4875 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Vekî [b. Cerrâh], Abdürrezzâk [b. Hemmâm], Ebu Ahmed [Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî] ve Ebu Nu'aym [Fadl b. Amr], onlara Süfyân es-Sevrî], ona Zeyd el-Ammî, ona Ebu İyâs Muâviye b. Kurra, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ezan ile kamet arasındaki dua geri çevrilmez." Ebu İsa şöyle demiştir: Enes hadisi, hasen-sahih bir hadistir. (Bu hadisi) Ebu İshak el-Hemdânî, ona Büreyd b. Ebu Meryem, ona da Enes b. Malik, Nebî (sav)'den benzer şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Hadisin açıklamasında geçen hasen-sahih terimleri Tirmizî'nin kullandığı hadis usulü kavramlarıdır. Tirmizî hadisleri değerlendirirken zaman zaman “hasen-sahih”, “hasen-garîb”, “sahih-hasen-garîb” şeklinde ikili ya da üçlü ifadeler kullanır. Kendisi tarafından açıkça belirtilmediği için bu terimlerin anlamları hakkında farklı yorumlar yapılmıştır. (İsmail L. Çakan, "el-Câmiu’s-Sahîh" Diyanet İslam Ansiklopedisi, İstanbul 1993, 7:129-132). Tirmizî’nin hasen hadis kavramı ile ilgili bilgiler için Suyûtî’nin Tedrîbu’r-râvî’sine bakılabilir.(Suyûtî, Tedrîbu’r-râvî, Lübnan 1417/1996, 1:76-89)
Açıklama: ''صَلاَةُ الْحَائِضِ'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 314.
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona Alâ b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Beş vakit namaz ve diğer cumaya kadar kıldığı cuma (namazı), büyük günahlar işlenmediği sürece, aralarında işlediği günahlara kefarettir." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Câbir, Enes ve Hanzala el-Esediyye'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Hureyre'nin bu hadisi, hasen-sahih bir hadistir.]
Açıklama: Metindeki ''قَالَ وَلَمْ أَرَ أَحَدًا مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ أَبْغَضَ إِلَيْهِ الْحَدَثُ فِى الإِسْلاَمِ يَعْنِى مِنْهُ'' ifadesi tercümeye yansıtılırken ''يَعْنِى مِنْهُ'' ibaresinden kastın sahâbi Abdullah olduğu bilindiğinden ve daha güzel bir Türkçe ile belirtilmek istenildiğinden ''İslâm'daki bu bidatin, Rasulullah (sav)'ın ashabından babam hariç olmak üzere, kendisine daha ağır gelen bir kimseyi görmedim'' şekinde bir kullanım tercih edilmiştir. Tercüme esnasında tasarrufta bulunulduğunun farkındalığı malumdur. Tirmizî'nin hadisi hasen olarak değerlendirmesi senetteki İbn Abdullah'ın meçhûl oluşundan dolayı tenkid konusu olmuştur (Aynî, Umdetü'l-kârî şerhu Sahihi'l-Buhârî, Dârü İhyâi't-Turâsi'l-Arabî, V, 283).
Açıklama: Tirmizî'nin hadisin akabinde bulunduğu değerlendirmeler (وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ فِى هَذَا إِذَا كَرِهَ وَاحِدٌ أَوِ اثْنَانِ أَوْ ثَلاَثَةٌ فَلاَ بَأْسَ أَنْ يُصَلِّىَ بِهِمْ حَتَّى يَكْرَهَهُ أَكْثَرُ الْقَوْمِ) tercümeye yansıtılırken, düzgün bir Türkçe ile ifade edebilmek adına birtakım tasarruflarda bulunulmuştur.