6725 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Habib, ona Ravh, ona İbn Cüreyc, ona Ata, ona da Ubeyd b. Umeyr şunu rivayet etti: "Ebu Musa, Ömer'den (yanına girmek için) izin istedi. (Ubeyd, bir önceki hadiste anlatılan) olayı (nakletti ve) bu rivayetinde (şunları da) söyledi: Sonra Ebu Musa, Ebu Said'le Ömer'in huzuruna gitti ve (hadisin sıhhati hakkında) şahitlik etti. Bunun üzerine Ömer, Rasulullah'ın (sav) bu buyruğu bana gizli mi kalmış? Beni (bunu öğrenmekten) pazarlarda yaptığım alışverişler alıkoydu. Fakat sen (bundan sonra benim yanıma girmek istediğin zaman) istediğin kadar selam ver. Fakat izin isteme! dedi."
Açıklama: Hz. Ömer, Ebû Musa'dan yanına girmesi için selam vermesinin yeterli olacağını, ayrıca izin istemesine gerek olmadığını belirtmiştir. Bu da onun tasarrufundan olan bir husustur.
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Açıklama: İbn Abbas'ın dikkat çektiği âyet şudur: "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nur, 24/58) Ebu Davud bu hadisi İb Sar, İbn Sabbâh ve İbn Abde adlı üç raviyeden nakletmiştir. Bu raivlerden İbn Sarh hadisi Süfyan'dan sema yoluyla diğer iki ise kıraat yoluyla nakletmişlerdir. Ebu Davud bu ayrıma dikkat çekmek için tahvil işaretinden önce, Süfyan ismi gelmeden tahdis lafzını zikretmiştir.
Bize Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Salim b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre İbn Ömer şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), kardeşini hayası nedeniyle azarlayan ensardan bir zata denk geldi ve "onu (rahat) bırak! Zira utanmak imandandır," buyurdu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Hafs, ona el-A'meş (Süleyman b. Mihran), ona da Talha (b. Musarrif), Huzeyl'in (b. Şurahbil) şöyle dediğini rivayet etti: Bir adam geldi Osman (b. Ebu Şeybe bu adamın) Sa'd (b. Ebu Vakkas) olduğunu rivayet etmiştir. Nebi'nin (sav) kapısının önünde durup içeri girmek için izin istedi ve kapının önüne dikildi. Osman (b. Ebu Şeybe bu sözü) kapıya karşı (dikildi) diye rivayet etti. Nebi (sav) ona; "kapıdan biraz geriye şöyle çekil veya şöyle dur. Çünkü (içeriye girmek için) izin isteme (kuralı) görmeyi engellemek için konulmuştur" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Habib ve Hişam, onlara Muhammed, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir kimsenin diğer bir kimseye (davet için) birini elçi olarak göndermesi, o kimsenin evine girmesine izin vermesi demektir."
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Bize Hasan b. Ali ve İbn Beşşar, o ikisine Osman b. Ömer, ona İsrail, ona Meysere b. Habib, ona Minhal b. Amr, ona Aişe bt. Talha, ona Ümmü'l-Mü'minin (Mü'minlerin annesi) Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah'a (sav) tavır, hal ve davranış bakımından -burada Hasan b. Ali benzeme yönüne ilişkin söz ve konuşmayı söylemiş tavır, davranış ve hal durumlarını söylememiştir- Fatıma'dan (Allah onun yüzünü ağartsın) daha fazla benzeyen birini görmedim. Fatıma onun huzuruna girdiği zaman Rasulullah ayağa kalkar, onun elini tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu. Rasulullah Fatıma'nın yanına girdiği zaman da o (benzer şekilde) hemen ayağa kalkar, babasının elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu."
Açıklama: Hz. Aişe'den Hz. Peygamber'in vefat etmeden evvelki hastalığı sırasında ya da hanımlarıyla birlikteyken Hz. Fatıma'yı çağırması ve onunla konuşması hakkında farklı isnadlarla rivayetler gelmiştir. Ancak bu rivayetlerin içeriği ile buradaki hadisin içeriği aynı değildir. Bu bakımdan buradaki hadisin isnadı ferddir (garip). Hadisin ilk dört ravisi (Hz. Aişe, Aişe bnt. Talha, Minhal b. Amr, Meysere b. Habib ve İsrail) kendi tabakalarında ferddir. Hadisin ravilerinden İsrail b. Yunus es-Sebii hakkında genellikle tadil az da olsa cerh ifadeleri vardır. İbn Sa'd güvenilir bir ravi olduğunu ve alimlerin ondan çok hadis naklettiklerini belirttikten sonra "Bazı kimseler onu zayıf sayardı" ifadesini kullanmıştır (İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, VI, 352).
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun! Müslümanın, (bir diğer müslüman) kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir."