyurdu. (Adam içeriye) girince ona hoş görülü davrandı. Şaşkınlıkla ben, Ey Allah'ın Rasulü (yanına girmeden önce) onun hakkında söyleyeceğini söylediğin halde onunla yumuşak bir dille konuştun dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey Aişe! Kıyamet gününde Allah katında insanların en şerlisi, insanların kötülüğünden korkarak kendisinden uzaklaştığı ya da kendisini terk ettiği kimsedir."


    Öneri Formu
33784 D004791 Ebu Davud, Edeb, 5

Bize Abbas el-Anberi, ona Esved b. Âmir, ona Şerik, ona el-A'meş, ona Mücahid, ona da Aişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Ey Aişe! Dilin (in şerrin)den korunmak için kendilerine ikram edilen kimseler, şüphesiz insanların en şerlilerindendir."


    Öneri Formu
33786 D004793 Ebu Davud, Edeb, 5

Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr, ona Ebu Nadr, ona Süleyman b. Yesar'ın naklettiğine göre Peygamber'in (sav) zevcesi Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben, Rasulullah'ın (sav) abartılı ve küçük dili görünecek şekilde ağzını açarak kahkaha attığını hiç görmedim. O, sadece tebessüm ederdi. Bir bulut veya rüzgâr gördüğünde endişelenirdi ve endişesi yüzünden anlaşılırdı. Kendisine Ey Allah'ın elçisi! İnsanlar bulutu gördükleri zaman, yağmur yağacağını ümit ederek seviniyorlar, sen ise bir bulut görünce endişen yüzünden anlaşılıyor, niçin böyle oluyor? dedim. Bunun üzerine "Ey Aişe! Bunda bir azab bulunmadığına dair bana kim teminat verebilir ki? Geçmişte bir kavim şiddetli rüzgarla azaba maruz kalmıştır. Bir kavim de azabı (getiren bulutu uzaktan) görmüşler ve (Bakın bulut çıktı, yağmur yağacak!) (Ahkâf, 46/24) demişlerdi" buyurdu.


    Öneri Formu
34178 D005098 Ebu Davud, Edeb, 103, 104


Açıklama: Rivayet mürseldir. Abdurrahman b. Aclan ile Hz Peygamber arasında irsal vardır.

    Öneri Formu
33921 D004887 Ebu Davud, Edeb, 36