10631 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona Amr, ona Atâ, ona da Câbir şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) döneminde Medine'ye dönerken hedy kurbanlarının etlerini azık yapardık. Muhammed (b. Selâm el-Bikendî), mutabaât yoluyla İbn Uyeyne'den bu rivayet ile aynı içerikte başka bir rivayette bulunmuştur. İbn Cüreyc şöyle demiştir: Atâ'ya, Câbir; 'Tâ ki (bu azıkla) Medine'ye geldik.' ifadesini kullandı mı? diye sordum, 'Hayır.' diye cevap verdi.
Bize Kuteybe, ona İsmail b. Cafer, ona Abdulmuttalib b. Abdullah b. Hantab'ın azatlı kölesi Amr b. Ebu Amr, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Ebu Talha'ya 'benim için gençlerinizden birisini tayin et de (Hayber'e yolculuğumda) bana hizmet etsin' buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talha beni bineğin arkasına alıp (Hz. Peygamber' (sav) götürdü. Artık ben (yolculukta) Rasulullah (sav) her konakladığında ona hizmet ediyordum. Çok kere 'Allah'ım! Gelecek endişesinden, geçmişe üzüntüden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç altında ezilmekten ve insanların baskısına uğramaktan Sana sığınırım' şeklinde dua ettiğini duyardım. Ben, her konakladığında kendisine hizmet ediyordum. Nihayet Hayber'den dönüyorduk. Rasulullah da kendisiyle (evlenmesi) için aldığı Safiye bt. Huyey ile dönüyordu. Ben, Rasulullah'ı (sav) bineğinin arkasında Safiye'ye bir aba veya örtü ile yer hazırladığını sonra da onu arkasına bindirdiğini görüyordum. Nihayet Sahbâ bölgesine gelmiştik. Rasulullah (sav) burada deriden sofralar üzerinde hays yemeği yaptırdı. Sonra da beni gönderdi, insanları yemeğe çağırdım, onlar da gelip yediler. İşte Rasulullah'ın (sav) Safiye ile evlenmesi böyle olmuştu. Sonra da yola koyuldu. Uhud dağını görünce 'bu öyle bir dağdır ki o bizi sever biz de onu severiz' buyurdu. Medine'yi gürünce de 'Allah'ım! İbrahim'in Mekke'yi harem (dokunulmaz) kıldığı gibi, ben de şu iki dağ arasındaki yeri (Medine'yi) harem (dokunulmaz) kılıyorum. Allah'ım! Medinelilerin müdlerini (ölçüp verdiklerini) ve sâ'larını (tartıp verdiklerini) bereketli kıl' diye dua etti."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهَمِّ وَالْحَزَنِ
Bize Kuteybe b. Saîd, ona İsmâil b. Cafer, ona Rabîa, ona da Kâsım b. Muhammed şöyle demiştir: "Berîre dolayısıyla üç hüküm gerçekleşmiştir: (Birincisi) Âişe onu satın alıp azat etmek istedi, ama sahipleri 'onun velayet hakkı bizimdir' dediler. Âişe durumu Rasulullah’a (sav) iletti. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav)'onların bu şartını kabul etsen de bir şey değişmez. Zira velâyet hakkı sadece köleyi âzat edene aittir' buyurdu. (İkincisi) O âzat edildiğinde kocasının yanında kalmakla ondan ayrılmak konusunda serbest bırakıldı. (Üçüncüsü) Bir gün Nebî (sav) Âişe’nin evine girdiğinde ateşin üzerinde kaynayan bir çömlek vardı. Yemek getirilmesini istediğinde kendisine ekmek ve ev katıklarından biri getirildi. Bunun üzerine o 'benim gördüğüm et (yemeği) değil miydi?' diye sordu. Onlar 'evet, ey Allah'ın Rasulü, fakat o Berîre’ye sadaka olarak verilmiş bir ettir, o da bize hediye etti. Bunun üzerine Peygamber (sav) 'O et, Berîre için sadaka, bizim için hediyedir' buyurdu."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona İshâk b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Mâlik şöyle dedi: "Bir terzi Hz. Peygamber'i (sav) yaptığı yemeğe davet etti. Ben de Hz. Peygamber'le (sav) beraber gittim. O zât Peygamber'e arpa ekmeği ile kabak ve kurutulmuş etle yapılan çorba ikram etti. Ben Peygamber'in yemek kabındaki kabakları aradığını gördüm. O günden sonra kabağı hep sevdim."