حَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فَلَمَّا انْصَرَفَ إِلَى الْمَكَانِ الَّذِى أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهِ وَجَدَ أَخْبِيَةً خِبَاءَ عَائِشَةَ وَخِبَاءَ حَفْصَةَ وَخِبَاءَ زَيْنَبَ فَلَمَّا رَآهَا سَأَلَ عَنْهَا فَقِيلَ لَهُ هَذَا خِبَاءُ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ وَزَيْنَبَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم آلْبِرَّ تَقُولُونَ بِهِنَّ . ثُمَّ انْصَرَفَ فَلَمْ يَعْتَكِفْ حَتَّى اعْتَكَفَ عَشْرًا مِنْ شَوَّالٍ . و سئل مالك عن رجل دخل المسجد لعكوفٍ فى العشر الأواخر من رمضان فأقام يوماً أو يومين ثم مرض فخرج من المسجد أ يجب عليه أن يعتكف ما بقي من العشر إذا صح أم لا يجب ذلك عليه و في أيّ شهر يعتكف إن وجب عليه ذلك فقال مالك يقضى ما وجب عليه من عكوف إذا صح فى رمضان أو غيره و قد بلغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم أراد العكوف فى رمضان ثم رجع فلم يعتكف حتى إذا ذهب رمضان اعتكف عشراً من شوال و المتطوع فى الإعتكاف فى رمضان والذي عليه الإعتكاف أمرهما واحد فيما يحل لهما و يحرم عليهما و لم يَبلُغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم كان اعتكافه إلا تطوعاً قال مالك فى المرأة إنها إذا اعتكفت ثم حاضت فى اعتكافها إنها ترجع إلى بيتها فإذا طهرت رجعت إلى المسجد أية ساعةٍ طهرت ثم تبني على ما مضى من اعتكافها و مثل ذلك المرأة يجب عليها صيام شهرين متتابعين فتحيض ثم تطهر فتبني على ما مضى من صيامها لا تؤخر ذلك.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35578, MU000698
Hadis:
حَدَّثَنِى زِيَادٌ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فَلَمَّا انْصَرَفَ إِلَى الْمَكَانِ الَّذِى أَرَادَ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهِ وَجَدَ أَخْبِيَةً خِبَاءَ عَائِشَةَ وَخِبَاءَ حَفْصَةَ وَخِبَاءَ زَيْنَبَ فَلَمَّا رَآهَا سَأَلَ عَنْهَا فَقِيلَ لَهُ هَذَا خِبَاءُ عَائِشَةَ وَحَفْصَةَ وَزَيْنَبَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم آلْبِرَّ تَقُولُونَ بِهِنَّ . ثُمَّ انْصَرَفَ فَلَمْ يَعْتَكِفْ حَتَّى اعْتَكَفَ عَشْرًا مِنْ شَوَّالٍ . و سئل مالك عن رجل دخل المسجد لعكوفٍ فى العشر الأواخر من رمضان فأقام يوماً أو يومين ثم مرض فخرج من المسجد أ يجب عليه أن يعتكف ما بقي من العشر إذا صح أم لا يجب ذلك عليه و في أيّ شهر يعتكف إن وجب عليه ذلك فقال مالك يقضى ما وجب عليه من عكوف إذا صح فى رمضان أو غيره و قد بلغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم أراد العكوف فى رمضان ثم رجع فلم يعتكف حتى إذا ذهب رمضان اعتكف عشراً من شوال و المتطوع فى الإعتكاف فى رمضان والذي عليه الإعتكاف أمرهما واحد فيما يحل لهما و يحرم عليهما و لم يَبلُغني أن رسول الله صلى الله عليه و سلم كان اعتكافه إلا تطوعاً قال مالك فى المرأة إنها إذا اعتكفت ثم حاضت فى اعتكافها إنها ترجع إلى بيتها فإذا طهرت رجعت إلى المسجد أية ساعةٍ طهرت ثم تبني على ما مضى من اعتكافها و مثل ذلك المرأة يجب عليها صيام شهرين متتابعين فتحيض ثم تطهر فتبني على ما مضى من صيامها لا تؤخر ذلك.
Tercemesi:
Bize Ziyad, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Amre bt. Abdurrahman, ona Aişe (r. anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) itikafa girmek istemişti. İtikafa gireceği yere varınca baktı ki Aişe'nin, Hafsa'nın ve Zeyneb'in çadırları orada kurulmuş. Onları görünce sordu. Kendisine, "Aişe'nin, Hafsa'nın ve Zeyneb'in çadırları!" olduğu bildirildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onlara hitaben "İyi bir şey mi yaptığınızı sanıyorsunuz?" dedi. Daha sonra da itikafa girmeden döndü gitti. Bunun yerine Şevval ayında on gün itikaf yaptı.
Malik'e, "Ramazan ayının son on gününde mescitte itikafa giren bir iki gün itikafta kalıp, hastalanan sonra da mescitten çıkan kişinin iyileştikten sonra on günden geri kalanlarında itikafa devam etmesinin gerekli olup olmadığı soruldu. Aynı şekilde herhangi bir ayda kendisine itikafın vacip olduğu kimse de geri kalan itikaf günlerini tamamlamak zorunda mıdır)"
Malik, "ister Ramazan aynı olsun ister diğer zamanlarda olsun kendisine vacip olan itikafı kaza eder" dedi. Bana ulaştığına göre Rasulullah Ramazan ayında itikafa girmeden dönüp gitmişti. ramazan ayında itikafa girmedi. onun yerine Şevval ayında on gün itikafa girdi. Ramazanda üzerinde nafile itikaf olan kimse ile yerine getirmesi gereken itikaf borcu olan kimse kendisine helal ve haram olan şeyler konusunda aynı durumdadırlar. Rasulullah'ın (sav) itikafının ise nafile olduğu bana ulaşmadı.
Malik, itikafa giren sonra hayız gören kadın hakkında da, o kadın evine döner, hangi saatte temizlenirse mescide döner ve başladığı itikafından geri kalanları tamamlar. Bunun benzeri iki ay aralıksız oruç tutması gereken kadın hayız görse, sonra temizlense tutamadığı oruçları tamamlaması gerekir, bunu ertelemez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 698, 1/112
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
İtikaf, Hz.Peygamberin itikafı
İtikaf, İtikafa girmek
İtikaf, Ramazan dışında
Bize Yahya (b. Yahya), ona Mâlik, ona Kasım b. Muhammed ve Abdullah b. Ömer'in azatlısı Nâfi' şöyle rivayet etmişlerdir:
"Allah'ın (tebâreke ve teâlâ) kitabındaki şu ayete göre itikâf oruçsuz olmaz: (Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde itikafta iken de eşlerinize yaklaşmayın.) (Bakara, 2/187) Çünkü Allah burada itikâfı oruçla birlikte zikretmiştir."
[İmam Malik 'Bize göre de uygulama bu hadise göredir. Yani itikâf ancak oruçlu iken olur' demiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35576, MU000696
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ وَنَافِعًا مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالاَ:
"لاَ اعْتِكَافَ إِلاَّ بِصِيَامٍ بِقَوْلِ اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى كِتَابِهِ (وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا الصِّيَامَ إِلَى اللَّيْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ)، فَإِنَّمَا ذَكَرَ اللَّهُ الاِعْتِكَافَ مَعَ الصِّيَامِ."
[قَالَ مَالِكٌ: وَعَلَى ذَلِكَ الأَمْرُ عِنْدَنَا أَنَّهُ لاَ اعْتِكَافَ إِلاَّ بِصِيَامٍ.]
Tercemesi:
Bize Yahya (b. Yahya), ona Mâlik, ona Kasım b. Muhammed ve Abdullah b. Ömer'in azatlısı Nâfi' şöyle rivayet etmişlerdir:
"Allah'ın (tebâreke ve teâlâ) kitabındaki şu ayete göre itikâf oruçsuz olmaz: (Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için. Sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Mescitlerde itikafta iken de eşlerinize yaklaşmayın.) (Bakara, 2/187) Çünkü Allah burada itikâfı oruçla birlikte zikretmiştir."
[İmam Malik 'Bize göre de uygulama bu hadise göredir. Yani itikâf ancak oruçlu iken olur' demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 696, 1/111
Senetler:
1. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
Konular:
KTB İTİKAF
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin
Bana Malik (b. Enes), ona da İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir:
"Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre ramazan orucunun kazası konusunda ihtilaf ettiler. Biri 'Kaza eden ara vererek tutar' derken, diğeri 'Ara vermeden tutar' dedi. 'Ara vererek tutar' diyenin hangisi olduğunu ise bilemiyorum."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287102, MU000679-2
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ:
"أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ وَأَبَا هُرَيْرَةَ اخْتَلَفَا فِى قَضَاءِ رَمَضَانَ، فَقَالَ أَحَدُهُمَا يُفَرِّقُ بَيْنَهُ، وَقَالَ الآخَرُ لاَ يُفَرِّقُ بَيْنَهُ. لاَ أَدْرِى أَيَّهُمَا قَالَ يُفَرِّقُ بَيْنَهُ."
Tercemesi:
Bana Malik (b. Enes), ona da İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir:
"Abdullah b. Abbas ve Ebu Hureyre ramazan orucunun kazası konusunda ihtilaf ettiler. Biri 'Kaza eden ara vererek tutar' derken, diğeri 'Ara vermeden tutar' dedi. 'Ara vererek tutar' diyenin hangisi olduğunu ise bilemiyorum."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 679, 1/107
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
KTB, ORUÇ
Oruç, orucun kefareti
Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona Mâlik, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın azatlısı Sümey şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir b. Abdurrahman itikâfa girer, def-i hacet için de Halid b. Velid'in yurdunda (sokağında), oda gibi kapalı bir bölüme, bir çatı altına giderdi. Müslümanlarla birlikte bayram namazını cemaatle beraber kılmadan da itikâftan çıkmazdı."
[Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona da Mâlik şöyle haber vermiştir: 'Ben, ilim ehlinden bazı kimselerin ramazanın son on gününde itikâfa girdiklerini ve insanlarla cemaat halinde bayram namazını kılmadan da itikâftan çıkmadıklarını gördüm.' Ziyad ayrıca Mâlik'ten şunu da aktarmıştır: 'Bana bu rivayet, fazilet ehli büyüklerimizden de ulaşmıştır. Bu konuda duyduklarım arasında en güzel rivayet de budur.']
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35577, MU000697
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ زِيَادِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ:
"أَنَّ أَبَا بَكْرِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ اعْتَكَفَ، فَكَانَ يَذْهَبُ لِحَاجَتِهِ تَحْتَ سَقِيفَةٍ فِى حُجْرَةٍ مُغْلَقَةٍ فِى دَارِ خَالِدِ بْنِ الْوَلِيدِ. ثُمَّ لاَ يَرْجِعُ حَتَّى يَشْهَدَ الْعِيدَ مَعَ الْمُسْلِمِينَ."
[حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ زِيَادٍ عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ رَأَى بَعْضَ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا اعْتَكَفُوا الْعَشْرَ الأَوَاخِرَ مِنْ رَمَضَانَ لاَ يَرْجِعُونَ إِلَى أَهَالِيهِمْ حَتَّى يَشْهَدُوا الْفِطْرَ مَعَ النَّاسِ. قَالَ زِيَادٌ قَالَ مَالِكٌ وَبَلَغَنِى ذَلِكَ عَنْ أَهْلِ الْفَضْلِ الَّذِينَ مَضَوْا. وَهَذَا أَحَبُّ مَا سَمِعْتُ إِلَىَّ فِى ذَلِكَ.]
Tercemesi:
Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona Mâlik, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman'ın azatlısı Sümey şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir b. Abdurrahman itikâfa girer, def-i hacet için de Halid b. Velid'in yurdunda (sokağında), oda gibi kapalı bir bölüme, bir çatı altına giderdi. Müslümanlarla birlikte bayram namazını cemaatle beraber kılmadan da itikâftan çıkmazdı."
[Bize Yahya (b. Yahya), ona Ziyâd b. Abdurrahman, ona da Mâlik şöyle haber vermiştir: 'Ben, ilim ehlinden bazı kimselerin ramazanın son on gününde itikâfa girdiklerini ve insanlarla cemaat halinde bayram namazını kılmadan da itikâftan çıkmadıklarını gördüm.' Ziyad ayrıca Mâlik'ten şunu da aktarmıştır: 'Bana bu rivayet, fazilet ehli büyüklerimizden de ulaşmıştır. Bu konuda duyduklarım arasında en güzel rivayet de budur.']
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 697, 1/111
Senetler:
1. Ebu Bekir b. Abdurrahman el-Mahzumi (Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam)
2. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
Konular:
İtikaf, İtikafa girmek
İtikaf, Ramazanda İtikaf
KTB İTİKAF
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35528, MU000649
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ أَبِى النَّضْرِ مَوْلَى عُمَرَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ أَنَّ عَائِشَةَ بِنْتَ طَلْحَةَ أَخْبَرَتْهُ أَنَّهَا كَانَتْ عِنْدَ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَدَخَلَ عَلَيْهَا زَوْجُهَا هُنَالِكَ وَهُوَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ الصِّدِّيقِ وَهُوَ صَائِمٌ فَقَالَتْ لَهُ عَائِشَةُ مَا يَمْنَعُكَ أَنْ تَدْنُوَ مِنْ أَهْلِكَ فَتُقَبِّلَهَا وَتُلاَعِبَهَا فَقَالَ أُقَبِّلُهَا وَأَنَا صَائِمٌ قَالَتْ نَعَمْ .
Tercemesi:
Bize Ebu Nadr mevlâ Ömer b. Ubeydullah, ona da Aişe bt. Talha şöyle rivayet etmiştir:
Kendisi Nebî'nin (sav) hanımı Aişe'nin yanında imiş. (O esnada) kocası Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Bekir, oruçlu iken çıkagelmiş. Aişe, ona, "hanımına yaklaşıp onu öpmekten ve onunla oynaşmaktan seni alıkoyan da nedir?" demiş. (Abdullah), "oruçlu olduğum halde onu öpebilir miyim?" demiş. (Aişe) de "evet" demiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 649, 1/102
Senetler:
()
Konular:
Oruç, oruçlunun eşini öpmesi, eşine dokunması
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم كَانَتْ إِذَا ذَكَرَتْ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَبِّلُ وَهُوَ صَائِمٌ تَقُولُ وَأَيُّكُمْ أَمْلَكُ لِنَفْسِهِ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35530, MU000651
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم كَانَتْ إِذَا ذَكَرَتْ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُقَبِّلُ وَهُوَ صَائِمٌ تَقُولُ وَأَيُّكُمْ أَمْلَكُ لِنَفْسِهِ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
Tercemesi:
İmam Mâlik'e şöyle bir hadis ulaşmıştır:
Nebî'nin (sav) hanımı Aişe, Rasulullah'ın (sav) oruçlu iken (hanımını) öptüğünü zikrettiğinde "Hanginiz nefsine Rasulullah (sav) daha fazla sahiptir ki!" dermiş.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 651, 1/102
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Oruç, oruçlunun eşini öpmesi, eşine dokunması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35532, MU000653
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ سُئِلَ عَنِ الْقُبْلَةِ لِلصَّائِمِ فَأَرْخَصَ فِيهَا لِلشَّيْخِ وَكَرِهَهَا لِلشَّابِّ .
Tercemesi:
Bize Zeyd b. Eslem, ona da Atâ b. Yesâr şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Abbas'a oruçlunun (hanımını) öpmesi hakkında soru soruldu. O da yaşlı için ruhsat tanıdı ve genç için (öpmeyi) mekruh gördü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 653, 1/102
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
Konular:
Oruç, oruçlunun eşini öpmesi, eşine dokunması
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ سَافَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى رَمَضَانَ فَلَمْ يَعِبِ الصَّائِمُ عَلَى الْمُفْطِرِ وَلاَ الْمُفْطِرُ عَلَى الصَّائِمِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35535, MU000657
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ حُمَيْدٍ الطَّوِيلِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّهُ قَالَ سَافَرْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى رَمَضَانَ فَلَمْ يَعِبِ الصَّائِمُ عَلَى الْمُفْطِرِ وَلاَ الْمُفْطِرُ عَلَى الصَّائِمِ .
Tercemesi:
Bize Humeyd et-Tavil, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile beraber Ramazan'da yolculuk yaptık da ne oruç tutan tutmayanı ne de oruç tutmayan tutanı ayıpladı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 657, 1/103
Senetler:
()
Konular:
Oruç, seferde
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35575, MU000695
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَأَلَ ابْنَ شِهَابٍ عَنِ الرَّجُلِ يَعْتَكِفُ هَلْ يَدْخُلُ لِحَاجَتِهِ تَحْتَ سَقْفٍ فَقَالَ نَعَمْ لاَ بَأْسَ بِذَلِكَ . قَالَ مَالِكٌ الأَمْرُ عِنْدَنَا الَّذِى لاَ اخْتِلاَفَ فِيهِ أَنَّهُ لاَ يُكْرَهُ الاِعْتِكَافُ فِى كُلِّ مَسْجِدٍ يُجَمَّعُ فِيهِ وَلاَ أُرَاهُ كُرِهَ الاِعْتِكَافُ فِى الْمَسَاجِدِ الَّتِى لاَ يُجَمَّعُ فِيهَا إِلاَّ كَرَاهِيَةَ أَنْ يَخْرُجَ الْمُعْتَكِفُ مِنْ مَسْجِدِهِ الَّذِى اعْتَكَفَ فِيهِ إِلَى الْجُمُعَةِ أَوْ يَدَعَهَا فَإِنْ كَانَ مَسْجِدًا لاَ يُجَمَّعُ فِيهِ الْجُمُعَةُ وَلاَ يَجِبُ عَلَى صَاحِبِهِ إِتْيَانُ الْجُمُعَةِ فِى مَسْجِدٍ سِوَاهُ فَإِنِّى لاَ أَرَى بَأْسًا بِالاِعْتِكَافِ فِيهِ لأَنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى قَالَ وَأَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ فَعَمَّ اللَّهُ الْمَسَاجِدَ كُلَّهَا وَلَمْ يَخُصَّ شَيْئًا مِنْهَا . قَالَ مَالِكٌ فَمِنْ هُنَالِكَ جَازَ لَهُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِى الْمَسَاجِدِ الَّتِى لاَ يُجَمَّعُ فِيهَا الْجُمُعَةُ إِذَا كَانَ لاَ يَجِبُ عَلَيْهِ أَنْ يَخْرُجَ مِنْهُ إِلَى الْمَسْجِدِ الَّذِى تُجَمَّعُ فِيهِ الْجُمُعَةُ . قَالَ مَالِكٌ وَلاَ يَبِيتُ الْمُعْتَكِفُ إِلاَّ فِى الْمَسْجِدِ الَّذِى اعْتَكَفَ فِيهِ إِلاَّ أَنْ يَكُونَ خِبَاؤُهُ فِى رَحَبَةٍ مِنْ رِحَابِ الْمَسْجِدِ وَلَمْ أَسْمَعْ أَنَّ الْمُعْتَكِفَ يَضْرِبُ بِنَاءً يَبِيتُ فِيهِ إِلاَّ فِى الْمَسْجِدِ أَوْ فِى رَحَبَةٍ مِنْ رِحَابِ الْمَسْجِدِ وَمِمَّا يَدُلُّ عَلَى أَنَّهُ لاَ يَبِيتُ إِلاَّ فِى الْمَسْجِدِ قَوْلُ عَائِشَةَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا اعْتَكَفَ لاَ يَدْخُلُ الْبَيْتَ إِلاَّ لِحَاجَةِ الإِنْسَانِ . وَلاَ يَعْتَكِفُ فَوْقَ ظَهْرِ الْمَسْجِدِ وَلاَ فِى الْمَنَارِ يَعْنِى الصَّوْمَعَةَ . وَقَالَ مَالِكٌ يَدْخُلُ الْمُعْتَكِفُ الْمَكَانَ الَّذِى يُرِيدُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهِ قَبْلَ غُرُوبِ الشَّمْسِ مِنَ اللَّيْلَةِ الَّتِى يُرِيدُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهَا حَتَّى يَسْتَقْبِلَ بِاعْتِكَافِهِ أَوَّلَ اللَّيْلَةِ الَّتِى يُرِيدُ أَنْ يَعْتَكِفَ فِيهَا وَالْمُعْتَكِفُ مُشْتَغِلٌ بِاعْتِكَافِهِ لاَ يَعْرِضُ لِغَيْرِهِ مِمَّا يَشْتَغِلُ بِهِ مِنَ التِّجَارَاتِ أَوْ غَيْرِهَا وَلاَ بَأْسَ بِأَنْ يَأْمُرَ الْمُعْتَكِفُ بِبَعْضِ حَاجَتِهِ بِضَيْعَتِهِ وَمَصْلَحَةِ أَهْلِهِ وَأَنْ يَأْمُرَ بِبَيْعِ مَالِهِ أَوْ بِشَىْءٍ لاَ يَشْغَلُهُ فِى نَفْسِهِ فَلاَ بَأْسَ بِذَلِكَ إِذَا كَانَ خَفِيفًا أَنْ يَأْمُرَ بِذَلِكَ مَنْ يَكْفِيهِ إِيَّاهُ . قَالَ مَالِكٌ لَمْ أَسْمَعْ أَحَدًا مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ يَذْكُرُ فِى الاِعْتِكَافِ شَرْطًا وَإِنَّمَا الاِعْتِكَافُ عَمَلٌ مِنَ الأَعْمَالِ مِثْلُ الصَّلاَةِ وَالصِّيَامِ وَالْحَجِّ وَمَا أَشْبَهَ ذَلِكَ مِنَ الأَعْمَالِ مَا كَانَ مِنْ ذَلِكَ فَرِيضَةً أَوْ نَافِلَةً فَمَنْ دَخَلَ فِى شَىْءٍ مِنْ ذَلِكَ فَإِنَّمَا يَعْمَلُ بِمَا مَضَى مِنَ السُّنَّةِ وَلَيْسَ لَهُ أَنْ يُحْدِثَ فِى ذَلِكَ غَيْرَ مَا مَضَى عَلَيْهِ الْمُسْلِمُونَ لاَ مِنْ شَرْطٍ يَشْتَرِطُهُ وَلاَ يَبْتَدِعُهُ وَقَدِ اعْتَكَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعَرَفَ الْمُسْلِمُونَ سُنَّةَ الاِعْتِكَافِ . قَالَ مَالِكٌ وَالاِعْتِكَافَ وَالْجِوَارُ سَوَاءٌ وَالاِعْتِكَافُ لِلْقَرَوِىِّ وَالْبَدَوِىِّ سَوَاءٌ .
Tercemesi:
İmam Malik'ten: İbn Şihab'a, "İtikâfta bulunan kimse def-i hacet için tavan altına girebi lir mi?" diye sordum. "Evet, bir mahzur yok!" cevabını verdi. Biz Medineliîer arasında da bu konuda bir ihtilâf yoktur.
İmam Malik'ten: Cuma namazı kılınan her mescitte itikâfa girilir. Cuma namazı kılınmayan mescitlerde itikâfa ğirmenir mekruh oluşu zannedersem itikâflının cuma namazı için başka bir mescide çıkmak zorunda olması veya cumayı terketmesi dola yısıyladır. îtikâfta olan kimsenin başka mescide cuma namazınc gitmesi vacip olmaz. Ben cuma namazı kılınmayan mescitte itikâ fa girilmesinde mahzur göremiyorum. Çünkü Allah Teâlâ: "şu mescitlerde itikâfta iken..." buyurarak, bütün mescitlerdi itikâfa girileceğine işaret etmiş, itikâfiçin özel mescit tayin etmemiştir.
İmam Malik der ki: Bu ayetten de anlaşılıyor ki, cuma namazı kılınmayan mescitlerde itikâf caiz olur, çünkü onun cuma kılınar bir mescide gitmesi üzerine vacib değildir.
İmam Malik der ki: İtikâfa giren bulunduğu yerden başka biı yerde yatamaz. Ancak çadırı mescidin avlusunda ise orada yata bilir. İtikâfa girenin geceleri kalmak için kendine bir yer yapabile ceğini söyleyen hiç kimse duymadım. İtikâfa giren sadece mescitti ya da mescidin avlusunda kalabilir. İtikâfa girenin geceleri nıes çitten başka, yerde yatamıyacağına dair delillerden bir tanesi di Hz. Aişe'nin şu rivayetidir: "Resulullah (s.a.v.) itikâfa girdiği za man eve sadece büyük ve küçük abdest için girerdi."
İmam Malik der ki'Mescidin damında ve minarede itikâfa girilmez.
itikâfa girme vaktiyle ilgili olarak îmam Malik şöyle der: İtikâfa girecek olan kimse, itikâfa gireceği günün gecesi orada olmak için güneş batmadan önce itikâf yerinde hazır bulunmalıdır. itikâfa giren başkalarının ilgileneceği ticaret ve benzeri işlerle ilgilenmez, sadece itikâfla meşgul olur. İtikâfta bulunanın bazı önemli işleri, ailevi işleri ve bazı alış - veriş konularında emirler vermesi, kendisini fazlaca meşgul etmeden ilgilenmesi caizdir. Bütün bu işler, yapacak olanı fazla meşgul etmeyecek kadar az olursa ilgilenmekte bir mahzur yoktur.
İmam Malik der ki: Alimlerden hiç kimsenin itikâfta bazı şartlar ileri sürdüğünü duymadım. İtikâf da, namaz, oruç, hac ve benzeri ibadetler gibi ibadetlerden biridir. Herkim bu ibadetlerden birini yapacak olursa sünnete uygun olarak yapar. Bu konuda müslümanların yapmadıkları bir şey uydurmak, olmayan bir şart koymak ve bidatlar icat etmek caiz değildir. Resûlullah (s.a.v.) itikâfa girmiştir, müslümanlar itikâfın nasıl olduğunu bilmektedirler.
İmam Malik der ki: İtikâf ve muahede aynı şeydir. İtikâf köylü için de, kentli için de aynıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 695, 1/110
Senetler:
()
Konular:
İtikaf, itikaflının yapıp yapamayacağı şeyler
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَائِشَةَ كَانَتْ إِذَا اعْتَكَفَتْ لاَ تَسْأَلُ عَنِ الْمَرِيضِ إِلاَّ وَهِىَ تَمْشِى لاَ تَقِفُ . قال مالك لا يأتي المعتكف حاجته ولا يخرج لها ولا يُعينُ أحداً إلا أن يخرج لحاجة الإنسان و لو كان خارجاً لحاجة أحدٍ لكان أحق ما يُخرَج إليه عيادةُ المريض و الصلاة على الجنائز واتّباعُها قال مالك لا يكون المعتكف معتكفاً حتى يجتنب ما يجتنب المعتكف من عيادة المريض و الصلاة على الجنائز و دخول البيت إلا لحاجة الإنسان.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35574, MU000694
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَمْرَةَ بِنْتِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ عَائِشَةَ كَانَتْ إِذَا اعْتَكَفَتْ لاَ تَسْأَلُ عَنِ الْمَرِيضِ إِلاَّ وَهِىَ تَمْشِى لاَ تَقِفُ . قال مالك لا يأتي المعتكف حاجته ولا يخرج لها ولا يُعينُ أحداً إلا أن يخرج لحاجة الإنسان و لو كان خارجاً لحاجة أحدٍ لكان أحق ما يُخرَج إليه عيادةُ المريض و الصلاة على الجنائز واتّباعُها قال مالك لا يكون المعتكف معتكفاً حتى يجتنب ما يجتنب المعتكف من عيادة المريض و الصلاة على الجنائز و دخول البيت إلا لحاجة الإنسان.
Tercemesi:
Abdurrahman'ın kızı Amre'den: Hz. Aişe itikâfa girdiği zaman bir yerde durmadan, yürüyüp giderken hastaların halini sorardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 694, 1/110
Senetler:
()
Konular:
İtikaf, itikaflının yapıp yapamayacağı şeyler