Bize Harun b. Said El-Eylî, ona İbn Vehb, ona İyaz (İbn Abdullah el-Fihrî), ona İbrahim b. Ubeyd b. Rifâ'a, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazi, ona Ebu Sırme, ona da Ebu Eyyüb el-Ensari, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Siz, Allah'ın bağışlayacağı hiç günah işlememiş olsaydınız, Allah günah işleyen ve kendisinin de bağışladığı bir kavim getirirdi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13224, M006964
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ سَعِيدٍ الأَيْلِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنِى عِيَاضٌ - وَهُوَ ابْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْفِهْرِىُّ - حَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ عُبَيْدِ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ كَعْبٍ الْقُرَظِىِّ عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ الأَنْصَارِىِّ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ:
"لَوْ أَنَّكُمْ لَمْ تَكُنْ لَكُمْ ذُنُوبٌ يَغْفِرُهَا اللَّهُ لَكُمْ لَجَاءَ اللَّهُ بِقَوْمٍ لَهُمْ ذُنُوبٌ يَغْفِرُهَا لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Harun b. Said El-Eylî, ona İbn Vehb, ona İyaz (İbn Abdullah el-Fihrî), ona İbrahim b. Ubeyd b. Rifâ'a, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazi, ona Ebu Sırme, ona da Ebu Eyyüb el-Ensari, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Siz, Allah'ın bağışlayacağı hiç günah işlememiş olsaydınız, Allah günah işleyen ve kendisinin de bağışladığı bir kavim getirirdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6964, /1127
Senetler:
1. Halid b. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Ebu Eyyüb)
2. Ebu Sırme Malik b. Ebu Kays el-Mazini (Kays b. Malik b. Enes)
3. Ebu Hamza Muhammed b. Ka'b el-Kurazi (Muhammed b. Ka'b b. Süleym b. Esed b. Amr)
4. İbrahim b. Ubeyd el-Ensari (İbrahim b. Ubeyd b. Rifâ'a b. Râfi' b. Malik)
5. İyaz b. Abdullah el-Kuraşî (iyaz b. Abdullah b. Abdurrahman b. Mamer b. Abdullah)
6. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
7. Ebu Cafer Harun b. Said es-Sa'dî (Harun b. Said b. Heysem b. Muhammed b. Heysem b. Feyruz)
Konular:
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Ümitsizlik, günah nedeniyle ye'se kapılmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13244, M006971
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ خَشْرَمٍ أَخْبَرَنَا أَبُو ضَمْرَةَ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عَطَاءِ بْنِ مِينَاءَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَمَّا قَضَى اللَّهُ الْخَلْقَ كَتَبَ فِى كِتَابِهِ عَلَى نَفْسِهِ فَهُوَ مَوْضُوعٌ عِنْدَهُ إِنَّ رَحْمَتِى تَغْلِبُ غَضَبِى."
Tercemesi:
Bize Ali b. Haşrem, ona Ebu Damra, ona el-Haris b. Abdurrahman, ona Ata b. Mina, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Allah mahlûkatı yaratınca, kendi nezdinde alıkonulmuş Kitabı’na kendisi hakkında: Muhakkak rahmetim gazabımı geçer, diye yazmıştır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6971, /1129
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ata b. Mîna el-Medenî (Ebu Muaz Ata b. Mîna)
3. Haris b. Abdurrahman el-Kuraşi (Haris b. Abdurrahman b. Haris b. Ebu Zi'b)
4. Ebu Damra Enes b. İyaz el-Leysî (Enes b. İyaz b. Damra)
5. Hafız Ebu Hasan Ali b. Haşrem el-Mervezi (Ali b. Haşrem b. Abdurrahman b. Ata b. Hilal)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13274, M006988
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنِى أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ قَالَ كَانَ بِالْمَدِينَةِ قَاصٌّ يُقَالُ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى عَمْرَةَ - قَالَ - فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ:
"إِنَّ عَبْدًا أَذْنَبَ ذَنْبًا." بِمَعْنَى حَدِيثِ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ
[عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَحْكِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ: "أَذْنَبَ عَبْدٌ ذَنْبًا فَقَالَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى. فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ. ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى." فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عَبْدِى أَذْنَبَ ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ. ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى. فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ." قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى لاَ أَدْرِى أَقَالَ فِى الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ "اعْمَلْ مَا شِئْتَ."]
وَذَكَرَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ "أَذْنَبَ ذَنْبًا."
وَفِى الثَّالِثَةِ "قَدْ غَفَرْتُ لِعَبْدِى فَلْيَعْمَلْ مَا شَاءَ."
Tercemesi:
Bana Abd b. Humeyd, ona Ebu Velid, ona Hemmam, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha'nın şöyle dediğini rivayet etti: Medine'de Abdurrahman b. Ebu Amre denilen bir kıssa anlatıcısı vardı, onu şöyle derken dinledim: Ebu Hureyre'yi şöyle derken dinledim: Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken dinledim:
"Bir kul bir günah işledi" deyip hadisi Hammad b. Seleme'nin rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti:
[Nebi (sav) aziz ve celil Rabbinden şöyle buyurduğunu nakletti: "Bir kul bir günah işledi, Allah’ım, bana günahımı bağışla dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi. Sonra tekrar dönüp bir günah işledi, Rabbim, bana günahımı bağışla dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi, buyurdu. Sonra tekrar dönüp bir günah işledi ve Rabbim, bana günahımı bağışla dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da kulum bir günah işledi de günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi. Artık dilediğin yap, ben sana günahlarını bağışladım" buyurdu. Abdula'lâ dedi ki: "Dilediğini yap" sözünü üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi söyledi bilemiyorum.]
Ayrıca üç defa; "bir günah işledi" dedi, üçüncüsünde de "ben kuluma günahını bağışladım, dilediğini yapsın" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6988, /1131
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13356, M007015
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هِشَامٍ الدَّسْتَوَائِىِّ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ مُحْرِزٍ قَالَ قَالَ رَجُلٌ لاِبْنِ عُمَرَ كَيْفَ سَمِعْتَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ فِى النَّجْوَى قَالَ سَمِعْتُهُ يَقُولُ:
"يُدْنَى الْمُؤْمِنُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ حَتَّى يَضَعَ عَلَيْهِ كَنَفَهُ فَيُقَرِّرُهُ بِذُنُوبِهِ فَيَقُولُ هَلْ تَعْرِفُ فَيَقُولُ أَىْ رَبِّ أَعْرِفُ. قَالَ فَإِنِّى قَدْ سَتَرْتُهَا عَلَيْكَ فِى الدُّنْيَا وَإِنِّى أَغْفِرُهَا لَكَ الْيَوْمَ. فَيُعْطَى صَحِيفَةَ حَسَنَاتِهِ وَأَمَّا الْكُفَّارُ وَالْمُنَافِقُونَ فَيُنَادَى بِهِمْ عَلَى رُءُوسِ الْخَلاَئِقِ هَؤُلاَءِ الَّذِينَ كَذَبُوا عَلَى اللَّهِ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb (el-Haraşî), ona İsmail b. İbrahim (b. Miksem), ona Hişam ed-Destevâî, ona Katâde (b. Diâme es-Sedûsî), ona da Safvan b. Mühriz (el-Mâzinî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bir adam, (Abdullah) b. Ömer'e; Allah tTeâlâ'nın kulu ile olan özel ve gizli konuşmaları hakkında Rasulullah'tan (sav) ne gibi sözler duydun diye sordu. Abdullah b. Ömer, Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duydum:
"Mü'min, Kıyamet Günü Rabbine yaklaştırılır. Öyle ki Allah, (kâfir ve münafıklardan ayırıp) onun üzerine rahmet ve koruma perdesini gerer ve ona günahlarını itiraf ettirir. (Şu şu günahını) biliyor musun diye sorar; kul da evet Rabbim! Biliyorum diye cevap verir. Ardından; şüphesiz ben, senin için Dünya'dayken onların üzerini örtmüştüm. Bu gün de senin için onları affediyorum buyurur. İşte böylece mü'mine, iyiliklerinin yazılı olduğu sayfa verilir. Kâfirlere ve münafıklara ise insanların huzurunda; bunlar, Allah'a iftira atanlardır diye yüksek sesle hitap edilecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7015, /1135
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Safvan b. Muhriz el-Mazini (Safvan b. Muhriz b. Ziyad)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Mizan/hesaplaşma, Ahirette Günahların silinmesi/affedilmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13400, M007025
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَأَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ الضَّبِّىُّ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ أَبِى شَيْبَةَ - قَالَ ابْنُ عَبْدَةَ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرٍو أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرًا يَقُولُ أَتَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَبْرَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَأَخْرَجَهُ مِنْ قَبْرِهِ فَوَضَعَهُ عَلَى رُكْبَتَيْهِ وَنَفَثَ عَلَيْهِ مِنْ رِيقِهِ وَأَلْبَسَهُ قَمِيصَهُ فاللَّهُ أَعْلَمُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve Ahmed b. Abde ed-Dabbî, rivayet etti – lafız İbn Ebu Şeybe’ye aittir-, İbn Abde: Ahberenâ: Bize haber verdi derken, diğer ikisi: Haddesnâ: Bize rivayet etti dediler, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Amr’ın rivayet ettiğine göre o, Câbir’i şöyle derken dinlemiştir: Nebi (sav) Abdullah b. Ubeyy’in kabrine geldi, onu kabrinden çıkart(tır)dı, dizleri üzerine koydu ve üzerine tükürüğünden hafifçe üfledi, ona gömleğini giydirdi. Artık elbette en iyi bilen Allah’tır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7025, /1144
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Abdullah b. Übeyy b. Selul (Münafıkların reisi)
Münafık, Nifak / Münafık
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ بَعْدَ مَا أُدْخِلَ حُفْرَتَهُ . فَذَكَرَ بِمِثْلِ حَدِيثِ سُفْيَانَ [أَتَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَبْرَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَأَخْرَجَهُ مِنْ قَبْرِهِ فَوَضَعَهُ عَلَى رُكْبَتَيْهِ وَنَفَثَ عَلَيْهِ مِنْ رِيقِهِ وَأَلْبَسَهُ قَمِيصَهُ فاللَّهُ أَعْلَمُ] .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13403, M007026
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ الأَزْدِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ بَعْدَ مَا أُدْخِلَ حُفْرَتَهُ . فَذَكَرَ بِمِثْلِ حَدِيثِ سُفْيَانَ [أَتَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَبْرَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَأَخْرَجَهُ مِنْ قَبْرِهِ فَوَضَعَهُ عَلَى رُكْبَتَيْهِ وَنَفَثَ عَلَيْهِ مِنْ رِيقِهِ وَأَلْبَسَهُ قَمِيصَهُ فاللَّهُ أَعْلَمُ] .
Tercemesi:
Bana Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar’ın şöyle dediğini rivayet etti: Câbir b. Abdullah’ı şöyle derken dinledim: Nebi (sav), Abdullah b. Ubeyy çukuruna yerleştirildikten sonra yanına geldi ve hadisi Süfyan’ın rivayet ettiği gibi zikretti. [Nebi (sav), Abdullah b. Ubeyy’in kabrine geldi, onu kabrinden çıkarıp, dizleri üzerine koydu ve ona hafif tükürükle beraber üfledi ve ona gömleğini giydirdi. Artık Allah en iyi bilendir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7026, /1144
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Abdullah b. Übeyy b. Selul (Münafıkların reisi)
وَحَدَّثَنِى سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَعْيَنَ حَدَّثَنَا مَعْقِلٌ - وَهُوَ ابْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ - عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ عَمِّهِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ وَكَانَ قَائِدَ كَعْبٍ حِينَ أُصِيبَ بَصَرُهُ وَكَانَ أَعْلَمَ قَوْمِهِ وَأَوْعَاهُمْ لأَحَادِيثِ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ أَبِى كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ وَهُوَ أَحَدُ الثَّلاَثَةِ الَّذِينَ تِيبَ عَلَيْهِمْ يُحَدِّثُ أَنَّهُ لَمْ يَتَخَلَّفْ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَةٍ غَزَاهَا قَطُّ غَيْرَ غَزْوَتَيْنِ. وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ فِيهِ وَغَزَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِنَاسٍ كَثِيرٍ يَزِيدُونَ عَلَى عَشْرَةِ آلاَفٍ وَلاَ يَجْمَعُهُمْ دِيوَانُ حَافِظٍ.
Bize Seleme b. Şebib, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kıl b. Ubeydullah, ona Zührî, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona da, Ka'b gözünden rahatsızlandığı vakit onun yardımcı komutanı ve kavminin en âlimi, Rasulullah'ın (sav) ashabı içinde, hadislerini en belleyen amcası Ubeydullah b. Ka'b, tövbeleri kabul edilen üç kişiden biri olan ve Rasulullah'ın (sav) yaptığı gazalardan, iki tanesi hariç, hiç birinden geri kalmadığını söyleyen babası Ka'b b. Malik bu hadisi nakletmiş ve rivayetinde; Rasulullah (sav) on binden fazla kalabalık insanlarla gazaya gitmişti. Onları bir muhafızın divanı toplayamaz demiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için M007016 numaralı rivayete bakınız.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13367, M007019
Hadis:
وَحَدَّثَنِى سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ أَعْيَنَ حَدَّثَنَا مَعْقِلٌ - وَهُوَ ابْنُ عُبَيْدِ اللَّهِ - عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ عَمِّهِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبٍ وَكَانَ قَائِدَ كَعْبٍ حِينَ أُصِيبَ بَصَرُهُ وَكَانَ أَعْلَمَ قَوْمِهِ وَأَوْعَاهُمْ لأَحَادِيثِ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ سَمِعْتُ أَبِى كَعْبَ بْنَ مَالِكٍ وَهُوَ أَحَدُ الثَّلاَثَةِ الَّذِينَ تِيبَ عَلَيْهِمْ يُحَدِّثُ أَنَّهُ لَمْ يَتَخَلَّفْ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَزْوَةٍ غَزَاهَا قَطُّ غَيْرَ غَزْوَتَيْنِ. وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ فِيهِ وَغَزَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِنَاسٍ كَثِيرٍ يَزِيدُونَ عَلَى عَشْرَةِ آلاَفٍ وَلاَ يَجْمَعُهُمْ دِيوَانُ حَافِظٍ.
Tercemesi:
Bize Seleme b. Şebib, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kıl b. Ubeydullah, ona Zührî, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona da, Ka'b gözünden rahatsızlandığı vakit onun yardımcı komutanı ve kavminin en âlimi, Rasulullah'ın (sav) ashabı içinde, hadislerini en belleyen amcası Ubeydullah b. Ka'b, tövbeleri kabul edilen üç kişiden biri olan ve Rasulullah'ın (sav) yaptığı gazalardan, iki tanesi hariç, hiç birinden geri kalmadığını söyleyen babası Ka'b b. Malik bu hadisi nakletmiş ve rivayetinde; Rasulullah (sav) on binden fazla kalabalık insanlarla gazaya gitmişti. Onları bir muhafızın divanı toplayamaz demiştir.
Açıklama:
Hadisin tam metni için M007016 numaralı rivayete bakınız.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7019, /1139
Senetler:
()
Konular:
Siyer, Tebük gazvesi
Zührî dedi ki: Bana Humeyd, ona da Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın bağladığı (hapsettiği) bir kedi sebebiyle cehenneme girdi. Çünkü ne kendisi kediye (bir şey) yedirdi, ne de yerin haşeratından yesin diye salıverdi ve nihayet kedi zayıf düşüp (açlıktan) öldü."
[Zührî dedi ki: Bunun böyle olmasının sebebi, kişi, sadece ameline güvenip dayanmasın ya da amelinin kötülüğünden dolayı ümidini kesmesin diyedir.]
Açıklama: İsnadın tamamı için bk. M006981.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288875, M006982-2
Hadis:
قَالَ الزُّهْرِىُّ وَحَدَّثَنِى حُمَيْدٌ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « دَخَلَتِ امْرَأَةٌ النَّارَ فِى هِرَّةٍ رَبَطَتْهَا فَلاَ هِىَ أَطْعَمَتْهَا وَلاَ هِىَ أَرْسَلَتْهَا تَأْكُلُ مِنْ خَشَاشِ الأَرْضِ حَتَّى مَاتَتْ هَزْلاً » . قَالَ الزُّهْرِىُّ ذَلِكَ لِئَلاَّ يَتَّكِلَ رَجُلٌ وَلاَ يَيْأَسَ رَجُلٌ .
Tercemesi:
Zührî dedi ki: Bana Humeyd, ona da Ebu Hureyre rivayet ettiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bir kadın bağladığı (hapsettiği) bir kedi sebebiyle cehenneme girdi. Çünkü ne kendisi kediye (bir şey) yedirdi, ne de yerin haşeratından yesin diye salıverdi ve nihayet kedi zayıf düşüp (açlıktan) öldü."
[Zührî dedi ki: Bunun böyle olmasının sebebi, kişi, sadece ameline güvenip dayanmasın ya da amelinin kötülüğünden dolayı ümidini kesmesin diyedir.]
Açıklama:
İsnadın tamamı için bk. M006981.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6982, /1130
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abd b. Humeyd el-Keşşi (Abdulhumeyd b. Humeyd b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Haklar, Hayvan Hakları
Merhamet, hayvanlara
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ - قَالَ - وَحَضَرَتِ الصَّلاَةُ فَصَلَّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا قَضَى الصَّلاَةَ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْ فِىَّ كِتَابَ اللَّهِ. قَالَ:
"هَلْ حَضَرْتَ الصَّلاَةَ مَعَنَا." قَالَ نَعَمْ. قَالَ:
"قَدْ غُفِرَ لَكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13339, M007006
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَاصِمٍ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْهُ عَلَىَّ - قَالَ - وَحَضَرَتِ الصَّلاَةُ فَصَلَّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا قَضَى الصَّلاَةَ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ حَدًّا فَأَقِمْ فِىَّ كِتَابَ اللَّهِ. قَالَ:
"هَلْ حَضَرْتَ الصَّلاَةَ مَعَنَا." قَالَ نَعَمْ. قَالَ:
"قَدْ غُفِرَ لَكَ."
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî, ona Amr b. Asım, ona Hemmam, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Peygamber'e (sav) gelerek; ya RRasulullah Ben had uygulamayı gerektiren bir iş yaptım. Bana gereken had cezasını tatbik et dedi. -Ravi sözlerine devamla- Namaz vakti de gelmişti. Adam Rasulullah (sav) ile birlikte namazı kıldı. Namazı eda ettikten sonra, ya Rasulullah! Ben had uygulamayı gerektiren bir iş yaptım. Bana Allah'ın kitabına göre gereken had cezasını tatbik et dedi. Rasulullah (sav); "sen bizimle namazda bulundun mu" diye sordu. Adam, evet dedi. Peygamber de (sav); "sen bağışlandın" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7006, /1133
Senetler:
()
Konular:
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
Zina, zina çeşitleri
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ أَنَّهُ سَمِعَ زَيْدَ بْنَ أَرْقَمَ يَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ أَصَابَ النَّاسَ فِيهِ شِدَّةٌ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ لأَصْحَابِهِ لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى يَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِهِ . قَالَ زُهَيْرٌ وَهِىَ قِرَاءَةُ مَنْ خَفَضَ حَوْلَهُ . وَقَالَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الأَعَزُّ مِنْهَا الأَذَلَّ - قَالَ - فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِذَلِكَ فَأَرْسَلَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَسَأَلَهُ فَاجْتَهَدَ يَمِينَهُ مَا فَعَلَ فَقَالَ كَذَبَ زَيْدٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَوَقَعَ فِى نَفْسِى مِمَّا قَالُوهُ شِدَّةٌ حَتَّى أَنْزَلَ اللَّهُ تَصْدِيقِى ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) قَالَ ثُمَّ دَعَاهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِيَسْتَغْفِرَ لَهُمْ - قَالَ - فَلَوَّوْا رُءُوسَهُمْ . وَقَوْلُهُ ( كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ ) وَقَالَ كَانُوا رِجَالاً أَجْمَلَ شَىْءٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13396, M007024
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ أَنَّهُ سَمِعَ زَيْدَ بْنَ أَرْقَمَ يَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ أَصَابَ النَّاسَ فِيهِ شِدَّةٌ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ لأَصْحَابِهِ لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى يَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِهِ . قَالَ زُهَيْرٌ وَهِىَ قِرَاءَةُ مَنْ خَفَضَ حَوْلَهُ . وَقَالَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الأَعَزُّ مِنْهَا الأَذَلَّ - قَالَ - فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِذَلِكَ فَأَرْسَلَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَسَأَلَهُ فَاجْتَهَدَ يَمِينَهُ مَا فَعَلَ فَقَالَ كَذَبَ زَيْدٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَوَقَعَ فِى نَفْسِى مِمَّا قَالُوهُ شِدَّةٌ حَتَّى أَنْزَلَ اللَّهُ تَصْدِيقِى ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) قَالَ ثُمَّ دَعَاهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِيَسْتَغْفِرَ لَهُمْ - قَالَ - فَلَوَّوْا رُءُوسَهُمْ . وَقَوْلُهُ ( كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ ) وَقَالَ كَانُوا رِجَالاً أَجْمَلَ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona el-Hasan b. Musa, ona Züheyr b. Muâviye, ona Ebu İshak’ın rivayet ettiğine göre o, Zeyd b. Erkam’ı şöyle derken dinledi: Bir seferde Rasulullah (sav) ile birlikte çıktık, o seferde halka kıtlık isabet etti. Bunun üzerine Abdullah b. Ubeyy arkadaşlarına: Rasulullah’ın (sav) yanında bulunanlara onun etrafından (min havlihî) dağılıncaya kadar infakta bulunmayın dedi. –Ravi Züheyr dedi ki: “Havlihi: Etrafından” lafzı “Havlehû: Etrafındaki” kelimesini kesreli okuyanların kıraatidir. - Ayrıca: Eğer Medine’ye dönersek daha aziz (güçlü) olan oradan daha zelil (güçsüz) olanları çıkartacaktır. (Zeyd) dedi ki: Bu sefer ben de Nebi’nin (sav) yanına gittim, ona bunu haber verince, Abdullah b. Ubeyy’e birisini gönderdi, ona sordu, o da böyle bir şey söylemediğine dair oldukça ağır yemin etti ve: Zeyd, Rasulullah’a (sav) yalan söylemiştir, dedi. Onların söylediklerinden ötürü içime pek büyük bir ağırlık çöktü. Sonunda Allah beni doğrulayan: “Münafıklar sana geldiklerinde…”diye başlayan Münâfikun suresi nâzil oldu. (Zeyd) dedi ki: Sonra Nebi (sav) onları kendilerine mağfiret dilemek üzere çağırdı ise de onlar başlarını öbür tarafa çevirdiler. Yüce Allah’ın: “Onlar dayandırılmış keresteler gibidir” (Münâfikun, 63/4) buyruğu ile ilgili olarak Zeyd dedi ki: Bunlar her şeyden güzel adamlardı, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7024, /1144
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, Nüzul sebebleri
Münafık, Nifak / Münafık
Münafık, yaptıkları şeyler (Resulullah zamanında)
Yalan, yalancılık