Giriş

Bize İsmail, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd, ona Kasım b. Muhammed şöyle rivayet etmiştir: Yahya b. Saîd b. Âs, Abdurrahman b. Hakem'in kızını bo­şadı. (Kadının babası) Abdurrahman, onu boşandığı evden alıp götürdü. Bunun üzerine Müminlerin annesi Âişe, Mervan b. Hakem'e haber gönderip 'ey Mervan, Allah'tan sakın ve o kadını boşanmış olduğu evine geri gönder' dedi. Süleyman b. Yesâr'ın hadisine göre Mervan, Âişe'ye 'Abdurrahman b. Hakem'e engel olmaya gücüm yetmedi' dedi. Kasım b. Muhammed der ki: Mervan, Âişe'ye 'sana Fâtıma bt. Kays'ın işi ulaşmadı mı?' dedi. Âişe de Mervan'a 'Fâtıma hadisini zikretmemek sana zarar vermez' dedi. Bunun üzerine Mervan 'Eğer Fatıma'nın kötü durumu senin için bir gerekçe ise, bu karı koca arasındaki kötü durum da kadının evinden çıkması için sana yeterli bir gerekçe olur' dedi


    Öneri Formu
287430 B005322-2 Buhari, Talak, 41

Bize Amr b. Zürâre, ona İsmail, ona Eyyûb, ona da Saîd b. Cübeyr şöyle demiştir: İbn Ömer'e, karı­sına zina isnat eden kimsenin hükmünü sordum, şöyle dedi: Peygamber (sav), zina ithamından dolayı, Aclân oğullarından bir karı-kocayı ayırdı. Hz. Peygamber önce "Allah biliyor ya ikinizden biriniz yalancısınız. ikinizden birisi iddiasından dönüp tevbe edecek mi?" dedi. her ikisi de reddetti. Hz. Peygamber tekrar "Allah biliyor ya ikinizden biriniz yalancısınız. ikinizden birisi iddiasından dönüp tevbe edecek mi?" dedi. yine her ikisi de reddetti. bunun üzerine karı koca arasını ayırdı. Eyyûb der ki: Amr b. Dînâr bana “gördüğüm kadarıyla bu hadiste bir şey var ki, seni onu rivayet etmiyorsun” dedi. Eyyûb (ben) de şöyle dedim: O adam Hz. Peygamber'e (sav) “benim kadındaki mihrim, malım var?” dedi. Peygamber (sav) de ona "artık senin malın yok. Eğer iddianda doğruysan, o mal karşılığında kadınla birlikte oldun. Yok eğer yalancı isen, zaten o mal senin mülkün olmaktan çok daha uzaktır" buyurdu.


    Öneri Formu
287433 B005349 Buhari, Talak, 52


    Öneri Formu
16467 B005333 Buhari, Talak, 45

Bize Amr b. Abbas, ona İbn Mehdî, ona Süfyân, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da babası (Kasım b. Muhammed) şöyle demiştir: Urve b. Zübeyir Âişe'ye “Hakem'in kızı Fulâne'yi görmedin mi? Kocası onu kesin ola­rak boşadı, o da hemen kocasının evinden çıktı” dedi. Âişe de “kadın evden çıkmakla kötü bir iş yapmıştır” dedi. Urve “Fâtıma bt. Kays'ın (boşandığı evden çıkmasına izin verildiğine dair) sözünü işitmedin mi?” dedi. Bunun üzerine Âişe “şüphesiz onun, bu hadisi dile getirmesinde bir hayır yoktur. (bu hüküm onun için özeldir)” dedi. İbn Ebu Zinâd, Hişâm'dan, onun da babası (Urve b. Zübeyir'den) yaptığı rivayette şunu da eklemiştir: Âişe, Fâtıma bt. Kays'ı şiddetli şekilde ayıp­layarak “Fâtıma ıssız bir mekândaydı. Güvenlik endişesinden dolayı Peygamber (sav) ona, taşınması için izin verdi” dedi.


    Öneri Formu
16357 B005325 Buhari, Talak, 41

Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona Âişe, ona da Peygamber (sav); (T) Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Abde, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rifâa el-Kurazî bir kadınla evlendi. Sonra da o kadını boşadı. Kadın da baş­ka biriyle evlendi. Sonra bu kadın Peygamber'e gelip, kocasının cinsel ilişkiye giremediğini ve kocasının cinsel organın ancak elbise saçağı gibi gevşek olduğunu anlattı. Peygamber (sav) kadına "Sen ikinci kocanın balçığından tatmadıkça, kocan da senin balçığından tatmadıkça, ilk kocana dönemezsin" buyurdu


    Öneri Formu
287429 B005317-2 Buhari, Talak, 37

Bize Amr b. Abbas, ona İbn Mehdî, ona Süfyân, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da babası (Kasım b. Muhammed) şöyle demiştir: Urve b. Zübeyir Âişe'ye “Hakem'in kızı Fulâne'yi görmedin mi? Kocası onu kesin ola­rak boşadı, o da hemen kocasının evinden çıktı” dedi. Âişe de “kadın evden çıkmakla kötü bir iş yapmıştır” dedi. Urve “Fâtıma bt. Kays'ın (boşandığı evden çıkmasına izin verildiğine dair) sözünü işitmedin mi?” dedi. Bunun üzerine Âişe “şüphesiz onun, bu hadisi dile getirmesinde bir hayır yoktur. (bu hüküm onun için özeldir)” dedi. İbn Ebu Zinâd, Hişâm'dan, onun da babası (Urve b. Zübeyir'den) yaptığı rivayette şunu da eklemiştir: Âişe, Fâtıma bt. Kays'ı şiddetli şekilde ayıp­layarak “Fâtıma ıssız bir mekândaydı. Güvenlik endişesinden dolayı Peygamber (sav) ona, taşınması için izin verdi” dedi.


    Öneri Formu
287431 B005325-2 Buhari, Talak, 41

Bize İshak b. Mansur, ona Ravh b. Ubade, ona Şibl, ona da İbn Ebu Necîh, şöyle demiştir: "İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler" (Bakara, 234). ayeti hakkında Mücâhid şöyle der: Burada zik­redilen iddet, kadının, kocasının akrabaları ya­nında bekleyeceği iddettir ve bu vacip bir iddettir. Yine Yüce Allah: "sizden arkalarında dul eş bırakıp ölen kimseler, eşlerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda sağken vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, yaptıkları meşru şeylerden dolayı size bir günah yoktur" ayetini (bakara, 240) indirdi. Yüce Allah (dört ay on gün iddet bek­leyen) kadına, bu ayette, bir vasiyetle yedi ay yirmi gün daha ekleyip, sene­nin tamamını tahsis etti. O kadın isterse kendisi için yapılmış vasiyete uyarak orada kalır, isterse çıkar gider. Bu (hüküm) Yüce Allah'ın "evlerinden çıkarılmadan. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, size bir günah yoktur" sözü (gereğidir). İddet ifade edildiği gibi kadın üzerine vaciptir. İb­n Ebu Necîh, bunu Mucâhid'in görüşü olarak söyledi. Atâ'nın rivayetine göre İbn Abbas der ki: Bu ayet, kadının kendi ailesi yanında iddet beklemesini nesh etmiştir. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler. Bu, Yüce Allah'ın "Çıkarılmayarak..." sözünün gereğidir. Atâ der ki: Ka­dın isterse kocasının ailesi yanında iddet bekler ve kendine yapılan vasiyet çerçevesinde ikamet eder, isterse Yüce Allah'ın: "Onların yap­tıkları işlerden size günah yoktur" sözü gereği baş­ka yere çıkar gider. Yine Atâ der ki: Sonra miras ayeti (Nisâ: 11-12) geldi ve süknâ (mecburi ikamet) hakkını nesh etti. Artık mecburi ikamet olmaksızın di­lediği yerde iddetini bekler.


    Öneri Formu
287432 B005344 Buhari, Talak, 50


    Öneri Formu
16361 B005326 Buhari, Talak, 41


    Öneri Formu
16471 B005336 Buhari, Talak, 46


    Öneri Formu
16473 B005338 Buhari, Talak, 47