Giriş

Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir, ona A'meş İbn Nümeyr'in rivayeti gibi iki isnadla [Yani (ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre) ve (ona Ebu Süfyan, ona da Cabir) şeklinde] rivayet etti. [Hz. Peygamber: "(En iyiye) yaklaş(maya çalış)ın, (elinizden gelenin en) doğrusunu yapmaya çalışın. (Ançak aşırıya kaçmayın.) ve bilin ki, hiç biriniz ameli sayesinde kurtuluşa eremez." buyurdu. (Orada bulunanlar): 'Ey Allah'ın Elçisi, sen bile mi?' diye sordular. Hz. Peygamber de: "Ben bile (kurtulamam)! Ancak Allah'ın kendi rahmeti ve fazlı ile beni kuşatması durumunda (kurtulabilirim)." cevabını verdi.]


Açıklama: İlgili isnadlar için bk. M007117; M007118.

    Öneri Formu
288876 M007119-2 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 76


    Öneri Formu
13965 M007132 Müslim, Cennet ve Sıfat'u Naimiha ve Ehliha, 2


    Öneri Formu
13966 M007133 Müslim, Cennet ve Sıfat'u Naimiha ve Ehliha, 3


    Öneri Formu
13967 M007134 Müslim, Cennet ve Sıfat'u Naimiha ve Ehliha, 4

Bize Amr en-Nâkıd ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona İbn Ebu Necîh, ona Mücâhid ona Ebu Ma'mer, ona da Abdullah şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında ay ikiye ayrıldı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şahit olun" buyurdu.


Açıklama: Rivayetin geniş metni için M007073 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
288686 M007071-2 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 43

Bize İshak b. İbrahim, ona Cerir, ona Mansûr, ona Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir: Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Kendisi de aramız­da yaslanmıştı. Derken ona bir adam gelerek “ey Ebu Abdurrahman, Kinde kapıları yanında bir hi­kayeci kıssa anlatıyor ve 'duman mucizesi gelecek, kâfirlerin canlarını ala­cak, müminler de ondan nezle şeklinde etkilenecek' diyor” dedi. Bunun üzerine Abdullah kızarak oturdu ve şunları söyledi: “Ey insanlar! Allah'tan korkun! Sizden kim, bir şey biliyorsa bildiğini söylesin. Bilmeyen de, 'Allah bilir' desin. Çünkü birinizin bilmediği bir şey için, 'Allah bilir' demesi en büyük ilimdir. Hiç Şüphesiz Allah (Azze ve Celle), Peygamber'ine "De ki: Tebliğim karşılığında sizden bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik de taslamıyorum" (Sâd, 86) buyurmuştur. (Duman meselesine gelince) Hz. Peygamber (sav) insanların İslâm Dinini kabulde ağır davra­ndıklarını görünce "Allah'ım Yusuf Peygamber'in kavmine verdiğin gibi bunlara da ye­di yıllık kıtlık ver" diye dua etti. Hemen ardından onları öyle şiddetli bir kıtlık yakaladı ki, birçokları açlıktan ölü eti ve deriler yediler. Öyle ki kişi yerle gök arasındaki hava tabakasını duman şekli gibi gö­rüyordu. Bunun üzerine Ebu Sufyân, Hz. Peygamber'e geldi ve “ey Muhammed, sen bize gelmiş, Allah'a itaati ve hısımlarla ilgilenmeyi em­rediyorsun, ama kavmin ise helak oldu. Artık onlar için Allah'a dua et” dedi. Yüce Allah şöyle buyurdu: "Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azaptır. O gün insanlar 'Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz' derler. Onlar nerede, öğüt almak nerede? Halbuki onlara her şeyi açıkça bildiren bir peygamber gelmişti. Fakat onlar peygamberden yüz çevirmiş, 'Bu, kendisine belletilmiş delinin biri' demişlerdi. Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhân, 10-15).” Abdullah şöyle dedi: “(Bu azab Kindeli'nin dediği gibi ahiret azabı olsaydı) Ahiret azabı bir kere geldikten sonra tekrar kaldırılır mı? (Ku­reyş müşrikleri sonra yine şirk­lerine döndüler. Bu dönekliğin cezasını) Allah "Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız." (Duhân, 16) ayetinde bildirmiştir. Bu intikam günü, Bedir günüdür. Duman mucizesi, "Lizâm" ve Rumların tekrar galip geleceğini bildiren mucize, olmuş bitmiştir.”


Açıklama: "Duhân Mucizesi": Kureyşlilerin kıtlıkla cezalandırılmasıdır. (Duhân, 10-15 ayetlerinin tefsirine bakınız). "Lizâm": Bedir'de yenilip esir düşmeleridir. (Furkân, 77. ayetin tefsirine bakınız). "Rumların galip gelmesi" de Mekke döneminde ehl-i kitap olan Bizans'ın ateşperest olan İranlılara mağlup olmasından sonra bir kaç sene içinde tekrar galip geleceklerinin Kur'an tarafından önceden bildirilmesi, bildirildiği üzere de Bizans'ın İranlıları mağlup etmesidir. (Rûm, 1-4 ayetlerinin tefsirine bakınız)

    Öneri Formu
13494 M007066 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 39

Bize Ubeydullah b. Muâz El-Anberî, ona babası, ona Şu'be, ona A'meş, ona İbrahim, ona Ebu Ma'mer ona da Abdullah b. Mes'ud şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) zamanında ay iki parçaya yarıldı ve parçanın biri dağında ardında kaldı diğeri ise dağın üze­rinde. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şahit ol, Allah'ım!" dedi.


    Öneri Formu
13501 M007073 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 45

Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb, ona Hammad b. Seleme, Sabit ve Humeyd, onlara Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cennet, nefsin istemediği şeylerle; cehennem ise nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmıştır."


    Öneri Formu
13963 M007130 Müslim, Cennet ve Sıfat'u Naimiha ve Ehliha, 1

Bize Osman b. Ebu Şeybe ile İshak b. İbrahim (İshak ahberana, Osman haddesena tâbirlerini kullandı) onlara Cerir, ona Mansur, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona babası, ona da Abdullah b. Mesud'un rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sizden hiçbir kimse yoktur ki kendisine cinlerden bir yoldaş görevlendirilmemiş olsun!" Ashab: — Ya sana yâ Rasulallah? dediler. "Bana da. Ancak, Allah onun hakkında bana yardım etti de o müslüman oldu. Artık bana hayırdan başka bir şey emretmiyor." bu­yurdular.


    Öneri Formu
288687 M007108-2 Müslim, Sıfâtu'l-Münâfıkın ve Ahkamuhüm, 69


    Öneri Formu
13970 M007135 Müslim, Cennet ve Sıfat'u Naimiha ve Ehliha, 5