10612 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Avane, ona Musa b. Ebu Aişe, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas, '(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma (Kıyâme, 75/16)' ayeti hakkında şöyle demiştir: "Hz. Peygamber vahiy alırken zorluk yaşıyor ve dudaklarını oynatıyordu. [İbn Abbas'tan rivayette bulunan] Said b. Cübeyr şöyle dedi: 'İbn Abbas bana, 'Dudaklarımı Hz. Peygamber'in hareket ettirdiği gibi hareket ettiriyorum' dedi. İşte ben de İbn Abbas dudaklarını nasıl hareket ettiriyorduysa öyle hareket ettiriyorum'. İbn Abbas sözlerine devam ederek dedi ki: 'Bunun üzerine Allah, '(Ey Muhammed!) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir (Kıyâme, 75/16-17)' ayetlerini indirdi. İlk ayette,'Onu göğsünde toplama bizim işimizdir daha sonra sen okuyabilirsin' buyurulmaktadır. Daha sonraki ayette ise 'Öyleyse biz onu okuduğumuzda sen de onun okunmasına uy (Kıyâme, 75/18).' denilmiştir. Yani,'Önce sus ve dinle. Sonrasında onu okumanı sağlamak bizim işimizdir' buyurulmuştur. Bundan dolayı Cebrail yanına geldiği zaman Hz. Peygamber onu dinlerdi. Cebrail gittikten sonra da ayetler kendisine nasıl okunduysa o şekilde okurdu."
Bize Muhammed b. el-Alâ, ona İbn Fudayl, ona Umâre, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre'den (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Azız ve Celîl olan Allah buyurdu ki: Benim yarattığım gibi yaratmaya çalışandan daha zâlim kim olabilir? Onlar bir zerreyi yaratsınlar bakalım! Yahut bir tanecik yaratsınlar! Veya tek bir arpa dânesi yaratsınlar!"
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm'i Furkân Suresi'ni okurken işittim. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde ba sureyi okumayı sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin okuduğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasûlullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi. Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayınıza gelirse, onu okuyunuz" buyurdu.