10635 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona İbrahim b. Meysere, ona Amr b. Şerîd, ona Ebu Râfi' şöyle rivayet etmiştir: Sa'd (b. Ebî Vakkas), bir ev için dört yüz miskâle pazarlık yaptı. Sonra, eğer ben Rasulullah'ın (sav) "Komşu şuf'a konusunda komşusuna ait olan şeyi satın alma konusunda öncelikli hak sahibidir" buyururken işitmiş olmasaydım, bu evi sana (bu fiyata) vermezdim, dedi. Bazı insanlar da: "İnsan, bir evin bir payını satın alarak şuf'a hakkını iptal etmek istese, onu üzerine yemin düşmeyen küçük oğluna hibe eder" dedi.
Açıklama: Bazı insanlar ile kastedilenin Ebu Hanife olduğu bkz. Aynî,Umdetü'l-Kârî, Beyrut, ty. 24/124.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası, Ebu Humeyd es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Rasulullah (sav) İbnü’l- Lutebiyye isimli birisini Süleym oğulları’nın zekâtlarını toplamak üzere görevlendirdi. İbnü’l- Lutebiyye, vazifesini yapıp geldiğinde, Rasul-i Ekrem (sav) onu hesaba çekti. İlgili memur, 'Şu sizin (zekât) malınızdır, bu da (bana verilen) hediyedir!' dedi. Rasul-i Ekrem, cevaben "Sen doğru söyleyen bir adam isen, babanın ve ananın evinde otursaydın da sana hediyen gelir miydi, görseydin!" dedi. Sonra Rasulullah (sav) bize bir konuşma yaptı. Allah’a hamd edip, O’nu güzel sıfatlarla övdükten sonra "İmdi" diyerek şöyle devam etti: "Ben içinizden birisini, Allah’ın bana havale buyurduğu bir işe memur tayin ediyorum, o da bana gelip 'Şu sizin (zekât) malınızdır, bu da bana verilen hediyedir!' diyor! Bu adam babasının ve anasının evinde otursaydı da kendisine hediyesi gelir miydi, yoksa gelmez miydi, bir kere görseydi! Allah'a yemin ederim ki, sizden bir kimse haksız yere bir şey alırsa, muhakkak o aldığı malı boynuna yüklenerek Allah’a kavuşacaktır. Sakın ben sizden herhangi birinizi inlemesi olan bir deveyi veya böğürmesi olan bir sığırı, ya da melemesi olan bir koyunu boynunda taşıyarak Allah’a kavuştuğunu görüp tanımayayım!" Bundan sonra Rasulullah (sav) iki elini koltuk altının beyazlığı görünceye kadar kaldırarak "Allah’ım! Tebliğ ettim mi?" dedi. Ben bunu gözümle gördüm, kulağımla işittim.
Açıklama: Memurun hediye alması, ganimet malından aşırmak/ kamu malını zimmete geçirmek şeklinde kabul edilmektedir. (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, 10/233 [20474]) Diğer varyantlar: M004738; [M004738]; [M004739]; [B002597]; [B006636]; [B007174]; [B007197]; [DM001711]; [DM002535]; [D002946].
Bize Yahya b. Kazaa, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed) ona Yezîd b. Câriye el-Ensârî'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir: Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şikâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona İbrahim b. Meysere, ona Amr b. Şerîd, ona Ebu Râfi'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Komşu şuf'a konusunda komşusunda en fazla hak sahibi olandır." Bazıları şöyle dediler: Bir kimse yirmi bin dirheme bir ev satın alsa o kimse şufa konusunda şöyle bir yola baş vurabilir: Evi yirmi bin dirheme satın alır. Satıcıya 9999 dirhem öder. Sonra satıcıya yirmi binden kalanın karşılığı olarak bir dinar öder. Eğer şuf'a hakkına sahip olan kişi bu evi akit yapılan bedel olan 20 bin dirhem karşılığında almak isterse ne ala! Ama 20 bin dirheme razı olmazsa artık şuf'a sahibinin hiç bir hakkı kalmaz. Eğer ev satıcıdan başkasının hakkı olarak ortaya çıkarsa müşteri satıcıya ödediği meblağı geri alır. O da 9999 dirhem ve bir dinardır. Çünkü satılan evin hak edilmiş bir mülk olduğu ortaya çıkarsa satıcı ile müşteri arasında gerçekleşen (sarf) muamelesi bozulur. Eğer evde hak edilmeyen bir kusur bulursa, bu takdirde o kişi evi 20 bin dirheme ona geri verir. Buhârî şöyle demiştir: Ebu Hanîfe, Müslümanlar arasındaki bu hileyi caiz kıldı. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Müslümanın satışı hastalıklı olmaz, pis olmaz, kötü olmaz."
Bize Yahya b. Bükeyr ona Leys, ona Halid b. Yezîd, ona Saîd b. Ebu Hilal, ona Hilâl b. Usame, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) namazda şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabia'yı kurtar, Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar, Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar, Allah'ım, zayıf ve güçsüz müminleri kurtar, Allah'ım, Mudar üzerindeki baskını daha da artır. Allah'ım, onlar üzerine bu yılları Yusuf'un (kıtlık) yılları gibi yap."
Bize Ebu Nu’man, ona Hammad b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. İbrahim, ona Alkame b. Vakkas, ona da Ömer b. Hattab'ın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Ameller niyetlere göredir. Herkes için sadece niyet ettiği şeyin karşılığı vardır. Dolayısıyla kimin hicreti Allah (cc) ve Rasulu içinse, onun hicreti Allah’a ve Rasulünedir. Kimin hicreti elde edeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı ise, onun hicreti de ne için hicret etmişse onadır."
Bize İshak, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Hemmam, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden birinizin abdesti bozulduğunda, yeniden abdest almadığı sürece Allah o kimsenin namazını kabul etmez."