10635 Kayıt Bulundu.
Bana İsmail, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Abdullah b. Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir: Uyeyne b. Hısn b. Huzeyfe Medine'ye gelip kardeşinin oğlu Hur b. Kays'ta misafir oldu. Hur b. Kays, Hz. Ömer'in kendisine yakın tuttuğu (değer verdiği) kimselerdendi. Genç olsun yaşlı olsun kurrâ (Kur'ân-ı Kerîm hafızları ve âlimleri), Hz. Ömer'in yanında bulunan ve onun istişare ettiği kimselerdi. Uyeyne yeğeni Hur'a: "Yeğenim! senin müminlerin emiri nezdinde benim için ondan izin isteyecek bir yakınlığın var mı?" dedi. O da: "Senin için izin isteyeceğim" diye cevap verdi. Hur, amcası için izin isteyince Hz. Ömer ona kendisiyle görüşmesi için izin verdi. (Uyeyne) Hz. Ömer'in yanına girince "Ey Hattab'ın oğlu (Ömer)! Vallahi sen bize bol bol vermiyor ve aramızda adaletle hükmetmiyorsun" dedi. Hz. Ömer (ra) bu sözlere kızdı ve onu cezalandırmayı istedi. Hur b. Kays araya girip "Ey Müminlerin emiri! Allah Peygamber'ine 'Affı tercih et, iyiliği emret ve cahillerden (ahlakı bozuk ve küstahlardan) yüz çevir' (A’râf 119) buyurmuştur. Bu da (Uyeyne) küstah bir insandır." dedi. Allah'a yemin olsun ki, Hur bu ayeti okuyunca Hz. Ömer ileri gitmedi. (Zaten Hz. Ömer) Allah'ın kitabına çok sıkı bir şekilde bağlıydı.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona ona Malik, ona Hişâm b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben güneş tutulması sırasında Âişe'nin yanına geldim. İnsanlar hep namaza durmuşlar ve Âişe de ayakta durmuş, namaz kılıyordu. Ben “insanlara ne oluyor ki (neden korkuyorlar)?” dedim. Âişe gökyüzüne doğru eli ile işaret etti “Subhânallâh” dedi. Ben “Bu bir ayet (işaret mi)?” diye sordum. Âişe başı ile “evet” diye işaret etti. Rasulullah (sav) namazı bitirince, Allah'a hamd ve sena eyledi. Sonra şöyle buyurdu: "Ben bugün bu makamımda her şeyi gördüm, görmediğim bir şey kalmadı. Hatta cennet ve cehennemi dahi gördüm. Sizlerin, kabrinizde, Mesih Deccâl'in fitnesine yakın bir fitneyle imtihan edileceğiniz bana bildirildi. Mümin yahut Müslim -râvî der ki: Esmâ'nın bu iki lâfızdan hangisini söylediğini bilmiyorum- kimseye, Muhammed hakkında sorulduğunda “Muhammed bize deliller getirdi, biz de O'nun davetine icabet edip iman ettik” diyecek. Ona “Sen rahat bir şekilde yat uyu. Biz senin mümin olduğunu bildik” denilir. Münafık yahut kalbinde şüphesi olan kimseye gelince -Ravi der ki: Ben Esmâ'nın bu iki ifadeden hangisini söylediğini bilmiyorum- o kimse de “ben O'nun kim olduğunu bilmiyorum. Ben insanlardan işittim. O'nun hakkında bir şeyler söylüyorlardı, ben de onu söyledim” diyecektir"