Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Peygamber'den (sav) önceki hadisin benzerini rivayet etti. [Hz. Peygamber: "Aşırıya kaçmayın, (elinizden gelen) en iyiyi/doğruyu yapmaya çalışın. İyi bilin ki, hiç biriniz ameli sayesinde kurtuluşa eremez." buyurdu. (Orada bulunanlar): 'Ey Allah'ın Elçisi, sen bile mi?' diye sordular. Hz. Peygamber de: "Ben bile (kurtulamam)! Ancak Allah rahmeti ve lütfu ile kuşatırsa o başka." cevabını verdi.] [Ebu Muaviye, (hadisin metnine) "(Size vadedilen cennetle) sevinin" cümlesini ilave etmiştir.]


Açıklama: Hadisin metni için bk. M007117.

    Öneri Formu
13948 M007120 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 76

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Peygamber'den (sav) önceki hadisin benzerini rivayet etti. [Hz. Peygamber: "Aşırıya kaçmayın, (elinizden gelen) en iyiyi/doğruyu yapmaya çalışın. İyi bilin ki, hiç biriniz ameli sayesinde kurtuluşa eremez." buyurdu. (Orada bulunanlar): 'Ey Allah'ın Elçisi, sen bile mi?' diye sordular. Hz. Peygamber de: "Ben bile (kurtulamam)! Ancak Allah rahmeti ve lütfu ile kuşatırsa o başka." cevabını verdi.] [Ebu Muaviye, (hadisin metnine) "(Size vadedilen cennetle) sevinin" cümlesini ilave etmiştir.]


Açıklama: Hadisin metni için bk. M007117.

    Öneri Formu
282915 M007120-2 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 76

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona A'meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav): "Aşırıya kaçmayın, (elinizden gelen) en iyiyi/doğruyu yapmaya çalışın. İyi bilin ki, hiç biriniz ameli sayesinde kurtuluşa eremez." buyurdu. (Orada bulunanlar): 'Ey Allah'ın Elçisi, sen bile mi?' diye sordular. Hz. Peygamber de: "Ben bile (kurtulamam)! Ancak Allah rahmeti ve lütfu ile kuşatırsa o başka." cevabını verdi.


    Öneri Formu
13945 M007117 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 76


Açıklama: إِلاَّ أَنْ يَتَدَارَكَنِىَ اللَّهُ مِنْهُ بِرَحْمَةٍ ifadesi "rahmetin imdada yetişmesi" şeklinde de terceme edilebilir fakat biz metindeki gibi çevirmeyi tercih ettik. bkz. Hererî, el-Kevkebü'l-Vehhâc, 2009, 25/458.

    Öneri Formu
13543 M007115 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 74


    Öneri Formu
13509 M007081 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 49


    Öneri Formu
13944 M007116 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 75


    Öneri Formu
13946 M007118 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 76


    Öneri Formu
13951 M007122 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 78

Bize Yahya b. Eyyûb, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, -lafız, Yahya'ya aittir- onlara İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dînâr, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), 'Ağaçlardan bir ağaç vardır ki yaprağı hiç düşmeyip müminin kimsenin hâli gibidir! Onun ne olduğunu bana söyleyin' buyurdu. İnsanlar çöllerdeki ağaçları düşünmeye başladılar. (Abdullah b. Ömer) Benim aklıma ise onun hurma ağacı olduğu geliverdi. Ama utandım ve söz alıp konuşamadım!' dedi. Meclistekiler, 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu bize sen söyle' dediler. Nebî (sav), 'O, hurma ağacıdır' dedi." [Abdullah, bunu babam Ömer'e bildirdiğimde 'Onun hurma ağacı olduğunu söylemen, şunun ve şunun benim olmasından bana daha sevimli gelirdi' dedi.]


    Öneri Formu
13526 M007098 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 63


    Öneri Formu
13527 M007099 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 64