Giriş

Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd; (T) Bize Ahmed b. Menî, ona Abbad b. Abbad -bu onun lafzıdır ve daha eksiksizdir-, ona Vasıl, ona Yahya b. Ukayl, ona Yahya b. Ya'mer, ona Ebu Zer (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsanoğlunun her eklemi üzerine bir sadaka gerekir. Karşılaştığı kişiye selam vermesi sadakadır. İyiliği emretmesi sadakadır. Kötülükten alıkoyması sadakadır. Yoldan eziyet veren şeyleri gidermesi sadakadır. Eşiyle birlikte olması sadakadır?" Orada bulunanlar, Ey Allah'ın Rasulü! Kişinin eşiyle şehvetini gidermesi nasıl sadaka olur? diye sordular. Hz. Peygamber; "başka biriyle haram yoldan ilişkiye girse günah olmaz mı idi?" diye sordu ve "bütün bu sadakalara kuşluk vaktinde kılınan iki rekât namaz karşılık gelir" buyurdu. [Ebû Davud şöyle demiştir: Hammad, emretme ve sakındırma konularını zikretmedi.]


Açıklama: Bedenin hareketlerindeki küçük bir kısıtlamanın, insana verdiği sıkıntı herkes tarafından bilindiği için, iyiliğe alıştıracak ve sıhhatin şükrü olarak nitelenecek eylemlerle insan şükre, hayra ve başkasına iyiliğe teşvik edilmektedir. Zikredilen eylemleri örnek kabilinden düşünmek gerekmektedir.

    Öneri Formu
34409 D005243 Ebu Davud, Edeb, 159, 160

Bize Ahmed b. Hanbel ve Müsedded, o ikisine Bişr -yani Bişr b. Mufaddal'ı kastetmişlerdir-, ona İbn Aclân, ona el-Makburî -Müsedded, Makburî'nin adının Said b. Ebu Said el-Makburi olduğunu da söylemiştir-ona Ebu Hureyre (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz, bir meclise ulaştığında selam versin, kalkmak istediği zaman da selâm versin. Zira ilk selamı, son selamından sevap açısından daha iyi değildir."


Açıklama: Meclise katılım veya meclisten ayrılırken verilecek olan selamı, aynı zamanda bildirim olarak da değerlendirmek gerekmektedir. 'Ben geldim' ve 'ben ayrılıyorum' anlamında kullanılan selam, hem dua ve hem de durum bildirimi olarak işlev görmektedir.

    Öneri Formu
275174 D005208-2 Ebu Davud, Edeb, 138, 139

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona İsmail, ona da Galib şöyle dedi: Biz Hasan(-ı Basrî)’ın kapısında oturuyorduk. Biri çıkageldi ve şöyle dedi: Bana babam dedemin şöyle dediğini rivayet etti: Babam beni Rasulullah'a (sav) gönderdi ve Ona gidip (benden) selam söyle, dedi. Ben de Rasulullah'a vardım ve babam size selâm söyledi dedim. Peygamber de (sav): "Aleyke ve ala ebîke's-selam (selâm senin ve babının da üzerine olsun)," diye karşılık verdi


    Öneri Formu
34397 D005231 Ebu Davud, Edeb, 153, 154

Bize İbn Beşşâr, ona Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Yahya b. Habib, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Ebu Süfyan, ona Amr b. Abdullah b. Safvan, ona da Kelede b. Hanbel şunu rivayet etti: Safvan b. Ümeyye, kendisiyle (Kelede) Hz. Peygamber'e (sav) bir miktar süt, bir keçi yavrusu ve birkaç dağabîs (kuşkonmaza benzer bir ot) göndermişti. Hz. Peygamber (sav) o sırada Mekke'nin yüksek yerlerindeydi. Kelede dedi ki: Hz. Peygamber'in huzuruna selam vermeden girdim. Bunun üzerine bana; "geri dön ve es-Selamu aleykum de" buyurdu. Bu (olay) Safvan b. Ümeyye'nin müslüman olmasından sonra olmuştur. [Amr şöyle dedi: Bu hadisi bana İbn Safvan tamamıyla Kelede b. Hanbel'den rivayet etti. Ancak bunu Kelede'den işittim demedi.] [Ebû Davud şöyle dedi: Yahya b. Habib, Ümeyye b. Safvan dedi. Ben bu haberi Kelede b. Hanbel'den işittim demedi. Yahya şöyle de dedi: Bunu Amr b. Abdullah b. Safvan, kendisine Kelede b. Hanbel'den rivayet etmiştir.)]


    Öneri Formu
273775 D005176-4 Ebu Davud, Edeb, 126, 127, +

Bize Muhammed b. Cafer b. Ziyad; (T) Bize Abbad b. Musa, on İbrahim b. Sa'd, ona babası, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Amr Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "En büyük günahlardan biri kişinin ana babasına lanet etmesidir." İnsan ana babasına nasıl lanet eder! denildi. "Başka bir adamın babasına lanet eder, o da onun babası için aynı şeyi söyler. Başka bir adamın annesine lanet eder, o da onun annesi için aynı şeyi söyler."


    Öneri Formu
274731 D005141-2 Ebu Davud, Edeb, 119, 120

Bize Kuteybe b. Said ve Yezid b. Halid b. Mevheb el-Hemdânî, o ikisine Mufaddal b. Fadale, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Urve, ona Hz. Aişe (r.anha) rivayet ettiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) her gece yatağına yattığında avuçlarını bir araya getirir, İhlas, Felak ve Nas surelerini okur sonra avucuna üfler ve vücudunun ulaşabildiği yerlerine sürerdi. Başından ve yüzünden başlar, ön tarafına sürerdi. Bunu üç kez yapardı."


    Öneri Formu
274321 D005056-2 Ebu Davud, Edeb, 97, 98

Bize İbrahim b. Mehdi, Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Ala -mana ile-, onlara Abdullah b. İdris, ona Abdurrahman b. Süleyman, ona Sâide oğullarının azatlısı Esîd b. Ali b. Ubeyd, ona babası, ona Ebu Üseyd Malik b. Rabî'a es-Sâ'îdî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanındaydık. Seleme oğullarından bir adam geldi ve anne ve babam öldükten sonra onlar için iyilik yapabilir miyim? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: "Evet, onların cenaze namazını kılarsın, onlar için istiğfar edersin, onların sözlerini yerine getirirsin, onların dostluk ve akrabalık bağlarını korursun ve onların arkadaşlarına iyi davranırsın."


    Öneri Formu
274732 D005142-2 Ebu Davud, Edeb, 119, 120

Bize İbrahim b. Mehdi, Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Ala -mana ile-, onlara Abdullah b. İdris, ona Abdurrahman b. Süleyman, ona Sâide oğullarının azatlısı Esîd b. Ali b. Ubeyd, ona babası, ona Ebu Üseyd Malik b. Rabî'a es-Sâ'îdî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanındaydık. Seleme oğullarından bir adam geldi ve anne ve babam öldükten sonra onlar için iyilik yapabilir miyim? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) şöyle cevap verdi: "Evet, onların cenaze namazını kılarsın, onlar için istiğfar edersin, onların sözlerini yerine getirirsin, onların dostluk ve akrabalık bağlarını korursun ve onların arkadaşlarına iyi davranırsın."


    Öneri Formu
274733 D005142-3 Ebu Davud, Edeb, 119, 120

Bize Vehb b. Bakiyye, ona Halid; (T) Bize Muhammed b. Kudame b. Ayen, ona Cerir, ona Hasan b. Ubeydulah b. İbrahim b. Süveyd, ona Abdurrahman b. Yezid, ona Abdullah rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) akşama vardığında şöyle derdi: "Akşama vardık ve mülk Allah'ın olarak akşamladı. Hamd, kendisinden başka ilah olmayan, ortağı bulunmayan Allah'adır." Cerir'in hadisine ilavede bulunmuştur. Zübeyd ise şöyle derdi İbrahim b. Süveyd şöyle derdi: "Allah'ta başka ilah yoktur. O'nun ortağı yoktur. Mülk ve hamd O'na aittir. O her şeye gücü yetendir. Rabbim! Bu gecedeki en güze şeyi, ondan sonraki en güzel şeyi senden isterim. Bu gecedeki ve ondan sonraki kötülükten sana sığınırım. Rabbim tembellikten ve kibrin veya küfrün kötülüğünden sana sığınırım. Allah'ın cehennemin ve kabir azabının şerrinden sana sığınırım." Sabaha çıkınca da şöyle desin. "Sabaha çıktık, mülk de Allah'ın olarak sabaha ulaştı." [Ebû Davud şöyle demiştir: Bunu, Şube, ona Seleme b. Küheyl, ona İbrahim b. Süveyd'den rivayet etmiş ve "kibrin kötülüğünden" diyerek "küfrün kötülüğünden" kısmını söylememiştir.]


Açıklama: Günü sabah ve akşam olarak iki ana parçada değerlendiren Hz. Peygamber her ikisinin başlangıcında hayrı ve güzelliği istemek ve mülkün sahibine hakkını teslim etmek suretiyle kulluk bilincini güçlendirmeyi sağlamıştır. Aynı zamanda duadaki vurgularıyla, çirkin hasletlerden uzak durmayı da teşvik etmiştir.

    Öneri Formu
274374 D005071-2 Ebu Davud, Edeb, 100, 101

Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Osman b. Hakim, ona İbrahim b. Muhammed b. Hâtib el-Kuraşî, ona Ebu Talha el-Esedî, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) dışarı çıkmıştı. Yüksek bir yapı gördü ve "bu nedir?" diye sordu. Ashabı –Ensar'dan bir adam için- bu falancanın evidir diye cevap verdiler. Hz. Peygamber (sav) bir şey söylemedi ama bu durum aklına takılmıştı. Bir süre sonra bu yapının sahibi Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve insanların içinde ona selam verdi. Ne var ki Rasulullah (sav) ondan yüz çevirdi. Birkaç defa selamlamak istediyse de aynı karşılığı aldı. Sonunda Hz. Peygamber'in kızdığını ve kendisinden yüz çevirdiğini anladı. Adam durumu Hz. Peygamber’in ashabına şikâyet etti. Ben Rasulullah'ı tanıyamıyorum dedi. Hz. Peygamber (sav) dışarı çıktı ve senin büyük binanı gördü dediler. Adam gidip o yapıyı yıktı ve yerle bir etti. Bir gün Rasulullah (sav) evinden çıktığında bu yapıyı göremedi ve "binaya ne oldu?" diye sordu. Onun sahibi selamını almamanızdan dert yandı. Biz de durumu ona anlattık. Adam da binayı yıktı dediler. Bunun üzerine "mutlaka yapılması gerekenler hariç her bina sahibine vebaldir" buyurdu.


    Öneri Formu
34403 D005237 Ebu Davud, Edeb, 156, 157