Açıklama: Zeyneb bt. Ebu Muaviye'nin kardeşinin oğlu kaynaklarda meçhul olarak geçmektedir. Ancak bazı âlimler onun isnadda geçen Amr b. Haris olduğunu zikretmişlerdir. (bk. Aynî, Nuhabu'l-efkâr, VIII, 65.)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12797, T000635
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ بْنِ الْمُصْطَلِقِ عَنِ ابْنِ أَخِى زَيْنَبَ امْرَأَةِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ زَيْنَبَ امْرَأَةِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَتْ خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ وَلَوْ مِنْ حُلِيِّكُنَّ فَإِنَّكُنَّ أَكْثَرُ أَهْلِ جَهَنَّمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Hennad, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebu Vâil, ona Amr b. Haris b. Mustalik, ona Zeyneb'in (Zeyneb bt. Ebû Muâviye) kardeşinin oğlu, ona Abdullah b. Mesud'un karısı Zeyneb (bt. Ebu Muaviye), Hz. Peygamber'in kendilerine şöyle hitap ettiğini nakletmiştir. Ey kadınlar topluluğu! Takılarınızdan da olsa sadaka veriniz. Çünkü kadınlar kıyamet gününde cehennem ehlinin çoğunluğunu oluştururlar.
Açıklama:
Zeyneb bt. Ebu Muaviye'nin kardeşinin oğlu kaynaklarda meçhul olarak geçmektedir. Ancak bazı âlimler onun isnadda geçen Amr b. Haris olduğunu zikretmişlerdir. (bk. Aynî, Nuhabu'l-efkâr, VIII, 65.)
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 12, 3/28
Senetler:
()
Konular:
Zekat, zinet eşyalarından
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12777, T000624
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ سَأَلْتُ أَبَا عُبَيْدَةَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ هَلْ تَذْكُرُ مِنْ عَبْدِ اللَّهِ شَيْئًا؟ قَالَ لاَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona da Amr b. Murre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Ubeyde b. Abdullah’a: Sen (baban) Abdullah’tan herhangi bir şey (bir hadis) rivayeti hatırlıyor musun? dedim. O da: Hayır, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 5, 3/21
Senetler:
()
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12780, T000626
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى الْمَازِنِىِّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ ذَوْدٍ صَدَقَةٌ. وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ أَوَاقٍ صَدَقَةٌ. وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَابْنِ عُمَرَ وَجَابِرٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Abdulaziz b. Muhammed, ona Amr b. Yahyâ el-Mâzinî, ona babası, ona da Ebu Saîd el-Hudrî’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Beş deveden aşağısında sadaka (zekât) yoktur, beş ukiye (iki yüz dirhem) gümüşten aşağısında da zekât yoktur. (Hububat, hurma ve benzerlerinden) beş veskden aşağısında da zekât yoktur.”
Bu hususta Ebu Hureyre, İbn Ömer, Câbir ve Abdullah b. Amr yoluyla da gelmiş rivayetler vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 7, 3/22
Senetler:
()
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12782, T000627
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ وَشُعْبَةُ وَمَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى {أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ ذَوْدٍ صَدَقَةٌ. وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ أَوَاقٍ صَدَقَةٌ. وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ »} قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ. وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ عَنْهُ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنْ لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسَةِ أَوْسُقٍ صَدَقَةٌ . وَالْوَسْقُ سِتُّونَ صَاعًا وَخَمْسَةُ أَوْسُقٍ ثَلاَثُمِائَةِ صَاعٍ. وَصَاعُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم خَمْسَةُ أَرْطَالٍ وَثُلُثٌ. وَصَاعُ أَهْلِ الْكُوفَةِ ثَمَانِيَةُ أَرْطَالٍ وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ أَوَاقٍ صَدَقَةٌ. وَالأُوقِيَّةُ أَرْبَعُونَ دِرْهَمًا. وَخَمْسُ أَوَاقٍ مِائَتَا دِرْهَمٍ . وَلَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسِ ذَوْدٍ صَدَقَةٌ. يَعْنِى لَيْسَ فِيمَا دُونَ خَمْسٍ مِنَ الإِبِلِ فَإِذَا بَلَغَتْ خَمْسًا وَعِشْرِينَ مِنَ الإِبِلِ فَفِيهَا بِنْتُ مَخَاضٍ وَفِيمَا دُونَ خَمْسٍ وَعِشْرِينَ مِنَ الإِبِلِ فِى كُلِّ خَمْسٍ مِنَ الإِبِلِ شَاةٌ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, Şu‘be ve Mâlik b. Enes, onlara Amr b. Yahyâ, ona babası, ona da Ebu Saîd, Nebi’den (sav) Abdülaziz’e, Amr b. Yahyâ’nın naklettiği şu rivayete yakın olarak rivayet etmiştir: [Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Beş deveden aşağısında zekât yoktur, beş ukiye (iki yüz dirhem) gümüşten aşağısında da zekât yoktur. Beş vesk (hurma ve hububat türünden mahsullerde) zekât yoktur.”]
Ebu İsa dedi ki: Ebu Saîd’in rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. Ondan başka bir yoldan da rivayet edilmiştir. İlim ehli nezdinde de uygulama buna göredir. Beş veskden aşağı (ziraat mahsullerinde) zekât yoktur. Bir vesk ise atmış sa’dır, beş vesk ise üç yüz sa’ eder. Nebi’nin (sav) bir sa’ı beş tam ve üçte bir rıtla tekabül eder. Kûfelilerin sa’ı ise sekiz rıtıldır. Beş ukiyeden (sekiz yüz dirhemden) aşağı gümüşte de zekât yoktur. Ukiye ise kırk dirhemdir. Beş ukiye iki yüz dirhem eder. Beş deveden aşağısında da zekât yoktur. Yani develerin sayısı yirmi beşe vardığı takdirde ona bir bintu mahâd (iki yaşına basmış bir deve) düşer. Yirmi beş deveden aşağısında ise her bir beş deve için bir koyun zekât olarak verilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 7, 3/22
Senetler:
()
Konular:
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12786, T000629
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى النَّيْسَابُورِىُّ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ أَبِى سَلَمَةَ التِّنِّيسِىُّ عَنْ صَدَقَةَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ مُوسَى بْنِ يَسَارٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فِى الْعَسَلِ فِى كُلِّ عَشَرَةِ أَزُقٍّ زِقٌّ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَأَبِى سَيَّارَةَ الْمُتَعِىِّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عُمَرَ فِى إِسْنَادِهِ مَقَالٌ. وَلاَ يَصِحُّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذَا الْبَابِ كَبِيرُ شَىْءٍ وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَكْثَرِ أَهْلِ الْعِلْمِ وَبِهِ يَقُولُ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ لَيْسَ فِى الْعَسَلِ شَىْءٌ . وَصَدَقَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ لَيْسَ بِحَافِظٍ وَقَدْ خُولِفَ صَدَقَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ فِى رِوَايَةِ هَذَا الْحَدِيثِ عَنْ نَافِعٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya en-Neysâbûrî, ona Amr b. Ebu Seleme et-Tinnîsî, ona Sadaka b. Abdullah, ona Musa b. Yesar, ona Nafi' (Mevla İbn Ömer), ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bal da her on ölçekte bir ölçek zekat vardır."
Bu konuda Ebu Hureyre, Ebu Seyyâre el-Mutîe ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Tirmizî dedi ki: Rasulullah'dan (sav) bu konuda sahih olarak fazla bir şey rivayet edilmemiştir. İlim adamlarının çoğunluğu bu hadise göre amel ederler. Ahmed ve İshâk bunlardandır. Bazı ilim adamları ise balda zekat olmadığı görüşündedirler. Hadisin ravilerinden olan Sadaka b. Abdullah hafız değildir. Sadaka b. Abdullah'ın bu rivayetine Nafi'den muhalif bir hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 9, 3/24
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Musa b. Yesâr el-Ürdünî (Musa b. Yesâr)
4. Sadaka b. Abdullah es-Semin (Sadaka b. Abdullah)
5. Amr b. Ebu Seleme et-Tinnîsî (Amr b. Ebu Seleme)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Zekat, baldan zekat verilir mi?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12788, T000630
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ الثَّقَفِىُّ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ قَالَ سَأَلَنِى عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ صَدَقَةِ الْعَسَلِ . قَالَ قُلْتُ مَا عِنْدَنَا عَسَلٌ نَتَصَدَّقُ مِنْهُ وَلَكِنْ أَخْبَرَنَا الْمُغِيرَةُ بْنُ حَكِيمٍ أَنَّهُ قَالَ لَيْسَ فِى الْعَسَلِ صَدَقَةٌ . فَقَالَ عُمَرُ عَدْلٌ مَرْضِىٌّ . فَكَتَبَ إِلَى النَّاسِ أَنْ تُوضَعَ . يَعْنِى عَنْهُمْ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi' (Mevla İbn Ömer) şöyle demiştir: Ömer b. Abdülaziz bana balın zekatını sordu. Ben de: "Balımız yok ki zekat verelim. Fakat Muğire b. Hakîm bize balın zekatı olmadığını söylemiştir. Ömer şöyle demiştir: "Razı olunacak bir adalet gerekir." Sonra da insanlara (bal sahibi olanlara) baldan zekatın verilmesi gerektiğine dair bir mektup yazmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 9, 3/25
Senetler:
1. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
2. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
4. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Zekat, baldan zekat verilir mi?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12792, T000631
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ صَالِحٍ الطَّلْحِىُّ الْمَدَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنِ اسْتَفَادَ مَالاً فَلاَ زَكَاةَ عَلَيْهِ حَتَّى يَحُولَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ عِنْدَ رَبِّهِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ سَرَّاءَ بِنْتِ نَبْهَانَ الْغَنَوِيَّةِ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Musa, ona Harun b. Salih et-Talhî el-Medenî, ona Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem, ona babası (Zeyd b. Eslem), ona da İbn Ömer'in naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: " Allah katında kişinin kazandığı malın üzerinden bir yıl geçmedikçe ona zekat düşmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 10, 3/25
Senetler:
()
Konular:
Zekat, malın üzerinden ne kadar yıl geçeceği
Zekat, nisabı
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ امْرَأَتَيْنِ أَتَتَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَفِى أَيْدِيهِمَا سُوَارَانِ مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ لَهُمَا « أَتُؤَدِّيَانِ زَكَاتَهُ » . قَالَتَا لاَ . قَالَ فَقَالَ لَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَتُحِبَّانِ أَنْ يُسَوِّرَكُمَا اللَّهُ بِسُوَارَيْنِ مِنْ نَارٍ » . قَالَتَا لاَ . قَالَ « فَأَدِّيَا زَكَاتَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا حَدِيثٌ قَدْ رَوَاهُ الْمُثَنَّى بْنُ الصَّبَّاحِ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ نَحْوَ هَذَا . وَالْمُثَنَّى بْنُ الصَّبَّاحِ وَابْنُ لَهِيعَةَ يُضَعَّفَانِ فِى الْحَدِيثِ. وَلاَ يَصِحُّ فِى هَذَا الْبَابِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَىْءٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12800, T000637
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ امْرَأَتَيْنِ أَتَتَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَفِى أَيْدِيهِمَا سُوَارَانِ مِنْ ذَهَبٍ فَقَالَ لَهُمَا « أَتُؤَدِّيَانِ زَكَاتَهُ » . قَالَتَا لاَ . قَالَ فَقَالَ لَهُمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَتُحِبَّانِ أَنْ يُسَوِّرَكُمَا اللَّهُ بِسُوَارَيْنِ مِنْ نَارٍ » . قَالَتَا لاَ . قَالَ « فَأَدِّيَا زَكَاتَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا حَدِيثٌ قَدْ رَوَاهُ الْمُثَنَّى بْنُ الصَّبَّاحِ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ نَحْوَ هَذَا . وَالْمُثَنَّى بْنُ الصَّبَّاحِ وَابْنُ لَهِيعَةَ يُضَعَّفَانِ فِى الْحَدِيثِ. وَلاَ يَصِحُّ فِى هَذَا الْبَابِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم شَىْءٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona İbn Lehîa, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb), ona da dedesi (Abdullah b. Amr) şöyle haber vermiştir: İki kadın Hz. Peygamber'e (sav) geldi. Kollarında da altın bilezikleri vardı. Hz. Peygamber (sav), onlara "Bu bileziklerin zekatlarını veriyor musunuz?" diye sordu. Onlar, hayır dediler. Hz. Peygamber (sav) onlara şöyle buyurdu: Bunların sizin için ateşten bilezik olmasını ister misiniz?" Onlar hayır deyince, "O zaman zekatlarını veriniz" buyurdu.
Ebu İsa (et-Tirmizi) şöyle dedi: Bu hadisi Müsenna b. el-Sabbah, Amr b. Şuayb'tan benzer şekilde nakletmiştir. Müsenna b. el-Sabbah ve İbn Lehîa'nın hadis rivayetinde zayıf oldukları belirtilmiştir. Bu konuda Hz. Peygamber'den (sav) sahih olarak bir rivayet nakledilmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 12, 3/29
Senetler:
()
Konular:
Zekat, zinet eşyalarından
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12784, T000628
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ وَشُعْبَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ سُلَيْمَانَ ابْنِ يَسَارٍ عَنْ عِرَاكِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِ فِى فَرَسِهِ وَلاَ فِى عَبْدِهِ صَدَقَةٌ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّهُ لَيْسَ فِى الْخَيْلِ السَّائِمَةِ صَدَقَةٌ وَلاَ فِى الرَّقِيقِ إِذَا كَانُوا لِلْخِدْمَةِ صَدَقَةٌ إِلاَّ أَنْ يَكُونُوا لِلتِّجَارَةِ فَإِذَا كَانُوا لِلتِّجَارَةِ فَفِى أَثْمَانِهِمُ الزَّكَاةُ إِذَا حَالَ عَلَيْهَا الْحَوْلُ .
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Müslüman’ın ticari maksatla olmayan atında ve kölesinde zekat yoktur.” Bu konuda Ali ve Abdullah b. Amr’dan da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmîzî: Ebû Hüreyre hadisi hasen sahihtir. İlim adamları bu hadisle amel ederler dolayısıyla ticaret maksadıyla bulundurulmayan, otlaklara salınmış atlara da zekat yoktur. Hizmet için bulundurulan kölelerde de yine zekat gerekmez. Ama ticaret maksadıyla bulundurulan at ve kölelerde bulundurma süresi bir yılı geçtikten sonra değerleri üzerinden zekat verilmesi gerekir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 8, 3/23
Senetler:
()
Konular:
Zekat, at ve kölelerin zekatı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12796, T000634
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ قَابُوسَ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَهُ.{« لاَ تَصْلُحُ قِبْلَتَانِ فِى أَرْضٍ وَاحِدَةٍ وَلَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ جِزْيَةٌ » .} وَفِى الْبَابِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ زَيْدٍ وَجَدِّ حَرْبِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ الثَّقَفِىِّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ عَبَّاسٍ قَدْ رُوِىَ عَنْ قَابُوسِ بْنِ أَبِى ظَبْيَانَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ عَامَّةِ أَهْلِ الْعِلْمِ أَنَّ النَّصْرَانِىَّ إِذَا أَسْلَمَ وُضِعَتْ عَنْهُ جِزْيَةُ رَقَبَتِهِ . وَقَوْلُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « لَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ عُشُورٌ » إِنَّمَا يَعْنِى بِهِ جِزْيَةَ الرَّقَبَةِ وَفِى الْحَدِيثِ مَا يُفَسِّرُ هَذَا حَيْثُ قَالَ « إِنَّمَا الْعُشُورُ عَلَى الْيَهُودِ وَالنَّصَارَى وَلَيْسَ عَلَى الْمُسْلِمِينَ عُشُورٌ » .
Tercemesi:
Ebû Küreyb (r.a.), Cerir ve Kâbûs’tan aynı senedle bu hadisin bir benzerini bize rivâyet etmiştir.
Bu konuda Saîd b. Zeyd ve Harb b. Ubeydullah es Sekafî’nin dedesinden de hadis rivâyet edilmiştir.
Tirmîzî: İbn Abbâs hadisi Kâbûs b. ebî Zabyan’dan, babasından ve Peygamber (s.a.v.)’den mürsel olarak da rivâyet edilmiştir. İlim adamlarının çoğunluğu bu hadisle amel ederler. Hıristiyan, Müslüman olduğu zaman cizye vergisi kalkar.
Rasûlullah (s.a.v.)’in “Müslümanlar üzerine öşür yoktur” sözü Müslüman olmayan ve cizye vergisi “baş vergisi” verenlerin verdiği vergi, Müslümanlardan alınmaz demektir. Çünkü baş vergisi Müslüman olmayan Yahudi ve Hıristiyanlardan alınır. Müslümanlar üzerine bu “öşür” vergisi yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 11, 3/27
Senetler:
()
Konular:
Yönetim, cizye vergisi
Zekat, Öşür, arazi vergisi