Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona da Hammad b. Seleme bu isnad ile nakilde bulunup ardından, "iyilik yapanlara dahası da vardır" ayetini okudu ilavesinde bulunmuştur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1164, M000450
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ وَزَادَ ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ "(لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا الْحُسْنَى وَزِيَادَةٌ)"
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona da Hammad b. Seleme bu isnad ile nakilde bulunup ardından, "iyilik yapanlara dahası da vardır" ayetini okudu ilavesinde bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 450, /95
Senetler:
1. Ebu Yahya Suheyb er-Rumî (Suheyb b. Sinan b. Hâlid b. Amr)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
İyilik, iyiliğe nasıl karşılık verileceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1168, M000452
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الدَّارِمِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو الْيَمَانِ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ وَعَطَاءُ بْنُ يَزِيدَ اللَّيْثِىُّ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ أَخْبَرَهُمَا
"أَنَّ النَّاسَ قَالُوا لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم يَا رَسُولَ اللَّهِ هَلْ نَرَى رَبَّنَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ."
[وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِمِثْلِ مَعْنَى حَدِيثِ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ.]
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Said b. el-Müseyyeb ve Ata b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre; "insanlar Hz. Peygamber'e (sav) ey Allah'ın Rasulü! Kıyamet günü Rabbimizi görecek miyiz? diye sormuşlardı. Bundan sonra hadisi İbrahim b. Sa'd rivayetindeki şekliyle nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 452, /97
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yezid el-Cünde'î (Ata b. Yezid el-Leysî)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Şuayb b. Ebu Hamza el-Ümevi (Şuayb b. Dinar)
5. Ebu Yeman Hakem b. Nafi' el-Behrânî (Hakem b. Nafi')
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (Abdullah b. Abdurrahman b. Fadl b. Behrâm b. Abdussamed)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو سَمِعَ جَابِرًا يَقُولُ سَمِعَهُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأُذُنِهِ يَقُولُ
"إِنَّ اللَّهَ يُخْرِجُ نَاسًا مِنَ النَّارِ فَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1349, M000470
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو سَمِعَ جَابِرًا يَقُولُ سَمِعَهُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِأُذُنِهِ يَقُولُ
"إِنَّ اللَّهَ يُخْرِجُ نَاسًا مِنَ النَّارِ فَيُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr, ona Cabir rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber'i (sav) şöyle derken işitmiştir:
"Şüphesiz ki Allah bazı insanları cehennemden çıkarıp cennete koyacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 470, /102
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1325, M000464
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِى بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ أَبِى عَيَّاشٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِنَّ أَدْنَى أَهْلِ الْجَنَّةِ مَنْزِلَةً رَجُلٌ صَرَفَ اللَّهُ وَجْهَهُ عَنِ النَّارِ قِبَلَ الْجَنَّةِ وَمَثَّلَ لَهُ شَجَرَةً ذَاتَ ظِلٍّ فَقَالَ أَىْ رَبِّ قَدِّمْنِى إِلَى هَذِهِ الشَّجَرَةِ أَكُونُ فِى ظِلِّهَا."
وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِ حَدِيثِ ابْنِ مَسْعُودٍ وَلَمْ يُذْكُرْ "فَيَقُولُ يَا ابْنَ آدَمَ مَا يَصْرِينِى مِنْكَ." إِلَى آخِرِ الْحَدِيثِ وَزَادَ فِيهِ "وَيُذَكِّرُهُ اللَّهُ سَلْ كَذَا وَكَذَا فَإِذَا انْقَطَعَتْ بِهِ الأَمَانِىُّ قَالَ اللَّهُ هُوَ لَكَ وَعَشَرَةُ أَمْثَالِهِ - قَالَ - ثُمَّ يَدْخُلُ بَيْتَهُ فَتَدْخُلُ عَلَيْهِ زَوْجَتَاهُ مِنَ الْحُورِ الْعِينِ فَتَقُولاَنِ الْحَمْدُ لِلَّهِ الَّذِى أَحْيَاكَ لَنَا وَأَحْيَانَا لَكَ - قَالَ - فَيَقُولُ مَا أُعْطِىَ أَحَدٌ مِثْلَ مَا أُعْطِيتُ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yahya b. Ebu Bükeyr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebû Salih, ona Numan b. Ebu Ayyaş, ona Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cennette en aşağıdaki makama sahip olan kimse şu adamdır: Allah onun yüzünü cehennemden cennete doğru çevirecek ve ona gölgeli bir ağaç gösterecektir. O kişi ağacı görünce; Rabbim! Beni şu ağaca yaklaştır da gölgesinde durayım diyecektir."
Ravi bundan sonra hadisi, İbn Mesud'dan rivayet edilen hadis gibi nakletmiş "Allah Teâlâ Ey Adem oğlu! Senin benden istediğini ne keser?" kısmını zikretmeyerek şöyle bir ilave yapmıştır: "Allah ona; şunu şunu da iste diye hatırlatır. Ümitleri bitince ona; işte istediklerin on katıyla birlikte senindir buyurur. Sonra onu evine koyar. Hurilerden olan iki eşi gelir ve şöyle derler: Seni bizim için, bizleri de senin için ihya eden Allah'a hamd olsun. O kişi; bana verilen bu nimet başka kimseye verilmemiştir diyecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 464, /101
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Cennet, Nimetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1162, M000449
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ مَيْسَرَةَ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ صُهَيْبٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"إِذَا دَخَلَ أَهْلُ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ - قَالَ - يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى تُرِيدُونَ شَيْئًا أَزِيدُكُمْ فَيَقُولُونَ أَلَمْ تُبَيِّضْ وُجُوهَنَا أَلَمْ تُدْخِلْنَا الْجَنَّةَ وَتُنَجِّنَا مِنَ النَّارِ - قَالَ - فَيَكْشِفُ الْحِجَابَ فَمَا أُعْطُوا شَيْئًا أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِنَ النَّظَرِ إِلَى رَبِّهِمْ عَزَّ وَجَلَّ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere, ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünanî, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Suheyb (ra), ona da Hz. Peygamber (sav) şöyle rivayet etmiştir:
"Cennet ehli cennete girdikleri zaman Yüce Allah; size bundan fazla bir şey vereyim mi? diye sorar. Onlar; bizim yüzlerimizi ağartmadın mı? Bizi cennete sokmadın mı? Bizi cehennemden kurtarmadın mı? derler. Yüce Allah bunun üzerine örtüyü kaldırır. Cennettekilere Rablerine bakmaktan daha çok hoşlarına gidecek bir nimet verilmeyecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 449, /95
Senetler:
1. Ebu Yahya Suheyb er-Rumî (Suheyb b. Sinan b. Hâlid b. Amr)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1186, M000457
Hadis:
وَحَدَّثَنِى هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ يَحْيَى بْنِ عُمَارَةَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يُدْخِلُ اللَّهُ أَهْلَ الْجَنَّةِ الْجَنَّةَ يُدْخِلُ مَنْ يَشَاءُ بِرَحْمَتَهِ وَيُدْخِلُ أَهْلَ النَّارِ النَّارَ ثُمَّ يَقُولُ انْظُرُوا مَنْ وَجَدْتُمْ فِى قَلْبِهِ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ مِنْ إِيمَانٍ فَأَخْرِجُوهُ. فَيُخْرَجُونَ مِنْهَا حُمَمًا قَدِ امْتَحَشُوا. فَيُلْقَوْنَ فِى نَهْرِ الْحَيَاةِ أَوِ الْحَيَا فَيَنْبُتُونَ فِيهِ كَمَا تَنْبُتُ الْحِبَّةُ إِلَى جَانِبِ السَّيْلِ أَلَمْ تَرَوْهَا كَيْفَ تَخْرُجُ صَفْرَاءَ مُلْتَوِيَةً."
Tercemesi:
Bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Malik b. Enes, ona Amr b. Yahya b. Umare, ona babası Yahya b. Umare, ona Ebu Said el-Hudrî (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Allah cennetlikleri cennete koyacaktır. O dilediğini rahmetiyle cennete sokar. Cehennemlikleri de cehenneme kocayacaktır. Sonra da bakın kalbinde hardal tanesi kadar iman bulduklarını cehennemden çıkarın buyuracaktır. Böyle olan kimseler kömür gibi yanmış halde cehennemden çıkacaklar, hayat veya haya nehrine atılacaklar ve oradan selin kenarında biten otlar gibi yeniden biteceklerdir. Böyle otların sapsarı kıvrılmış olarak çıktığını hiç görmediniz mi!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 457, /99
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1334, M000466
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ الأَشْجَعِىُّ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبْجَرَ قَالَ سَمِعْتُ الشَّعْبِىَّ يَقُولُ سَمِعْتُ الْمُغِيرَةَ بْنَ شُعْبَةَ يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ
"إِنَّ مُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - سَأَلَ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ عَنْ أَخَسِّ أَهْلِ الْجَنَّةِ مِنْهَا حَظًّا." وَسَاقَ الْحَدِيثَ بِنَحْوِهِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Ubeydullah el-Eşcaî, ona Abdülmelik b. Ebcer, ona Şa'bî rivayet ettiğine göre Mugîra b. Şube minber üzerine şöyle derken duymuştur:
"Musa (as) Allah Teâlâ'dan cennete girenlerin cennetten en az nasibi olanını sordu." Bunu söyledikten sonra hadisi yukarıdaki gibi rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 466, /101
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cennet,
Cennet, Dereceleri
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1364, M000475
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْجَحْدَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كَامِلٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَجْمَعُ اللَّهُ النَّاسَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيَهْتَمُّونَ لِذَلِكَ - وَقَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ فَيُلْهَمُونَ لِذَلِكَ - فَيَقُولُونَ لَوِ اسْتَشْفَعْنَا عَلَى رَبِّنَا حَتَّى يُرِيحَنَا مِنْ مَكَانِنَا هَذَا - قَالَ - فَيَأْتُونَ آدَمَ صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُونَ أَنْتَ آدَمُ أَبُو الْخَلْقِ خَلَقَكَ اللَّهُ بِيَدِهِ وَنَفَخَ فِيكَ مِنْ رُوحِهِ وَأَمَرَ الْمَلاَئِكَةَ فَسَجَدُوا لَكَ اشْفَعْ لَنَا عِنْدَ رَبِّكَ حَتَّى يُرِيحَنَا مِنْ مَكَانِنَا هَذَا. فَيَقُولُ لَسْتُ هُنَاكُمْ - فَيَذْكُرُ خَطِيئَتَهُ الَّتِى أَصَابَ فَيَسْتَحْيِى رَبَّهُ مِنْهَا - وَلَكِنِ ائْتُوا نُوحًا أَوَّلَ رَسُولٍ بَعَثَهُ اللَّهُ - قَالَ - فَيَأْتُونَ نُوحًا صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُ لَسْتُ هُنَاكُمْ - فَيَذْكُرُ خَطِيئَتَهُ الَّتِى أَصَابَ فَيَسْتَحْيِى رَبَّهُ مِنْهَا - وَلَكِنِ ائْتُوا إِبْرَاهِيمَ صلى الله عليه وسلم الَّذِى اتَّخَذَهُ اللَّهُ خَلِيلاً. فَيَأْتُونَ إِبْرَاهِيمَ صلى الله عليه وسلم فَيَقُولُ لَسْتُ هُنَاكُمْ - وَيَذْكُرُ خَطِيئَتَهُ الَّتِى أَصَابَ فَيَسْتَحْيِى رَبَّهُ مِنْهَا - وَلَكِنِ ائْتُوا مُوسَى صلى الله عليه وسلم الَّذِى كَلَّمَهُ اللَّهُ وَأَعْطَاهُ التَّوْرَاةَ. قَالَ فَيَأْتُونَ مُوسَى - عَلَيْهِ السَّلاَمُ - فَيَقُولُ لَسْتُ هُنَاكُمْ - وَيَذْكُرُ خَطِيئَتَهُ الَّتِى أَصَابَ فَيَسْتَحْيِى رَبَّهُ مِنْهَا - وَلَكِنِ ائْتُوا عِيسَى رُوحَ اللَّهِ وَكَلِمَتَهُ. فَيَأْتُونَ عِيسَى رُوحَ اللَّهِ وَكَلِمَتَهُ فَيَقُولُ لَسْتُ هُنَاكُمْ. وَلَكِنِ ائْتُوا مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم عَبْدًا قَدْ غُفِرَ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ وَمَا تَأَخَّرَ." قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "فَيَأْتُونِى فَأَسْتَأْذِنُ عَلَى رَبِّى فَيُؤْذَنُ لِى فَإِذَا أَنَا رَأَيْتُهُ وَقَعْتُ سَاجِدًا فَيَدَعُنِى مَا شَاءَ اللَّهُ فَيُقَالُ يَا مُحَمَّدُ ارْفَعْ رَأْسَكَ قُلْ تُسْمَعْ سَلْ تُعْطَهْ اشْفَعْ تُشَفَّعْ. فَأَرْفَعُ رَأْسِى فَأَحْمَدُ رَبِّى بِتَحْمِيدٍ يُعَلِّمُنِيهِ رَبِّى ثُمَّ أَشْفَعُ فَيَحُدُّ لِى حَدًّا فَأُخْرِجُهُمْ مِنَ النَّارِ وَأُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ ثُمَّ أَعُودُ فَأَقَعُ سَاجِدًا فَيَدَعُنِى مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَدَعَنِى ثُمَّ يُقَالُ ارْفَعْ رَأْسَكَ يَا مُحَمَّدُ قُلْ تُسْمَعْ سَلْ تُعْطَهْ اشْفَعْ تُشَفَّعْ. فَأَرْفَعُ رَأْسِى فَأَحْمَدُ رَبِّى بِتَحْمِيدٍ يُعَلِّمُنِيهِ ثُمَّ أَشْفَعُ فَيَحُدُّ لِى حَدًّا فَأُخْرِجُهُمْ مِنَ النَّارِ وَأُدْخِلُهُمُ الْجَنَّةَ - قَالَ فَلاَ أَدْرِى فِى الثَّالِثَةِ أَوْ فِى الرَّابِعَةِ قَالَ - فَأَقُولُ يَا رَبِّ مَا بَقِىَ فِى النَّارِ إِلاَّ مَنْ حَبَسَهُ الْقُرْآنُ أَىْ وَجَبَ عَلَيْهِ الْخُلُودُ." - قَالَ ابْنُ عُبَيْدٍ فِى رِوَايَتِهِ قَالَ قَتَادَةُ أَىْ وَجَبَ عَلَيْهِ الْخُلُودُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî ve Muhammed b. Ubeyd el-Ğuberî, -lafız, İbn Kamil'e aittir- ona Ebu Avane, ona Katade, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Allah, Kıyamet günü insanları toplar da onlar buna ihtimam gösterirler." -İbn Ubeyd, bu onlara ilham edilir demiştir.- "Onlar (biri), Rabbimizle aramızda şefaatçi olsa da şu durumumuzdan bizi kurtarsa derler de Adem'e (sav) gelip sen, insanların babası Ademsin! Allah seni kudreti ile yarattı, sana ruhundan üfledi ve meleklere emretti de sana secde ettiler! Rabbin nezdinde bize şefaat et de şu durumumuzdan bizi kurtar! derler. (Adem) Sizin sandığınız gibi değilim! deyip işlediği kötülüğü zikreder (ve) ondan (dolayı) Rabbinden haya eder. Ancak; siz Allah'ın gönderdiği ilk peygamber Nuh'a gidin! Onlar da Nuh'a (sav) gelirler. (Nuh), sizin sandığınız gibi değilim! deyip işlediği kötülüğü zikreder (ve) ondan (dolayı) Rabbinden haya eder. Lakin der, Allah'ın dost edindiği İbrahim'e (sav) gidin! Onlar İbrahim'e gelirler. (İbrahim) Sizin sandığınız gibi değilim! deyip işlediği kötülüğü zikreder (ve) ondan (dolayı) Rabbinden haya eder. Ancak der, siz, Allah'ın kendisi ile konuştuğu ve kendisine Tevrât'ı verdiği Musa'ya (sav) gidin! Musa'ya (as) gelirler. (Musa) Sizin sandığınız gibi değilim! deyip işlediği kötülüğü zikreder (ve) ondan (dolayı) Rabbinden haya eder. Lakin der, siz Allah'ın ruhu ve kelimesi İsa'ya gidin! Onlar İsa'ya gelirler. (İsa), sizin sandığınız gibi değilim. Ama, Allah'ın geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı kul(u) Muhammed'e (sav) gidin! der. Onlar (nihayet) bana gelirler! Ben de Rabbimden izin isterim; bana izin verilir. (Rabbimi) gördüğümde secdeye kapanırım da Allah, beni dilediği kadar o halde bırakır. (Derken) Ya Muhammed! Kaldır başını! Söyle; dinlenilecek! İste; verilecek! Şefaat et; şefaatin kabul edilecek! denilir. Ben de başımı kaldırıp Rabbimin bana öğrettiği şekilde ona hamdederim. Ardından şefaatte bulurum da bana bir sınır konulur! Onları cehennemden çıkarır ve cennete koyarım. Sonra dönüp secdeye kapanırım. Allah, beni dilediği kadar o hal üzere bırakır. Daha sonra; Ey Muhammed! Başını kaldır! Söyle; dinlenilecek! İste; verilecek! Şefaat et; şefaatin kabul edilecek! denilir. Ben de başımı kaldırıp Rabbimin bana öğrettiği şekilde ona hamdederim. Ardından şefaatte bulurum da bana bir sınır konulur! Onları cehennemden çıkarır ve cennete koyarım."
Ravilerden biri şüpheye düşüp üçüncü ya da dördüncü defada diyerek Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir:
"Ben, ya Rabbi! Cehennemde sadece Kur'an'ın hapsettiği yani, ebedi olarak cehennemde olacak kimseler kaldı derim.
İbn Ubeyd, rivayetinde, Katade'den naklen, yani, ebedi olarak cehennemde olacaklar ifadesini zikretmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 475, /103
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Kıyamet, ahvali
Peygamberler, Hz. Adem
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Peygamberler, Hz. İsa
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Peygamberler, Hz. Nuh
Şefaat, şefaat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1361, M000474
Hadis:
حَدَّثَنَا هَدَّابُ بْنُ خَالِدٍ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى عِمْرَانَ وَثَابِتٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يَخْرُجُ مِنَ النَّارِ أَرْبَعَةٌ فَيُعْرَضُونَ عَلَى اللَّهِ فَيَلْتَفِتُ أَحَدُهُمْ فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ إِذْ أَخْرَجْتَنِى مِنْهَا فَلاَ تُعِدْنِى فِيهَا. فَيُنْجِيهِ اللَّهُ مِنْهَا."
Tercemesi:
Bize Heddâb b. Halid el-Ezdî, ona Hammad b. Seleme, ona Ebu İmra ve Sabit, onlara Enes b. Malik (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Cehennemden dört kişi çıkacak ve bunlar Allah'a arz edileceklerdir. İçlerinden biri şöyle diyecektir: Ey Rabbim! Beni cehennemden çıkardın. Beni bir daha oraya döndürme. Böyle deyince Allah onu kurtaracaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 474, /103
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1366, M000476
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يَجْتَمِعُ الْمُؤْمِنُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيَهْتَمُّونَ بِذَلِكَ أَوْ يُلْهَمُونَ ذَلِكَ."
بِمِثْلِ حَدِيثِ أَبِى عَوَانَةَ وَقَالَ فِى الْحَدِيثِ "ثُمَّ آتِيهِ الرَّابِعَةَ - أَوْ أَعُودُ الرَّابِعَةَ - فَأَقُولُ يَا رَبِّ مَا بَقِىَ إِلاَّ مَنْ حَبَسَهُ الْقُرْآنُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine bize İbn Ebu Adî, ona Said, ona Katade, ona Enes (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Müminler kıyamet günü toplanacaklar. Buna ehemmiyet verecekler yahut kendilerine ilham edilecektir."
Ebu Avane hadisinin benzerini nakletmişlerdir. Bu hadiste şöyle demiştir: "Sonra dördüncü olarak gelip Ey Rabbim sadece Kur'an'ın hapsettikleri kaldı diyeceğim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 476, /103
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Cehennem, toplanma yeri
Cennet,
Kıyamet, ahvali
Şefaat, şefaat