Öneri Formu
Hadis Id, No:
12768, T000617
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ التَّمِيمِىُّ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمَعْرُورِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ جِئْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ . قَالَ فَرَآنِى مُقْبِلاً فَقَالَ « هُمُ الأَخْسَرُونَ وَرَبِّ الْكَعْبَةِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . قَالَ فَقُلْتُ مَا لِى! لَعَلَّهُ أُنْزِلَ فِىَّ شَىْءٌ . قَالَ قُلْتُ مَنْ هُمْ فِدَاكَ أَبِى وَأُمِّى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « هُمُ الأَكْثَرُونَ إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » . فَحَثَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَعَنْ يَمِينِهِ وَعَنْ شِمَالِهِ . ثُمَّ قَالَ « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لاَ يَمُوتُ رَجُلٌ فَيَدَعُ إِبِلاً أَوْ بَقَرًا لَمْ يُؤَدِّ زَكَاتَهَا إِلاَّ جَاءَتْهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْظَمَ مَا كَانَتْ وَأَسْمَنَهُ تَطَؤُهُ بِأَخْفَافِهَا وَتَنْطَحُهُ بِقُرُونِهَا كُلَّمَا نَفِدَتْ أُخْرَاهَا عَادَتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا حَتَّى يُقْضَى بَيْنَ النَّاسِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ مِثْلُهُ . وَعَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ رضى الله عنه قَالَ لُعِنَ مَانِعُ الصَّدَقَةِ . وَعَنْ قَبِيصَةَ بْنِ هُلْبٍ عَنْ أَبِيهِ وَجَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى ذَرٍّ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَاسْمُ أَبِى ذَرٍّ جُنْدُبُ بْنُ السَّكَنِ وَيُقَالُ ابْنُ جُنَادَةَ . حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ مُوسَى عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ حَكِيمِ بْنِ الدَّيْلَمِ عَنِ الضَّحَّاكِ بْنِ مُزَاحِمٍ قَالَ الأَكْثَرُونَ أَصْحَابُ عَشَرَةِ آلاَفٍ . قَالَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُنِيرٍ مَرْوَزِىٌّ رَجُلٌ صَالِحٌ .
Tercemesi:
Bize Hennâd es-Serrî et-Temimî el-Kûfî, ona Ebu Muâviye, ona el-A’meş, ona el-Ma’rûr b. Suveyd, ona da Ebu Zerr’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) Kâbe’nin gölgesinde iken yanına vardım. Benim gelmekte olduğumu görünce: “Kâbe’nin Rabbine yemin ederim ki onlar kıyamet gününde en çok zarar edecek olanlardır” buyurdu. Ben: Bana ne oluyor? Muhtemelen herhangi bir şey hakkında vahiy nazil oldu, dedim ve: Babam, anam sana feda olsun, bu bahsettiklerin kimlerdir, dedim. Rasulullah (sav) -ön tarafına, sağına ve soluna avuçla dağıtır gibi hareket yaprak-: “Şöyle, şöyle ve şöyle yapanlar dışında, malı mülkü pek çok olanlardır” buyurdu. Sonra da şunları ekledi: “Nefsim elinde olana yemin olsun ki, bir adam ölür de, geriye zekâtını vermediği deve yahut sığır bırakırsa, mutlaka bunlar, kıyamet gününde ona olabildikleri en iri ve en semiz bir şekilde gelirler, ayaklarıyla onu çiğner, boynuzlarıyla ona tos vururlar, sonuncuları geçip gittikten sonra, ilkleri tekrar onun üzerine geçer ve bu durum, insanlar arasında hüküm verilinceye kadar öylece devam eder.”
Bu hususta Ebu Hureyre de aynısını rivayet etmiştir. Ayrıca Ali b. Ebu Talib’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Zekât vermeyene lanet edilmiştir.”
Kabisa b. Hulb’e babasından, Câbir b. Abdullah ve Abdullah b. Mesud’dan da gelen rivayetler vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Ebu Zerr’in rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir. Ebu Zerr’in adı ise Cündüb b. es-Seken’dir. İbn Cünâde olduğu da söylenmiştir.
Bize Abdullah b. Munir, ona Ubeydullah b. Musa, ona Süfyan es-Sevrî, ona Hakim b. ed-Deylem, ona ed-Dahhak b. Muzahim’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Malı çok olanlar, on bine sahip olan kimselerdir.
(Tirmizi) dedi ki: Abdullah b. Munir ise Mervezî (Mervli) olup iyi bir insandır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 1, 3/12
Senetler:
()
Konular:
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12794, T000632
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ الثَّقَفِىُّ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ مَنِ اسْتَفَادَ مَالاً فَلاَ زَكَاةَ فِيهِ حَتَّى يَحُولَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ عِنْدَ رَبِّهِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَرَوَى أَيُّوبُ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ وَغَيْرُ وَاحِدٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ مَوْقُوفًا . وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ ضَعِيفٌ فِى الْحَدِيثِ ضَعَّفَهُ أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَعَلِىُّ بْنُ الْمَدِينِىِّ وَغَيْرُهُمَا مِنْ أَهْلِ الْحَدِيثِ وَهُوَ كَثِيرُ الْغَلَطِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ غَيْرِ وَاحِدٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنْ لاَ زَكَاةَ فِى الْمَالِ الْمُسْتَفَادِ حَتَّى يَحُولَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ . وَبِهِ يَقُولُ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ . وَقَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ إِذَا كَانَ عِنْدَهُ مَالٌ تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ فَفِيهِ الزَّكَاةُ وَإِنْ لَمْ يَكُنْ عِنْدَهُ سِوَى الْمَالِ الْمُسْتَفَادِ مَا تَجِبُ فِيهِ الزَّكَاةُ لَمْ يَجِبْ عَلَيْهِ فِى الْمَالِ الْمُسْتَفَادِ زَكَاةٌ حَتَّى يَحُولَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ فَإِنِ اسْتَفَادَ مَالاً قَبْلَ أَنْ يَحُولَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ فَإِنَّهُ يُزَكِّى الْمَالَ الْمُسْتَفَادَ مَعَ مَالِهِ الَّذِى وَجَبَتْ فِيهِ الزَّكَاةُ . وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَأَهْلُ الْكُوفَةِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab es-Sekafî, ona Eyyüb, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Kişinin kazandığı mal üzerinden bir yıl geçmedikçe Allah katında zekatı gerekmez.
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'in hadisinden daha sahihtir.
Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle devam etmiştir: Eyyüb ve Ubeydullah b. Ömer ve bir başkası Nafi'den o da İbn Ömer'den mevkuf (İbn Ömer'in sözü) olarak nakletmiştir. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem hadis rivayetinde zayıftır. Ehl-i ilimden Ahmed b. Hanbel, Ali b. Medînî ve ikisinden başkaları da zayıf addetmişler ve çok hata yaptığını belirtmişlerdir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından başka birinden de kazanılan mallardan bir yıl geçmeden zekat gerekmediğini nakletmiştir. Malik b. Enes, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Râhuye de bu görüştedir. Ehl-i ilimden bazıları şöyle demiştir; Bir kişinin zekat gereken malı varsa yeni kazandığı mala (bir yıl beklemeden) zekat gerekir. Kişinin önceki malı zekat gereken miktarda değilse yeni kazandığı mala bir yıl geçmeden zekat vekat vermesi gerekmez. Bir kimse kazandığı mal üzerinden bir yıl geçmeden kazancına yeni kazançlar eklese bu yeni kazancının zekatını da önceki kazandığı malın üzerinden bir yıl geçince öder. Kûfe ehli ve Süfyan es-Sevrî de bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 10, 3/26
Senetler:
()
Konular:
Zekat, malın üzerinden ne kadar yıl geçeceği
Zekat, nisabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12799, T000636
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ شُعْبَةَ عَنِ الأَعْمَشِ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا وَائِلٍ يُحَدِّثُ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ ابْنِ أَخِى زَيْنَبَ امْرَأَةِ عَبْدِ اللَّهِ - عَنْ زَيْنَبَ - امْرَأَةِ عَبْدِ اللَّهِ - عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ .{« يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ وَلَوْ مِنْ حُلِيِّكُنَّ فَإِنَّكُنَّ أَكْثَرُ أَهْلِ جَهَنَّمَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .} قَالَ أَبُو عِيسَى وَهَذَا أَصَحُّ مِنْ حَدِيثِ أَبِى مُعَاوِيَةَ وَأَبُو مُعَاوِيَةَ وَهِمَ فِى حَدِيثِهِ فَقَالَ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ عَنِ ابْنِ أَخِى زَيْنَبَ . وَالصَّحِيحُ إِنَّمَا هُوَ عَنْ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ ابْنِ أَخِى زَيْنَبَ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَأَى فِى الْحُلِىِّ زَكَاةً . وَفِى إِسْنَادِ هَذَا الْحَدِيثِ مَقَالٌ . وَاخْتَلَفَ أَهْلُ الْعِلْمِ فِى ذَلِكَ. فَرَأَى بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالتَّابِعِينَ فِى الْحُلِىِّ زَكَاةَ مَا كَانَ مِنْهُ ذَهَبٌ وَفِضَّةٌ . وَبِهِ يَقُولُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ . وَقَالَ بَعْضُ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمُ ابْنُ عُمَرَ وَعَائِشَةُ وَجَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَأَنَسُ بْنُ مَالِكٍ لَيْسَ فِى الْحُلِىِّ زَكَاةٌ . وَهَكَذَا رُوِىَ عَنْ بَعْضِ فُقَهَاءِ التَّابِعِينَ وَبِهِ يَقُولُ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Gaylan, ona Ebu Davud, ona Şu'be, ona (Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Ebu Vail, ona Abdullah'ın (b. Mesud) karısı Zeyneb'in kardeşinin torunu olan Amr b. Haris, ona da Zeyneb (bt. Abdullah es-Sekafiyye), Hz. Peygamber'den (sav) (önceki hadisin) benzerini nakletmiştir. {Ey Kadınlar topluluğu! Takılarınızdan da olsa sadaka veriniz. Kıyamet gününde cehennem ehlinin çoğunluğu kadınlardır.}
Ebu İsa (et-Tirmizî), Bu hadis Ebu Muaviye'nin hadisinden daha sahihtir. Ebu Muaviye hadisinde hata yapmış ve Amr b. Haris'in hadisi Zeyneb'in kardeşinin oğlundan naklettiğini söylemiştir. Doğru olan ise Amr b. Haris'in Zeyneb'in kardeşinin oğlu (bu isimlerin tek bir kişi) olarak nakledilmesidir. Amr b. Şuayb, babasından (Şuayb b. Muhammed), o da dedesinden (Abdullah b. Amr), Hz. Peygamber'in takılardan zekat verilmesi gerektiği konusundaki hadisini nakletmiştir. Ancak bu hadisin isnadı hakkında da farklı görüşler bulunmaktadır. İlim ehli bu konu hakkında ihtilaf etmiştir. Sahabeden ve tabiînin ilim ehlinden bir kısmı altın ve gümüşten olan takıların zekatlarının verilmesi gerektiği görüşündedirler. Süfyan es-Sevrî ve Abdullah b. Mübarek de bu görüştedir. Aralarında (Abdullah) b. Ömer, Hz. Aişe, Cabir b. Abdullah ve Enes b. Malik'in bulunduğu Hz. Peygamber'in ashabından bir kısmı ise takılara zekat gerekmediği görüşündedirler. Tabiînin fakihlerinden bir kısmı da bu görüştedir. Malik b. Enes, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve İshak b. Râhuye de (zekat gerekmediği) bu görüştedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 12, 3/28
Senetler:
()
Konular:
Zekat, zinet eşyalarından
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ » . فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِغُرَمَائِهِ « خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَجُوَيْرِيَةَ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13949, T000655
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ » . فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِغُرَمَائِهِ « خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَائِشَةَ وَجُوَيْرِيَةَ وَأَنَسٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said), ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec (el-Kuraşî), ona Iyaz b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) zamanında satın aldığı meyvelerle ilgili olarak adamın biri bir afetle karşılaştı. Dolayısıyla borçları arttı. Rasulullah (sav); 'Ona sadaka veriniz.' buyurdu. İnsanlar da ona sadaka verdiler. Ancak verilen bu sadakalar, onun borcunu ödemeye yetmedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adamın alacaklılarına; 'Alacağınıza karşılık olmak üzere bulduğunuzu alabilirsiniz. Sizin için bundan başka da bir imkan bulunmamaktadır.' buyurdu."
Tirmizi şöyle dedi: "Bu konuda Âişe, Cüveyriye ve Enes'ten de rivayet bulunmaktadır."
Ebu İsa (Tirmizi) şöyle dedi: "Ebu Said'in (el-Hudrî) rivayet ettiği hadis, hasen sahih bir hadistir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 24, 3/44
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Amiri (İyaz b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh b. Haris)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Borç, borçluya kolaylık, afet sebebiyle
Borç, ödeyebilecek kimseye havale
Ticaret, iflas hukuku
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13984, T000664
Hadis:
حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ مُكْرَمٍ الْعَمِّىُّ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عِيسَى الْخَزَّازُ الْبَصْرِىُّ عَنْ يُونُسَ بْنِ عُبَيْدٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الصَّدَقَةَ لَتُطْفِئُ غَضَبَ الرَّبِّ وَتَدْفَعُ مِيتَةَ السُّوءِ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ .
Tercemesi:
Bize Ukbe b. Mükrim el-Ammî el-Basrî, ona Abdullah b. İsa el-Hazzâz el-Basrî, ona Yunus b. Ubeyd (el-Abdî), ona (Ebu Said) Hasan (el-Basrî) ona da Enes b. Malik (el-Ensarî)Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Sadaka, Rabbinin gazabını söndürür ve kötü ölümü de önler.” Tirmizî: Hadis, bu şekliyle garibtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 28, 3/52
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
4. Ebu Halef Abdullah b. İsa el-Hazzâz (Abdullah b. İsa b. Halid)
5. Hafız Ebu Abdulmelik Ukbe b. Mükrem el-Ammi (Ukbe b. Mükrem b. Eflah b. Cerad)
Konular:
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14000, T000669
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَجُلاً قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ أُمِّى تُوُفِّيَتْ أَفَيَنْفَعُهَا إِنْ تَصَدَّقْتُ عَنْهَا قَالَ « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ لِى مَخْرَفًا فَأُشْهِدُكَ أَنِّى قَدْ تَصَدَّقْتُ بِهِ عَنْهَا . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَبِهِ يَقُولُ أَهْلُ الْعِلْمِ . يَقُولُونَ لَيْسَ شَىْءٌ يَصِلُ إِلَى الْمَيِّتِ إِلاَّ الصَّدَقَةُ وَالدُّعَاءُ . وَقَدْ رَوَى بَعْضُهُمْ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مُرْسَلاً . قَالَ وَمَعْنَى قَوْلِهِ إِنَّ لِى مَخْرَفًا . يَعْنِى بُسْتَانًا .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Meni', ona Ravh b. Ubade, ona Zekeriyya b. İshak, ona Amr b. Dinar, ona da İkrime (Mevla İbn Abbas), (Abdullah) b. Abbas'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet:
"Bir adam Ey Allah'ın Rasulü, annem öldü onun adına sadaka versem ona faydası olur mu? Rasulullah (sav): "Evet" buyurdu. Adam da: 'Benim bir hurma bahçem var onu annem için sadaka verdim.'
Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis hasendir. İlim adamları da bu hadisle amel etmekte olup, şöyle dediler: "Ölüye sadaka ve duadan başka bir şey ulaşmaz." Bazıları da bu hadisi Amr b. Dinar’dan, İkrime’den, mürsel olarak rivayet ettiler.
Hadiste geçen "Benim bir Mahrefem var"sözü hurma bahçem var demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 33, 3/56
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
5. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
6. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Sadaka, ölen bir kimse adına
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14023, T000677
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ عَمْرِو بْنِ مُسْلِمٍ أَبُو عَمْرٍو الْحَذَّاءُ الْمَدَنِىُّ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نَافِعٍ الصَّائِغُ عَنِ ابْنِ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَأْمُرُ بِإِخْرَاجِ الزَّكَاةِ قَبْلَ الْغُدُوِّ لِلصَّلاَةِ يَوْمَ الْفِطْرِ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَهُوَ الَّذِى يَسْتَحِبُّهُ أَهْلُ الْعِلْمِ أَنْ يُخْرِجَ الرَّجُلُ صَدَقَةَ الْفِطْرِ قَبْلَ الْغُدُوِّ إِلَى الصَّلاَةِ .
Tercemesi:
Bize Müslim b. Amr b. Müslim Ebu Amr el-Hazzâ el-Medenî, ona Abdullah b. Nâfi es-Sâiğ, ona İbn Ebu Zinâd, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi'nin İbn Ömer'den naklettiğine göre Rasulullah (sav) bayram günü, bayram namazına geçmeden önce fitrenin verilmesini emretmiştir.
Ebu İsa şöyle dedi:Bu hasen sahih bir hadistir. Alimler fitrenin bayram namazından önce verilmesini müstehab görmüşlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 36, 3/62
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
4. İbn Ebü'z-Zinad Abdurrahman b. Ebu Zinad el-Kuraşi (Abdurrahman b. Abdullah b. Zekvan)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Nafi' el-Mahzumi (Abdullah b. Nafi' b. Ebu Nafi')
6. Ebu Amr Müslim b. Amr el-Hazza (Müslim b. Amr b. Müslim b. Vehb)
Konular:
Sadaka, Fıtır sadakası
Sadaka, Fıtır sadakası, verme zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14030, T000680
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ بَيَانِ بْنِ بِشْرٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لأَنْ يَغْدُوَ أَحَدُكُمْ فَيَحْتَطِبَ عَلَى ظَهْرِهِ فَيَتَصَدَّقَ مِنْهُ فَيَسْتَغْنِىَ بِهِ عَنِ النَّاسِ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَنْ يَسْأَلَ رَجُلاً أَعْطَاهُ أَوْ مَنَعَهُ ذَلِكَ فَإِنَّ الْيَدَ الْعُلْيَا أَفْضَلُ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ حَكِيمِ بْنِ حِزَامٍ وَأَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ وَالزُّبَيْرِ بْنِ الْعَوَّامِ وَعَطِيَّةَ السَّعْدِىِّ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ وَمَسْعُودِ بْنِ عَمْرٍو وَابْنِ عَبَّاسٍ وَثَوْبَانَ وَزِيَادِ بْنِ الْحَارِثِ الصُّدَائِىِّ وَأَنَسٍ وَحُبْشِىِّ بْنِ جُنَادَةَ وَقَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ وَسَمُرَةَ وَابْنِ عُمَرَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أَبِى هُرَيْرَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ يُسْتَغْرَبُ مِنْ حَدِيثِ بَيَانٍ عَنْ قَيْسٍ .
Tercemesi:
Bize Hennâd (b. Serî et-Temîmî), ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), Beyan b. Bişr, ona Kays b. Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Rasulullah'ın (sav) şöyle söylediğini duydum: "Birinizin sabah vakti gidip odun toplayıp sırtına yüklemesi, onun [yani ondan kazandığının] bir kısmını sadaka olarak vermesi ve böylece insanlara muhtaç olmaması, o kişi için -versin ya da vermesin- birinden bir şeyler istemesinden daha hayırlıdır. Muhakkak ki veren el, alan elden daha üstündür. [Sadaka vermeye] nafakasını sağlamakla mükellef olduğun kişilerden başla."
Tirmizi şöyle demiştir:
Bu konuda Hakîm b. Hizâm, Ebu Said el-Hudrî, Zübeyr b. Avvâm, Atiyye es-Sa'dî, Abdullah b. Mesud, Mesdu b. Amr, (Abdullah) b.Abbas, Sevbân, Ziyâd b. Hâris es-Sudânî, Enes b. Malik, Hubşî b. CCünâde, Kabîsa b. Muhârik, Semüre ve (Abdullah) b. Ömer'den de rivayet bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizi) ayrıca şöyle demiştir:
Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiği hadis, hasen sahih garib bir hadistir. Garib olması, Beyan b. Kays rivayeti sebebiyledir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 38, 3/64
Senetler:
()
Konular:
Dilencilik, dilencilikten uzak durmak
İnfak, Veren el olmak
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Sadaka, öncelikle aile efradına ve yakınlara verilmelidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13978, T000662
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ يَقْبَلُ الصَّدَقَةَ وَيَأْخُذُهَا بِيَمِينِهِ فَيُرَبِّيهَا لأَحَدِكُمْ كَمَا يُرَبِّى أَحَدُكُمْ مُهْرَهُ حَتَّى إِنَّ اللُّقْمَةَ لَتَصِيرُ مِثْلَ أُحُدٍ » . وَتَصْدِيقُ ذَلِكَ فِى كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ (ألم يعلموا أن الله وَهُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ ) وَ ( يَمْحَقُ اللَّهُ الرِّبَا وَيُرْبِى الصَّدَقَاتِ ) . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ عَائِشَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا . وَقَدْ قَالَ غَيْرُ وَاحِدٍ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ فِى هَذَا الْحَدِيثِ وَمَا يُشْبِهُ هَذَا مِنَ الرِّوَايَاتِ مِنَ الصِّفَاتِ وَنُزُولِ الرَّبِّ تَبَارَكَ وَتَعَالَى كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا قَالُوا قَدْ تَثْبُتُ الرِّوَايَاتُ فِى هَذَا وَيُؤْمَنُ بِهَا وَلاَ يُتَوَهَّمُ وَلاَ يُقَالُ كَيْفَ هَكَذَا رُوِىَ عَنْ مَالِكٍ وَسُفْيَانَ بْنِ عُيَيْنَةَ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ أَنَّهُمْ قَالُوا فِى هَذِهِ الأَحَادِيثِ أَمِرُّوهَا بِلاَ كَيْفٍ . وَهَكَذَا قَوْلُ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَهْلِ السُّنَّةِ وَالْجَمَاعَةِ . وَأَمَّا الْجَهْمِيَّةُ فَأَنْكَرَتْ هَذِهِ الرِّوَايَاتِ وَقَالُوا هَذَا تَشْبِيهٌ . وَقَدْ ذَكَرَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ فِى غَيْرِ مَوْضِعٍ مِنْ كِتَابِهِ الْيَدَ وَالسَّمْعَ وَالْبَصَرَ فَتَأَوَّلَتِ الْجَهْمِيَّةُ هَذِهِ الآيَاتِ فَفَسَّرُوهَا عَلَى غَيْرِ مَا فَسَّرَ أَهْلُ الْعِلْمِ وَقَالُوا إِنَّ اللَّهَ لَمْ يَخْلُقْ آدَمَ بِيَدِهِ . وَقَالُوا إِنَّ مَعْنَى الْيَدِ هَا هُنَا الْقُوَّةُ . وَقَالَ إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ إِنَّمَا يَكُونُ التَّشْبِيهُ إِذَا قَالَ يَدٌ كَيَدٍ أَوْ مِثْلُ يَدٍ أَوْ سَمْعٌ كَسَمْعٍ أَوْ مِثْلُ سَمْعٍ . فَإِذَا قَالَ سَمْعٌ كَسَمْعٍ أَوْ مِثْلُ سَمْعٍ فَهَذَا التَّشْبِيهُ وَأَمَّا إِذَا قَالَ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى يَدٌ وَسَمْعٌ وَبَصَرٌ وَلاَ يَقُولُ كَيْفَ وَلاَ يَقُولُ مِثْلُ سَمْعٍ وَلاَ كَسَمْعٍ فَهَذَا لاَ يَكُونُ تَشْبِيهًا وَهُوَ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى فِى كِتَابِهِ ( لَيْسَ كَمِثْلِهِ شَىْءٌ وَهُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ ) .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ (el-Hemdânî), ona Veki (b. Cerrah er-Ruâsî), ona Abbad b. Mansur (en-Nâcî), ona Kasım b. Muhammed (et-Teymî) ona da Ebu Hüreyre Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “Allah sadakayı kabul eder, sağ eliyle alır ve onu sizden herhangi birinizin atının yavrusunu büyüttüğü gibi büyütür, (sadaka olarak verilen) bir lokma (nın sevabı sonunda) Uhud dağı kadar oluverir. Bunun doğrulaması (delili) Aziz ve Celil olan Allah’ın kitabında mevcuttur: “Bilmiyorlar mı ki kullarının tövbesini kabul eden Allah’tır, sadakaları kabul eden de O’dur” (Tevbe,9/ 104). (Bir diğer delil de) “Allah faizi tüketir, sadakaları ise arttırır” (şeklindeki beyanıdır.) (Bakara, 2/276).
Tirmizî: Bu hadis hasen-sahihtir. Aişe vasıtası ile Nebi’den (sav) bu hadisin bir benzeri rivayet edilmiştir. Pek çok ilim adamı, bu ve benzeri hadislerdeki (Allah’ın) sıfatlarından ve Rabbin –Tebâreke ve Teâlâ- her gece dünyaya en yakın semaya inmesi gibi hususlardan söz etmiş ve şöyle demiştir: “Bu tür rivayetler sabittir, bunlara inanılmalı, vehme kapılarak ‘Bu, nasıl olur?’ dememelidir.”
İmam Malik, Süfyân b. Uyeyne, Abdullah b. Mübarek’in bu çeşit hadisler hakkında “Bu tür hadisleri “nasıl” sız olarak kabul edip inanın, Ehl-i Sünnet ve’l-cemaa ilim adamlarının görüşü böyledir.
Cehmiyye mezhebi ise bu tür rivayetleri reddetmiş ve bu (Allah’ı yarattıklarına) “benzetme” olur demiştir.
Allah, Kitabı’nın pek çok yerinde Yed (el), Sem’ (kulak) ve Basar (göz) kelimelerini zikrediyor. Cehmiyye ise bu ayetleri ilim adamlarının tefsirinden başka türlü yorumlayarak “Allah, Adem’i eliyle yaratmamıştır. Burada ‘el’ kelimesi güç ve kuvvet anlamındadır” demiştir.
İshâk b. İbrahim şöyle diyor: “Teşbih” (Allah’ı yarattıklarına benzetme), “(O’nun insanın) eli gibi eli, eline benzeyen eli; kulağı gibi kulağı, kulağa benzeyen kulağı (vardır) denirse olur.
Allah’ın buyurduğu gibi “Yed (el)” “Sem (kulak)” “Basar (gözü vardır)” denir de nitelik ve özelliği araştırılmaz ise ve (insanın) kulağı gibi (kulağı vardır) kulağına benzer (kulağı vardır) denilmezse bu teşbih olmaz ve (ifade) Allah’ın Kitabındaki şu ayete benzemiş olur: “O’na benzer hiçbir şey yoktur. O her şeyi işitir, her şeyi görür” (Şûrâ, 42/ 11).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 28, 3/50
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Seleme Abbad b. Mansur en-Nâcî (Abbad b. Mansur b. Abbad b. Sâme)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Sadaka, fazileti
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ كُنَّا نَتَمَنَّى أَنْ يَأْتِىَ الأَعْرَابِىُّ الْعَاقِلُ فَيَسْأَلَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ عِنْدَهُ فَبَيْنَا نَحْنُ كذَلِكَ إِذْ أَتَاهُ أَعْرَابِىٌّ فَجَثَا بَيْنَ يَدَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنَّ رَسُولَكَ أَتَانَا فَزَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ اللَّهَ أَرْسَلَكَ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَبِالَّذِى رَفَعَ السَّمَاءَ وَبَسَطَ الأَرْضَ وَنَصَبَ الْجِبَالَ آللَّهُ أَرْسَلَكَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِى الْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا؟ قَالَ« نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا صَوْمَ شَهْرٍ فِى السَّنَةِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا فِى أَمْوَالِنَا الزَّكَاةَ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا الْحَجَّ إِلَى الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . فَقَالَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ أَدَعُ مِنْهُنَّ شَيْئًا وَلاَ أُجَاوِزُهُنَّ . ثُمَّ وَثَبَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنْ صَدَقَ الأَعْرَابِىُّ دَخَلَ الْجَنَّةَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ. وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ يَقُولُ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِقْهُ هَذَا الْحَدِيثِ أَنَّ الْقِرَاءَةَ عَلَى الْعَالِمِ وَالْعَرْضَ عَلَيْهِ جَائِزٌ مِثْلُ السَّمَاعِ . وَاحْتَجَّ بِأَنَّ الأَعْرَابِىَّ عَرَضَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَقَرَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
12770, T000619
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ الْحَمِيدِ الْكُوفِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ الْمُغِيرَةِ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ كُنَّا نَتَمَنَّى أَنْ يَأْتِىَ الأَعْرَابِىُّ الْعَاقِلُ فَيَسْأَلَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ عِنْدَهُ فَبَيْنَا نَحْنُ كذَلِكَ إِذْ أَتَاهُ أَعْرَابِىٌّ فَجَثَا بَيْنَ يَدَىِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا مُحَمَّدُ إِنَّ رَسُولَكَ أَتَانَا فَزَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ اللَّهَ أَرْسَلَكَ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَبِالَّذِى رَفَعَ السَّمَاءَ وَبَسَطَ الأَرْضَ وَنَصَبَ الْجِبَالَ آللَّهُ أَرْسَلَكَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِى الْيَوْمِ وَاللَّيْلَةِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا؟ قَالَ« نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا صَوْمَ شَهْرٍ فِى السَّنَةِ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا فِى أَمْوَالِنَا الزَّكَاةَ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « صَدَقَ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَإِنَّ رَسُولَكَ زَعَمَ لَنَا أَنَّكَ تَزْعُمُ أَنَّ عَلَيْنَا الْحَجَّ إِلَى الْبَيْتِ مَنِ اسْتَطَاعَ إِلَيْهِ سَبِيلاً . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . قَالَ فَبِالَّذِى أَرْسَلَكَ آللَّهُ أَمَرَكَ بِهَذَا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَعَمْ » . فَقَالَ وَالَّذِى بَعَثَكَ بِالْحَقِّ لاَ أَدَعُ مِنْهُنَّ شَيْئًا وَلاَ أُجَاوِزُهُنَّ . ثُمَّ وَثَبَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « إِنْ صَدَقَ الأَعْرَابِىُّ دَخَلَ الْجَنَّةَ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ. وَقَدْ رُوِىَ مِنْ غَيْرِ هَذَا الْوَجْهِ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . سَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ يَقُولُ قَالَ بَعْضُ أَهْلِ الْعِلْمِ فِقْهُ هَذَا الْحَدِيثِ أَنَّ الْقِرَاءَةَ عَلَى الْعَالِمِ وَالْعَرْضَ عَلَيْهِ جَائِزٌ مِثْلُ السَّمَاعِ . وَاحْتَجَّ بِأَنَّ الأَعْرَابِىَّ عَرَضَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَقَرَّ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsmail, ona Ali b. Abdülhamid el-Kûfî, ona Süleyman b. Muğire, ona Sâbit (b. Eslem), ona da Enes (b. Malik) şöyle demiştir:
Enes (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v.)’in yanında otururken akıllı bir kimse gelse, soru sorsa da bizde bazı şeyleri öğrenmiş olsak derdik. Yine böyle bir durumda iken bir adam geldi ve Peygamber (s.a.v.)’in önüne diz çöküp oturdu ve; “Ya Muhammed! senin gönderdiğin kimse bize geldi ve senin Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber olduğunu söyledi.” Peygamber (s.a.v.)’de: “Evet” buyurdular. O kimse dedi ki: “Göğü yükselten, yeryüzünü serip döşeyen ve dağları meydana getiren Allah mı seni gönderdi?” Peygamber (s.a.v.): “Evet” dedi. Bunun üzerine o kimse dedi ki: “Senin gönderdiğin kimse bize; bir gün ve gecede beş vakit namaz kılınması gerektiğini söyledi” deyince, Peygamber (s.a.v.): “Evet” dediler. O kimse: “Seni gönderen zat hakkı için bunu Allah mı emretti?” deyince, Rasûlullah (s.a.v.): “Evet” dediler. Bunun üzerine o adam: “Senin gönderdiğin o görevli kimse bize senede bir ay oruç tutulmasının farz olduğunu söyledi” deyince; Peygamber (s.a.v.): “Doğrudur” dedi. Bu sefer o adam: “Seni gönderen zat hakkı için bunu sana Allah mı emretti” deyince, Peygamber (s.a.v.): “Evet” buyurdu. Yine o adam: “Senin gönderdiğin kimse mallarımızdan zekat verilmesi gerektiğini söyledi” deyince, Rasûlullah (s.a.v.): “Doğrudur” dedi. O adam da: “Seni gönderen zat hakkı için bunu sana Allah mı emretti” diye sorunca; Peygamber (s.a.v.) “Evet” dediler. Yine o adam: “Senin gönderdiğin yetkili kimse bize; gücü yetenlerin Hac yapması gerektiğini söyledi” deyince Peygamber (s.a.v.): “Evet” dediler. O adam da: “Seni gönderen zat hakkı için bunuda mı Allah emretti” deyince, Peygamber (s.a.v.): “Evet” dediler. Bunun üzerine o kimse: “Seni hak üzere gönderen o zat için bunlardan hiç birini terk etmeyeceğim ve fazlada yapmayacağım” dedi hızlıca kalkıp gitti. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: “Bu adam bu söylediklerinde doğru ve ciddi ise Cennete girer.” Tirmîzî: Bu hadis bu şekliyle hasen garibtir. Enes vasıtasıyla Rasûlullah (s.a.v.)’den değişik bir şekilde de rivâyet edilmiştir. Muhammed b. İsmail’den işittim şöyle diyordu: Bazı hadisçiler bu hadisten; “Alim bir kimseye bir şeyi okuyup arz etmenin ondan dinlemek gibi caiz olduğunu çıkarmışlardır.” Bu hadisteki kimsenin Rasûlullah (s.a.v.)’e bazı bilgileri sunması ve Rasûlullah (s.a.v.)’in de onları tasdik etmesini delil olarak göstermişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zekât 2, 3/14
Senetler:
()
Konular:
Namaz, Dindeki Yeri, Müslüman Üzerindeki Etkisi
Oruç, arınma fırsatıdır
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zekat, Sadaka, Fitre, ahiretteki karşılığı