10631 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyân, ona Amr b. Dinâr, ona Cabir b. Zeyd, ona da Abdullah b. Abbas'ın (r.anhüma) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İzârı olmayan kimse sirval (don, şalvar) giysin; nalini (terliği) olmayan ise, mest giysin".
Açıklama: İzâr: Peştemal gibi belden aşağı bağlanan örtüye izar denir. Hz. Peygamber zamanında takım elbise iki parçadan oluşurdu. İhram gibi omuzdan aşağıya atılan yahut bağlanan parçaya rida, belden aşağıya bağlanan parçaya ise izar denirdi. Günümüzde hacca gidenlerin ihram niyetiyle belden aşağıya bağladıkları büyücek havlu izar adını alır. Kefende izâr parçası vardır. Erkeğin kefeni kamîs, izâr ve lifâfe adı verilen üç parça bezden oluşur. Kamîs boyun kısmından ayaklara kadar uzanan ve gömlek yerine geçen, izâr da don veya eteklik yerini tutan ve baştan ayağa kadar uzanan bir bezdir. Lifâfe ise sargı yerinde olup baştan ayağa kadar uzanarak baş ve ayak taraflarından düğümlenir. (Keskin, Mehmet, "Kefen", Türkiye Diyanet Vakfı İslân Ansiklopedisi (DİA), XXV, 184-185.) Sirvâl ise, göbek ile diz arasını yahut göbekten ayaklara kadar örten, ağı bol olan, bele bir uçkurla bağlanan geniş kesimli pijamaya, şalvara, pantolona benzeyen bir elbise çeşididir. Buna göre kısa olanı yani dizlere kadar uzananına iç don, uzun olanına ise şalvar gibi nitelenebilir. Sirvâl genellikle izârın altından giyilir. İzâr bulunmadığı takdirde tek başına da giyilebilir. Nalin: Hz. Peygamber zamanında insanların ayaklarına giydiği, terliğe, takunyaya benzeyen bir eşyadır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona (Süfyan) b. Uyeyne, ona Amr (b. Dinar), ona da Cabir b. Abdullah (r.anhüma) şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Übey kabre konulduktan sonra Hz. Peygamber (sav), kabrinin başına geldi ve onun kabirden çıkarılmasını emretti. Bu emir üzerine, naaş kabirden çıkarılarak Hz. Peygamber'in iki dizinin üzerine konuldu. Hz. Peygamber, Abdullah b. Übey'in üzerine tükrüğüyle üfledi ve kendi gömleğini de ona giydirdi. (Hz. Peygamber'in bunu niçin yaptığını) en iyi Allah bilir.
Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona Nafi', ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle demiştir: "Bir kişi ayağa kalktı ve “Yâ Rasûlallah! İhrama gireceğimiz zaman bize ne giymemizi emir buyurursunuz?” diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Gömlek, don, sarık, bornoz, mest türü şeyler giymeyiniz. Ancak bir çift terliği bulunmayan kimse, topuklardan aşağıda olan mest giysin. Ayrıca, za'ferân ve vers bitkisi boyaları dokunmuş elbiseler giymeyiniz."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona Salim, ona da babasının (Abdullah b. Ömer) bildirdiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "ihramlı kimse gömlek giyemez, sarık saramaz, şalvar, bornoz, safran ve vers (alaçehre çiçeği, Yemen safranı) ile boyanmış elbise giyemez. Ancak nalın (terlik, ayakkabı) bulamayacak olursa mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona da Abdullah b. Dînâr'ın naklettiğine göre, Abdullah b. Ömer (ra) şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) ihrama giren kimseye safran veya vers (alaçehre çiçeği, Yemen safranı) ile boyanmış elbise giymesini yasakladı ve: "Nalin (terlik, ayakkabı) bulamayan kimse, mest giysin; (ama) topuklarının altında kalacak şekilde (mestin konçlarını) kessin." buyurdu.
Bize Muhammed Müsenna, ona Gunder, ona Şu'be, ona da Avn b. Ebu Cuhayfe şöyle demiştir: Babası (Ebu Cuhayfe) hacamat yapan bir köle satın almış (ve kölenin hacamat aletlerinin kırılmasını emretmiş), ardından da şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) hacamat yaparak, köpek satarak, fuhuş yaparak para kazanmayı yasaklamış, faiz yiyene, yedirene, dövme yapana, dövme yaptırana ve suret yapan, put imal eden musavvire lanet etmiştir.
Bize İshak b. İbrahim, ona Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası Urve b. Zübeyir, ona da Aişe (ra) şöyle demiştir: "Bir seferde kız kardeşim Esma'ya ait olan bir gerdanlık kayboldu. Rasulullah (sav) onun aranması için birkaç adam yolladı. Bunlar ararken namaz vakti de geldi. Kendileri abdestli değillerdi ve bir su da bulamadılar. Artık çaresiz abdestsiz olarak namazı kıldılar. Döndüklerinde durumu Hz. Peygamber'e söylediler. Bunun üzerine Allah Teyemmüm ayetini [Mâide, 6] indirdi." [Abdullah b. Numeyr, Hişâm ve Aişe'den rivayetinde “Âişe bu gerdanlığı kız kardeşi Esma'dan ödünç olarak almıştı” ifadesini eklemiştir.]
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, babası Ebu Cuhayfe'yi şöyle derken gördüğünü nakletmiştir. Hz. Peygamber (sav), hacamat yaparak, köpek satarak kazanılan parayı, faiz yemeyi ve yedirmeyi, dövme yapma ve yaptırmayı yasaklamıştır.