Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adîiy, ona Şube, ona da Kaade hadisi bu isnad ile rivayet etmiş ve rivayetine; "Allah, bu kasabaya sen (bu adamdan) uzaklaş, diğerine de sen de yaklaş diye vahyetti" ifadesini eklemiştir.
Açıklama: Hadisin tamamı için M007009 numaralı rivayete bakınız.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13349, M007010
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ حَدِيثِ مُعَاذِ بْنِ مُعَاذٍ وَزَادَ فِيهِ
"فَأَوْحَى اللَّهُ إِلَى هَذِهِ أَنْ تَبَاعَدِى وَإِلَى هَذِهِ أَنْ تَقَرَّبِى."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adîiy, ona Şube, ona da Kaade hadisi bu isnad ile rivayet etmiş ve rivayetine; "Allah, bu kasabaya sen (bu adamdan) uzaklaş, diğerine de sen de yaklaş diye vahyetti" ifadesini eklemiştir.
Açıklama:
Hadisin tamamı için M007009 numaralı rivayete bakınız.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7010, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Bana Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Şube, ona Katade, ona Ebu Sıddık en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Acaba tevbe etsem kabul olur mu diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti ve ona sordu. O da senin tövben kabul olmaz dedi. Bu sefer rahibi de öldürdü, sonra tekrar soruşturmaya başladı. Sonra (bulunduğu) kasabadan çıkıp salih kimselerin bulunduğu bir diğer kasabaya giderken yolda iken ölüm (eceli) geldi, göğsüyle iyiler kasabasına doğru hamle yaptı, sonra da ruhunu teslim etti. Rahmet melekleriyle azap melekleri onun hakkında birbirleriyle tartıştılar. Sonra adam salih kimselerin bulunduğu kasabaya bir karış daha yakın olduğu için, salih kasaba ahalisinden kabul edildi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13348, M007009
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا الصِّدِّيقِ النَّاجِىَّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم
"أَنَّ رَجُلاً قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَجَعَلَ يَسْأَلُ هَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَأَتَى رَاهِبًا فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَيْسَتْ لَكَ تَوْبَةٌ. فَقَتَلَ الرَّاهِبَ ثُمَّ جَعَلَ يَسْأَلُ ثُمَّ خَرَجَ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَى قَرْيَةٍ فِيهَا قَوْمٌ صَالِحُونَ فَلَمَّا كَانَ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ أَدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَنَأَى بِصَدْرِهِ ثُمَّ مَاتَ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَكَانَ إِلَى الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ أَقْرَبَ مِنْهَا بِشِبْرٍ فَجُعِلَ مِنْ أَهْلِهَا."
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Şube, ona Katade, ona Ebu Sıddık en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Acaba tevbe etsem kabul olur mu diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti ve ona sordu. O da senin tövben kabul olmaz dedi. Bu sefer rahibi de öldürdü, sonra tekrar soruşturmaya başladı. Sonra (bulunduğu) kasabadan çıkıp salih kimselerin bulunduğu bir diğer kasabaya giderken yolda iken ölüm (eceli) geldi, göğsüyle iyiler kasabasına doğru hamle yaptı, sonra da ruhunu teslim etti. Rahmet melekleriyle azap melekleri onun hakkında birbirleriyle tartıştılar. Sonra adam salih kimselerin bulunduğu kasabaya bir karış daha yakın olduğu için, salih kasaba ahalisinden kabul edildi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7009, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13336, M007003
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ
[عَنْ أَبِى عُثْمَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ]
قَالَ أَصَابَ رَجُلٌ مِنِ امْرَأَةٍ شَيْئًا دُونَ الْفَاحِشَةِ فَأَتَى عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ فَعَظَّمَ عَلَيْهِ ثُمَّ أَتَى أَبَا بَكْرٍ فَعَظَّمَ عَلَيْهِ ثُمَّ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ بِمِثْلِ حَدِيثِ يَزِيدَ وَالْمُعْتَمِرِ
[أَنَّ رَجُلاً أَصَابَ مِنِ امْرَأَةٍ قُبْلَةً فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ لَهُ ذَلِكَ - قَالَ - فَنَزَلَتْ "(أَقِمِ الصَّلاَةَ طَرَفَىِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ اللَّيْلِ إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ ذَلِكَ ذِكْرَى لِلذَّاكِرِينَ)" قَالَ فَقَالَ الرَّجُلُ أَلِىَ هَذِهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ: "لِمَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ أُمَّتِى."]
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir, ona Süleyman et-Teymî, şu isnatla [Ebu Osman, Abdullah b. Mesud] bir adam bir kadınla zina etmeksizin temasta (öpme vb.) bulundu. Bunun üzerine Ömer b. Hattab'a geldi ancak (Ömer) yaptığı bu davranışı ona yakıştırmadı. Sonra Ebu Bekir'e geldi. O da yaptığı bu davranışı ona yakıştırmadı. Sonra adam peygambere (sav) geldi. Ravi olayı Yezid ve Mu'temir'in hadisine benzer şekilde aktardı.
[Bir adam bir kadını öptü. Hemen peygambere (sav) gelerek olayı anlattı. Arkasından; "gündüzün iki tarafında, gecenin de gündüze yakın saatlerinde namaz kılın. Şüphesiz ki iyilikler kötülükleri yok eder. İşte bu, öğüt almak isteyenler için bir hatırlatmadır." (Hûd, 11/114) ayeti indi. Bunun üzerine adam, ya Rasulallah! Bu ayetin (hükmü) yalnız benim için mi diye sordu. Peygamber de (sav) "(bu ayetin hükmü) ümmetimden onunla amel edenler içindir" buyurdu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7003, /1133
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
Zina, zina çeşitleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13337, M007004
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالَ يَحْيَى أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَلْقَمَةَ وَالأَسْوَدِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى عَالَجْتُ امْرَأَةً فِى أَقْصَى الْمَدِينَةِ وَإِنِّى أَصَبْتُ مِنْهَا مَا دُونَ أَنْ أَمَسَّهَا فَأَنَا هَذَا فَاقْضِ فِىَّ مَا شِئْتَ. فَقَالَ لَهُ عُمَرُ لَقَدْ سَتَرَكَ اللَّهُ لَوْ سَتَرْتَ نَفْسَكَ - قَالَ - فَلَمْ يَرُدَّ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم شَيْئًا فَقَامَ الرَّجُلُ فَانْطَلَقَ فَأَتْبَعَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم رَجُلاً دَعَاهُ وَتَلاَ عَلَيْهِ هَذِهِ الآيَةَ "(أَقِمِ الصَّلاَةَ طَرَفَىِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ اللَّيْلِ إِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّئَاتِ ذَلِكَ ذِكْرَى لِلذَّاكِرِينَ)" فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ يَا نَبِىَّ اللَّهِ هَذَا لَهُ خَاصَّةً قَالَ:
"بَلْ لِلنَّاسِ كَافَّةً."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe b. Said ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, onlara Ebu Ahvas, ona Simak, ona İbrahim, ona Alkame ve Esved, onlara da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir. Bir adam Peygamber'e (sav) geldi ve ben Medine'nin kenarında bir kadınla cima etmeksizin (öpmek ve sarılmak vb.) temasta bulundum. İşte şimdi buradayım. Benim hakkımda dilediğin hükmü uygula dedi. Bunun üzerine Ömer ona, sen kendi yapmış olduğunu gizleseydin, Allah da muhakkak senin yaptığın davranışı kimseye bildirmez (ve affederdi). Peygamber (sav) bir şey söylemedi. Adam kalkıp gittikten sonra Peygamber (sav) arkasından bir adam göndererek onu çağırdı ve kendisine şu ayeti okudu:
"Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır." (Hûd 11/114) Bunun üzerine topluluktan bir adam; ey Allah'ın Elçisi! Bu (müjde) yalnız o kişi için mi diye sorunca Peygamber (sav); "bilakis herkes içindir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7004, /1133
Senetler:
()
Konular:
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
Kur'an, Nüzul sebebleri
Zina, zina çeşitleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13350, M007011
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ يَحْيَى عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِذَا كَانَ يَوْمُ الْقِيَامَةِ دَفَعَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ إِلَى كُلِّ مُسْلِمٍ يَهُودِيًّا أَوْ نَصْرَانِيًّا فَيَقُولُ هَذَا فَكَاكُكَ مِنَ النَّارِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsame, ona Talha b. Yahya, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav); "Kıyamet günü geldiği vakit Allah (ac) her müslümana, bir yahudi veya hristiyan verecek ve bu senin cehennemden fidyendir, diyecektir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7011, /1134
Senetler:
()
Konular:
Azap, başkasının yerine azap çekmek
Kıyamet, ahvali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13351, M007012
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَفَّانُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا قَتَادَةُ أَنَّ عَوْنًا وَسَعِيدَ بْنَ أَبِى بُرْدَةَ حَدَّثَاهُ أَنَّهُمَا شَهِدَا أَبَا بُرْدَةَ يُحَدِّثُ عُمَرَ بْنَ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لاَ يَمُوتُ رَجُلٌ مُسْلِمٌ إِلاَّ أَدْخَلَ اللَّهُ مَكَانَهُ النَّارَ يَهُودِيًّا أَوْ نَصْرَانِيًّا." قَالَ فَاسْتَحْلَفَهُ عُمَرُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ بِاللَّهِ الَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ أَنَّ أَبَاهُ حَدَّثَهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ فَحَلَفَ لَهُ - قَالَ - فَلَمْ يُحَدِّثْنِى سَعِيدٌ أَنَّهُ اسْتَحْلَفَهُ وَلَمْ يُنْكِرْ عَلَى عَوْنٍ قَوْلَهُ.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Affan b. Müslim, ona Hemmam, ona Katade, ona Avn ve Said b. Ebu Bürde, onlara Ebu Bürde, ona Ömer b. Abdülaziz, ona da babasının rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Müslüman bir kimse ölürse, Allah onun yerine cehenneme bir yahudi veya hrıstiyan koyar." Bunun üzerine Ömer b. Abdülaziz, babasının bu hadisi Rasulullah'tan (sav) rivayet ettiğine kendinden başka ilah olmayan Allah hakkı için Ebu Bürde'ye üç defa yemin ettirmiş. Ravi diyor ki: Ebu Bürde ona yemin etti. Katade; bana Said yemin ettirdiğini söylemedi ama Avn'ın sözünü de inkar etmedi dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7012, /1135
Senetler:
()
Konular:
Azap, başkasının yerine azap çekmek
Kıyamet, ahvali
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ - وَاللَّفْظُ لِزُهَيْرٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا شَدَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو أُمَامَةَ قَالَ بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ وَنَحْنُ قُعُودٌ مَعَهُ إِذْ جَاءَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ. فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ أَعَادَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ. فَسَكَتَ عَنْهُ وَأُقِيمَتِ الصَّلاَةُ فَلَمَّا انْصَرَفَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَبُو أُمَامَةَ فَاتَّبَعَ الرَّجُلُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ انْصَرَفَ وَاتَّبَعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْظُرُ مَا يَرُدُّ عَلَى الرَّجُلِ فَلَحِقَ الرَّجُلُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ - قَالَ أَبُو أُمَامَةَ - فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَرَأَيْتَ حِينَ خَرَجْتَ مِنْ بَيْتِكَ أَلَيْسَ قَدْ تَوَضَّأْتَ فَأَحْسَنْتَ الْوُضُوءَ." قَالَ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ:
"ثُمَّ شَهِدْتَ الصَّلاَةَ مَعَنَا." فَقَالَ نَعَمْ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ غَفَرَ لَكَ حَدَّكَ - أَوْ قَالَ - ذَنْبَكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13341, M007007
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ - وَاللَّفْظُ لِزُهَيْرٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنَا شَدَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو أُمَامَةَ قَالَ بَيْنَمَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ وَنَحْنُ قُعُودٌ مَعَهُ إِذْ جَاءَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ. فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ أَعَادَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ. فَسَكَتَ عَنْهُ وَأُقِيمَتِ الصَّلاَةُ فَلَمَّا انْصَرَفَ نَبِىُّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ أَبُو أُمَامَةَ فَاتَّبَعَ الرَّجُلُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حِينَ انْصَرَفَ وَاتَّبَعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْظُرُ مَا يَرُدُّ عَلَى الرَّجُلِ فَلَحِقَ الرَّجُلُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ - قَالَ أَبُو أُمَامَةَ - فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَرَأَيْتَ حِينَ خَرَجْتَ مِنْ بَيْتِكَ أَلَيْسَ قَدْ تَوَضَّأْتَ فَأَحْسَنْتَ الْوُضُوءَ." قَالَ بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ:
"ثُمَّ شَهِدْتَ الصَّلاَةَ مَعَنَا." فَقَالَ نَعَمْ يَا رَسُولَ اللَّهِ. قَالَ فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ غَفَرَ لَكَ حَدَّكَ - أَوْ قَالَ - ذَنْبَكَ."
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî ve Züheyr b. Harb, -lafız Züheyr'in rivayet etiği metindir-, o ikisine Ömer b. Yunus, ona İkrime b. Ammar, ona Şeddâd, ona da Ebu Ümame şöyle rivayet etti. Bir defasında biz Rasulullah (sav) ile mescitte birlikte oturmakta iken aniden bir adam gelerek, ya Rasulullah! Ben had uygulamayı gerektiren bir iş yaptım. Bana gereken had cezasını tatbik et dedi. Rasulullah (sav) ona cevap vermedi. Sonra adam sözünü tekrarlayarak; ya Rasulullah! Ben had uygulamayı gerektiren bir iş yaptım. Bana gereken had cezasını tatbik et dedi. Peygamber (sav) sükut etti. (O sırada) namaz kılındı. Rasulullah (sav) namazdan ayrılınca bu zat Rasulullah'ın (sav) peşine takıldı. Ben de bu adama ne cevap vereceğini göreyim diye Rasulullah'ı (sav) takip ettim. Adam Rasulullah'a (sav) yetişerek; ya Rasulullah! Ben had uygulamayı gerektiren bir iş yaptım. Bana gereken had cezasını tatbik et dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona; "ne dersin, evinden çıkarken güzelce abdest aldın değil mi" diye sordu. Adam, tabiki ya Rasulullah dedi.
"Sonra bizimle namazda bulundun değil mi" dedi. Adam, evet ya Rasulullah! cevabını verdi. Rasulullah (sav) ona; "işte Allah sana uygulanacak haddi bağışladı.-Yahut senin günahını bağışladı-" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7007, /1133
Senetler:
()
Konular:
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
Zina, zina çeşitleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13343, M007008
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى الصِّدِّيقِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"كَانَ فِيمَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ رَجُلٌ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَسَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ فَدُلَّ عَلَى رَاهِبٍ فَأَتَاهُ فَقَالَ إِنَّهُ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَهَلْ لَهُ مِنَ تَوْبَةٍ فَقَالَ لاَ. فَقَتَلَهُ فَكَمَّلَ بِهِ مِائَةً ثُمَّ سَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ فَدُلَّ عَلَى رَجُلٍ عَالِمٍ فَقَالَ إِنَّهُ قَتَلَ مِائَةَ نَفْسٍ فَهَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَقَالَ نَعَمْ وَمَنْ يَحُولُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ التَّوْبَةِ انْطَلِقْ إِلَى أَرْضِ كَذَا وَكَذَا فَإِنَّ بِهَا أُنَاسًا يَعْبُدُونَ اللَّهَ فَاعْبُدِ اللَّهَ مَعَهُمْ وَلاَ تَرْجِعْ إِلَى أَرْضِكَ فَإِنَّهَا أَرْضُ سَوْءٍ. فَانْطَلَقَ حَتَّى إِذَا نَصَفَ الطَّرِيقَ أَتَاهُ الْمَوْتُ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَقَالَتْ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ جَاءَ تَائِبًا مُقْبِلاً بِقَلْبِهِ إِلَى اللَّهِ. وَقَالَتْ مَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ إِنَّهُ لَمْ يَعْمَلْ خَيْرًا قَطُّ. فَأَتَاهُمْ مَلَكٌ فِى صُورَةِ آدَمِىٍّ فَجَعَلُوهُ بَيْنَهُمْ فَقَالَ قِيسُوا مَا بَيْنَ الأَرْضَيْنِ فَإِلَى أَيَّتِهِمَا كَانَ أَدْنَى فَهُوَ لَهُ. فَقَاسُوهُ فَوَجَدُوهُ أَدْنَى إِلَى الأَرْضِ الَّتِى أَرَادَ فَقَبَضَتْهُ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ."
[قَالَ قَتَادَةُ فَقَالَ الْحَسَنُ ذُكِرَ لَنَا أَنَّهُ لَمَّا أَتَاهُ الْمَوْتُ نَأَى بِصَدْرِهِ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muaz b. Hişam, ona babası, ona Katade, ona Ebu's-Sıddık, ona da Ebu Said Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Nebiyyullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sizden öncekiler içinde bir adam vardı ki, doksan dokuz insan öldürmüştü. Bu sebeple dünya insanlarının en âlimi kim olduğunu sordu. Ona bir râhib gösterdiler. O da rahibe gelerek kendisinin doksan dokuz kişi öldürdüğünü söyledi, tevbesi kabul edilip edilmeyeceğini sordu. Rahip; hayır cevabını verdi. Adam onu da öldürdü ve bununla yüzü tamamladı. Sonra yeryüzü halkının en âlimini sordu. Ona âlim bir zat gösterdiler. Adam ona (da giderek) kendisinin yüz kişi öldürdüğünü, Tövbesinin kabul edilip edilmeyeceğini arz etti. O; evet! (Kabul edilir.) Seninle tevben arasına kim girebilir? Filân yere git. Orada Allah'a ibâdet eden insanlar vardır. Onlarla birlikte Allah'a ibâdet et! Memleketine dönme! Çünkü orası kötü yerdir, dedi. Adam gitti. Yolun yarısına varınca eceli geldi. Bu sefer onun hakkında rahmet melekleriyle azab melekleri münakaşa ettiler. Rahmet melekleri; bu adam tövbe ederek kalbiyle Allah'a yönelerek geldi dediler. Azab melekleri ise o hiçbir hayır işlemedi dediler. Bunun üzerine yanlarına insan suretinde bir melek geldi. Onu aralarında hakem yaptılar. O da iki yerin arasını ölçün, hangi yere daha yakınsa bu adam oralıdır dedi. O yeri ölçtüler ve adamsn gitmek istediği yere daha yakın buldular. Bunun üzerine ruhunu rahmet melekleri kabzetti."
[Katade demiş ki: Hasan şunu söyledi: Bize anlatıldığına göre, bu adam ölüm kendisine gelince göğsüyle (o tarafa doğru) ilerlemiş.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7008, /1134
Senetler:
()
Konular:
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik