6725 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Şube, ona Enes b. Sirin, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Ensar'dan bir adam 'ya Rasulullah! Ben aşırı kilolu biriyim -ki, gerçekten şişman biri idi- Seninle beraber namaz kılamıyorum dedi. Hz. Peygamber (sav) için yemek hazırladı ve onu evine davet etti. (Adam, Hz. Peygamber'e (sav)) 'namaz kılıver de nasıl namaz kıldığını göreyim; ki ben de senin gibi kılayım' dedi. Nebi (sav) için, kendilerine ait hasırın bir tarafına su serptiler. Rasulullah (sav) de kalkıp orada iki rekât namaz kıldı." [Fulân b. Cârud, Enes b. Malik'e Hz. Peygamber (sav) kuşluk namazını kılar mıydı? diye sordu. Enes ise, kuşluk namazını sadece o gün kıldığını gördüm dedi.]
Bize Yezid b. Halid b. Mevheb ve Kuteybe b. Said, onlara Leys, ona Bükeyr, ona Nâbil Sahibu Abâ , ona İbn Ömer, ona Suheyb (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Namaz kıldığı sırada Rasulullah'ın (sav) yanına vardım ve selam verdim. İşaretle karşılık verdi." [Ravilerden Leys şöyle demiştir: Öyle zannediyorum ki Bükeyr parmağıyla işaret ederek dedi. Bu Kuteybe'nin rivayet ettiği hadisin lafzıdır.]
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeylî, ona Züheyr, ona Ebü'z-Zübeyr, ona Cabir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) beni Mustalikoğullarına göndermişti. Ona geldiğim zaman devesi üzerinde namaz kılıyordu. Onunla konuşmama rağmen bir şey demedi ve eliyle şöyle işaret etti. Sonra tekrar konuştum, yine eliyle şöyle işaret yaptı. Onun kıraatini işitiyordum; başıyla da işaret ediyordu. Namazı bitirdikten sonra "seni yolladığım işi ne yaptın? Namaz kılıyor olmam, seninle konuşmama mâni oldu" buyurdu.
Bize el-Hüseyin b. İsa el-Horasânî ed-Dâmegânî, ona Cafer b. Avn, ona Hişam b. Sa'd, ona Nafi'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ömer (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Kuba'ya gitmişti. Orada namaz kılarken Ensardan birileri gelip ona selam verdiler. Bilal'e dedim ki: 'Rasulullah namaz kılarken kendisine selam verildiğinde ne yapardı?' Bilal avucunu açtı ve böyle yapardı dedi." [Bu hadisin ravilerinden Cafer b. Avn da bu hareketi göstermek için avucunu açtı, içini aşağıya dışını yukarıya getirdi.]
Bize Muhammed b. Osman Ebu'l-Cemâhir, ona Saîd b. Beşir, ona Katade, ona Hasan, ona Semüre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bize imamın selamına karşılık vermemizi, birbirimizi sevmemizi ve birbirimizi selamlamamızı emretti."
Bize Ebu Tevbe, ona Heysem b. Humeyd, ona Yahya b. Haris, ona Ebu Abdurrahman Kasım (b. Abdurrahman), ona da Ebu Ümâme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Farz bir namaza gitmek üzere evinden abdestli olarak çıkanın sevabı hac(ca gitmek üzere) ihrama girmiş kimsenin sevabı gibidir. Kuşluk namazı için çıkıp kendisini sadece bu işe hasredenin sevabı da umre yapanın sevabı gibidir. Aralarında boş sözün bulunmadığı bir namazdan sonraki namaz, (faziletinden dolayı) illîyînde yazılmıştır."
Açıklama: '' يُنْصِبُهُ إِلاَّ إِيَّاهُ'' ifadesi tercümeye yansıtılırken mana dikkate alınarak görece 'esnek' davranılmıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Ümmü Harâm'ın evine girdi. (Onlar da) kendisine yağ ve hurma ikram ettiler. Hz. Peygamber (sav), 'hurmayı kabına, yağı da tulumuna koyun. Zira ben oruçluyum' buyurdu. Ardından kalkıp bize iki rekât nafile namaz kıldırdı. Ümmü Süleym ile Ümmü Harâm da arkamızda namaza durdular." [Sabit dedi ki: Enes'in sadece beni sağ tarafına, örtü üzerinde durdurdu dediğini biliyorum.]'
Açıklama: Ümmü Süleym, Enes b. Mâlik'in (ra) annesi; Ümmü Harâm da öz teyzesi oluyor.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süleyman el-A'meş, ona Şakik b. Seleme, ona Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Rasulullah (sav) ile birlikte namaza oturduğumuzda selam, kullarından önce Allah'a olsun, selam falan'a falan'a olsun diyorduk. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz namazda oturunca şöyle yapsın: Selam Allah'a olsun demeyiniz. Zaten Allah'ın kendisi Selâm'dır. Namazda oturduğu zaman Tahiyyat (her türlü selam), dua, güzellikler Allah'a olsun. Selam, Allah'ın rahmeti ve bereketleri Sana olsun ey Nebi. Selam bizim ve Allah'ın salih kulları üzerine olsun desin. Eğer bunu söylerseniz gökte ve yerde -yani gök ile yer arasındaki- tüm salih kullar nasibini alır. Yine şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve elçisidir desin ve sonra hoşuna giden bir dua bulup onunla Allah'a dua etsin."
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Nafi', ona Abdullah b. Ömer'in şöyle anlattığını rivayet etti: Ömer b. el-Hattab, mescidin kapısı yanında (satılık) ibrişimle karışık alaca bezden yapılmış bir elbise gördü de ya Rasulallah; keşke bunu satın alsan da cuma günü ve sana elçiler geldiği zaman giysen dedi. Hz. Peygamber de (sav) : "Bunu ahirette nasibi olmayanlar giyer," buyurdu. Sonra Rasul-i Ekreme o ipeklilerden birçok elbiseler geldi. Hz. Peygamber (sav) onlardan birisini Ömer b. el-Hattab'a verdi. Ömer Ya Rasulallah! Bunu bana giydiriyorsun. Halbuki sen Utarid'in elbisesi hakkında neler söylemiştin! dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ben onu sana giyesin diye vermedim ki!" buyurdu. Ömer, müteakiben o elbiseyi Mekke'de bulunan müşrik bir kardeşine verdi.