Giriş

Bize Ahmed b. Menî, ona Yezid b. Harun, ona Haccâc b. Ertât, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Bir gece Hz. Peygamber (sav) yanımda yoktu, çıkıp baktım ki o, Bakî mezarlığında. (Beni görünce) 'Allah'ın ve Rasulünün sana haksızlık edeceğinden mi endişe ettin?' buyurdu. Ben de 'ey Allah'ın Rasulü, senin diğer hanımlarına gittiğini zannettim' dedim. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:" "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah, Şaban’ın ortasında (15. gecesi) rahmetiyle dünya semasına iner ve Kelb kabilesinin koyunlarının kıllarından daha fazla kişiyi bağışlar." [Bu konuda Ebu Bekir es-Sıddîk'tan da hadis nakledilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Aişe hadisini Haccâc'ın rivayeti ile sadece bu tarikten bilmekteyiz. Muhammed (b. İsmail el-Buhârî'yi) bu hadisi zayıf sayarken ve “Yahya b. Ebu Kesîr, Urve'den; Haccâc b. Ertât da Yahya b. Ebu Kesîr'den hadis işitmemiştir” derken dinledim.


    Öneri Formu
14222 T000739 Tirmizi, Savm, 39


    Öneri Formu
14197 T000733 Tirmizi, Savm, 35

Bize Hennâd, ona Abde ve el-Muhâribî, onlara Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutar, ve bu ayı ibadetle geçirirse geçmiş günahları affedilir. Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları affedilir." [Ebu İsa şöyle der ki: Ebu Bekir b. Ayyâş'ın rivayet ettiği Ebu Hureyre hadisi garîb olup onu, sadece Ebu Bekir b. Ayyâş'ın, A'meş'ten, onun Ebu Sâlih'ten, onun da Ebu Hureyre'den rivayeti ile bilmekteyiz. Bu hadisi Muhammed b. İsmail (el-Buhârî'ye) sordum, “Bize Hasan b. Rabî, ona Ebu Ahvas, ona A'meş, ona da Mücâhid, 'Ramazan ayının ilk gecesi olduğunda' sözünü nakletmiştir” dedi ve hadisin (kalanını) zikretti. Muhammed (b. İsmail el-Buhârî) “Bu hadis, bana göre Ebu Bekir b. Ayyâş'ın rivayet ettiği hadisten daha sahihtir” demiştir.]


    Öneri Formu
14034 T000683 Tirmizi, Savm, 1

Bize Kuteybe, ona Ebu Ahvas, ona Simâk b. Harb, ona da İbn Ümmü Hânî şöyle rivayet etmiştir: "Nebî'nin (sav) yanında oturuyordum, derken bir içecek getirildi. Hz. Peygamber (sav) ondan içti. Ardından da bana verdi. Ben de içtim ve 'Günaha girdim. Benim için bağışlanma dile' dedim. Rasulullah (sav) 'Niçin?' buyurdu. 'Oruçlu iken orucumu bozdum' dedim. Nebî (sav) 'Kazâ olarak tuttuğun bir oruç muydu?' diye sordu. Ben 'Hayır' deyince, Hz. Peygamber (sav) 'Zararı yok, bir şey olmaz' buyurdu. [Tirmizî, bu konuda Ebu Said ve Âişe'den de hadisin geldiğini söylemiştir.]


    Öneri Formu
14194 T000731 Tirmizi, Savm, 34

Bize Ebu Küreyb, ona Abde b. Süleyman, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "(Ramazan) ayını, sizden birinin (nafile olarak) tuttuğu oruca rast gelmesi durumu hariç, bir ya da iki gün (kala oruçlu olarak) karşılamayın! (Hilali) görerek oruç tutun ve onu görerek bayram yapın! Eğer (hava) size kapalı olursa (ayı) 30 sayın, ardından bayram yapın." [Bu konuda Nebî'nin (sav) bazı ashabından da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehli nezdinde amel buna göredir. Onlar, kişinin Ramazan ayı girmeden önce ihtiyaten Ramazan orucuna niyetlenmesini kerih görmüşlerdir. Şayet kişi, oruç tutmayı düzenli bir davranış haline getirip orucu buna rast gelirse, onların nezdinde bunda bir beis yoktur.]


    Öneri Formu
14035 T000684 Tirmizi, Savm, 2

Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Şu'be ona da Simâk b. Harb şöyle rivayet etmiştir: Bu hadisi bana Ümmü Hânî'nin iki oğlundan biri rivayet etmiştir. Ben onların en faziletli olanı ile karşılaştım, ismi Ca'de idi ve Ümmü Hânî de onun ninesi olurdu. Bana ninesinden şöyle rivayette bulunmuştur: "Rasulullah (sav) (evime) gelip bir içecek istedi. Ondan içti ve bana verdi. Ben de içtim ve ardından şöyle dedim: 'Yâ Rasulallah! Ben oruçluydum, (unutmuşum)'. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu 'Nafile oruç tutan kişinin sorumluluğu kendisinin üzerindedir (emînü nefsih). Dilerse oruç tutar, dilerse tuttuğu orucu bozar'." [Şu'be, Ca'de'ye 'Bu rivayeti Ümmü Hânî'den sen mi işittin?' diye sorunca, o 'Hayır, bana bunu Ebu Salih ve aile efradımız, Ümmü Hânî'den aktarmıştır' diye cevap vermiştir. Bu hadisi Hammâd b. Seleme de Simâk b. Harb'den 'Ümmü Hânî'nin kızının oğlu Harun'dan, o da Ümmü Hânî'den' diyerek aktarsa da Şu'be'nin rivayeti, Hammâd'ınkinden daha sağlamdır (ahsen). Bize bu hadisi Mahmud b. Ğaylân da Ebu Dâvud'dan rivayet edip 'sorumluluğu kendisinin üzerindedir (emînü nefsihî)' ifadesini zikretmiştir. Aynı şekilde Ebu Dâvud'dan Muhammed'den başkası da 'Nefsinin hakimiyeti ya da sorumluluğu kendisinin üzerindedir (emîrü nefsihî ev emînü nefsihî)' şeklinde şüpheli bir ifade ile nakletmiştir. Şu'be'den de benzer şekilde pek çok tarik ile bu rivayet 'Nefsinin sorumluluğu ya da hakimiyeti kendisinin üzerindedir (emînü nefsihî ev emîrü nefsihî)' şeklinde şüpheli bir ifade ile nakledilmiştir. Tirmizî bu rivayetle ilgili şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Ümmü Hânî hadisinin isnadı hakkında bazı eleştiriler vardır. Nebî'nin (sav) ashabından ve başkalarından bir kısım ilim ehli nezdinde uygulama (amel) şöyledir; nâfile oruç tutan kimse, orucunu bozduğunda kazâ etmeyi istemesi hariç, kendisine kazâ gerekmez. Bu, Süfyân es-Sevrî, Ahmed (b. Hanbel), İshâk (b. Râhûye) ve Şâfiî'nin de görüşüdür.]


    Öneri Formu
14196 T000732 Tirmizi, Savm, 34


    Öneri Formu
14032 T000682 Tirmizi, Savm, 1


    Öneri Formu
14040 T000688 Tirmizi, Savm, 5


    Öneri Formu
14039 T000687 Tirmizi, Savm, 4


    Öneri Formu
14199 T000734 Tirmizi, Savm, 35