6731 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Açıklama: İbn Abbas'ın dikkat çektiği âyet şudur: "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nur, 24/58) Ebu Davud bu hadisi İb Sar, İbn Sabbâh ve İbn Abde adlı üç raviyeden nakletmiştir. Bu raivlerden İbn Sarh hadisi Süfyan'dan sema yoluyla diğer iki ise kıraat yoluyla nakletmişlerdir. Ebu Davud bu ayrıma dikkat çekmek için tahvil işaretinden önce, Süfyan ismi gelmeden tahdis lafzını zikretmiştir.
Bize Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Salim b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre İbn Ömer şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), kardeşini hayası nedeniyle azarlayan ensardan bir zata denk geldi ve "onu (rahat) bırak! Zira utanmak imandandır," buyurdu.
Bize İsa b. İbrahim el-Birekî rivayet etti. Bu hadisi Ebu Davud et-Tayâlisî'den de işittim, ancak İsa'nın rivayetini daha iyi muhafaza ettim. İsa'ya Abdulkahir b. es-Serî (es-Sülemî), ona İbn Kinane b. Abbas b. Mirdas, ona da babasının rivayet ettiğine göre dedesi şöyle demiştir: Rasulullah (sav) güldü de Ebubekir (ra) - yahut Ömer- (ra) kendisine: "Allah yüzünüzden gülmeyi eksik etmesin" dedi. [Ravi daha sonra hadisin geriye kalanını rivayet etti.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Yunus ve Humeyd, ona Hasan, ona Abdullah b. Muğaffel rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz ki Allah kullarına karşı yumuşaklıkla muamele eder (onlar için kolaylık ister) ve yumuşaklığı sever. O yumuşak muameleye, sertliğe vermediği karşılığı (dünyada istenilen amaçlara ulaşma, ahirette ise mükafat olarak) verir."
Bize Hasan b. Ali ve Muhammed b. Yahya, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona İbn Abbas (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) Herakliüs'a şöyle bir mektup yazmıştı: "Allah'ın elçisi Muhammed'den Bizans kralı Heraklius'a! Selam hidayete uyanların üzerine olsun!" İbn Yahya, İbn Abbas'tan rivayet ettiğine göre Ebu Süfyan ona şöyle anlatmıştır. Biz de Heraklius'un huzuruna girdik. Bizi huzurunda oturttu ve Rasulullah'ın mektubunu istedi. Onda şöyle yazıyordu: "Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla. Allah'ın elçisi Muhammed'den Bizans kralı Heraklius'a. Selam hidayete uyanların üzerine olsun. Konuya gelirsek..."
Bize Hasan b. Ali ve İbn Beşşar, o ikisine Osman b. Ömer, ona İsrail, ona Meysere b. Habib, ona Minhal b. Amr, ona Aişe bt. Talha, ona Ümmü'l-Mü'minin (Mü'minlerin annesi) Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah'a (sav) tavır, hal ve davranış bakımından -burada Hasan b. Ali benzeme yönüne ilişkin söz ve konuşmayı söylemiş tavır, davranış ve hal durumlarını söylememiştir- Fatıma'dan (Allah onun yüzünü ağartsın) daha fazla benzeyen birini görmedim. Fatıma onun huzuruna girdiği zaman Rasulullah ayağa kalkar, onun elini tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu. Rasulullah Fatıma'nın yanına girdiği zaman da o (benzer şekilde) hemen ayağa kalkar, babasının elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu."
Açıklama: Hz. Aişe'den Hz. Peygamber'in vefat etmeden evvelki hastalığı sırasında ya da hanımlarıyla birlikteyken Hz. Fatıma'yı çağırması ve onunla konuşması hakkında farklı isnadlarla rivayetler gelmiştir. Ancak bu rivayetlerin içeriği ile buradaki hadisin içeriği aynı değildir. Bu bakımdan buradaki hadisin isnadı ferddir (garip). Hadisin ilk dört ravisi (Hz. Aişe, Aişe bnt. Talha, Minhal b. Amr, Meysere b. Habib ve İsrail) kendi tabakalarında ferddir. Hadisin ravilerinden İsrail b. Yunus es-Sebii hakkında genellikle tadil az da olsa cerh ifadeleri vardır. İbn Sa'd güvenilir bir ravi olduğunu ve alimlerin ondan çok hadis naklettiklerini belirttikten sonra "Bazı kimseler onu zayıf sayardı" ifadesini kullanmıştır (İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, VI, 352).
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Birbirinize buğzetmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun! Müslümanın, (bir diğer müslüman) kardeşine üç günden fazla küsmesi helal değildir."
Açıklama: Hz. Aişe'den Hz. Peygamber'in vefat etmeden evvelki hastalığı sırasında ya da hanımlarıyla birlikteyken Hz. Fatıma'yı çağırması ve onunla konuşması hakkında farklı isnadlarla rivayetler gelmiştir. Ancak bu rivayetlerin içeriği ile buradaki hadisin içeriği aynı değildir. Bu bakımdan buradaki hadisin isnadı ferddir (garip). Hadisin ilk dört ravisi (Hz. Aişe, Aişe bnt. Talha, Minhal b. Amr, Meysere b. Habib ve İsrail) kendi tabakalarında ferddir. Hadisin ravilerinden İsrail b. Yunus es-Sebii hakkında genellikle tadil az da olsa cerh ifadeleri vardır. İbn Sa'd güvenilir bir ravi olduğunu ve alimlerin ondan çok hadis naklettiklerini belirttikten sonra "Bazı kimseler onu zayıf sayardı" ifadesini kullanmıştır (İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, VI, 352).