حدثنا مسدد قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو يحيى مولى جعدة بن هبيرة قال سمعت أبا هريرة يقول : قيل للنبي صلى الله عليه وسلم يا رسول الله إن فلانة تقوم الليل وتصوم النهار وتفعل وتصدق وتؤذي جيرانها بلسانها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا خير فيها هي من أهل النار قالوا وفلانة تصلى المكتوبة وتصدق بأثوار ولا تؤذي أحدا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هي من أهل الجنة
Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona 'Ameş, ona Ebu Yahya Mevla Ca'de b. Hubeyre, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir “Ey Allah'ın Rasulü, falan kadın geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutar, çalışır sadaka verir, ama dili ile komşularına sürekli eziyet eder' denildi. Rasulullah (sav), bunun üzerine ‘O kadında hayır yoktur, cehennemliktir!’ dedi. Sahâbîler de, 'Falan kadın ise farz namazları kılar, fakirlere yağsız peynir sadaka verir, hiç kimseye de eziyet etmez.' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), ‘O kadın cennetliktir.’ buyurdu”.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163530, EM000119
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا عبد الواحد قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو يحيى مولى جعدة بن هبيرة قال سمعت أبا هريرة يقول : قيل للنبي صلى الله عليه وسلم يا رسول الله إن فلانة تقوم الليل وتصوم النهار وتفعل وتصدق وتؤذي جيرانها بلسانها فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم لا خير فيها هي من أهل النار قالوا وفلانة تصلى المكتوبة وتصدق بأثوار ولا تؤذي أحدا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هي من أهل الجنة
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Abdülvahid, ona 'Ameş, ona Ebu Yahya Mevla Ca'de b. Hubeyre, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir “Ey Allah'ın Rasulü, falan kadın geceleri ibadetle geçirir, gündüzleri oruç tutar, çalışır sadaka verir, ama dili ile komşularına sürekli eziyet eder' denildi. Rasulullah (sav), bunun üzerine ‘O kadında hayır yoktur, cehennemliktir!’ dedi. Sahâbîler de, 'Falan kadın ise farz namazları kılar, fakirlere yağsız peynir sadaka verir, hiç kimseye de eziyet etmez.' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), ‘O kadın cennetliktir.’ buyurdu”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 119, /140
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Yahya el-Mahzumi (Ebu Yahya)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Haklar, komşu hakları
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
İyilik, komşuya iyilik etmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Namaz, Farziyeti
Sadaka, fazileti
Bize Amr b. Zürâre, ona Abdülvâhid b. Vâsıl Ebu Ubeyde el-Haddâd, ona Abdülaziz’in kardeşi Osman b. Ebu Ravvâd, ona da Zührî şöyle demiştir:
"Şam'da Enes b. Malik’in yanına girdim, o sırada ağlıyordu. Ben 'neden ağlıyorsun?' dedim. O da 'Ben artık yetişip gördüğüm şeylerden şu namaz haricinde, hiçbir şeyi tanıyamaz oldum. Bu namaz da zayi olmuş durumda' dedi."
[Bekir der ki: Bize Muhammed b. Bekir el-Bursânî, ona da Osman b. Ebu Ravvâd, bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282143, B000530-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ زُرَارَةَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ وَاصِلٍ أَبُو عُبَيْدَةَ الْحَدَّادُ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِى رَوَّادٍ أَخِى عَبْدِ الْعَزِيزِ قَالَ سَمِعْتُ الزُّهْرِىَّ يَقُولُ دَخَلْتُ عَلَى أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ بِدِمَشْقَ وَهُوَ يَبْكِى فَقُلْتُ مَا يُبْكِيكَ فَقَالَ لاَ أَعْرِفُ شَيْئًا مِمَّا أَدْرَكْتُ إِلاَّ هَذِهِ الصَّلاَةَ ، وَهَذِهِ الصَّلاَةُ قَدْ ضُيِّعَتْ . وَقَالَ بَكْرٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ الْبُرْسَانِىُّ أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى رَوَّادٍ نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Amr b. Zürâre, ona Abdülvâhid b. Vâsıl Ebu Ubeyde el-Haddâd, ona Abdülaziz’in kardeşi Osman b. Ebu Ravvâd, ona da Zührî şöyle demiştir:
"Şam'da Enes b. Malik’in yanına girdim, o sırada ağlıyordu. Ben 'neden ağlıyorsun?' dedim. O da 'Ben artık yetişip gördüğüm şeylerden şu namaz haricinde, hiçbir şeyi tanıyamaz oldum. Bu namaz da zayi olmuş durumda' dedi."
[Bekir der ki: Bize Muhammed b. Bekir el-Bursânî, ona da Osman b. Ebu Ravvâd, bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 7, 1/300
Senetler:
1. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
2. Ebu Abdullah Osman b. Ebu Revvâd el-Atekî (Osman b. Ebu Revvâd)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Bekir el-Bursani (Muhammed b. Bekir b. Osman)
4. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
İbadet, Namaz
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3957, B000533
Hadis:
حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ عَنْ سُلَيْمَانَ قَالَ صَالِحُ بْنُ كَيْسَانَ حَدَّثَنَا الأَعْرَجُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ وَغَيْرُهُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ.
وَنَافِعٌ مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَنَّهُمَا حَدَّثَاهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ:
"إِذَا اشْتَدَّ الْحَرُّ فَأَبْرِدُوا عَنِ الصَّلاَةِ ، فَإِنَّ شِدَّةَ الْحَرِّ مِنْ فَيْحِ جَهَنَّمَ."
Tercemesi:
Bize Eyyub b. Süleyman, ona Ebu Bekr, ona Süleyman, ona Salih b. Keysan, ona el-A‘rec, ona Abdurrahman ve başkaları, onlara da Ebu Hureyre rivayet etmiştir; (T)
Yine Abdullah b. Ömer’in azatlısı Nafi‘e Abdullah b. Ömer rivayet etmiştir, (Ebu Hureyre) ile ikisi ona Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:
"Sıcak şiddetlendiği zaman (öğle) namazını serin vakte bırakın. Çünkü şüphesiz şiddetli sıcak cehennemin kaynamasındandır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 9, 1/300
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
5. Abdülhamid b. Ebu Üveys el-Esbahî (Abdülhamid b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys)
6. Eyyüb b. Süleyman et-Teymi (Eyyüb b. Süleyman b. Bilal)
Konular:
Cehennem, öğle sıcağının cehennemin kükremesiyle ilişkilendirilmesi
KTB, NAMAZ,
Namaz, aşırı sıcakta
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3986, B000563
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مَعْمَرٍ - هُوَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرٍو - قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ عَنِ الْحُسَيْنِ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ الْمُزَنِىُّ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لاَ تَغْلِبَنَّكُمُ الأَعْرَابُ عَلَى اسْمِ صَلاَتِكُمُ الْمَغْرِبِ".
قَالَ الأَعْرَابُ وَتَقُولُ هِىَ الْعِشَاءُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Ma‘mer Abdullah b. Amr, ona Abdülvâris, ona Huseyin, ona Abdullah b. Büreyde, ona da Abdullah el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Sakın bedeviler sizin akşam namazınızın ismini (farklı söyleyerek) size üstünlük sağlamasınlar."
Ravi dedi ki: 'Bedeviler bu namaza işâ derler.'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mevâkîtu's-Salât 19, 1/305
Senetler:
1. Ebu Said Abdullah b. Muğaffel el-Müzenî (Abdullah b. Muğaffel b. Abdünehm)
2. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
3. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
4. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
5. Ebu Ma'mer Abdullah b. Ömer et-Temimî (Abdullah b. Amr b. Meysera)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, akşam namazı
Namaz, yatsı namazı
حدثنا أحمد بن حميد قال حدثنا محمد بن فضيل عن محمد بن سعد قال سمعت أبا ظبية الكلاعي قال سمعت المقداد بن الأسود يقول : سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم أصحابه عن الزنى قالوا حرام حرمه الله ورسوله فقال لأن يزنى الرجل بعشر نسوة أيسر عليه من أن يزنى بامرأة جاره وسألهم عن السرقة قالوا حرام حرمها الله عز وجل ورسوله فقال لأن يسرق من عشرة أهل أبيات أيسر عليه من أن يسرق من بيت جاره
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163514, EM000103
Hadis:
حدثنا أحمد بن حميد قال حدثنا محمد بن فضيل عن محمد بن سعد قال سمعت أبا ظبية الكلاعي قال سمعت المقداد بن الأسود يقول : سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم أصحابه عن الزنى قالوا حرام حرمه الله ورسوله فقال لأن يزنى الرجل بعشر نسوة أيسر عليه من أن يزنى بامرأة جاره وسألهم عن السرقة قالوا حرام حرمها الله عز وجل ورسوله فقال لأن يسرق من عشرة أهل أبيات أيسر عليه من أن يسرق من بيت جاره
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Humeyd, ona Muhammed b. Fudayl, ona Muhammed b. Sa'd, ona Ebu Zabye el-Kilai, ona da Mikdam b. Esved şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ashabına zina hakkında bir şeyler sordu. Onlar da, 'haramdır, Allah ve Rasulü onu haram kılmıştır' dediler. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav), "Bir kişinin on kadınla zina etmesi, komşusunun karısıyla zina etmesinden daha hafif günahtır." dedi.
Sahabe-i Kirama hırsızlık hakkında sordu. Ashab, 'haramdır, Allah (ac) ve Rasulü onu haram kılmıştır', dediler.
Bunun üzerine Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Bir kişinin on evi soyması, komşusunun evinden bir şey çalmasından daha hafif günahtır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 103, /132
Senetler:
1. Ebu Mabed Mikdad b. Esved el-Kindî (Mikdad b. Amr b. Sa'lebe b. Malik b. Rabî'a)
2. Ebu Zabye el-Kilai (Ebu Zabye)
3. Muhammed b. Sa'd el-Ensari (Muhammed b. Sa'd)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Ebu Hasan Ahmed b. Humeyd et-Turaysîsî (Ahmed b. Humeyd)
Konular:
Haklar, komşu hakları
Sevgi, başkasının karısına ilgi duymak
Zina, komşunun karısıyla
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
حدثنا علي قال حدثنا سهيل بن أبى صالح عن أبيه عن أبى هريرة جاءت امرأة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالت : يا رسول الله إنا لا نقدر عليك في مجلسك فواعدنا يوما نأتك فيه فقال موعدكن بيت فلان فجاءهن لذلك الوعد وكان فيما حدثهن ما منكن امرأة يموت لها ثلاث من الولد فتحتسبهم إلا دخلت الجنة فقالت امرأة واثنان قال واثنان كان سهيل يتشدد في الحديث ويحفظ ولم يكن أحد يقدر أن يكتب عنده
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163960, EM000148
Hadis:
حدثنا علي قال حدثنا سهيل بن أبى صالح عن أبيه عن أبى هريرة جاءت امرأة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالت : يا رسول الله إنا لا نقدر عليك في مجلسك فواعدنا يوما نأتك فيه فقال موعدكن بيت فلان فجاءهن لذلك الوعد وكان فيما حدثهن ما منكن امرأة يموت لها ثلاث من الولد فتحتسبهم إلا دخلت الجنة فقالت امرأة واثنان قال واثنان كان سهيل يتشدد في الحديث ويحفظ ولم يكن أحد يقدر أن يكتب عنده
Tercemesi:
Bize Ali, ona Süheyl b. Salih, ona babası [Ebu Salih es-Semmân], ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir kadın Allah Rasulüne (sav) geldi ve 'Ya Rasulullah! Senin meclisine (sohbetine) gelemiyoruz bize bir zaman ve yer tayin etsen, o zaman gelsek' dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Sizin toplantınız [şu gün] falancanın evindedir." dedi. Belirlenen günde kadınların toplandığı yere geldi. Onlara anlattığı konular arasında şu da yer almaktaydı:
"Sizden herhangi bir kadının üç çocuğu vefat eder, [kadın onların ölümüne sabrederek] sevabını Allah'tan beklerse, mutlaka Cennet'e girer."
O sırada kadınlardan biri 'ölen iki çocuk olsa' dedi. Peygamber (sav) de "iki çocuk olsa da" dedi.
Hadisin ravilerinden Süheyl, hadisler hakkında titiz davranır ve onları ezberlerdi. (Hafızaya güvenip titiz davrandığı için) kimse onun yanında hadis yazamazdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 148, /158
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Aile, çocuğunun ölümüne sabredenin mükafatı
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
Aile, Çocuk, erken ölümü
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Çocuk, üç çocuğu ölen Cehennemden kurtulur
Hz. Peygamber, kadın ve hizmetçilere karşı davranışı
Hz. Peygamber, kadınlara vaazı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد هو بن سلمة قال أخبرنا أبو غالب عن أبى أمامة قال : أقبل النبي صلى الله عليه وسلم معه غلامان فوهب أحدهما لعلي صلوات الله عليه وقال لا تضربه فأنى نهيت عن ضرب أهل الصلاة وإني رأيته يصلى منذ أقبلنا وأعطى أبا ذر غلاما وقال استوص به معروفا فأعتقه فقال ما فعل قال أمرتنى أن استوصى به خيرا فأعتقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163975, EM000163
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد هو بن سلمة قال أخبرنا أبو غالب عن أبى أمامة قال : أقبل النبي صلى الله عليه وسلم معه غلامان فوهب أحدهما لعلي صلوات الله عليه وقال لا تضربه فأنى نهيت عن ضرب أهل الصلاة وإني رأيته يصلى منذ أقبلنا وأعطى أبا ذر غلاما وقال استوص به معروفا فأعتقه فقال ما فعل قال أمرتنى أن استوصى به خيرا فأعتقه
Tercemesi:
— Ebû Ümame'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), yanında iki köle olduğu halde teveccüh ettiler (çıka geldiler). Bunlardan bir tanesini, Allah'ın rahmetleri üzerine olsun, Hazreti Ali'ye bağışladılar ve şöyle buyurdular:
«Bunu dövme; çünkü ben, namaz kılan kimseyi düğmekten alıkondunı. Ben, bizimle karşılaşalı beri, bunu namaz kılar gördüm.»
Bir köleyi de Ebû Zerr'e verdiler ve şöyle buyurdular:
«Buna ihsana dair tavsiyemi kabul et.»
Sonra Ebû Zer, o köleyi azad etti. Hazreti Peygamber sordu:
«(Köleye) ne yapıldı?»
Ebû Zer dedi ki:
«Ona iyilik etmemi emrettin, ben de onu azad ettim.»[326]
Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şeriflerinde de köleyi döğmemeyi, ona iyi ve güzel muamele etmeyi, en büyük ihsan olarak onu azad etmeyi tavsiye etmektedirler. İnsanları köleleştirmek bir ibadet değildir; fa!tat köleleri azad etmek sevâbdır ve bir İbâdettir.
İnsan haklarını gözetmek ve korumak bakımından kölelerin bile İslâm nazarında diğer Müslümanlardan farkı yoktur. Mal ve can emniyeti, iş yaptırma ve yedirip giydirme hususlarında, kölelerin diğer insanlardan bir farkı yoktur.
Ebû Ümame kimdir? :
Ashab-ı kiramdan otup, Ebû ümame künyesini taşıyan bu zatın ismi S u d e y y 'dir. Babasının adı Aclân olup, Bahile kabilesine mensuptur. Kendilerinden yüz elli kadar hadîs-İ şerîf rivayet edilmiştir. Bir müddet Mısır'da ikâmet ettikten sonra Humusa geçti ve hicretin 81. yıhnda 106 yaşında olduğu halde orada vefat etti. Şam'da vefat eden sahabenin sonuncusu olduğu söylenir. Allah ondan razı olsun.[327]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 163, /171
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثني ثابت بن عبيد قال : ما رأيت أحدا أجل إذا جلس مع القوم ولا أفكه في بيته من زيد بن ثابت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164099, EM000286
Hadis:
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثني ثابت بن عبيد قال : ما رأيت أحدا أجل إذا جلس مع القوم ولا أفكه في بيته من زيد بن ثابت
Tercemesi:
Sabit ibni Ubeyd (Radiyallahu anh) anlatarak şöyle demiştir:
«— İnsanlarla oturduğum zaman, Zeyd ibni Sabit'den daha vakarlısını (hürmetkarını) ve evinde de, ondan daha hoşsohbet bir kimseyi görmedim.»[568]
Sabit İbni Ubeyd, Zeyd İbni Sabit'in azadlısı bulunduğundan onun güzel ahlâkını yakından bilmekteydi. Gerek evindeki tutum ve hareketlerine, gerekse dışardaki hareketlerine vakıftı. Bu itibarla gördüğü ve şahidi bulunduğu yüksek meziyetlerini ve güzel ahlâkını bize nakletmiş oluyor.[569]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 286, /255
Senetler:
()
Konular:
Sahabe, Fazileti
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Seçki, Güzel ahlak
- حدثنا حفص بن عمر قال حدثنا عمر بن الفضل قال حدثنا نعيم بن يزيد قال حدثنا علي بن أبي طالب صلوات الله عليه : أن النبي صلى الله عليه وسلم لما ثقل قال يا على ائتنى بطبق أكتب فيه ما لا تضل أمتى فخشيت أن يسبقنى فقلت إني لأحفظ من ذراعى الصحيفة وكان رأسه بين ذراعه وعضدى يوصى بالصلاة والزكاة وما ملكت ايمانكم وقال كذاك حتى فاضت نفسه وأمره بشهادة أن لا إله إلا الله وأن محمدا عبده ورسوله من شهد بهما حرم على النار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163968, EM000156
Hadis:
- حدثنا حفص بن عمر قال حدثنا عمر بن الفضل قال حدثنا نعيم بن يزيد قال حدثنا علي بن أبي طالب صلوات الله عليه : أن النبي صلى الله عليه وسلم لما ثقل قال يا على ائتنى بطبق أكتب فيه ما لا تضل أمتى فخشيت أن يسبقنى فقلت إني لأحفظ من ذراعى الصحيفة وكان رأسه بين ذراعه وعضدى يوصى بالصلاة والزكاة وما ملكت ايمانكم وقال كذاك حتى فاضت نفسه وأمره بشهادة أن لا إله إلا الله وأن محمدا عبده ورسوله من شهد بهما حرم على النار
Tercemesi:
— Allah'ın rahmeti üzerine olsun. Ebû Talih'îû- oğluvAK, anlatarak şöyle dedi:
Vakta ki, Peygamber (Şallallahü Aleyhi yeSellem) hastalığı SeBebiyle ağıflaştı, şöyle buyurdu:
«Ey Ali! Bana bir kürek kemiği getir, oraya ümmetimin sapıtmıya-cağı şeyleri
Beni'bırakıp gideceğinden korktum da dedim îti':'
Sahifenin (kemiğin) iki tarafına yazılacak olanı ezberlerime (Bu sırada Peygamberin, mübarek) başı, kolu ile benim p^azum abasında idi. Namazı, zekâtı ve sahip olduğunuz köleleri tavsiye ediyprdu, (oûnîara riayeti emrediyordu). Ruhu boşanıp çıkıncaya kadar böyle söyledi ve Allah'dan başka raç'bir, İlâh olmadığına ve Huhammed'in de Allah'ın kulu ve peygajnberi olduğuna şahitlik etmeğe dair emri de suydu:
«Kim bu iki şehadet kelimesini (kalbi ile iman ederek) söylerse, ce-benneme haram olur, (o kimsenin tfâhenneme girmesi haram olur).»[311]
Bu hadîs-i serTftç/Peygamb^'imîiin 6mıMefinm"%on anlarında buyurdukları tavsiyeleri öğrenmiş oluyoruz. Bedenî ibadetlerin başı namaz ve malî ibodetleS4h^ecfe*meR-'2ekÖftır.<1riîa'rtfar arasında en aşağı-seviyede oton kölelere iyKrrtuamele ödip, onların hakkını korumak da muamelât ve cemiyet hayatr düzetnî ite- TTjğjîT hususftjr ki, bu aşağı seviyeden itibaren hâk ve^gdâlet lıözetîlî^se^feV Ost makamlara kadar.daha itinalı bîr şekilde işler düzeWn.İş olur. Haksızlıfcla^aşağı tabakadan başlarsa, kademe kademe yüksel/ri nihayet büsbütün adaletsizlik hüköm sürer» Adaletin 010500*191 btr cemiyette de huzur ve üzen kalmaz.
Bütün bu İbadetlerin kabulü de, îmanın esâsı olan şehadet kelimelerine bağlıdır. Bu iki keljme gjercek manâda tahakkuk etmedikçe, amellerin manevî bir değeri kalmaz. Kelimeden biri : Allch dan başka hiç bir ilâh olmadığına (kalb ile inanıp) şahitlik etmek — Eşhedü_En Lâ İlahe İllallah, de-m^k. , Diğerj de : Muhammedİn, Allah'ın kulu ve Peygamberi, olduğuna, (kalp ile İnanıp Allah'dan getirdiklerinin bütününün hak olduğuna) şahitlik etmek = Ve eşhedü enne'Muhammeden abduhu-ve resûlühu, demek.Bu iki kelime îmanın özetidir. Bunfdr kalb i!e tasdîk edfîip, dilife söyfehmedikçe îrridn husule" gelriieîfv îman'blmayınod^dölîiç bir amel fayda vörmez. İçin Peygamber Efendimte'm evvel olduğu gibi, son'kelâmları da; bu Aklrbdşıhda ve tam bit ihtiyarla Örhrünun sonunda" bu şehadef kelU melerini söyliyen kimse, daha önce günâh İşlemiş olsa bite Cennete gîrer, diye ;bç>zı âlimlerin gorii.su,-yardır; Hadîs-i şerifte, b.u keiraıeİeçj. sayfiyene Cehennem, .haram ojlu.r, ..beyanından bu ,mcınâ çıktığını söylemektedirler. Çüpkjj bir jrap
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 156, /162
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Nuaym b. Yezid el-Eslemi (Nuaym b. Yezid)
3. Ebu Hafs Ömer b. Fadl es-Sülemi (Ömer b. Fadl)
4. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hadis, hadislerin yazılması
Hastalık, Hz. Peygamber, hastalığı
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Hz. Peygamber, vefatına yakın zamanlar
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Namaz, Farziyeti
Zekat, farziyeti
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا أبو معاوية قال حدثنا هشام عن وهب بن كيسان قال سمعت عبد الله بن الزبير يقول على المنبر : خذ العفو وأمر بالعرف وأعرض عن الجاهلين قال والله ما أمر بها أن تؤخذ إلا من أخلاق الناس والله لآخذنها منهم ما صحبتهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164056, EM000244
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا أبو معاوية قال حدثنا هشام عن وهب بن كيسان قال سمعت عبد الله بن الزبير يقول على المنبر : خذ العفو وأمر بالعرف وأعرض عن الجاهلين قال والله ما أمر بها أن تؤخذ إلا من أخلاق الناس والله لآخذنها منهم ما صحبتهم
Tercemesi:
Abdullah îbni Zübeyr (Radiyallahu anh)'den Minber üzerinde şöyle dediği işitilmiştir;
«Bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.» (A'raf Sûresi, Âyet: 190)
Âyeti okuduktan sonra dedi ki;
«Allah'a yemin ederim! Bu âyet-i kerîme ile, insanların ahlâkından en kolayını almaktan başka bir şey ile emredilmemiştir. Allah'a yemin ederim ki, ben insanlarla arkadaşlık ettiğim müddet bunu uygulayacağım, (insanlar için günah olmıyan kolay tarafı tutacağım, onlara iyi muamele edip güçlük çıkarmıyacağım).[486]
A'raf sûresinin 199 uncu âyet-İ kerîmesinde üç hususa işaret buyurulmaktadır :
1— İnsanlara afv ile muamele etmek. Afvın lügat manâsı, bağışlamak, silmek, yok etmektir. Afv kelimesi Cenab-ı Hak'ka nispet edildiği zaman, kullarına azab etmeyişi, onların günâhlarını mahvedişi ve silmesi manâsını taşır. Ayrıca bir şeyin en iyisine, en seçkinine ve enfesine de afv denir. İnsanların afv ile muamele etmesi, hem kendilerine edilen zulmü bağışlamaları, hem de ahlâkın iyi ve kolay tarafını seçerek hemcinsleri ile geçinmeleri ve idare etmeleri demektir. İşte Cenab-ı Hak bize bunu emretmektedir.
2— İkinci husus olarak Allah Tealâ bize ma'rufu (iyilik etmeyi) emretmektedir. Allah Tealânın ve Peygamberinin emirleri gereğince hareket etmek ve bu buyrukları tavsiye edip öğretmek hep maruf olan işlerdir. Her mükellef elinden geldiği kadar öğrenip yaşamak ve başkasına da öğretip tatbikine çalışmak sorumluluğunu taşır. Bu, müminlere dü^en önemli bir vazifedir.
3— Cahillerden yüz çevirmek. Gerçeği kabul etmiyen ve söz dinlsmi-yen inatçı cahillerden hoş ve iyi bir hareketle yüz çevirmek gerekir. Çünkü cahiller sözlerini bilmezler, fesad çıkarmtya sebep olurlar ve ahengi bozarlar. Buna meydan vermemek için sabırla ve yumuşak bir huyla mücadeleyi terk etmek lâzımdır.
Abdullah ibni Zübeyr kimdir? :
Hicret yılında Medine'de doğmuştur. Künyesi Ebu Hubeyb ve E b u Bekir olup, annesi Esma, Hz. Ebu Bekir (Radiyallahu anh)\n kızıdır. Hz. Â i ş e , A b d u I I a h 'm teyzesi oluyor. Küçük yaşta Hz. Peygamber'den hadîs ezberlemiştir. A b d u II a h 'm büyük annesi S a f i y y e de Resûlüllah {Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in halasıdır. Cesur, kahraman, güzel söz söyliyen bir hatip ve iyi bir binici İdi.
Muaviye ibni Yezîd'in vefatından sonra Hİcaz, Yemen, Mısır ve Irak dokuz yıl İdaresi altında bulunmuştur. Nihayet H a c c a c 'la aralarında vuku bulan savaşta Abdullah, Mekke'de muhasara edif-di ve H a c c a c tarafından hicretin 74. yılında şehid edildi. Geceleri namazla geçirir ve gündüzleri de oruç tutardı. Allah ondan razı olsun.[487]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 244, /224
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, birey ahlakı
Ahlak, güzel ahlak
Ahlak, toplumsal ahlak
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Örf, hareket ölçüsü olarak kullanımı
Sosyalleşme, temel prensipler
Teşvik edilenler, Bağışlayıcı olmak
Teşvik edilenler, Ma'rufu emr/münkerden nehy