10631 Kayıt Bulundu.
Bize Habbân b. Musa, ona Ahmed b. Muhammed, Yunus b. Yezîd, ona Zuhrî, ona Sâlim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben Rasulullah'ın (sav) ihramlı iken şöyle telbiye getirdiğini işittim: "Lebbeyk Allâhumme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve-n-ni'mete leke ve'l-mülk. Lâ şerike leke." Hz. Peygamber (sav) (telbiye getirirken) bundan daha fazla bir şey söylemiyordu.
Bize Habbân b. Musa, ona Ahmed b. Muhammed, Yunus b. Yezîd, ona Zuhrî, ona Sâlim, ona da İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben Rasulullah'ın (sav) ihramlı iken şöyle telbiye getirdiğini işittim: "Lebbeyk Allâhumme lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve-n-ni'mete leke ve'l-mülk. Lâ şerike leke." Hz. Peygamber (sav) (telbiye getirirken) bundan daha fazla bir şey söylemiyordu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben bu gece rüyamda kendimi Kâbe'nin yanında gördüm. Orada esmer bir adama denk geldim ki bu adam, esmer erkekler içinde bir gözün görebileceği en yakışıklı kişiydi. Onun kulak memelerini geçmiş uzun, güzelce taranmış ve sanki su damlıyor gibi gözüken bir saçı vardı ki, o da bir gözün görebileceği en güzel saçtı. Bu zât iki adama -yahut iki adamın omuzlarına- dayanarak Kâbe'yi tavaf ediyordu. “Bu kimdir?” diye sordum. “Meryem oğlu Mesih” denildi. Bu sırada, son derece kıvırcık saçlı, sağ gözü, sanki salkımdaki benzerlerinden dışarıya fırlamış iri bir üzüm tanesi gibi, şaşı olan bir adamla karşılaştım, “bu kimdir?” diye sordum. Bana “Deccal Mesih” denildi."
Bize İshak b. İbrahim, ona Abde, ona Hişâm b. Urve, ona babası Urve b. Zübeyir, ona da Aişe (ra) şöyle demiştir: "Bir seferde kız kardeşim Esma'ya ait olan bir gerdanlık kayboldu. Rasulullah (sav) onun aranması için birkaç adam yolladı. Bunlar ararken namaz vakti de geldi. Kendileri abdestli değillerdi ve bir su da bulamadılar. Artık çaresiz abdestsiz olarak namazı kıldılar. Döndüklerinde durumu Hz. Peygamber'e söylediler. Bunun üzerine Allah Teyemmüm ayetini [Mâide, 6] indirdi." [Abdullah b. Numeyr, Hişâm ve Aişe'den rivayetinde “Âişe bu gerdanlığı kız kardeşi Esma'dan ödünç olarak almıştı” ifadesini eklemiştir.]