6745 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe (el-Absî) ve İbnü's-Serh, o ikisine Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona İbn Ebu Necih (es-Sekafi), ona (Abdurrahman) b. Amir (el-Mekkî), ona da Abdullah b. Amr (es-Sehmî) (Rasulullah buyurdu demeden nakletti.) –İbnü's-Serh'e göre ise Abdullah- Nebi (sav) şöyle buyurdu dedi: "Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün hakkını tanımayan bizden değildir." [Ebû Davud; seneddeki İbn Âmir'in Abdurrahman b. Amir olduğunu söylemiştir.]
Açıklama: Rivayette yer alan 'bizden değilidir' vurgusu, böyle davranmayanların müslüman olmadığını ifade etmek için kullanılmış bir beyan değildir. Ancak müslümanların en önemli vasfı olarak zikredilen ilişki biçiminini ihlal etmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu anlatmaktadır.
Bize Muhammed b. Alâ ve İbrahim b. Musa er-Râzî, onlara Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame), ona Ömer- İbrahim, bunun Ömer b. Hamza b. Abdullah el-Ömer olduğunu söyledi, ona Abdurrahman b. Sa'd, ona da Ebu Said el-Hudrî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Kişinin eşiyle birlikte olduktan sonra onun sırrını ifşa etmesi, Kıyamet gününde Allah katında (sorumluluğu) en büyük olan emanetlerdendir."
Bize Ahmed b. Said el-Hemdânî ve Ahmed b. Amr b. es-Serh- bu hadis el-Hendânî'nin rivayetidir ve daha tamdır- o ikisine İbn Vehb, ona Ebu Hani el-Havlanî, ona Abbas b. Cüleyd el-Hacrî, ona da Abdullah b. Amr şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber'e (sav) bir adam gelerek ya Rasulallah (sav) hizmetçiyi kaç defa affedelim? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sükût etti. Sonra adam bu soruyu Hz. Peygamber'e (sav) tekrar sordu. Hz. Peygamber (sav) yine sükût etti. Adam bu soruyu üçüncü kez tekrarlayınca; "onu günde yetmiş defa affedin" buyurdu.
Açıklama: Birinci ve ikinci defa sorulduğunda Hz. Peygamber’in (sav) soruya cevap vermemesi, sorudan hoşlanmadığına işaret etmektedir. Zira zayıf olanı affetmek müslümanın belirgin özelliğidir. Üçüncü defa sorulduğunda ‘Günde yetmiş defa affedin’ ifadesi ise, kesreti yani neredeyse her defasında affedin anlamına gelmektedir.
Bize Yahya b. İsmail ve İbn Ebu Halef, ona Yahya b. Yeman, ona Süfyan, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Meymun b. Ebu Şebib şöyle anlatmıştır: Hz. Aişe'ye (r.anha) bir dilenci uğradı. Ancak Hz. Aişe ona küçük bir şey verdi. (Daha sonra) Hz. Aişe'nin yanına üzerinde bir elbise ve durumu güzel olan bir adam uğradı. Hz. Aişe onu oturttu; adam da kendisine ikram edilenleri yedi. Bu durum kendisine sorulduğunda; Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "İnsanlara hak ettikleri gibi davranın." [Ebû Davud, Yahya'nın rivayetinde ihtisar olduğunu; Meymun'un da Hz. Aişe'yi görmediğini söylemiştir.]
Bize Ebu Şeybe'nin oğulları Osman ve Ebu Bekir, o ikisine Ebu Üsame, ona Fıtr, ona Münzir, ona Muhammed b. el-Hanefiyye, ona Hz. Ali rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) eğer senden sonra bir oğlum olursa, ona senin ismini verebilir miyim? Senin künyenle künyelendirebilir miyim? dedim. Hz. Peygamber de (sav); "evet" dedi. [Ebu Bekir b. Ebu Şeybe Hz. Ali'nin ben Rasulullah'a (sav) dedim ki sözünü rivayet etmedi. Ebu Bekir b. Ebu Şeybe bu hadisi Hz. Ali, Rasulullah'a (sav) dedi şeklinde rivayet etti.]
Açıklama: Ebu Davud ile Yahya b. Süleym arasında ta'lik vardır.