حدثنا محمد بن سابق قال حدثنا إسرائيل عن الأعمش عن أبى وائل عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : أجيبوا الداعى ولا تردوا الهدية ولا تضربوا المسلمين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163969, EM000157
Hadis:
حدثنا محمد بن سابق قال حدثنا إسرائيل عن الأعمش عن أبى وائل عن عبد الله عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : أجيبوا الداعى ولا تردوا الهدية ولا تضربوا المسلمين
Tercemesi:
— Abdullah (ibni Mes’ud) iRitdtyallahıl anhûma) Peygamberden. Kvâyet ettıgmij göre Hazreti Peygamber şöyle dedi:
«îfâvet eftene icabet edin, hediyeyi geri çevirmeyen ve msjsİumanları dövmeyin.»[313]
Peygamber'imiz, b'u'"hadîs-i şerîffe Müsfümanlarâ üç'şeyî tcVsîye ediyor:
1— Dİnin yasak etmediği İşler İçin bir kimsenin yapacağı daveti kabullenmek ve onu yerine getirmek sünnettir. Müslümanm, Müslüman üzerine olan bir hakkıdır. Eğer davet bir düğün içinse, ona icabet etmek yacib dere^cesİn^eyîr. ;Dî§er davetler varb-olmöz. Ydprldtı' ddvete icabet "etme-mek İ^İn şu özürler vMir: Davetçinın kâzancfhın haram öldüğünü bftmek, baş!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 157, /166
Senetler:
()
Konular:
Adab, Davet, davete icabet etmek gerek
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
KTB, ADAB
Müslüman, dövmek müslümanı
حدثنا علي قال حدثنا معتمر قال قرأت على الفضيل عن أبى حريز أن الحسن حدثه بواسط أن صعصعة بن معاوية حدثه : أنه لقى أبا ذر متوشحا قربة قال ما لك من الولد يا أبا ذر قال ألا أحدثك قلت بلى قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول ما من مسلم يموت له ثلاثة من الولد لم يبلغوا الحنث إلا أدخله الله الجنة بفضل رحمته إياهم وما من رجل أعتق مسلما إلا جعل الله عز وجل كل عضو منه فكاكه لكل عضو منه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163962, EM000150
Hadis:
حدثنا علي قال حدثنا معتمر قال قرأت على الفضيل عن أبى حريز أن الحسن حدثه بواسط أن صعصعة بن معاوية حدثه : أنه لقى أبا ذر متوشحا قربة قال ما لك من الولد يا أبا ذر قال ألا أحدثك قلت بلى قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول ما من مسلم يموت له ثلاثة من الولد لم يبلغوا الحنث إلا أدخله الله الجنة بفضل رحمته إياهم وما من رجل أعتق مسلما إلا جعل الله عز وجل كل عضو منه فكاكه لكل عضو منه
Tercemesi:
Bize Ali, ona Mu'temir, ona Fudayl, ona Ebu Hariz, ona Hasan, ona Vasıt'ta Sa'saa b. Muaviye rivayet ettiğine göre o, Ebu Zer'le (ra) deri su tulumunu omzunda taşırken karşılaştı ve ona 'Ebu Zer! Çocuğun var mı?' diye sordu. Ebu Zer, ' ben sana bir hadis aktarayım mı?' dedi. Ben de 'Evet anlat' dedim. Bunun üzerine Ebu Zer Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim dedi:
Bir Müslümanın henüz bulûğ çağına ermemiş üç çocuğu ölürse, Allah çocuklara olan rahmeti sebebiyle, onu mutlaka cennete koyar. Bir kimse de Müslüman bir köleyi azat ederse, Allah (ac) o kölenin her bir organına karşılık o kimsenin her bir organını cehennemden kurtuluş vesilesi kılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 150, /159
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Sa'sa'a b. Muaviye et-Temimi (Sa'sa'a b. Muaviye b. Husayn b. Umeyr b. Ubade)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Hariz Abdullah b. Hasan el-Ezdî (Abdullah b. Hüseyin)
5. Ebu Muaz Fudayl b. Meysere el-Ezdi (Fudayl b. Meysere)
6. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
7. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Aile, çocuğunun ölümüne sabredenin mükafatı
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
Aile, Çocuk, erken ölümü
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Çocuk, üç çocuğu ölen Cehennemden kurtulur
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Teşvik edilenler, Ölen çocuğa sabrın mükafatı
حدثنا على بن عبد الله قال حدثنا حفص بن غياث قال سمعت طلق بن معاوية هو جده قال سمعت أبا زرعة عن أبى هريرة : أن امرأة أتت النبي صلى الله عليه وسلم بصبى فقالت ادع الله له فقد دفنت ثلاثة فقال احتظرت بحظار شديد من النار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163959, EM000147
Hadis:
حدثنا على بن عبد الله قال حدثنا حفص بن غياث قال سمعت طلق بن معاوية هو جده قال سمعت أبا زرعة عن أبى هريرة : أن امرأة أتت النبي صلى الله عليه وسلم بصبى فقالت ادع الله له فقد دفنت ثلاثة فقال احتظرت بحظار شديد من النار
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den:
Bir kadın, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bir çocuk getirip şöyle dedi:
«Bunun (sıhhat ve selâmeti) için Allah'a dua 'et. (Bundan önce vefat eden) üç çocuk gömdüm.»
Hazreti Peygamber :
«Çok kuvvetli bir engelle, Cehennem ateşinden engellendin.» buyurdu.[293]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 147, /158
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. Talk b. Muaviye en-Nehaî (Talk b. Muaviye)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Aile, çocuğunun ölümüne sabredenin mükafatı
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
حدثنا حرمي بن حفص وموسى بن إسماعيل قالا حدثنا عبد الواحد قال حدثنا عثمان بن حكيم قال حدثني عمرو بن عامر الأنصاري قال حدثتني أم سليم قالت كنت عند النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا أم سليم ما من مسلمين يموت لهما ثلاثة أولاد إلا أدخلهما الله الجنة بفضل رحمته إياهم قلت واثنان قال واثنان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163961, EM000149
Hadis:
حدثنا حرمي بن حفص وموسى بن إسماعيل قالا حدثنا عبد الواحد قال حدثنا عثمان بن حكيم قال حدثني عمرو بن عامر الأنصاري قال حدثتني أم سليم قالت كنت عند النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا أم سليم ما من مسلمين يموت لهما ثلاثة أولاد إلا أدخلهما الله الجنة بفضل رحمته إياهم قلت واثنان قال واثنان
Tercemesi:
— Ümmü Süleym {ftadiyalkhü anha) anlatıp şöyle demiştir :
«Peygamber (Sailallahü Aleyhi ye Sellem) 'in yanında bulunuyordun*. Peygamber (bana şöyle), buyurdu»:
«Ey Ümmü Süleym! İki müslüman ana-babanın üş çocuğu vefat ederse, Allah o ikisini, çocuklara olan rahmetinin ihsanı île, Çennet'e ar.»
Dedim ki:
«İki tane de mi. (ölürse..öyle?..)»
Peygamber:
«İki tane de...» buyurdu.[297]
Ü m m ü- S, ü ;l ş;y m {Raûiyalhhüanha)'e hitaben varid plan bu ha-dîs-i şerîf, daha önce geçen hadîs-i şeriflerin lâfzına.ye manâlarına uy-gundur. Bııpu,-, ima m A b tn e d vö T.a b e,r â n î tahriçâtmişlerdir. , ö-m m^ü S ü I e. y rrv jkimdjr?
Ümmü Süleym- (kââîyJîlâHü anhc\ kühyesi îte şöhret buftrtü'ştur. Ehsar hanıntl^rmdan olan^ bu şahabiyyehin ismi hakkında çeşitli rivayetler vardır. S ehle, Rümeyle, Rümeyse ve Müleyke gibi değişik sözler vardır. Hz. Peygamberin hizmetçisi E n e s Hazretlerinin annesidir. Kocasının adı Malik olduğundan, oğlunun nispeti de En es i b n i Malik 'dir. Cahiliyet zamanında Malik İle evlenmiş ve yine cahıliyette E n e s doğmuş oldu. Nihayet İlk Müslüman olan Ensarla beraber İslâm'ı kabul etti. İslâm'ı kabul edişine kızan kocası M a I İ k , hanımını bırakıp Şam'a geçti ve orada öldü. Sonra E b u T a I h a henöz Müslüman olmamışken ümmü Süleym ile evlenmek istedi, ü m m ü S ö I ey m-'irv ona.cevab şu olmuştu :
«— Nikâh bedeli karşılığında İslâm'ı kabul etmen şartı ile seninle evlenirim. Yâni Müslüman olursan, senden nikâh için mal ve para istemem.»
E b u , T a I h a bu teklife uyarak Müslüman oldu ve evlendiler. Daha önce de :
«— Oğlum Ene» bulûğ çağına ermeden "evlenmem.» derdi.
Evlenmesi E n e s 'in bulûğundan sonra oldu.
Oğlu E n e s 'İ on yaşında iken Resûlütlah m hizmetine vakfetti ve İr-tİhallerine kadar yanından ayrılmıyarak hizmetinde bulundu. Hz. Peygamber'den OmmüSüleym hadîs-i şerifler rivayet etti. Kendisinden oğlu Enes, Ibni Abbas, Zeyd ibni Sabit ve Ebu Seleme gibi zevat rivayet etmişlerdir, t b u T a I h a 'dan Ebu U m e y r adında bir oğlu olmuştu. Babası buna çok sevinmişti, fakat küçük yaşında vefat etti. Çocuğun kafeste bîr serçesi vardı. Serçenin ölmesi üzerine, Peygamber Efendimiz çocuğa :
«Ey Ebû Ümeyr! Serçe ne oldu?»
diye lâtife ettiği varid olmuştur. Bundan da anlaşılıyor ki, yırtıcı kuşların parçalayacağı bülbül, kanarya ve serçe gibi kuşları salıvermeyip beslemekte bir beis yoktur. Nitekim ileride bu hadîs-i şerif gelecektir.
ümmü Süleym, en sevgili oğlunu Resûlüllah'ın hizmetine bağlamakla en büyük hizmeti yapmış ve Peygamber'in dualarına mazhar olmuştur. Allah ondan razı olsun.[298]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 149, /158
Senetler:
1. Ümmü Süleym bt. Milhan el-Ensariyye (Ümmü Süleym bt. Milhân b. Halid b. Zeyd b. Harâm)
2. Amr b. Amir el-Ensarî (Amr b. Amir)
3. Osman b. Hakim el-Evsî (Osman b. Hakim b. Abbad b. Huneyf)
4. Ebu Bişr Abdülvahid b. Ziyad el-Abdî (Abdülvahid b. Ziyad)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Aile, çocuğunun ölümüne sabredenin mükafatı
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
قال وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما تعدون فيكم الرقوب قالوا الرقوب الذي لا يولد له قال لا ولكن الرقوب الذي لم يقدم من ولده شيئا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163966, EM000154
Hadis:
قال وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم : ما تعدون فيكم الرقوب قالوا الرقوب الذي لا يولد له قال لا ولكن الرقوب الذي لم يقدم من ولده شيئا
Tercemesi:
— (Abdullah) (Ra4tyallahu anh) dedi ki:
Resûlüllah (Saİlallahü Aleyhi \e Sellem) yine şöyle buyurdu :
«Sizde kısır kimi sayarsınız.»
(Ashab) dediler ki:
«Kısır, çocuğu doğmıyan kimsedir.» Hazreti Peygamber:
«Hayır, asıl kısır, kendinden önce âhirete çocuklarından birini gon-dermeyendir.» dedi.[307]
Rekûb, çocuğu yaşamıyan, çocuğu ölen ve çocuksuz bulunan kimseye denir. Fakat Peygamber imiz, Rekûb1 u sevaba nail olamıyan, sevâbdan mahrum kalan manâsında değerlendirmiştir. Bir kimsenin çocuğu vefat ettiği zaman, Allah'ın bir emri olarak buna katlanır, sabreder ve sevâb beklerse, karşılığında Cennete girme mükâfatını kazanır. Böylece büyük bir ecir elde etmiş olur. Çocuğu vefat etmiyen ise, böyle bir mükâfattan mahrum kalacağı için gerçekte semeresiz kalmış demektir. Asıl Rekûb adını almayı da böyle kimse hak etmiştir.[308]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 154, /161
Senetler:
()
Konular:
Aile, Çocuk, erken ölümü
Cahiliye, inançları, düzeltilmesi
Eğitim, eğitim-öğretim metodu
Eğitim, Hz. Peygamber'in Müslümanları Eğitmesi
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Öfke, öfke kontrolü
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية قال حدثنا الأعمش عن إبراهيم التيمي عن الحارث بن سويد عن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : أيكم مال وارثه أحب إليه من ماله قالوا يا رسول الله ما منا أحد إلا ماله أحب إليه من مال وارثه فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم اعلموا أنه ليس منكم أحد إلا مال وارثه أحب إليه من ماله مالك ما قدمت ومال وارثك ما أخرت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163965, EM000153
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية قال حدثنا الأعمش عن إبراهيم التيمي عن الحارث بن سويد عن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : أيكم مال وارثه أحب إليه من ماله قالوا يا رسول الله ما منا أحد إلا ماله أحب إليه من مال وارثه فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم اعلموا أنه ليس منكم أحد إلا مال وارثه أحب إليه من ماله مالك ما قدمت ومال وارثك ما أخرت
Tercemesi:
— Abdujlah'dan (Radiyaîlahu anh) rivayet edildiğine §öyle dedi:
Reşûlüljah (Sallallahii Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki;
«Hanginizin mirasçısının malı, kendisine kendi malından,daha sevgilidir?»
(Ashab) dediler ki:
«Ya Resftlaîlâh! Bizden fyer bmmîzin ihal^,. pıirasçısının 'İnalından kendine daha sevgilidir.»
Btmun üzerine 9«sûlüHah?(ŞallalkthüAleyhiveSellem) şöyletbuyurdu:
«Biliniz ki, sizden hiçbirinizin malî, mirasçısının malından kendine daha sevgili değildir. Senin malın önceden (hayır yollarına) harcadığındır. Mirasçının malı da (harcayamayıp) geriye bıraktığındır.»[305]
İnsan, kendinden önce âhirete çocuk göndermekle nasıl sevap kazanıyorsa, yine ölümünden önce hayır yollarına harcadığı mal sebebiyle kendinden önce âhiret sevabı hazırlamış olur. Ahirette bu hayır yollarına harcadığı malların sevabını bulacağı için, malı kendisi ile bulunmuş demektir. Fajcat hayır yollarına harcayamayıp geriye bıraktığı maldan bir fayda gö-remiyeceğinden o mal veresenin olur, onlara kalır. Buna rağmen insan yine cimri davranarak âhireti ve kendi malını ihmâl eder de veresenin malını sever, korur ve onü harcayamaz. Bu bakımdan Peygamber Efendimiz biz müminleri ikâz buyurmuşlar ve hayır yollarına harcamıya bizi teşvik etmişlerdir.[306]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 153, /161
Senetler:
()
Konular:
Dünya, Hz. Peygamber gözünde
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
Kazanç, Emeği ile geçinmek
Sadaka, fazileti
Yargı, miras Hukuku
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا محمد بن فضيل عن مغيرة عن أم موسى عن على صلوات الله عليه قال : كان آخر كلام النبي صلى الله عليه وسلم الصلاة الصلاة اتقوا الله فيما ملكت أيمانكم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163970, EM000158
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا محمد بن فضيل عن مغيرة عن أم موسى عن على صلوات الله عليه قال : كان آخر كلام النبي صلى الله عليه وسلم الصلاة الصلاة اتقوا الله فيما ملكت أيمانكم
Tercemesi:
— Allah'ın rahmetleri üzerine olsun. Hz. Ali (Radiyallahu anh) den rivayet edildiğine göre dedi ki:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in son sözü şu olmuştu:
«Namaza dikkat edin» namaza!.. Sahip olduğunuz kölelerin hukukun -da Allah'dan korkun, (onlara iyi muamele edin).»[315]
Bundan önceki 156 sayılı hadîs-i şerif, burada mevcut bulunan manâları ihtiva etmektedir, üstelik orada zekât ve kelime-i şehadet tavsiyeleri vardır. Bununla beraber, P«ygamber Efendimizin son kelâmlarını rivayet eden ra-vilerin ifadeleri birbirine yakınsa da, 18 kadar değişik rivayet vardır.[316]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 158, /167
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ümmü Musa Fahite el-Kufiyye (Fâhite)
3. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
4. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Fudayl ed-Dabbî (Muhammed b. Fudayl b. Ğazvan b. Cerîr)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Hz. Peygamber, tavsiyeleri
Hz. Peygamber, vefatına yakın zamanlar
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Namaz, Farziyeti
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن على بن زيد عن سعيد بن المسيب وحماد عن حبيب وحميد عن الحسن : أن رجلا أمر غلاما له أن يسنو على بعير له فنام الغلام فجاء بشعلة من نار فالقاه في وجهه فتردى الغلام في بئر فلما أصبح أتى عمر بن الخطاب رضي الله عنه فرأى الذي في وجهه فأعتقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163973, EM000161
Hadis:
حدثنا حجاج بن منهال قال حدثنا حماد بن سلمة عن على بن زيد عن سعيد بن المسيب وحماد عن حبيب وحميد عن الحسن : أن رجلا أمر غلاما له أن يسنو على بعير له فنام الغلام فجاء بشعلة من نار فالقاه في وجهه فتردى الغلام في بئر فلما أصبح أتى عمر بن الخطاب رضي الله عنه فرأى الذي في وجهه فأعتقه
Tercemesi:
— (44-s) Hasan'dan (Radiyallahu anh) rivayet edildiğine göre;
«Bir adam kendi kölesine, kuyudan su çekip devesine yüklemesini emretti. Köle (bu işi yapmıyarak) uyudu. Adam (bu hali görünce) bir ateş şulesi getirip kölenin yüzüne bıraktı. (Bundan çırpınan) köle kendini kuyuya attı. Sabah olunca, (şikâyet için) Hazreti Ömer (Radiyallahu anh) m yanma gitti de yüzünde olan hali gördü. Hemen onu azad etti.»[322]
Köieye yapılan zulmü en çabuk şekilde gidermek için, köleye mükâfat olarak ve ona en büyük bir iyilik olarak Hz. Ömer Efendimizin yaptığı hareket, bize en güzel bir örnektir. Suçluyu cezalandırmadan önce, mazlumu kurtarmak ve sevindirmek daha büyük bir haslettir.[323]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 161, /170
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Yargı, belirlenmişin dışında Had uygulama
Yargı, Hadler-Cezalar
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا عبد العزيز عن أنس قال : قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة وليس له خادم فأخذ أبو طلحة بيدي فانطلق بي حتى أدخلنى على النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا نبي الله إن أنسا غلام كيس لبيب فليخدمك قال فخدمته في السفر والحضر مقدمه المدينة حتى توفى صلى الله عليه وسلم ما قال لي عن شيء صنعته لم صنعت هذا هكذا ولا قال لي لشيء لم اصنعه إلا صنعت هذا هكذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163976, EM000164
Hadis:
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا عبد العزيز عن أنس قال : قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة وليس له خادم فأخذ أبو طلحة بيدي فانطلق بي حتى أدخلنى على النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا نبي الله إن أنسا غلام كيس لبيب فليخدمك قال فخدمته في السفر والحضر مقدمه المدينة حتى توفى صلى الله عليه وسلم ما قال لي عن شيء صنعته لم صنعت هذا هكذا ولا قال لي لشيء لم اصنعه إلا صنعت هذا هكذا
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (SallallahüA leyhi ve Sellem), Medine'ye şeref verip geldi. Onun bir hizmetçisi yoktu. Ebû Talha, elimden tutup götürdü, tâ Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varıncaya kadar... Ebû Talha dedi ki:
«Allah'ın Peygamberi! Enes, gerçekten terbiyeli bir çocuktur, zekidir, (Müsaade ederseniz) size hizmet etsin.»
(Yine) Enes şöyle anlattı:
«Hazreti Peygamberin Medine'ye gelişlerinden vefatlarına kadar seferinde ve hazarda, kendilerine hizmet ettim. Yaptığım herhangi bir işten dolayı bana: Bunu, neden böyle yapmadın? Veya yapmadığım bir 13 için de bana: Bunu böyle yapmış olsaydın? demedi.»[328]
E n e s Hazretlerinin ifadeleri, Peygamber Efendimizin yüksek ahlâkına ve kemal mertebesine delâlet eden hallerini canlandırmaktadır. Bu arada En es Hazretlerinin de tam bir edeble hizmette bulundukları ve en İyi bir şekilde vazifelerini yapmış oldukları manâsı da çıkar. Ancak En es Hazretleri kendini değil, (AleyhissalâtÛ vesselam) Efendimizin örnek ahlâkını övme maksadı İie konuştukları aşikârdır. En es, bir insan olarak kâinatın efendisine hizmet ettiği uzun bir süre zarfında muhakkak !;i, hata işlemiştir, kusur da yapmış olabilir. Fakat bütün bunları bağışlamak ve hoş görmek suretiyle ona en güzel şekilde muamelede bulunulması, bize bir ders ve örnek olmalıdır.
E b u T a I h a kimdir? :
E b u T a I h a (Radiyallahu anh), E n e s i b n i M a I i k 'İn babalığıdır. E n e s Cahîliyet zamanında annesi ümmü Süleym'-den doğmuş olup, babası Malik 'dir. Annesi Müslüman olunca, buna kızan babası Malik Şam'a geçti ve orada öldü. Sonra annesi ü m -mü S ü I e y m , Müslümanlığı kabul etmek şartı ile E b u T a I h a '-nın evlenme teklifini kabul etti. Böylece E b u T a I h a 'nm Müslüman oluşu, ümmü Süleym için mİhir karşılığı oldu. U m m ü S ö -I e y m ise, Ensar'dan ve İlk Müslüman olanlardandı. Tercüme-i hali geçmişti.
E b u T a I h a (Radiyallahu anh), Nece ar kabilesinden ve Enscrrdan-dır. Adı Zeyd ibni Sehi 'dir. Bedir ve diğer bütün savaşlarda bulunmuştur. Rivayet edildiğine göre. kuvve!1 kazanmak ve savaşa hazırlanmak için, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem)"\r\ hayatı boyunca oruç tutmazdı. Hz. Peygamber'den sonra, Fıtır ve Kurban Bayramı gönleri hariç olmak üzre kırk yıl fasılasız oruç tutmuştur. Bir deniz savaşında denizdeki gemide vefat etti. Bir ada bulup, onu gömmek için yedi gün dolaşılmış ve nihayet yedinci günde, cesedinde hiç bir değişiklik meydana gelmediği bir halde gömüldü. Gömüldüğü yer bilinmemektedir. Bîr rivayete göre de Medine'de vefat etmiştir. Yetmiş yaşında iken vefat etmiş ve kendisinden 92 kadar hadîs-i şerif rivayet olunmuştur. Cesur ve kahraman bir savaşçı olduğu için Hazreti Peygamber onun hakkında şöyle buyurmuştur:
«Askerde Ebû Talha'mn sesi, bir bölükten daha iyidir.»
Oğulluğu Enes, İbni Abbas, Ebu'f-Habbab gibi zevat kendisinden rivayet etmişlerdir. Allah ondan razı olsun.[329]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 164, /171
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti