10635 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona da Âmir b. Sa'd, b. Ebu Vakkâs, Usame b. Zeyd'in, Sa'd'a şöyle dediğini aktarmıştır: Rasulullah (sav) veba hastalığından bahsetti ve şöyle buyurdu: "Bu bazı toplumların karşı karşıya kaldığı bir hastalık yahut azaptır. Sonra o hastalıktan, oradan oraya gezip duran (bulaşıcı) bir kalıntı kaldı. Kim bir yerde veba olduğunu duyarsa oraya gitmesin, kim de veba olan bir yerde bulunursa, hastalıktan kaçmak için orayı terk etmesin" buyurdu.
Bize Ebu Nuaym, ona Süfyân, ona Eyyûb es-Sahtiyânî, ona İkrime, ona da İbn Abbâs (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bağışından dönen kimse, kusmuğunu tekrar yutan köpek gibidir. Kötü örnek olmak bize yakışmaz."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Hişam b. Yusuf, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (as.) taksim edilmemiş her şeyde Şuf’a ile hükmetti. Sınırlar konup yollar açılınca, artık Şuf’a hakkına gerek görmedi." Bazı insanlar (Buharî, Ebu Hanîfe'yi kastediyor), "Şuf'a hakkı komşular içindir" dedi. Sonra bu zat, Şuf'a hakkının komşular için de var olduğunu ispat etmeye çalıştı, ancak bu meseledeki düşüncesini şu örnekle geçersiz kıldı: Bir şahıs, bir evi tamamen satın almak istese ve komşunun o evi şuf'a sebebiyle alacağından korksa, o evdeki yüz hisseden bir hisseyi satın alsa (böylece evin mâlikiyle ortak olur), sonra da bu ortaklığa dayanarak evin kalan hisselerini de alır. (Bu ortaklıktan dolayı ortaya çıkan şuf'a hakkı komşuluktan ortaya çıkan şuf'a hakkından daha önceliklidir.) Artık komşu için şuf'a hakkı kalmaz, çünkü onun şuf'a hakkı sadece ilk hisse için geçerli idi, diğer hisselerde geçerli değildir. Buna göre almak istediği komşusunun almasından korkan kişi için bu konuda çare (hîle) hakkı vardır!
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona İbrâhîm b. Meysere, ona da Amr b. Şerîd şöyle rivayet etmiştir: Misver b. Mahreme (ra) yanıma geldi ve elini omzuma koydu. Onunla beraber Sa'd b. Ebî Vakkas'a gittim. Ebû Râfi', Misver'e, "- Sen şu adama (Sa'd b. Ebu Vakkas'a), arazimde olan evimi benden satın almasını söylemez misin?" dedi. Bunun üzerine Sa'd, "- Ben sana dört bin dirhemden fazla veremem, onu da taksit taksit veririm" dedi. Ebû Râfi', "- Bana nakit olarak beş yüz dinar verildi ama ben kabul etmedim. Eğer ben Hz. Peygamber'den (sav) 'Komşu, komşu olduğu şeye herkesten daha çok hak sahibidir' buyurduğunu işitmiş olmasaydım, ben bu evi sana satmazdım -ya da bu evi sana vermezdim-" dedi. (Ali b. el-Medînî dedi ki:) Ben Süfyân b. Uyeyne'ye, Ma'mer bu hadisi böyle söylemedi, dedim. Süfyan da, fakat İbrahim b. Meysere bana böyle söyledi, dedi. Bazı insanlar (Ebû Hanîfe) şöyle dedi: Şuf'ayı satmak istediği zaman bu kimsenin şuf'ayı iptal için hile yapma hakkı vardır: Satıcı evi müşteriye hibe eder, evin hududunu belirler ve evi ona verir. Müşteri de ona mesela bin dirhem bedel verir, böylece şefî' için evde bir şuf'a hakkı kalmaz!
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona İbrahim b. Meysere, ona da Amr b. eş-Şerîd şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Râfi'(ra) Sa'd b. Malik ile bir ev için dört yüz miskale pazarlık yaptı. Sonra, eğer ben Rasulullah'ın (sav), "Komşu şuf'a konusunda komşusuna ait olan şeyi satın alma konusunda öncelikli hak sahibidir" buyurduğunu işitmiş olmasaydım, bu evi sana (bu fiyata) vermezdim, dedi."
Açıklama: Bu hadis, B006957 numaralı hadisin devamında zikredilmiştir.İmam Buhari, kendi tespiti üzerinden çelişkili davrandığını düşündüğü İmam Ebu Hanife'ye göndermede bulunuyor gibidir.