Öneri Formu
Hadis Id, No:
213429, İHS000768
Hadis:
768 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَحْمُودِ بْنِ عَدِيٍّ أَبُو عَمْرٍو بِنَسَا، قَالَ: أَخْبَرَنَا حُمَيْدُ بْنُ زَنْجُوَيْهِ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُحَاضِرُ بْنُ الْمُوَرِّعِ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَا جَلَسَ قَوْمٌ فِي مَسْجِدٍ مِنْ مَسَاجِدِ اللَّهِ، يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ، وَيَتَدَارَسُونَهُ بَيْنَهُمْ، إِلَّا نَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ، وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ، وَحَفَّتْهُمُ الْمَلَائِكَةُ، وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ، وَمَنْ أَبْطَأَ بِهِ عَمَلُهُ لَمْ يُسْرِعْ بِهِ نَسَبُهُ».
Tercemesi:
Bize Muhammed İbn Mahmûd İbn Adiyy Ebu Amr, Nesa'da haber verdi: Bize Humeyd İbn Zenceveyh haber verdi: Bize Mehadır İbnu'l-Muverri' anlattı: El-A'meş bize Ebu Salih'den o da Ebu Hureyre'den anlattı: Allah'ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Allah'ın mescitlerinden birinde, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında onu ders olarak işlemek üzere oturan hiçbir topluluk olmaz ki, onların üzerine ferahlık inmesin, rahmet onları kaplamasın, melekler onlara kanat germesin ve Allah onları katındakilere anmasın; Amelinin azlığından ötürü yavaş kalan kimseye soyu sopu hız kazandıramaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 768, 3/45
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213470, İHS000809
Hadis:
809 - أَخْبَرَنَا ابْنُ قُتَيْبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا حَرْمَلَةُ، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ: أَخْبَرَنَا أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ، أَنَّ مُحَمَّدَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِي لَبِيبَةَ حَدَّثَهُ، أَنَّ سَعْدَ بْنَ أَبِي وَقَّاصٍ، قَالَ: سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، يَقُولُ: «خَيْرُ الذِّكْرِ الْخَفِيُّ، وَخَيْرُ الرِّزْقِ، أَوِ الْعَيْشِ، مَا يَكْفِي».
الشَّكُّ مِنِ ابْنِ وَهْبٍ
Tercemesi:
Bize İbn Kuteybe haber verdi: Bize Harmele anlattı: Bize İbn Vehb anlattı: Bize Üsame İbn Zeyd haber verdi, kendisine Muhammed İbn Abdurrahman İbn Ebu Lebîbe, Sa'd İbn Ebu Vakkas'ın şöyle dediğini anlatmış:
Allah'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle dediğini işittim: Allah'ı anmanın en güzeli, gizli olanıdır; rızk'ın ya da yaşamın en güzeli de yeterli olanıdır.
Tereddüt (ya da), İbn Vehb'e aittir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 809, 3/91
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213475, İHS000814
Hadis:
814 - أَخْبَرَنَا ابْنُ قُتَيْبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ مَوْهَبٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ: حَدَّثَنِي مُعَاوِيَةُ بْنُ صَالِحٍ، أَنَّ عَمْرَو بْنَ قَيْسٍ الْكِنْدِيَّ حَدَّثَهُ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُسْرٍ، قَالَ: جَاءَ أَعْرَابِيَّانِ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ أَحَدُهُمَا: يَا رَسُولَ اللَّهِ، أَخْبِرْنِي بِأَمْرٍ أَتَشَبَّثُ بِهِ، قَالَ: «لَا يَزَالُ لِسَانُكَ رَطْبًا مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ».
Tercemesi:
Bize İbn Kuteybe haber verdi: Bize Yezîd İbn Mevheb anlattı: Bize İbn Vehb anlattı: Bana Muaviye İbn Sâlih anlattı, kendisine Amr İbn Kays el-Kindî, Abdullah İbn Büsr'den anlatmış:
İki bedevî Peygamber (s.a.v.)'e geldiler. Biri şöyle dedi: Ey Allah'ın Elçisi, sımsıkı sarılacağım bir işi bana söyle! Buyurdular ki: Dilin Allah'ı anmaktan hiç kurumasın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 814, 3/96
Senetler:
1. Ebu Sad Abdullah b. Büsr el-Hubranî (Abdullah b. Büsr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213474, İHS000813
Hadis:
813 - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ الْمُثَنَّى، قَالَ: حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا مَرْحُومُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو نَعَامَةَ السَّعْدِيُّ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، قَالَ: خَرَجَ مُعَاوِيَةُ بْنُ أَبِي سُفْيَانَ عَلَى حَلْقَةٍ فِي الْمَسْجِدِ، فَقَالَ: مَا يُجْلِسُكُمْ؟ قَالُوا: جَلَسْنَا نَذْكُرُ اللَّهَ، قَالَ: آللَّهِ مَا أَجْلَسَكُمْ إِلَّا ذَلِكَ؟ قَالُوا: وَاللَّهِ مَا أَجْلَسَنَا إِلَّا ذَلِكَ، قَالَ: إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَرَجَ عَلَى حَلْقَةٍ مِنْ أَصْحَابِهِ، فَقَالَ: «مَا يُجْلِسُكُمْ؟ » قَالُوا: جَلَسْنَا نَذْكُرُ اللَّهَ وَنَحْمَدُهُ عَلَى مَا هَدَانَا لِلْإِسْلَامِ وَمَنَّ عَلَيْنَا بِهِ، قَالَ: «آللَّهِ مَا أَجْلَسَكُمْ إِلَّا ذَلِكَ؟ » قَالُوا: وَاللَّهِ مَا أَجْلَسَنَا إِلَّا ذَلِكَ، قَالَ: «أَمَا إِنِّي لَمْ أَسْتَحْلِفْكُمْ تُهْمَةً لَكُمْ، وَلَكِنْ جِبْرِيلُ أَتَانِي فَأَخْبَرَنِي أَنَّ اللَّهَ يُبَاهِي بِكُمُ الْمَلَائِكَةَ».
Tercemesi:
Bize Ahmed İbn Ali İbnu'l-Müsenna haber verdi: Bize Ahmed İbn İbrahim ed-Devrakî anlattı: Bize Merhum İbn Abdulaziz anlattı: Ebu Neâme es-Sa'dî bize Ebu Osman en-Nehdî'den o da Ebu Said el-Hudrî'den anlattı:
Muaviye İbn Ebu Süfyan mescitte halka halinde oturmuş bir küme insanın yanına vardı ve dedi ki: Neden oturuyorsunuz? Allah'ı anmak üzere oturuyoruz, dediler. Muaviye: Allah için söyleyin, gerçekten sırf bunun için mi oturuyorsunuz, diye sordu. Dediler ki: Vallahi, sırf bunun için oturuyoruz. Muaviye şöyle devam etti: Allah'ın Elçisi (s.a.v.), arkadaşlarından halka halinde oturmuş bir kümenin yanına varıp onlara şöyle sordu: Neden oturuyorsunuz? Allah'ı anmak ve üzerimizdeki nimetlerinden ve bize İslam'ı göstermesinden dolayı O'na hamd etmek için oturuyoruz, diye cevap verdiler. Buyurdu ki: Allah için söyleyin, gerçekten sırf bunun için mi oturuyorsunuz? Dediler ki: Vallahi, sırf bunun için oturuyoruz. Buyurdu ki: Ben, size inanmadığım için yemin verdirmiş değilim; ancak bana Cibrîl gelip, Allah'ın sizi meleklerine beğendirdiğini haber verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 813, 3/95
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213476, İHS000815
Hadis:
815 - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عُمَيْرِ بْنِ جُوصَا أَبُو الْحَسَنِ بِدِمَشْقَ، قَالَ: حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ مُحَمَّدٍ النَّحَّاسُ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ سُوَيْدٍ، عَنِ الْأَوْزَاعِيِّ، عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ، عَنْ كَرِيمَةَ بِنْتِ الْحَسْحَاسِ، قَالَتْ: سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ فِي بَيْتِ أُمِّ الدَّرْدَاءِ يُحَدِّثُ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «قَالَ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى: أَنَا مَعَ عَبْدِي مَا ذَكَرَنِي وَتَحَرَّكَتْ بِي شَفَتَاهُ».
Tercemesi:
Bize Ahmed İbn Umeyr İbn Cevsa Ebu'l-Hasen Dimeşk'da haber verdi: Bize İsa İbn Muhammed en-Nahhas anlattı: Eyyûb İbn Suveyd bize el-Evzaî'den o da İsmail İbn Ubeydullah'dan o da Kerime Bintu'l-Hashas'tan anlattı: Ümmü'd-Derdâ'nın evinde, Ebu Hureyre'yi, Allah'ın Elçisi (s.a.v.)'den şöyle anlatırken işittim:
Allah Tebareke ve Teâla buyurdu ki: Kulum beni andıkça ve benim adımla dudakları kıpırdadıkça ben onunlayım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 815, 3/97
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213477, İHS000816
Hadis:
816 - أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَمْدَانِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو طَاهِرٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ: أَخْبَرَنِي عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ، عَنْ دَرَّاجٍ أَبِي السَّمْحِ، عَنْ أَبِي الْهَيْثَمِ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ، عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «يَقُولُ اللَّهُ جَلَّ وَعَلَا: سَيَعْلَمُ أَهْلُ الْجَمْعِ الْيَوْمَ مَنْ أَهْلُ الْكَرَمِ»، فَقِيلَ: مَنْ أَهْلُ الْكَرَمِ يَا رَسُولَ اللَّهِ؟، قَالَ: «أَهْلُ مَجَالِسِ الذِّكْرِ فِي الْمَسَاجِدِ».
Tercemesi:
Bize Ömer İbn Muhammed el-Hemdânî haber verdi: Bize Ebu Tahir anlattı: Bize İbn Vehb anlattı: Amr İbnu'l-Haris bana Derrâc Ebu's-Semh'den o da Ebu'l-Heysem'den o da Ebu Said'den o da Allah'ın Elçisi (s.a.v.)'den haber verdi:
Allah Celle ve Alâ der ki: Bugün bu kalabalıktaki herkes kimin ikram göreceğini bilecek. Kimler ikram görecek ey Allah'ın Elçisi, diye soruldu. Buyurdu ki: Mescitlerde, Allah'ı anma toplantılarına katılanlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 816, 3/98
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213514, İHS000853
Hadis:
853 - أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ سُفْيَانَ، قَالَ: حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ صَالِحٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ، عَنِ ابْنِ أَبِي ذِئْبٍ، عَنْ سَعِيدٍ الْمَقْبُرِيِّ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «مَا جَلَسَ قَوْمٌ مَجْلِسًا لَمْ يَذْكُرُوا اللَّهَ فِيهِ إِلَّا كَانَ عَلَيْهِمْ تِرَةً، وَمَا مَشَى أَحَدٌ مَمْشًى لَمْ يَذْكُرِ اللَّهَ فِيهِ إِلَّا كَانَ عَلَيْهِ تِرَةً، وَمَا أَوَى أَحَدٌ إِلَى فِرَاشِهِ وَلَمْ يَذْكُرِ اللَّهَ فِيهِ إِلَّا كَانَ عَلَيْهِ تِرَةً»
Tercemesi:
Bize el-Hasen İbn Süfyan haber verdi: Bize Safvan İbn Salih anlattı: El-Velîd İbn Müslim bize İbn Ebu Zi'b'den o da Said el-Makburî'den o da Ebu Hureyre'den anlattı:
Allah'ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu: Bir topluluk bir yerde oturur da Allah'ı anmazsa, bu onlar için kesinlikle bir kayıptır; bir insan, bir yürüyüş yapar da, bu yürüyüşünde Allah'ı anmazsa, bu da onun için kesinlikle bir kayıptır; Bir kimse de, yatağına uzanır da Allah'ı anmazsa, bu da onun için kesinlikle bir kayıptır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 853, 3/133
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213516, İHS000855
Hadis:
855 - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ الْمُثَنَّى، قَالَ: حَدَّثَنَا خَلَفُ بْنُ هِشَامٍ الْبَزَّارُ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو الْأَحْوَصِ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنِ الْأَغَرِّ، قَالَ: أَشْهَدُ عَلَى أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، وَأَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّهُمَا شَهِدَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَنَّهُ قَالَ: «مَا جَلَسَ قَوْمٌ يَذْكُرُونَ اللَّهَ، إِلَّا حَفَّتْهُمُ الْمَلَائِكَةُ، وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ، وَنَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ، وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ»
Tercemesi:
Bize Ahmed İbn Ali İbnü'l-Müsennâ haber verdi: Bize Half İbn Hişâm el-Bezzâr anlattı: Ebu'l-Ahvez bize, Ebû İshâk'tan, o da el-Eğar'dan anlattı: Tanıklık ederim ki Ebû Saîd el-Hudrî ve Ebû Hureyre Allah'ın Elçisi (s.a.v.)'in şöyle buyurduğuna tanıklık etmişlerdir:
Allâh'ı anmak üzere toplanan bir topluluk olmaz ki, melekler onları kuşatmasın, rahmet onları sarmasın, esenlik onların üzerine inmesin ve Allâh onları katındakilere anmasın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 855, 3/136
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213517, İHS000856
Hadis:
856 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ أَبِي عَوْنٍ الرَّيَّانِيُّ، قَالَ: حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ رَبِّهِ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْفُضَيْلُ بْنُ عِيَاضٍ، عَنِ الْأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ لِلَّهِ مَلَائِكَةً فُضُلًا عَنْ كُتَّابِ النَّاسِ، يَمْشُونَ فِي الطُّرُقِ، يَلْتَمِسُونَ الذِّكْرَ، فَإِذَا رَأَوْا أَقْوَامًا يَذْكُرُونَ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى تَنَادَوْا: هَلُمُّوا إِلَى حَاجَاتِكُمْ، فَيَحُفُّونَ بِأَجْنِحَتِهِمْ إِلَى السَّمَاءِ، فَيَسْأَلُهُمْ رَبُّهُمْ جَلَّ وَعَلَا، وَهُوَ أَعْلَمُ بِهِمْ، فَيَقُولُ: عِبَادِي مَا يَقُولُونَ؟ فَيَقُولُونَ: يَا رَبِّ، يُسَبِّحُونَكَ وَيَحْمَدُونَكَ، فَيَقُولُ: هَلْ رَأَوْنِي؟ فَيَقُولُونَ: لَا، فَيَقُولُ: كَيْفَ لَوْ رَأَوْنِي؟ فَيَقُولُونَ: لَوْ رَأَوْكَ لَكَانُوا أَشَدَّ تَسْبِيحًا وَتَمْجِيدًا وَتَكْبِيرًا وَتَحْمِيدًا، فَيَقُولُ: مَاذَا يَسْأَلُونَ؟ فَيَقُولُونَ: يَسْأَلُونَكَ يَا رَبِّ الْجَنَّةَ، فَيَقُولُ لَهُمْ: هَلْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَا، فَيَقُولُ: كَيْفَ لَوْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَوْ قَدْ رَأَوْهَا كَانُوا أَشَدَّ طَلَبًا وَأَشَدَّ حِرْصًا، فَيَقُولُ: فَمِمَّ يَتَعَوَّذُونَ؟ فَيَقُولُونَ: يَتَعَوَّذُونَ بِكَ مِنَ النَّارِ، فَيَقُولُ: فَهَلْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَا، فَيَقُولُ: كَيْفَ لَوْ رَأَوْهَا؟ فَيَقُولُونَ: لَوْ قَدْ رَأَوْهَا كَانُوا أَشَدَّ تَعَوُّذًا، فَيَقُولُ: فَإِنِّي أُشْهِدُكُمْ أَنِّي قَدْ غَفَرْتُ لَهُمْ».
Tercemesi:
Bize Muhammed İbn Ahmed İbn Ebu Avn er-Reyyânî haber verdi: Bize Muhammed İbn Abdu Rabbih Ebu Nemîle anlattı: El-Fudayl İbn Iyaz bize el-A'meş'ten o da Ebu Salih'ten o da Ebu Hureyre'den anlattı: Allah'ın Elçisi (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Allah'ın, insanları yazan meleklerinden ayrı olarak, Allah'ı anıldığı yerleri aramak üzere yollarda gezen melekleri vardır. Allah Tebareke ve Teâla'yı anan bir topluluk gördükleri zaman, birbirlerine şöyle seslenirler: Gelin, aradığımız burada! Bunun üzerine kanatlarıyla göğe dek onların çevresini kuşatırlar. Sonra Rableri Celle ve Alâ kendisi en iyi bildiği halde onlara şöyle sorar:
-Kullarım ne diyorlar?
-Ey rabbimiz, seni tesbih ediyorlar, sana hamd ediyorlar.
-Beni gördüler mi?
-Hayır.
-Peki, ya beni görmüş olsalardı?
-Seni görmüş olsalardı, daha çok tesbih eder, kutsar, yüceltir ve sana hamd ederlerdi.
-Peki, ne istiyorlar?
-Ey rabbimiz, senden cennet'i istiyorlar.
-Onlar cenneti gördüler mi ki?
-Hayır.
-Peki, ya görmüş olsalardı?
-Eğer görmüş olsalardı, istemekte daha arzulu ve daha kararlı olurlardı.
-Peki, hangi şeyden bana sığınıyorlar?
-Sana Ateş'ten sığınıyorlar.
-Onlar Ateş'i gördüler mi ki?
-Hayır.
-Peki, ya görmüş olsalardı?
-Onu görmüş olsalardı, ondan sana daha çok sığınırlardı.
-Tanık olun, Ben onları bağışladım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 856, 3/137
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular: