Bize Ali b. Hucr, ona Abdullah b. Mübârek ve Hikl b. Ziyâd, onlara Evzâî, ona Kurre b. Abdurrahman, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Selamı uzatmamak sünnettir.
Ali b. Hucr, Abdullah b. Mübarek'ten naklen "selamı uzatmamak" demiştir.
[Ebu İsa şöyle demiştir: bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu, ilim ehlinin müstehap gördüğü (yestehibuhu) görüştür. İbrahim en-Nehaî'den rivayet edildiğine göre o, "tekbir ve selam uzatılmaz" demiştir. Hikl (için) Evzâî'nin katibidir denilirdi.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280764, T000297-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ وَهِقْلُ بْنُ زِيَادٍ عَنِ الأَوْزَاعِىِّ عَنْ قُرَّةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ:
"حَذْفُ السَّلاَمِ سُنَّةٌ"
[قَالَ عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ : يَعْنِى أَنْ لاَ تَمُدَّهُ مَدًّا . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهُوَ الَّذِى يَسْتَحِبُّهُ أَهْلُ الْعِلْمِ. وَرُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ أَنَّهُ قَالَ: التَّكْبِيرُ جَزْمٌ وَالسَّلاَمُ جَزْمٌ . وَهِقْلٌ يُقَالُ كَانَ كَاتِبَ الأَوْزَاعِىِّ .]
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona Abdullah b. Mübârek ve Hikl b. Ziyâd, onlara Evzâî, ona Kurre b. Abdurrahman, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Selamı uzatmamak sünnettir.
Ali b. Hucr, Abdullah b. Mübarek'ten naklen "selamı uzatmamak" demiştir.
[Ebu İsa şöyle demiştir: bu, hasen-sahih bir hadistir. Bu, ilim ehlinin müstehap gördüğü (yestehibuhu) görüştür. İbrahim en-Nehaî'den rivayet edildiğine göre o, "tekbir ve selam uzatılmaz" demiştir. Hikl (için) Evzâî'nin katibidir denilirdi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 107, 2/93
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Kurra b. Abdurrahman el-Meafiri (Kurra b. Abdurrahman b. Hayveîl b. Nâşire)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
7. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Namazda selam
Namaz, namazdan çıkış
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280717, T000157-2
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ وَأَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا اشْتَدَّ الْحَرُّ فَأَبْرِدُوا عَنِ الصَّلاَةِ فَإِنَّ شِدَّةَ الْحَرِّ مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَأَبِى ذَرٍّ وَابْنِ عُمَرَ وَالْمُغِيرَةِ وَالْقَاسِمِ بْنِ صَفْوَانَ عَنْ أَبِيهِ وَأَبِى مُوسَى وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأَنَسٍ . قَالَ وَرُوِىَ عَنْ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا وَلاَ يَصِحُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدِ اخْتَارَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ تَأْخِيرَ صَلاَةِ الظُّهْرِ فِى شِدَّةِ الْحَرِّ. وَهُوَ قَوْلُ ابْنِ الْمُبَارَكِ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . قَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا الإِبْرَادُ بِصَلاَةِ الظُّهْرِ إِذَا كَانَ مَسْجِدًا يَنْتَابُ أَهْلُهُ مِنَ الْبُعْدِ فَأَمَّا الْمُصَلِّى وَحْدَهُ وَالَّذِى يُصَلِّى فِى مَسْجِدِ قَوْمِهِ فَالَّذِى أُحِبُّ لَهُ أَنْ لاَ يُؤَخِّرَ الصَّلاَةَ فِى شِدَّةِ الْحَرِّ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَمَعْنَى مَنْ ذَهَبَ إِلَى تَأْخِيرِ الظُّهْرِ فِى شِدَّةِ الْحَرِّ هُوَ أَوْلَى وَأَشْبَهُ بِالاِتِّبَاعِ. وَأَمَّا مَا ذَهَبَ إِلَيْهِ الشَّافِعِىُّ أَنَّ الرُّخْصَةَ لِمَنْ يَنْتَابُ مِنَ الْبُعْدِ وَالْمَشَقَّةِ عَلَى النَّاسِ فَإِنَّ فِى حَدِيثِ أَبِى ذَرٍّ مَا يَدُلُّ عَلَى خِلاَفِ مَا قَالَ الشَّافِعِىُّ . قَالَ أَبُو ذَرٍّ : كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَأَذَّنَ بِلاَلٌ بِصَلاَةِ الظُّهْرِ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « يَا بِلاَلُ أَبْرِدْ ثُمَّ أَبْرِدْ » . فَلَوْ كَانَ الأَمْرُ عَلَى مَا ذَهَبَ إِلَيْهِ الشَّافِعِىُّ لَمْ يَكُنْ لِلإِبْرَادِ فِى ذَلِكَ الْوَقْتِ مَعْنًى لاِجْتِمَاعِهِمْ فِى السَّفَرِ وَكَانُوا لاَ يَحْتَاجُونَ أَنْ يَنْتَابُوا مِنَ الْبُعْدِ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Seleme, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Sıcak şiddetlendiğinde (öğle) namazını serinliğe bırakın. Çünkü sıcaklığın şiddeti cehennemin kaynamasındandır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Said'den, Ebu Zer'den, İbn Ömer'den, Muğîre'den, Kâsım b. Safvân vasıtasıyla babasından, Ebu Musa'dan, İbn Abbas'tan ve Enes'ten de hadis rivayet edilmiştir. Bu konuda Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber (sav)'den hadis rivayet edildiyse de sahih değildir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinden bir kısım, sıcağın şiddetli (olduğu zamanlar)da öğle namazını geciktirmeyi tercih etmişlerdir. Bu görüş, İbn Mübârek, Ahmed ve İshâk'ın da görüşüdür. Şâfiî ise şöyle demiştir: Öğle namazını serinliğe bırakmak, sadece, insanların uzak yerden geldiği mescid için söz konusudur. Tek başına namaz kılan ya da topluluğunun mescidinde namaz kılana gelince, benim tercihime göre, sıcağın şiddetinden dolayı namazın geciktirilmemesi daha uygundur. Ebu İsa şöyle demiştir: Sıcağın şiddetinden dolayı öğle namazını geciktirmeyi benimseyenlerin görüşü tabi olmaya daha uygun ve daha doğrudur. Şâfiî'nin benimsediği görüşe (yani), uzaktan (mescide) gelen ve insanlara meşakkatli gelmesi meselesine gelince, Ebu Zer hadisinde Şâfiî'nin görüşünün aksini gösteren bir delil vardır. (Nitekim) Ebu Zer şöyle rivayet etmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile beraberdik. Bilal, öğle namazı için ezan okudu. Nebî (sav) ise, ''ey Bilal, serinliğine bırak, epeyice serinliğe bırak'' buyurdu. Eğer durum Şâfiî'nin ifade ettiği gibi olsaydı, seferde beraber olduklarından dolayı o vakitte namazı serinliğe bırakmanın bir manası olmazdı. Zira onlar, uzaktan gelecek kimseleri beklemiyorlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 5, 1/295
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280718, T000178-2
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَبِشْرُ بْنُ مُعَاذٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ نَسِىَ صَلاَةً فَلْيُصَلِّهَا إِذَا ذَكَرَهَا » . وَفِى الْبَابِ عَنْ سَمُرَةَ وَأَبِى قَتَادَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَنَسٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَيُرْوَى عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ أَنَّهُ قَالَ فِى الرَّجُلِ يَنْسَى الصَّلاَةَ قَالَ يُصَلِّيهَا مَتَى مَا ذَكَرَهَا فِى وَقْتٍ أَوْ فِى غَيْرِ وَقْتٍ . وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ بْنِ حَنْبَلٍ وَإِسْحَاقَ . وَيُرْوَى عَنْ أَبِى بَكْرَةَ أَنَّهُ نَامَ عَنْ صَلاَةِ الْعَصْرِ فَاسْتَيْقَظَ عِنْدَ غُرُوبِ الشَّمْسِ فَلَمْ يُصَلِّ حَتَّى غَرَبَتِ الشَّمْسُ . وَقَدْ ذَهَبَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْكُوفَةِ إِلَى هَذَا. وَأَمَّا أَصْحَابُنَا فَذَهَبُوا إِلَى قَوْلِ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe ve Bişr b. Muâz, onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Namaz(ı) unutan onu hatırladığında kılsın.
Bu konuda Semüra ve Ebu Katâde'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Enes hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Ali b. Ebu Tâlib'den rivayet edildiğine göre o, namazı unutan bir kimse için vakti içinde olsun ya da olmasın ne zaman hatırlarsa kılar demiştir. Bu (görüş), Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve İshâk'ın da görüşüdür. Ebu Bekre'den rivayet edildiğine göre kendisi uykudan dolayı ikindi namazını kaçırmış, güneş batarken uyanmış (ancak) güneş batmadan namazı kılmamıştır. Ehl-i Kûfe'den bir kısım (alim) de bu görüşü benimsemiştir. Ashabımız ise Ali b. Ebu Talib'in görüşünü benimsemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 17, 1/335
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz , unutulan namazın kaza edilmesi,
Namaz, kaza etmek
Namaz, vakti geçtikten sonra kılmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280719, T000181-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الطَّيَالِسِىُّ وَأَبُو النَّضْرِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ عَنْ زُبَيْدٍ عَنْ مُرَّةَ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « صَلاَةُ الْوُسْطَى صَلاَةُ الْعَصْرِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylân, ona Ebu Davud et-Tayâlisî ve Ebu Nadr, onlara Muhammed b. Talha b. Musarrif, ona Zübeyd b. Mürra el-Hemdânî, ona da Abdullah b. Mesud, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Orta namaz, ikindi namazıdır.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 19, 1/339
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu İsmail Mürra et-Tayyib (Mürra b. Şurahil)
3. Ebu Abdurrahman Zübeyd b. Haris el-Yâmî (Zübeyd b. Haris b. Abdulkerim b. Amr b. Ka'b)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Talha el-Yamî (Muhammed b. Talha b. Musarrif)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Orta namazı, ikindi namazı mı, öğlen namazı mı ?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280753, T000289-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ الأَشْجَعِىُّ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنِ الأَسْوَدِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ «عَلَّمَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذَا قَعَدْنَا فِى الرَّكْعَتَيْنِ أَنْ نَقُولَ التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ السَّلاَمُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ». قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَجَابِرٍ وَأَبِى مُوسَى وَعَائِشَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ مَسْعُودٍ قَدْ رُوِىَ عَنْهُ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ . وَهُوَ أَصَحُّ حَدِيثٍ رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى التَّشَهُّدِ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَمَنْ بَعْدَهُمْ مِنَ التَّابِعِينَ . وَهُوَ قَوْلُ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ وَابْنِ الْمُبَارَكِ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ مُوسَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ خُصَيْفٍ قَالَ رَأَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَنَامِ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ النَّاسَ قَدِ اخْتَلَفُوا فِى التَّشَهُّدِ فَقَالَ « عَلَيْكَ بِتَشَهُّدِ ابْنِ مَسْعُودٍ » .
Tercemesi:
Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona Ubeydullah el-Eşce'î, ona Süfyân es-Sevrî, ona Ebu İshak, ona Esved b. Yezid, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), ikinci rekatta oturduğumuzda bizlere "tüm selamlar, dualar ve hoş (övgüler) Allah'adır. Ey Nebî! Selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerine olsun. Selam, bizlere ve Allah'ın salih kullarına olsun. Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve rasulü olduğuna şahitlik ederim" (duasını) okumamızı öğretti.
Bu konuda İbn Ömer, Câbir, Ebu Musa ve Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Mesud hadisi, pek çok tarik ile ondan rivayet edilmiştir ki Nebî (sav)'den teşehhüd konusunda rivayet edilenin en sahihi budur. Nebî (sav)'nin ashabı ve onlardan sonra gelen tâbiîn neslinin ilim ehli kimselerinin büyük çoğunluğu nezdinde amel buna göredir ki, Süfyân es-Sevrî, İbn Mübârek, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. Bize Ahmed b. Muhammed b. Musa, ona Abdullah b. Mübârek, ona Ma'mer, ona da Husayf, Hz. Peygamber (sav)'i rüyada gördüğünü, ona "yâ Rasulullah, insanlar teşehhüd konusunda ihtilaf ettiler" dediğini, Hz. Peygamber (sav)'in de, "İbn Mesud'un teşehhüdüne yapış" buyurduğunu rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 99, 2/81
Senetler:
1. Ebu Avn Husayf b. Abdurrahman el-Cezerî (Husayf b. Abdurrahman)
2. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
4. Ebu Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mervezî (Ahmed b. Muhammed b. Musa)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Tahiyyat
Namaz, teşehhüd duası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
280754, T000294-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ وَيَحْيَى بْنُ مُوسَى وَغَيْرُ وَاحِدٍ قَالُوا حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا جَلَسَ فِى الصَّلاَةِ وَضَعَ يَدَهُ الْيُمْنَى عَلَى رُكْبَتِهِ وَرَفَعَ إِصْبَعَهُ الَّتِى تَلِى الإِبْهَامَ الْيُمْنَى يَدْعُو بِهَا وَيَدُهُ الْيُسْرَى عَلَى رُكْبَتِهِ بَاسِطَهَا عَلَيْهِ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الزُّبَيْرِ وَنُمَيْرٍ الْخُزَاعِىِّ وَأَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى حُمَيْدٍ وَوَائِلِ بْنِ حُجْرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ إِلاَّ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ يَخْتَارُونَ الإِشَارَةَ فِى التَّشَهُّدِ. وَهُوَ قَوْلُ أَصْحَابِنَا .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylan, Yahya b. Musa ve pek çok kimse, onlara Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) namazda oturduğunda sol elini dizinin üzerine koyar, sağ baş parmağını takip eden parmağını kaldırıp onunla dua eder, sol elini de dizi üzerine yayarak koyardı.
Bu konuda Abdullah b. Zübeyr, Nümeyr el-Huzâî, Ebu Hureyre, Ebu Humeyd ve Vâil b. Hucr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Ömer hadisi, hasen-garîb bir hadis olup onu, sadece bu tarikten; Ubeydullah b. Abdullah'ın hadisi ile biliyoruz. Nebî (sav)'nin ashabından ve onlardan sonra gelen tâbiîn neslinden bir kısım ilim ehli nezdinde amel buna göre olup onlar, teşehhütte işaret etmeyi tercih etmişlerdir. Bu, ashabımızın da görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 104, 2/88
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Ahmed Mahmud b. Ğaylan el-Adevi (Mahmud b. Ğaylan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, oturuş şekli
Namaz, teşehhüd duası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281025, T000479-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عِيسَى بْنِ يَزِيدَ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَكْرٍ السَّهْمِىُّ . وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بَكْرٍ عَنْ فَائِدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى أَوْفَى قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَتْ لَهُ إِلَى اللَّهِ حَاجَةٌ أَوْ إِلَى أَحَدٍ مِنْ بَنِى آدَمَ فَلْيَتَوَضَّأْ وَلْيُحْسِنِ الْوُضُوءَ ثُمَّ لْيُصَلِّ رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ لْيُثْنِ عَلَى اللَّهِ وَلْيُصَلِّ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ لْيَقُلْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ الْحَلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ وَالسَّلاَمَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ لاَ تَدَعْ لِى ذَنْبًا إِلاَّ غَفَرْتَهُ وَلاَ هَمًّا إِلاَّ فَرَّجْتَهُ وَلاَ حَاجَةً هِىَ لَكَ رِضًا إِلاَّ قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ وَفِى إِسْنَادِهِ مَقَالٌ . فَائِدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ وَفَائِدٌ هُوَ أَبُو الْوَرْقَاءِ .
Tercemesi:
Bize Ali b. İsa b. Yezid el-Bağdâdî, ona Abdullah b. Bekir es-Sehmî; (T) Bize Abdullah b. Münîr, ona Abdullah b. Bekir, onlara Fâid b. Abdurrahman, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Allah'tan ya da Adem oğullarından birinden bir şey isteyecek olan güzelce abdest alıp ardından iki rekat namaz kılsın. Sonra da, Allah'ı övsün, Nebî'ye (sav) salat ve selam getirsin. Akabinde, ''Halîm ve Kerîm olan Allah'tan başka ilah yoktur! Azîm olan arşın Rabbini her türlü noksanlıklardan tenzih ederim! Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah'adır! Senden rahmetinin sebeplerini, mağfiretini celb edecek şeyleri, iyiliğin her türlüsünü, her tülü günahtan selameti isterim! Ey merhametlilerin en merhametlisi! Bağışlamadığın bir günahı, ferahlatmadığın bir sıkıntıyı, razı olup da karşılamadığın bir ihtiyacı bırakma!'' desin.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-garîb bir hadis olup isnadında problem (mekâl) vardır. Fâid b. Abdurrahman, hadiste zayıf sayılır. Fâid, Ebu Verkâ'nın tâ kendisidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 17, 2/344
Senetler:
1. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ el-Eslemî (Abdullah b. Alkame b. Halid b. Haris)
2. Faid b. Abdurrahman el-Medenî (Faid b. Abdurrahman)
3. Abdullah b. Bekir el-Bahili (Abdullah b. Bekir b. Habib)
4. Ali b. İsa el-Kerâcikî (Ali b. İsa b. Yezid)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, Hacet namazı ve duası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281068, T000505-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو حَفْصٍ عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ الْفَلاَّسُ الصَّيْرَفِىُّ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ وَيَحْيَى بْنُ كَثِيرٍ أَبُو غَسَّانَ الْعَنْبَرِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ الْعَلاَءِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَخْطُبُ إِلَى جِذْعٍ فَلَمَّا اتَّخَذَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم الْمِنْبَرَ حَنَّ الْجِذْعُ حَتَّى أَتَاهُ فَالْتَزَمَهُ فَسَكَنَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ وَجَابِرٍ وَسَهْلِ بْنِ سَعْدٍ وَأُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ وَابْنِ عَبَّاسٍ وَأُمِّ سَلَمَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ صَحِيحٌ . وَمُعَاذُ بْنُ الْعَلاَءِ هُوَ بَصْرِىٌّ وَهُوَ أَخُو أَبِى عَمْرِو بْنِ الْعَلاَءِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs es-Sayrafî, ona Osman b. Ömer ve Ebu Ğassân Yahya b. Kesîr el-'Anberî, onlara Muâz b. Alâ, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), bir kütüğe (dayanarak) hutbe verirdi. Hz. Peygamber (sav) minberi edinince kütük, kendisi yanına gelip sarılana dek inledi.
Bu konuda Enes, Câbir, Sehl b. Sa'd, Übey b. Ka'b, İbn Abbas ve Ümmü Seleme'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: İbn Ömer hadisi, hasen-garîb-sahih bir hadistir. (Senetteki) Muâz b. Alâ, Basra'lıdır ve Ebu Amr b. Alâ'nın kardeşidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 10, 2/379
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Ğassan Muaz b. Ala el-Mazinî (Muaz b. Ala b. Ammar)
4. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
5. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Hz. Peygamber, Minberi
KTB, NAMAZ,
Mucize
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ وَإِبْرَاهِيمَ بْنِ مَيْسَرَةَ سَمِعَا أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ صَلَّيْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الظُّهْرَ بِالْمَدِينَةِ أَرْبَعًا وَبِذِى الْحُلَيْفَةِ الْعَصْرَ رَكْعَتَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281088, T000546-2
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ وَإِبْرَاهِيمَ بْنِ مَيْسَرَةَ سَمِعَا أَنَسَ بْنَ مَالِكٍ قَالَ صَلَّيْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الظُّهْرَ بِالْمَدِينَةِ أَرْبَعًا وَبِذِى الْحُلَيْفَةِ الْعَصْرَ رَكْعَتَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Muhammed b. Münkedir ve İbrahim b. Meysere, onlara da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) ile beraber öğle namazını Medine'de dört rekat kıldık. Zü'l-Huleyfe'de ise ikindi namazını iki rekat kıldık.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 39, 2/431
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Abdullah Muhammed b. Münkedir el-Kuraşî (Muhammed b. Münkedir b. Abdullah b. Hüdeyr)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281089, T000552-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْمُحَارِبِىُّ - يَعْنِى الْكُوفِىَّ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ هَاشِمٍ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ عَطِيَّةَ وَنَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى الْحَضَرِ وَالسَّفَرِ فَصَلَّيْتُ مَعَهُ فِى الْحَضَرِ الظُّهْرَ أَرْبَعًا وَبَعْدَهَا رَكْعَتَيْنِ وَصَلَّيْتُ مَعَهُ فِى السَّفَرِ الظُّهْرَ رَكْعَتَيْنِ وَبَعْدَهَا رَكْعَتَيْنِ وَالْعَصْرَ رَكْعَتَيْنِ وَلَمْ يُصَلِّ بَعْدَهَا شَيْئًا وَالْمَغْرِبَ فِى الْحَضَرِ وَالسَّفَرِ سَوَاءً ثَلاَثَ رَكَعَاتٍ لاَ تَنْقُصُ فِى الْحَضَرِ وَلاَ فِى السَّفَرِ وَهِىَ وِتْرُ النَّهَارِ وَبَعْدَهَا رَكْعَتَيْنِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . سَمِعْتُ مُحَمَّدًا يَقُولُ مَا رَوَى ابْنُ أَبِى لَيْلَى حَدِيثًا أَعْجَبَ إِلَىَّ مِنْ هَذَا وَلاَ أَرْوِى عَنْهُ شَيْئًا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Muhâribî el-Kûfî, ona Ali b. Hâşim, ona İbn Ebu Leylâ, ona Atiyye ve Nâfi', onlara da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) ile beraber ikamet ve sefer (halinde) namaz kıldım. İkamet (halinde) onunla beraber öğle namazını 4 (rekat), ardından da iki rekat (sünnet) kıldım. Sefer (halinde) ise onunla beraber öğle namazını iki rekat, sonrasında iki rekat (sünnet) kıldım. İkindi namazını da (seferde) iki rekat kıldım (ancak) o, (ikindinin farzından) sonra bir namaz kılmadı. Akşam namazını ikamet ve sefer halinde (onunla beraber), aynı şekilde üç rekat kıldım. Ne ikamet ne sefer (halinde akşam namazını) azalttı. Zira o, gündüzün vitridir ve sonrasında iki rekat (sünnet kılmıştır).
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. Muhammed'i, ''İbn Ebu Leyla'nın rivayet ettiklerinin en çok hoşuma gideni budur. (Bu hadis dışında) ondan bir şey rivayet etmem'' derken işittim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Salât 41, 2/437
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Hasan Atiyye b. Sa'd el-Avfî (Atiyye b. Sa'd b. Cünade)
3. İbn Ebu Leyla Muhammed b. Abdurrahman el-Ensârî (Muhammed b. Abdurrahman b. Yesâr)
4. Ali b. Haşim el-Berîdi (Ali b. Haşim b. Berîd)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Muharibi (Muhammed b. Ubeyd b. Vakıd)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Namaz,seferde Sünnet namazlar, nafile, vs