حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَقَطَنُ بْنُ نُسَيْرٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ إِيَاسٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ حَنْظَلَةَ الأُسَيِّدِىِّ قَالَ - وَكَانَ مِنْ كُتَّابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ - لَقِيَنِى أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ كَيْفَ أَنْتَ يَا حَنْظَلَةُ قَالَ قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ قَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ مَا تَقُولُ قَالَ قُلْتُ نَكُونُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ فَنَسِينَا كَثِيرًا قَالَ أَبُو بَكْرٍ فَوَاللَّهِ إِنَّا لَنَلْقَى مِثْلَ هَذَا. فَانْطَلَقْتُ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَمَا ذَاكَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَكُونُ عِنْدَكَ تُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِكَ عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ نَسِينَا كَثِيرًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ لَوْ تَدُومُونَ عَلَى مَا تَكُونُونَ عِنْدِى وَفِى الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ عَلَى فُرُشِكُمْ وَفِى طُرُقِكُمْ وَلَكِنْ يَا حَنْظَلَةُ سَاعَةً وَسَاعَةً." ثَلاَثَ مَرّات.
Bize Yahya b. Yahya et-Temimî ve Katan b. Nuseyr -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Cafer b. Süleyman, ona Said b. İyas el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Rasulullah'ın (sav) vahiy kâtiplerinden olan Hanzala el-Useyyidî şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir benimle karşılaştı 'Nasılsın ey Hanzala' dedi. Ben 'Hanzala münafık oldu' dedim. Ebu Bekir 'Subhanallah! ne diyorsun?' dedi. Ben 'Biz Rasulullah'ın (sav) yanında iken, O bizlere cehennemi ve cenneti adeta gözümüzle görürcesine hatırlatıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) yanından çıktıktan sonra eşlerimizle, çocuklarımızla, işimizle, gücümüzle uğraşıyor ve çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Ebu Bekir 'Vallahi bizler de bunun benzeri durumlarla karşılaşıyoruz' dedi. Bunun üzerine ben ve Ebu Bekir yola koyulduk ve Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdik. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Hanzala münafık oldu' dedim. Rasulullah (sav) 'O ne demek?' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz senin yanında iken bizlere gözlerimizle görürcesine cehennemi ve cenneti hatırlatıyorsun ama senin yanından çıkıp gittiğimizde eşlerimizle, çoluk çocuğumuzla, iş güçle meşgul oluyor ve pek çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Nefsim elinde olana yemin olsun, eğer sizlerin benim yanımdaki ve hatırlattığım zaman öğüt almanızdaki haliniz üzere devam ederseniz yataklarınız üzerinde ve yollarınızda giderken melekler sizlerle tokalaşırdı. Fakat ey Hanzala, (hep böyle olmaz) bazen öyle bazen böyle olur' buyurdu ve (son cümlesini) üç defa tekrar etti."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13229, M006966
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَقَطَنُ بْنُ نُسَيْرٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ إِيَاسٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ حَنْظَلَةَ الأُسَيِّدِىِّ قَالَ - وَكَانَ مِنْ كُتَّابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ - لَقِيَنِى أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ كَيْفَ أَنْتَ يَا حَنْظَلَةُ قَالَ قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ قَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ مَا تَقُولُ قَالَ قُلْتُ نَكُونُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ فَنَسِينَا كَثِيرًا قَالَ أَبُو بَكْرٍ فَوَاللَّهِ إِنَّا لَنَلْقَى مِثْلَ هَذَا. فَانْطَلَقْتُ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَمَا ذَاكَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَكُونُ عِنْدَكَ تُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِكَ عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ نَسِينَا كَثِيرًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ لَوْ تَدُومُونَ عَلَى مَا تَكُونُونَ عِنْدِى وَفِى الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ عَلَى فُرُشِكُمْ وَفِى طُرُقِكُمْ وَلَكِنْ يَا حَنْظَلَةُ سَاعَةً وَسَاعَةً." ثَلاَثَ مَرّات.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temimî ve Katan b. Nuseyr -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Cafer b. Süleyman, ona Said b. İyas el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Rasulullah'ın (sav) vahiy kâtiplerinden olan Hanzala el-Useyyidî şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir benimle karşılaştı 'Nasılsın ey Hanzala' dedi. Ben 'Hanzala münafık oldu' dedim. Ebu Bekir 'Subhanallah! ne diyorsun?' dedi. Ben 'Biz Rasulullah'ın (sav) yanında iken, O bizlere cehennemi ve cenneti adeta gözümüzle görürcesine hatırlatıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) yanından çıktıktan sonra eşlerimizle, çocuklarımızla, işimizle, gücümüzle uğraşıyor ve çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Ebu Bekir 'Vallahi bizler de bunun benzeri durumlarla karşılaşıyoruz' dedi. Bunun üzerine ben ve Ebu Bekir yola koyulduk ve Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdik. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Hanzala münafık oldu' dedim. Rasulullah (sav) 'O ne demek?' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz senin yanında iken bizlere gözlerimizle görürcesine cehennemi ve cenneti hatırlatıyorsun ama senin yanından çıkıp gittiğimizde eşlerimizle, çoluk çocuğumuzla, iş güçle meşgul oluyor ve pek çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Nefsim elinde olana yemin olsun, eğer sizlerin benim yanımdaki ve hatırlattığım zaman öğüt almanızdaki haliniz üzere devam ederseniz yataklarınız üzerinde ve yollarınızda giderken melekler sizlerle tokalaşırdı. Fakat ey Hanzala, (hep böyle olmaz) bazen öyle bazen böyle olur' buyurdu ve (son cümlesini) üç defa tekrar etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6966, /1128
Senetler:
()
Konular:
Dünya, dünya hayatı
Dünya, dünyaya düşkünlük
KTB, GÜNAH
Münafık, Münafığın Alametleri
Münafık, Nifak / Münafık
Sevap, sevap
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13199, M006958
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا أَبُو يُونُسَ عَنْ سِمَاكٍ قَالَ خَطَبَ النُّعْمَانُ بْنُ بَشِيرٍ فَقَالَ:
"لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ رَجُلٍ حَمَلَ زَادَهُ وَمَزَادَهُ عَلَى بَعِيرٍ ثُمَّ سَارَ حَتَّى كَانَ بِفَلاَةٍ مِنَ الأَرْضِ فَأَدْرَكَتْهُ الْقَائِلَةُ فَنَزَلَ فَقَالَ تَحْتَ شَجَرَةٍ فَغَلَبَتْهُ عَيْنُهُ وَانْسَلَّ بَعِيرُهُ فَاسْتَيْقَظَ فَسَعَى شَرَفًا فَلَمْ يَرَ شَيْئًا ثُمَّ سَعَى شَرَفًا ثَانِيًا فَلَمْ يَرَ شَيْئًا ثُمَّ سَعَى شَرَفًا ثَالِثًا فَلَمْ يَرَ شَيْئًا فَأَقْبَلَ حَتَّى أَتَى مَكَانَهُ الَّذِى قَالَ فِيهِ فَبَيْنَمَا هُوَ قَاعِدٌ إِذْ جَاءَهُ بَعِيرُهُ يَمْشِى حَتَّى وَضَعَ خِطَامَهُ فِى يَدِهِ فَلَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ الْعَبْدِ مِنْ هَذَا حِينَ وَجَدَ بَعِيرَهُ عَلَى حَالِهِ."
[قَالَ سِمَاكٌ فَزَعَمَ الشَّعْبِىُّ أَنَّ النُّعْمَانَ رَفَعَ هَذَا الْحَدِيثَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَأَمَّا أَنَا فَلَمْ أَسْمَعْهُ.]
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası, ona Ebu Yunus, ona Simak'ın şöyle dediğini rivayet etti: en-Numan b. Beşir bir hutbe vererek dedi ki:
"Şüphesiz Allah'ın kulunun tövbesine sevinmesi, azığını ve su kırbasını bir deveye yükleyip yola koyulmuş, nihayet yerin geniş bir düzlüğünde iken öğle vakti dinlenme zamanı geldiği için bineğinden inerek, bir ağacın altında öğle uykusuna dalmış, gözlerine hâkim olamadığı için uyumuş, devesi de bu arada sessizce sıvışıp gitmiş, uyandığında yüksekçe bir yere çıkarak (onu araştırmış) fakat hiçbir şey görmeyince ikinci bir yüksek yere çıktığı halde bir şey görmemiş, üçüncü bir yüksekliğe çıkıp bakınca yine bir şey göremeyince, öğle uykusuna yattığı yere tekrar geri dönmüş, kendisi oturmakta iken, devesinin yürüyerek kendisine doğru geldiğini ve sonunda yularını sahibinin eline teslim ettiğini görmüş kimsenin sevinmesinden daha fazladır. Evet, şüphesiz Allah’ın kulunun tevbesine sevinmesi böyle bir kimsenin devesini ilk hali üzere bulmasından ötürü sevinmesinden çok daha fazladır."
[Simak dedi ki: eş-Şa'bî, en-Numan'ın (ra) hadisi Nebi'ye (sav) ref edip nispet ettiğini ileri sürdüğü halde, ben onun bu şekilde ref ettiğini duymadım.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6958, /1126
Senetler:
1. Numan b. Beşir el-Ensârî (Numan b. Beşir b. Sa'd b. Sa'lebe)
2. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
3. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
4. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
5. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
حَدَّثَنَا هَدَّابُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ أَحَدِكُمْ إِذَا اسْتَيْقَظَ عَلَى بَعِيرِهِ قَدْ أَضَلَّهُ بِأَرْضِ فَلاَةٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13205, M006961
Hadis:
حَدَّثَنَا هَدَّابُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ أَحَدِكُمْ إِذَا اسْتَيْقَظَ عَلَى بَعِيرِهِ قَدْ أَضَلَّهُ بِأَرْضِ فَلاَةٍ."
Tercemesi:
Bize Heddab b. Halid, ona Hemmâm, ona Katade, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav); "Allah'ın, kulunun tövbesine sevinmesi, sizden birinizin çorak bir yerde kaybettiği devesini, uyandığı vakit bulduğundaki sevincinden daha çoktur" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6961, /1127
Senetler:
()
Konular:
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13201, M006959
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَجَعْفَرُ بْنُ حُمَيْدٍ قَالَ جَعْفَرٌ حَدَّثَنَا وَقَالَ يَحْيَى أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ إِيَادِ بْنِ لَقِيطٍ عَنْ إِيَادٍ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَيْفَ تَقُولُونَ بِفَرَحِ رَجُلٍ انْفَلَتَتْ مِنْهُ رَاحِلَتُهُ تَجُرُّ زِمَامَهَا بِأَرْضٍ قَفْرٍ لَيْسَ بِهَا طَعَامٌ وَلاَ شَرَابٌ وَعَلَيْهَا لَهُ طَعَامٌ وَشَرَابٌ فَطَلَبَهَا حَتَّى شَقَّ عَلَيْهِ ثُمَّ مَرَّتْ بِجِذْلِ شَجَرَةٍ فَتَعَلَّقَ زِمَامُهَا فَوَجَدَهَا مُتَعَلِّقَةً بِهِ." قُلْنَا شَدِيدًا يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَمَا وَاللَّهِ لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنَ الرَّجُلِ بِرَاحِلَتِهِ."
[قَالَ جَعْفَرٌ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ إِيَادٍ عَنْ أَبِيهِ.]
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya ve Cafer b. Humeyd, o ikisine Ubeydullah b. İyaz b. Lekît, ona İyad, ona el-Bera b. Azib’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Devesini elinden kaçırarak, yiyecek ve içeceğin bulunmadığı, kendisinin yiyecek ve içeceğinin de devesinin üzerinde olduğu ve bu devesini bulmak istemekle birlikte, bu hususta çokça zorlukla karşılaşmış, sonra bir ağacın dibinden geçen devesinin yuları o ağaca takıldığı için devesini ona takılmış halde bulan bir adamın sevinci hakkındaki düşünceniz nedir?" Biz; çok aşırı şekilde sevinir, ey Allah'ın Rasulü dedik. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "şimdi ben de Allah adına yemin ediyorum ki, Allah’ın kulunun tövbesine sevinmesi, o adamın devesini bulması dolayısıyla sevinmesinden çok daha fazladır."
[Cafer de bize Ubeydullah b. Ziyad, ona da babası rivayet etti demiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6959, /1127
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. İyad b. Lekît es-Sedusi (İyad b. Lekît)
3. Ebu Selîl Ubeydullah b. İyad es-Sedusi (Ubeydullah b. İyad b. Lekît)
4. Cafer b. Humeyd el-Absi (Cafer b. Humeyd)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
وَحَدَّثَنِيهِ أَحْمَدُ بن سعيد الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ
[أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: "لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ أَحَدِكُمْ إِذَا اسْتَيْقَظَ عَلَى بَعِيرِهِ قَدْ أَضَلَّهُ بِأَرْضِ فَلاَةٍ."]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13210, M006962
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ أَحْمَدُ بن سعيد الدَّارِمِىُّ حَدَّثَنَا حَبَّانُ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ
[أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ: "لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ أَحَدِكُمْ إِذَا اسْتَيْقَظَ عَلَى بَعِيرِهِ قَدْ أَضَلَّهُ بِأَرْضِ فَلاَةٍ."]
Tercemesi:
Bize Ahmed ed-Dârimî, ona Habban, ona Hemmam, ona Katade, ona da Enes b. Malik, Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6962, /1127
Senetler:
()
Konular:
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13225, M006965
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ جَعْفَرٍ الْجَزَرِىِّ عَنْ يَزِيدَ بْنِ الأَصَمِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَوْ لَمْ تُذْنِبُوا لَذَهَبَ اللَّهُ بِكُمْ وَلَجَاءَ بِقَوْمٍ يُذْنِبُونَ فَيَسْتَغْفِرُونَ اللَّهَ فَيَغْفِرُ لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Râfi', ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Cafer el-Cezeli, ona Yezid b. Esam, ona da Ebu Hureyre şöyle haber verdi: Rasulullah (sav); "nefsim yed-i kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki: Siz günah işlememiş olsanız, Allah sizi giderir de günah işleyen bir kavim getirir. Onlar Allah'a istiğfar ederler, o da kendilerini affederdi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6965, /1128
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
3. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Râfi' el-Kuşeyrî (Muhammed b. Râfi' b. Sabur)
Konular:
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13232, M006967
Hadis:
حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الصَّمَدِ سَمِعْتُ أَبِى يُحَدِّثُ حَدَّثَنَا سَعِيدٌ الْجُرَيْرِىُّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ حَنْظَلَةَ قَالَ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَعَظَنَا فَذَكَّرَ النَّارَ - قَالَ - ثُمَّ جِئْتُ إِلَى الْبَيْتِ فَضَاحَكْتُ الصِّبْيَانَ وَلاَعَبْتُ الْمَرْأَةَ - قَالَ - فَخَرَجْتُ فَلَقِيتُ أَبَا بَكْرٍ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ وَأَنَا قَدْ فَعَلْتُ مِثْلَ مَا تَذْكُرُ. فَلَقِينَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَافَقَ حَنْظَلَةُ فَقَالَ:
"مَهْ." فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ وَأَنَا قَدْ فَعَلْتُ مِثْلَ مَا فَعَلَ فَقَالَ:
"يَا حَنْظَلَةُ سَاعَةً وَسَاعَةً وَلَوْ كَانَتْ تَكُونُ قُلُوبُكُمْ كَمَا تَكُونُ عِنْدَ الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى تُسَلِّمَ عَلَيْكُمْ فِى الطُّرُقِ."
Tercemesi:
Bize İshak b. Mansur, ona Abdussamed, ona babası, ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Hanzala'nın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) yanında idik. Bize öğüt verdi, cehennemden söz etti. Sonra eve geldim, çocuklarla görüştüm, hanımla oynaştım, dışarı çıktım. Ebu Bekir ile karşılaştım ve bu hali ona anlattım. O; ben de senin söylediğinin bir benzerini yaptım, dedi. Rasulullah (sav) ile karşılaştık. Ben; ey Allah'ın Rasulü! Hanzala münafık oldu dedim. O; "o da nereden çıktı" buyurdu. Ben ona meseleyi anlattım. Ebu Bekir de onun yaptığının bir benzerini ben de yaptım dedi. Allah Rasulü; "ey Hanzala, kimi zaman öyle, kimi zaman da böyle. Eğer kalpleriniz öğüt ve hatırlama zamanındaki gibi olsa sizler meleklerle tokalaşır, hatta yolda giderken sizlere selam verirlerdi" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6967, /1128
Senetler:
()
Konular:
Derûnî haller, Rasulullah'ın huzurunda oluşan
Kulluk, Rasulullah'ın huzurundakileri kuşatan manevi cazibe,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13235, M006968
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ دُكَيْنٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعِيدٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ حَنْظَلَةَ التَّمِيمِىِّ الأُسَيِّدِىِّ الْكَاتِبِ قَالَ كُنَّا عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَّرَنَا الْجَنَّةَ وَالنَّارَ. فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِهِمَا
[كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَعَظَنَا فَذَكَّرَ النَّارَ - قَالَ - ثُمَّ جِئْتُ إِلَى الْبَيْتِ فَضَاحَكْتُ الصِّبْيَانَ وَلاَعَبْتُ الْمَرْأَةَ - قَالَ - فَخَرَجْتُ فَلَقِيتُ أَبَا بَكْرٍ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ وَأَنَا قَدْ فَعَلْتُ مِثْلَ مَا تَذْكُرُ. فَلَقِينَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَافَقَ حَنْظَلَةُ فَقَالَ: "مَهْ." فَحَدَّثْتُهُ بِالْحَدِيثِ فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ وَأَنَا قَدْ فَعَلْتُ مِثْلَ مَا فَعَلَ فَقَالَ: "يَا حَنْظَلَةُ سَاعَةً وَسَاعَةً وَلَوْ كَانَتْ تَكُونُ قُلُوبُكُمْ كَمَا تَكُونُ عِنْدَ الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ حَتَّى تُسَلِّمَ عَلَيْكُمْ فِى الطُّرُقِ."]
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona el-Fadl b. Dükeyn, ona Süfyan, ona Said el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da (vahiy) kâtibi Hanzala et-Temimî el-Useyyidî'nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi'nin (sav) huzurunda idik, bize cenneti ve cehennemi hatırlattı, diyerek bundan önceki iki ravinin hadislerine yakın olarak hadisi zikretti:
[Biz Rasulullah'ın (sav) huzurunda idik. Bize öğüt verdi, bize cehennemi hatırlattı. (Hanzala) devamla dedi ki: Sonra eve geldim, çocuklarla gülüştüm, hanımla oynaştım, -devamla dedi ki- sonra dışarı çıktım. Ebu Bekir ile karşılaştım, bu hali ona anlattım. O; senin bu dediğinin bir benzerini ben de yaptım dedi. Sonra Rasulullah (sav) ile karşılaştık. Ben; ey Allah’ın Rasulü, Hanzala münafık oldu dedim. O; "o da nereden çıktı" buyurunca, ona meseleyi anlattım. Ebu Bekir de ben de onun yaptığının bir benzerini yaptım deyince, Allah Rasulü; "ey Hanzala, bazen öyle, bazen böyle, kalpleriniz öğüt zamanlarında olduğu gibi devam ederse melekler sizlerle tokalaşır, hatta yollarda sizlere selam verirdi" buyurdu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6968, /1128
Senetler:
()
Konular:
Derûnî haller, Rasulullah'ın huzurunda oluşan
Kulluk, Rasulullah'ın huzurundakileri kuşatan manevi cazibe,
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ - قَاصِّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ أَنَّهُ قَالَ حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ كُنْتُ كَتَمْتُ عَنْكُمْ شَيْئًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُذْنِبُونَ لَخَلَقَ اللَّهُ خَلْقًا يُذْنِبُونَ يَغْفِرُ لَهُمْ."
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys Ömer b. Abdülaziz, ona Muhammed b. Kays, ona Ömer, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb vefatı anında şunu söylemiştir.
"Size Rasulullah'tan (sav) dinlediğim bir şeyi söylemeyi gizlemiştim. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Siz günah işlemeseniz, Allah başka bir topluluk yaratır, bu topluluk günah işler (sonra tevbe eder), Allah da onların (tevbesini kabul edip) bağışlardı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13214, M006963
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ - قَاصِّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ أَنَّهُ قَالَ حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ كُنْتُ كَتَمْتُ عَنْكُمْ شَيْئًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُذْنِبُونَ لَخَلَقَ اللَّهُ خَلْقًا يُذْنِبُونَ يَغْفِرُ لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys Ömer b. Abdülaziz, ona Muhammed b. Kays, ona Ömer, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb vefatı anında şunu söylemiştir.
"Size Rasulullah'tan (sav) dinlediğim bir şeyi söylemeyi gizlemiştim. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Siz günah işlemeseniz, Allah başka bir topluluk yaratır, bu topluluk günah işler (sonra tevbe eder), Allah da onların (tevbesini kabul edip) bağışlardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6963, /1127
Senetler:
1. Halid b. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Ebu Eyyüb)
2. Ebu Sırme Malik b. Ebu Kays el-Mazini (Kays b. Malik b. Enes)
3. Muhammed b. Kays el-Kâs (Muhammed b. Kays)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, GÜNAH
Seçki, Güzel ahlak
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13203, M006960
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ - وَهُوَ عَمُّهُ - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَلَّهُ أَشَدُّ فَرَحًا بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ حِينَ يَتُوبُ إِلَيْهِ مِنْ أَحَدِكُمْ كَانَ عَلَى رَاحِلَتِهِ بِأَرْضِ فَلاَةٍ فَانْفَلَتَتْ مِنْهُ وَعَلَيْهَا طَعَامُهُ وَشَرَابُهُ فَأَيِسَ مِنْهَا فَأَتَى شَجَرَةً فَاضْطَجَعَ فِى ظِلِّهَا قَدْ أَيِسَ مِنْ رَاحِلَتِهِ فَبَيْنَا هُوَ كَذَلِكَ إِذَا هُوَ بِهَا قَائِمَةً عِنْدَهُ فَأَخَذَ بِخِطَامِهَا ثُمَّ قَالَ مِنْ شِدَّةِ الْفَرَحِ اللَّهُمَّ أَنْتَ عَبْدِى وَأَنَا رَبُّكَ. أَخْطَأَ مِنْ شِدَّةِ الْفَرَحِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. es-Sabbâh ve Züheyr b. Harb, o ikisine Ömer b. Yunus, ona İkrime b. Ammar, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik -ki o da Enes'in amcasıdır- şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz Allah'ın, kulunun kendisine tövbe ettiği zaman tövbe etmesinden dolayı sevinmesi, ıssız geniş bir arazide devesi üzerinde iken üzerindeki yiyeceği ve içeceği ile birlikte elinden kaçıp kurtulan, onu bulmaktan ümidini kestiği için bir ağacın yanına giderek gölgesinde devesinden ümidini kesmiş olduğu halde uykuya dalan, o bu halde iken ansızın devesini yanı başında ayakta bulunca da yularından onu yakalayan sonra aşırı sevincinden ötürü; Allah'ım, sen benim kulumsun, ben de senin rabbinim, diyerek ileri derecedeki sevincinden hata eden kulunun sevinmesinden daha çok sevinir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6960, /1127
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
3. İkrime b. Ammar el-Îclî (İkrime b. Ammar b. Ukbe)
4. Ebu Hafs Ömer b. Yunus el-Hanefî (Ömer b. Yunus b. Kasım)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Sabbah ed-Dûlâbî (Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Hitabet, Mesel, anlatım sırasında
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik