10631 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdülvehhab, ona Eyyûb, ona İbn Ebu Müleyke, ona da Âişe (ra) şöyle rivayet etti: Yahudiler Peygamber (sav)'e gelip: "es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)" dediler. O da: "Ve aleyküm (Sizin üzerinize de olsun)" buyurdu. Bu durum karşısında Âişe (ra): "Ölüm üzerinize olsun, Allah size lanet etsin ve size gazap etsin" dedi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sav): "Yavaş ol ey Âişe! Sana yumuşak davranmak düşer. Şiddet ve kötü söz söylemekten kaçın!" buyurdu. (Hz. Âişe): "Ne söylediler duymadın mı?" deyince (Hz. Peygamber) şöyle buyurdu: "Onlara verdiğim cevabı işitmedin mi? Dolayısıyla benim onlar hakkında söylediğim kabul edilir de onların benim hakkımda söyledikleri kabul edilmez."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: عَلَيْكِ بِالرِّفْقِ ، وَإِيَّاكِ وَالْعُنْفَ أَوِ الْفُحْشَ
Bize Ali b. Abdullah, ona İbn Mehdî, ona Süfyan, ona Seleme, ona Küreyb, ona da İbn Abbas (ra) şöyle rivayet etti: "Ben bir gece (teyzem) Meymûne'nin yanında kalmıştım. Geceleyin Rasûlullah (sav) kalktı, ihtiyacını giderdi, yüzünü ve ellerini yıkadı, sonra uyudu. Bir müddet sonra tekrar kalktı, su tulumunu aldı, tulumun ağzındaki bağı çözdü. Sonra orta yollu bir abdest ortası, yani suyu çok kullanmadan ve onu organlara da tam ulaştırarak bir abdest aldı. Sonra namaza durdu. Ben de kalktım ve Hz. Peygamber'in (sav) benim kendisini takip ettiğimi görmesini istemediğim için uykudan yeni uyanıyormuş gibi gerindim. Abdest aldım. Rasûlullah (sav) namaza durdu, ben de onun sol tarafında namaza durdum. Efendimiz (sav) benim kulağımdan tuttu ve sağ tarafına geçirdi. Tam on üç rekât namaz kıldı. Sonra yatıp uyudu, hatta horladı. Kendisi uyuduğu zaman horlardı. Sonra Bilâl gelip namaz vaktini haber verdi. Hz. Peygamber (sav) bu sefer abdest almadan namaz kıldı. Duasında şunları söylüyordu: "Allah’ım! Kalbimde bir nur kıl, gözümde de bir nur, kulağımda da bir nur, sağımda bir nur, solumda bir nur, üstümde bir nur, altımda bir nur, önümde bir nur, arkamda bir nur kıl. Ve benim için nur yarat!" Ravi Küreyb şöyle demiştir: Bu kelimelerden (veya nurlardan) yedisi tâbuttadır (yani kalbin tabutu gibi olan bedendedir). Sonra ben İbn Abbâs'ın oğullarından bir adamla karşılaştım. O bana bu duâ kelimelerini rivayet etti, ayrıca, "Sinirlerimde, etimde, kanımda, saçımda ve cildimde" kelimelerini de zikretti, bunun dışında iki haslet daha (kemik ve ilik) söyledi.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyub, ona da Ebu Osman, ona da Ebu Musa (el-Eşarî) şöyle demiştir: "Bir seferde Nebi (sav) ile beraberdik. Topluluk yüksek sesle tekbir getirmeye başladılar. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ey insanlar! Kendinize acıyın; sizin dua ettiğiniz ne sağır ne de bir gaiptir! Siz, her daim sizinle beraber olan, işiten ve gören bir zata dua ediyorsunuz' buyurdu. Sonra bana doğru geldi ben o anda içimden 'Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' diyordum. Rasulullah (sav) 'Ey Abdullah b. Kays! Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh de. Çünkü bu, cennet hazinelerinden bir hazinedir' veya 'Sana cennet hazinelerinden bir hazine göstereyim mi? Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh' buyurdu"
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre (Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu) nakletmiştir: "Allah'ın yüzden bir eksik, doksan dokuz ismi vardır. O isimleri ezberleyen kişi mutlaka cennete girer. Zira Allah tektir ve tek olanı sever."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle rivayet etti: Yahudiler Peygamber'e (sav) 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' diyerek selam vermişlerdi. Âişe onların bu sözünü anladı ve: 'Ölüm sizin üzerinize olsun lanet de!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Yavaş ol ey Aişe! Şüphesiz Allah bütün işlerde yumuşaklığı sever." buyurdu. Âişe, 'Ey Allah'ın Nebisi, onların ne dediğini duymadınız mı?' deyince, Rasulullah (sav): 'Sen de benim onlara 'Ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' dediğimi duymadın mı?' karşılığını verdi.
Bize Ebu Hasan Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah (b. Mübarek), ona Süleyman et-Teymî, ona da Ebu Osman (en-Nehdî), Ebu Musa el-Eş'arî’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) bir yükselti veya bir tepeye çıktığında, adamın biri sesini yükselterek şöyle söyledi: Allah'tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür. Rasulullah (sav) katırının üstünde 'Siz ne sağıra ne de olmayan birine dua ediyorsunuz' buyurdu. Sonra da 'Ey Ebu Musa yahut Ey Abdullah! Sana cennet hazinesinden bir kelamı öğreteyim mi?' diye sordu. Ben 'Evet' dediğimde, Rasulullah (sav) 'Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur' kelimesini söyledi."
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvaris, ona Abdülaziz b. Suhayb, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) Rabb'ine sığınarak şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Tembellikten sana sığınırım! Korkaklıktan sana sığınırım! Yaşlılıkta bunamaktan sana sığınırım! Cimrilikten sana sığınırım!"