10631 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Velid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da Enes b. Malik'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) büyük günahları zikretti veya kendisine büyük günahlardan soruldu, O da şöyle buyurdu: "Allah'a ortak koşmak, cana kıymak, anne ve babaya isyan etmektir." Ardından da "dikkat edin! Size büyük günahların en büyüğünü bildiriyorum: Bu yalan söylemektir veya yalancı şahitliktir" buyurdu. [Şube şöyle demiştir: Benim kanaatime göre Rasulullah (sav); "yalan şahitlik yapmaktır" demiştir.]
Açıklama: 'Bu, yalan söylemektir veya yalan şahitlik yapmaktır' ifadesindeki 'veya' ravinin şüphesine işaret etmektedir. 'Cana kıymak' ifadesiyle, kişinin intihar etmesi anlaşılabileceği gibi, başkasını öldürmesi, hatta hiçbir gereksinim duyulmaksızın hayvanların ya da ağaçların katledilmesi de anlaşılabilir.
Bize Abdan, ona Abdullah, ona ez-Zührî, ona Ebu Ümame ona da babasının (Sehl b. Huneyf) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Sakın sizden biriniz 'nefsim habis oldu' demesin. Bunun yerine 'nefsim kötüleşti' desin." (Buhârî:) Ukayl da (bu hadisi ez-Zührî'den rivayet ederek) Yunus ibn Yezîd'e mütabaat etmiştir.
Açıklama: Hadiste geçen "habise" ve "lakise" kelimeleri "kirlenme" açısından aynı anlama gelse de Hz. Peygamber (sav) müslümanın nefsine habislik izafe etmesini hoş görmediği için aynı anlama gelen başka bir kelime kullanılmasını tavsiye etmiştir. Bir bakıma "habis" kelimesini çağrışımları açısından kullanmayı uygun görmemiştir. Hadis Hz. Peygamber'in (sav) hassasiyetleri hakkında bize bilgi vermesi açısından önemlidir. Kötü çağrışımları olan kelimeleri benzer çağrışımları olmayan diğer kelimelerle değiştirmek Hz. Peygamber'in âdetleri arasındadır (bk. Aynî, Umdetü'l-kārî, [Beyrut, ts], 22/201-2).
Bize Sa’id b. Ebu Meryem, ona Ğassân, ona da Ebu Hazim, Sehl b. Sa’id’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir kadın (kenarlı, dokunmuş) bir bürde ile Hz. Peygamber’e geldi. Sehl “Bilir misiniz, bürde nedir?” diye sordu. Oradakiler “Şemledir (omuz atkısı, pelerin)” diye cevap verdiler. Sehl “Evet o şemledir. Saçakları olan dokunmuş bürünülen bir giysidir” dedi. (Sehl olayın devamını şöyle anlattı:) Kadın Hz. Peygamber’e “Yâ Raulallah! Bu bürdeyi sana giydireceğim” dedi. Hz. Peygamber de (sav) o bürdeyi aldı. Zaten kendisinin böyle bir bürdeye ihtiyacı vardı. Onu giydi. Bir sahabi de onu Hz. Peygamber’in üzerinde gördü ve “Yâ Rasulallah! Bu ne kadar güzelmiş! Onu bana giydir!” dedi. Hz. Peygamber de “Evet” diyerek kalkıp soyunmaya gittiği zaman arkadaşları o kişiyi ayıpladılar ve “Bunu istemekle iyi etmedin. Peygamber’in o bürdeye ihtiyacı olarak alıp giydiğini gördüğün halde onu kendisinden istedin. Halbu ki sen Peygamber’in kendisinden istenilen hiçbirşeyi reddetmez olduğunu bilip duruyordun” dediler. O da “Hz. Peygamberin o bürdeyi giydiğini gördüğüm zaman onun bereket kazandığını ümit ettin de belki bunun içinde kefenlenirim diye düşündüm” demiştir.
Açıklama: Taberânî Bürdeyi isteyen kişinin Sa'd b. Ebî Vakkas olduğunu nakletmektedir. bkz. Taberânî, Süleymân b. Ahmed b. Eyyüb, Mu'cemu'l-Kebîr, thk.Hamdî Abdil-Mecid es-Selefî (Kahire: Mektebetü İbn Teymiyye, 1415/1994), 6/200.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Ensar'ın mevlâsı Büşeyr b. Yesar ona da Rafi b. Hadic ve Sehl b. Ebu Hasme şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Sehl ve Muhayyisa b. Mesud birlikte Hayber'e gelmişlerdi. Hurmalıklar içinde birbirlerinden ayrıldılar. Abdullah b. Sehl de (burada) öldürüldü. Abdurrahman b. Sehl ve İbn Mesud'un oğulları Huveyyisa ile Muhayyisa, Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve (öldürülen) arkadaşlarının durumu hakkında konuştular. Abdurrahman söze başladı fakat oradakilerin en küçüğüydü. Hz. Peygamber (sav) ona "(ilk söz konusunda) büyüğe öncelik ver." buyurdu -Yahya "(ilk) söz büyük olanındır" şeklinde rivayet etmiştir-. Böylece onlar arkadaşlarının durumu hakkında konuştular. Hz. Peygamber (sav) de onlara: "Maktulünüzün veya arkadaşınızın (Hayberliler tarafından) öldürüldüğüne sizden elli kişinin yemin etmesi yoluyla (diyet) hakkı elde etmek ister misiniz?" diye sordu. Onlar da: "Ey Allah'ın Rasulü (sav), biz bu işi görmedik ki (nasıl yemin edelim?)" dediler. Hz. Peygamber (sav) de onlara: "Öyleyse Yahudiler'den elli kişinin (bu cinayeti biz işlemedik şeklinde) yemin etmesi sizin davanızı düşürür" buyurdu. Dediler ki: "Ey Allah'ın Rasulü (sav) Yahudiler kâfir bir topluluktur (onların yeminlerine güvenemeyiz)." Hz. Peygamber de (sav) onun diyetini Beytülmal'den ödedi. Sehl dedi ki: "Ben (Hz. Peygamber'in diyet olarak verdiği) o develerin toplandığı ağıla vardığımda bir dişi deve ayağıyla beni tekmelemişti." Leys dedi ki: Bana Yahya, ona Büşeyr, ona da Sehl rivayet etti. Yahya, "Büşeyr'in, '(Sehl), Rafi b. Hadic'le birlikte nakletti' dediğini sanıyorum." dedi. İbn Uyeyne ise, "Bize Yahya, Büşeyr'den o da Sehl'den tek başına rivayet etmiştir." dedi.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Süleyman, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: İki adam Rasulullah'ın (sav) yanında aksırdılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bunlardan birisine "Yerhamükallah (Allah sana merhamet eylesin)" diye dua etti. Diğerine ise böyle bir duada bulunmadı. Rasulullah'a (sav) "diğerine neden dua etmediniz" diye sorulduğunda şöyle buyurdu: "Bu, Allah'a hamd etti (ben de ona dua ettim). Diğeri ise hamd etmedi (bu sebeple ona dua etmedim)."
Bize Adem b. Ebu İyas, ona Şube, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: İki adam Rasulullah'ın (sav) yanında aksırdılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bunlardan birisine "Yerhamükallah (Allah sana merhamet eylesin)" diye dua etti. Diğerine ise böyle bir duada bulunmadı. Kendisine dua edilmeyen adam Rasulullah'a (sav) "arkadaşıma dua ettiniz fakat neden bana dua etmediniz?" diye sorduğunda Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "O Allah'a hamd etti (ben de ona dua ettim). Sen ise hamd etmedin (bu sebeple sana dua etmedim)."
Bize Yahya, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona Abdullah b. Abbas, ona da Ebu Süfyan şöyle rivayet etmiştir: "Hirakl, Ebu Süfyan'ı huzuruna çağırmış ve Rasulullah'ı (sav) kastederek, size neyi emrediyor? diye sormuş. Ebu Süfyan da şöyle cevap vermiştir: Bize namazı, zekâtı, iffetli olmayı ve akrabaya yardım etmeyi emrediyor."
Açıklama: Buhari bu hadisin aslını Vahiy bölümünde [B000007] zikretmiştir. İlgili rivayet incelendiğinde yukarıdaki tercümenin bu şekilde yapılması uygun görülmüştür.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Ebu Bürde Büreyd b. Ebu Bürde, ona dedesi Ebu Bürde, ona da babası Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Müminin müminlerle ilişkisi, birbirini kenetlenmiş bir bina gibidir". (Bunu söyledikten) sonra Hz. Peygamber, iki elinin parmaklarını birbirine geçirerek yapıya işaret etmiştir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) Rasulullah'tan (sav) şöyle rivayet etmiştir: "Yüce Allah buyurur ki: İnsanoğlu zamana sövüyor. Halbuki zamanı yaratan benim. Gece ve gündüz benim elimdedir."