Giriş

Bize Ebu Said el-Eşec, ona Ebu Üsâme, ona Avf, ona İbn Sîrîn ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den hadisin aynısını (mislehû) ya da benzerini (nahvehû) rivayet etmiştir. Tirmizî bu hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Bu konuda Ebu Said ve Ümmü İshak el-Ğaneviyye'den de hadis nakledilmiştir. Ebu Hureyre rivayeti, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinin büyük çoğunluğuna göre uygulama (amel), bu hadise göredir. Süfyân es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk (b. Râhûye) bu görüştedir. Mâlik b. Enes ise 'Ramazan ayında unutarak yiyip içen kimsenin orucunu kaza etmesi gerekir' demiştir. Ancak birinci görüş daha doğrudur.


Açıklama: Hadisin metni için bk. T000721.

    Öneri Formu
14153 T000722 Tirmizi, Savm, 26

Bize Ebu Said el-Eşec, ona Ebu Üsâme, ona Avf, ona İbn Sîrîn ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre aynı veya benzeri bir rivayette bulunmuştur. Buna göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Unutarak yiyip içen kimse, orucunu bozmuş sayılmaz. O, Allah'ın rızık olarak verdiği bir ikramdır." Tirmizî, hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Bu konuda Ebu Said ve Ümmü İshak el-Ğaneviyye'den de hadis nakledilmiştir. Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinin çoğunluğuna göre uygulama (amel) bu hadise göredir ki Süfyân es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk (b. Râhûye) de bu görüştedir. Mâlik b. Enes ise 'Ramazan orucunu unutarak bozan kimsenin orucunu kaza etmesi gerekir' demiştir. Ancak, birinci görüş daha doğrudur.


Açıklama: Hadisin metni için bk. T000721.

    Öneri Formu
281360 T000722-2 Tirmizi, Savm, 26

Bize Hennâd ve Kuteybe, onlara Ebu Ahvas, ona Ziyâd b. İlâka, ona da Amr b. Meymûn, Âişe'nin şöyle rivayet ettiğini nakletmiştir: "Nebî (sav), ramazan ayında (hanımlarını) öperdi." [Tirmizî bu hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Bu konuda Ömer b. Hattâb, Hafsa, Ebu Said, Ümmü Seleme, İbn Abbas, Enes ve Ebu Hureyre'den de hadis nakledilmiştir. Âişe hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından olan ve diğer ilim ehli kimseler, oruçlunun (hanımını) öpmesi konusunda ihtilaf etmiştir. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bir kısmı, yaşlı kimsenin (hanımını) öpmesine ruhsat tanımış, ancak gençler için oruçlarının sakatlanacağı endişesi ve cinsel münasebet şevkinin onlarda daha fazla olması sebebiyle, bu ruhsatı onlara tanımamışlardır. İlim ehlinden bazısı da öpmenin oruçlunun sevabını azaltacağını, ancak orucunu bozmayacağını söylemişler; oruçlu kimsenin kendisine hakim olduğunda (hanımını) öpebileceğini, kendisine güvenemediğinde ise orucunu sakatlamamak için öpmemesi gerektiğini benimsemişlerdir. Bu, Süfyân es-Sevrî ve Şâfiî'nin görüşüdür.']


    Öneri Formu
14185 T000727 Tirmizi, Savm, 31


    Öneri Formu
281356 T000717-3 Tirmizi, Savm, 22


    Öneri Formu
281357 T000717-4 Tirmizi, Savm, 22


    Öneri Formu
281358 T000717-5 Tirmizi, Savm, 22


    Öneri Formu
281359 T000717-6 Tirmizi, Savm, 22

Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî ve Ebu Ammâr, (manaları aynı olsa da hadisin lafzı Ebû Ammâr'a ait olandır), onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Yâ Rasulullah! Helak oldum' dedi. Nebî (sav) 'Seni helak eden de nedir?' deyince, adam 'Ramazan'da hanımımla münasebette bulundum' dedi. Hz. Peygamber (sav) "Bir köle azat edebilir misin?' buyurdu. Adam 'Hayır' dedi. Rasulullah (sav) 'Peş peşe iki ay oruç tutmaya güç yetirebilir misin?' diye sorunca, adam yine 'Hayır' dedi. Nebî (sav) 'Altmış fakiri doyurabilir misin?' buyurdu. Adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Otur' dedi, adam da oturdu. O esnada Rasulullah'a (sav) içinde hurma olan büyük bir sepet getirildi. (Hadisin râvilerinden biri 'arak büyük sepete denir' açıklamasında bulunmuştur.) Nebî (sav) adama, '(Bunu alıp) sadaka olarak dağıt' buyurunca, o kişi 'Medine'nin şu iki siyah tepesi arasında bizden daha fakiri yoktur' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) azı dişleri gözükene dek gülüverdi. Ardında o kişiye 'Al bunu, ailene yedir' buyurdu." Tirmizî, bu konuda İbn Ömer, Aişe ve Abdullah b. Amr'dan da hadis geldiğini söylemiş, Ebu Hureyre rivayetinin hasen-sahih bir hadis olduğunu ifade etmiştir. Tirmizî açıklamalarına şöyle devam etmiştir: İlim ehli nezdinde, Ramazan'da bilerek cinsel münasebette bulunup orucunu bozan kimse hususunda amel bu hadise göredir. Orucunu yeyip içmek suretiyle bile bile bozan kimse hakkında ise ilim ehli ihtilaf etmiştir. Bir kısmı, o kişiye kaza ve keffaret gerekeceğini ifade edip yeme ve içmeyi cinsel münasebete benzetmiştir ki bu, Süfyân es-Sevrî, İbn Mübârek ve İshâk'ın görüşüdür. Bir kısmı da o kimseye keffâret değil, kazanın gerekeceğini benimsemiştir. Çünkü, Nebî'den (sav) yeme ve içme hususunda değil, (sadece) cinsel münasebette bulunma hususunda keffâretin gerekeceği nakledilmiştir. Ayrıca onlar 'Yeme ve içme, cinsel münasebete benzemez' demişlerdir. Bu, Şâfiî ve Ahmed (b. Hanbel'in) görüşüdür. Şâfiî, Nebî'nin (sav), orucunu bozup kendisine infakta bulunduğu adama 'Onu al, ailene yedir' sözünün pek çok anlama gelebileceğini ifade edip şunları demiştir: Keffâret, muhtemelen güç yetirebilene gereklidir. Bu adam ise keffârete güç yetirememektedir. (Çünkü), Nebî (sav) kendisine o hurmaları verip, o kişi hurmalara sahip olduğunda 'Bizden daha fakiri yok ki' demiştir. Hz. Peygamber (sav) de bunun üzerine 'Onu al, ailene yedir' buyurmuştur. Çünkü keffâret, ancak kişinin günlük ihtiyacının (azığının) fazlalığında sonra söz konusu olur. Şâfiî, bu gibi durumda olan bir kimsenin o azığı yemesini, keffâretin de o kimsenin üzerinde bir borç olarak kalacağı görüşünü tercih etmiştir. O kişi, ne zaman güç yetirebilirse o zaman keffâreti öder.


    Öneri Formu
281362 T000724-2 Tirmizi, Savm, 28

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyân, ona Habîb b. Ebu Sâbit, ona Ebu Mutavvis, ona babası (Mutavvis), ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ramazan orucundan bir günü bir ruhsat ya da hastalık olmaksızın tutmayan kimse, senenin tümünü oruçlu geçirse dahi, o orucunu kaza etmiş sayılmaz." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: "Ebu Hureyre hadisini sadece bu tarikten bilmekteyiz. Muhammed'i (b. İsmail el-Buhârî) de 'Ebu Mutavvis'in ismi Yezid b. Mutavvis'tir. Bu hadisi dışında onun hakkında bir bilgim yoktur' derken işittim.]


    Öneri Formu
14156 T000723 Tirmizi, Savm, 27


    Öneri Formu
281361 T000723-2 Tirmizi, Savm, 27