حدثنا سليمان بن داود أبو الربيع قال حدثنا إسماعيل بن زكريا قال حدثنا أبو رجاء عن برد عن مكحول عن واثلة بن الأسقع عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : أقل الضحك فإن كثرة الضحك تميت القلب
Açıklama: Gülmek, îmana aykırı düşen bir huy değildir. Zİra 1 b n i Ömer: «— Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem)'in ashabı gülerlerdi. Böyle olmakla beraber kalblerindekİ îman, dağdan daha büyüktü.»
Buyurmuştur. Ancak daha önceki açıklamalarda belirtildiği gibi, fazla ve devamlı bir şekilde gülmeye alışmak insanın vakar ve şerefini izale eder, kalbin hassasiyetini gidererek âhireti unutturmaya, boşuna zaman geçirmeye sebep olur. Bu bakımdan Peygamber Efendimiz buyurdukları şekilde az gülmiye gayret etmek ve buna alışmıya çalışmak ve bunun yerine tebessümü çoğaltmak en güzel bir hareket tarzıdır.[503]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164064, EM000252
Hadis:
حدثنا سليمان بن داود أبو الربيع قال حدثنا إسماعيل بن زكريا قال حدثنا أبو رجاء عن برد عن مكحول عن واثلة بن الأسقع عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : أقل الضحك فإن كثرة الضحك تميت القلب
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den naklen Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: «Gülmeyi azalt; çünkü çok gülmek kalbi Öldürür.»
Açıklama:
Gülmek, îmana aykırı düşen bir huy değildir. Zİra 1 b n i Ömer: «— Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem)'in ashabı gülerlerdi. Böyle olmakla beraber kalblerindekİ îman, dağdan daha büyüktü.»
Buyurmuştur. Ancak daha önceki açıklamalarda belirtildiği gibi, fazla ve devamlı bir şekilde gülmeye alışmak insanın vakar ve şerefini izale eder, kalbin hassasiyetini gidererek âhireti unutturmaya, boşuna zaman geçirmeye sebep olur. Bu bakımdan Peygamber Efendimiz buyurdukları şekilde az gülmiye gayret etmek ve buna alışmıya çalışmak ve bunun yerine tebessümü çoğaltmak en güzel bir hareket tarzıdır.[503]
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 252, /232
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Eska' Vasile b. el-Eska el-Leysî (Vasile b. Eska' b. Abdüluzza b. Abdülyalil b. Naşib)
3. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
4. Bürd b. Sinan eş-Şami (Bürd b. Sinan eş-Şami)
5. Muhriz b. Abdullah el-Cezeri (Muhriz b. Abdullah)
6. Ebu Ziyad İsmail b. Zekeriyya el-Hulkani (İsmail b. Zekeriyya b. Mürra)
7. Ebu Rabi' Süleyman b. Davud el-Atekî (Süleyman b. Davud)
Konular:
Adab, gülme adabı
حدثنا محمد بن بشار قال حدثنا أبو بكر الحنفي قال حدثنا عبد الحميد بن جعفر عن إبراهيم بن عبد الله عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تكثروا الضحك فإن كثرة الضحك تميت القلب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164065, EM000253
Hadis:
حدثنا محمد بن بشار قال حدثنا أبو بكر الحنفي قال حدثنا عبد الحميد بن جعفر عن إبراهيم بن عبد الله عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : لا تكثروا الضحك فإن كثرة الضحك تميت القلب
Tercemesi:
Ebû Hüreyre'den naklen Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:«Çok gülmeyiniz; çünkü çok gülmek kalbi öldürür.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 253, /232
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu İshak İbrahim b. Abdullah el-Haşimi (İbrahim b. Abdullah b. Huneyn)
3. Ebu Fadl Abdülhamid b. Cafer el-Ensârî (Abdülhamid b. Cafer b. Abdullah b. Hakem b. Rafi' b. Sinan)
4. Ebu Bekir Abdulkebir b. Abdulmecid el-Basri (Abdulkebir b. Abdulmecid b. Ubeydullah)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Adab, gülme adabı
حدثنا موسى قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة قال : خرج النبي صلى الله عليه وسلم على رهط من أصحابه يضحكون ويتحدثون فقال والذي نفسي بيده لو تعلمون ما أعلم لضحكتم قليلا ولبكيتم كثيرا ثم انصرف وأبكى القوم وأوحى الله عز وجل إليه يا محمد لم تقنط عبادي فرجع النبي صلى الله عليه وسلم فقال أبشروا وسددوا وقاربوا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164066, EM000254
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا الربيع بن مسلم قال حدثنا محمد بن زياد عن أبى هريرة قال : خرج النبي صلى الله عليه وسلم على رهط من أصحابه يضحكون ويتحدثون فقال والذي نفسي بيده لو تعلمون ما أعلم لضحكتم قليلا ولبكيتم كثيرا ثم انصرف وأبكى القوم وأوحى الله عز وجل إليه يا محمد لم تقنط عبادي فرجع النبي صلى الله عليه وسلم فقال أبشروا وسددوا وقاربوا
Tercemesi:
Ebu Hureyre'den şöyle nakletmiştir: Hz. Peygamber (sav), ashabından bir topluluğun yanlarına vardı. O sırada onlar gülüşüyorlar ve konuşuyorlardı. Bu hallerini görünce onlara: "Şayet bildiklerimi bilseydiniz, az güler, çok ağlardınız" dedi,sonra da yanlarından ayrıldı. (Bu söz) orada bulunanları ağlattı. Allah (cc), Hz. Peygamber'e şöyle vahyetti: "Ey Muhammed! Kullarımı neden ümitsizliğe sevk ediyorsun?" Bunu üzerine Hz. Peygamber (sav) onların yanına döndü ve şöyle dedi:Müjdeleyici olunuz, doğruluktan ve orta yoldan ayrılmayınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 254, /232
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Muhammed b. Ziyad el-Kuraşi (Muhammed b. Ziyad)
3. Ebu Bekir Rabi' b. Müslim el-Kuraşi (Rabi' b. Müslim)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Adab, gülme adabı
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, uyarıları
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Kur'an, Nüzul sebebleri
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني عبد العزيز بن أبى سلمة عن هلال بن أبى هلال عن عطاء بن يسار عن عبد الله بن عمرو قال : إن هذه الآية التي في القرآن يا أيها النبي إنا أرسلناك شاهدا ومبشرا ونذيرا في التوراة نحوه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164059, EM000247
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني عبد العزيز بن أبى سلمة عن هلال بن أبى هلال عن عطاء بن يسار عن عبد الله بن عمرو قال : إن هذه الآية التي في القرآن يا أيها النبي إنا أرسلناك شاهدا ومبشرا ونذيرا في التوراة نحوه
Tercemesi:
Abdullah İbni Amr'dan (Radiyailahu anh) rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Kur'ân'da olan şu:
«Ey Pey ganiler! Seni ümmetine bir imam, bfl* müjdeci ve bir korkutucu gönderdik (Ahzab: 45).» âyetin benzeri Tevrat'da vardır.[492]
Bundan önceki 246 No.'lu hadîs-i şerife bakınız.[493]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 247, /228
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Tevrat ve İncildeki vasıfları
Kur'an, Ayet Yorumu
حدثنا إسحاق بن العلاء قال حدثنا عمرو بن الحارث قال حدثني عبد الله بن سالم الأشعري عن محمد هو بن الوليد الزبيدي عن بن جابر وهو يحيى بن جابر عن عبد الرحمن بن جبير بن نفير حدثه أن أباه حدثه أنه سمع معاوية يقول سمعت من النبي صلى الله عليه وسلم كلاما نفعنى الله به سمعته يقول أو قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : إنك إذا اتبعت الريبة في الناس أفسدتهم فإني لا أتبع الريبة فيهم فأفسدهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164060, EM000248
Hadis:
حدثنا إسحاق بن العلاء قال حدثنا عمرو بن الحارث قال حدثني عبد الله بن سالم الأشعري عن محمد هو بن الوليد الزبيدي عن بن جابر وهو يحيى بن جابر عن عبد الرحمن بن جبير بن نفير حدثه أن أباه حدثه أنه سمع معاوية يقول سمعت من النبي صلى الله عليه وسلم كلاما نفعنى الله به سمعته يقول أو قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : إنك إذا اتبعت الريبة في الناس أفسدتهم فإني لا أتبع الريبة فيهم فأفسدهم
Tercemesi:
Muaviye (Radiyailahu anh) 'nin şöyle dediği işitilmiştir: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den bir söz işittim ki, Allah onunla bana fayda ihsan etmiştir. (Ravi diyor ki) Muaviye'yi dinledim,
şöyle diyordu :
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'i dinledim :
«İnsanlardaki ayıpları araştırırsan, onları ifsad edersin.» buyuruyordu:
Ben, insanların ayıplarım araştırmıyorum ki, onları bozmuş olmayayım.[494]
Allah Tealâ kullarıma örtünmeyi emretmiş, ayıp yerlerini açmayı yasaklamıştır. İnsanlardan meydana gelen kötü iş ve hareketler de bir nevi ayıp olan ve açılması yasaklanan azalar gibidir. Bu gibi kusurları araştırmamak, derinleştırmemek ve görmemek bîr vazifedir. Kötülük ve kusurların teşhir edilmesi, herkese İlân edilmesi insanların ahlâkı üzerinde kötü izler bırakır, alışkanlık meydana getirir, utanma hislerini körletİr. Bu hallere sebebiyet vermek, insanları bozmak ve hallerini İfsad etmek olur. Böyle vahim bir neticeye varmamak İçin kusur ve ayıplar örtüimeli, araştırma yapılmamalıdır. Mümkünse kusur ve ayıpların giderilmesine, güze! ve tatlı bir nasihat yolu ile çalışmalıdır. Ayıp ve kusurları görmemezlİkten gelmek, affetmek ve bağışlamak olduğundan, hadîs-i şerîf bu bölümde zikredilmiştir.
Bu hadîs-i şeriften alınacak hükümler:[495]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 248, /228
Senetler:
()
Konular:
Kardeşlik, mümin kardeşler birbirlerinin kusurunu örterler
Müslüman, ayıbını araştırmamak
حدثنا آدم قال حدثنا شيبان أبو معاوية قال حدثنا عبد الملك بن عمير عن أبى سلمة بن عبد الرحمن عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم لأبى الهيثم : هل لك خادم قال لا قال فإذا أتانا سبى فأتنا فأتى النبي صلى الله عليه وسلم برأسين ليس معهما ثالث فأتاه أبو الهيثم قال النبي صلى الله عليه وسلم اختر منهما قال يا رسول الله اختر لي فقال النبي صلى الله عليه وسلم إن المستشار مؤتمن خذ هذا فإني رايته يصلى واستوص به خيرا فقالت امرأته ما أنت ببالغ ما قال فيه النبي صلى الله عليه وسلم إلا أن تعتقه قال فهو عتيق فقال النبي صلى الله عليه وسلم إن الله لم يبعث نبيا ولا خليفة إلا وله بطانتان بطانه تأمره بالمعروف وتنهاه عن المنكر وبطانة لا تألوه خبالا ومن يوق بطانة السوء فقد وقى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164068, EM000256
Hadis:
حدثنا آدم قال حدثنا شيبان أبو معاوية قال حدثنا عبد الملك بن عمير عن أبى سلمة بن عبد الرحمن عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم لأبى الهيثم : هل لك خادم قال لا قال فإذا أتانا سبى فأتنا فأتى النبي صلى الله عليه وسلم برأسين ليس معهما ثالث فأتاه أبو الهيثم قال النبي صلى الله عليه وسلم اختر منهما قال يا رسول الله اختر لي فقال النبي صلى الله عليه وسلم إن المستشار مؤتمن خذ هذا فإني رايته يصلى واستوص به خيرا فقالت امرأته ما أنت ببالغ ما قال فيه النبي صلى الله عليه وسلم إلا أن تعتقه قال فهو عتيق فقال النبي صلى الله عليه وسلم إن الله لم يبعث نبيا ولا خليفة إلا وله بطانتان بطانه تأمره بالمعروف وتنهاه عن المنكر وبطانة لا تألوه خبالا ومن يوق بطانة السوء فقد وقى
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahu anh) 'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki; Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), Ebu'l-Heysem'e şöyle buyurdu :
«Senin hizmetçin var mı?»
O:
«Hayır!» dedi.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seüemjî
«Bize esir geldiği zaman, bize gel.» dedi.
Sonra Peygamber (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem)'e iki esir getirildi ki, bunlarla bir üçüncüsü yoktu. Bunun üzerine Ebu'l-Heysem, Peygamber'in huzuruna vardı. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) (ona) şöyle buyurdu :
«Bu ikisinden birini seç.»
Ebu'l-Heysem:
«Ey Allah'ın Resulü, sen benim için seç!» dedi.
Peygamber (Satlatıahü Aleyhi ve Setletn) de:
«Gerçekten bilgisi sorulan (istişare olunan), güvenilir olmalıdır. Şunu al, çünkü ben onu namaz kılıyor gördüm. Bir de ona iyilik etmeni sana tavsiye ediyorum,» buyurdu.
(Ebu'l-Heysem, Peygamberin buyurduklarını zevcesine anlattı.) Bunun üzerine zevcesi, (kocasına hitaben):
«Sen, bu köleyi azad etmedikçe, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyin buyurduğu tavsiyeyi yerine getirmiş olmazsın.» dedi.
Ebu'l-Heysem de:
«O, azaddır.» dedi.
Bundan ötürü Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selleml şöyle buyurdu:
«Allah'ın gönderdiği herhangi bir Peygamber ve halifenin muhakkak iki sırdaşı vardır: Biri ona iyiliği emreder ve onu hoş olmıyan şeylerden alıkor. Biri de, onu bozmakta kusur etmez. Kötü sırdaştan sakındırılan kimse, muhakkak korunmuştur.»[508]
Hadîs-i şerîfin vüruduna sebep olan hâdiseyi önemine binaen, Tİr-mizî'den kısaltarak anlatmayı faydalı bulduk:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Seilem), saadethanelerinden çıkmadıkları bir saatte çıktılar. Kendilerine gelmekte olan Ebu Bekir Hazretleri ile karşılaştılar. Ebu B e k İ r 'e sordular:
«Senin gelmene sebep nedir?»
Ebu Bekir şu cevabı verdi :
«— Resûlüllah (Sallaliahü Aleyhi ve Sellem) ile karşılaşayım, onun yüzüne bakayım ve kendisine teslimiyet göstereyim diye geldim.»
Aradan zaman geçmedi, Hz. Ömer geldi. Hz. Peygamber bu defa ona sordu :
«Ey Ömer! Senin gelmene sebep nedir?»
Hazreti Ömer:
«— Açlıktır, ya Resûlallah!» dedi.
Bunun üzerine Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)x
«Ben de açlık hissediyorum.» buyurdu.
Sonra hep beraber Ebu'l-Heysem b. Teyy i h a n'in evine gittiler. Ebu'l-Heysem'İn hurma bahçeleri ve koyunları vardı, fakat hizmetçisi yoktu. Evinde kendisini bulamadılar; hanımından sordular. Hanım İçme suyu almak üzere çıktığını söyledi. Bu sırada Ebu'l-Heysem, güçlükle taşımakta olduğu su kırbası (su kabı) ile çıkageldi. Su kabını yere koyduktan sonra, Hz. Peygambere iltifat edip hürmet gösterdi. Sonra onları kendi bahçesine götürdü ve yere serdiği sergi üzerine oturttu. Kendisi, yaş hurma toplamıya gitti. İstediklerinden yesinler dîye kuru ve yaş hurmalar getirdi. Hurmalardan yediler ve getirmiş olduğu taze sudan da içtiler.: Sonra Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ye Sellem) şöyle buyurdu :
«Bu yeyip içtiğimiz Öyle bir nimettir ki, kıyamet gününde ondan sorulursunuz, vallahi: (Bulunduğunuz yer) serin bir gölgelik, yediğiniz tatlı ve hoş meyva, içtiğiniz de tatlı ve soğuk su...»
Sonra Ebu'l-Heysem misafirlerine yemek yapmak için ayrılırken, Hz. Peygamber ona :
«Sakın sağılır koyun kesme.» dedi.
Ebu'l-Heysem de onlara bir oğlak keserek etini pişirip getirdi ve beraberce yediler. Bu esnada Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ebu'l-Heysem'e sordu :
«Senin hizmetçin var mı?»
«— Hayır!»
Diye cevap vererek metindeki hadts-i şerîf varİd oldu.
«İstişare olunan kimse, emin, kendine güvenilir kimse olmalıdır.»
Demek, emanet hakkını yerine getiren, doğruyu söyleyip hakka yardımcı olan kimse olmalıdır. Kendisine danışılan adam, bu vasıflara sahip değilse, bununla yapılacak istişare, insanı felâkete sürükler. Çünkü insana doğru yolu göstermez ve bildiği gerçeği açıklamaz. Bu bakımdan istişare edilecek şahsı iyi tanımak ve ehil olduğuna kanaat getirmek suretiyle ona müracaat etmek doğru hareket olur. Aksi halde insan hüsrana düşebilir.
E b u ' I - H e y s e m_ [ bj^JT e y y i h a n kimdir? :
Ensar'dan ve Evs kabilesinden olup, Ebu'l-Heysem lâkabı ile şöhret bulmuştur. İsmi Malik 'dır. Akabe biatında bulunmuş ve ilk biat eden olmuştur. Bedir savaşında ve ondan sonraki bütün savaşlarda bulundu.
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bununla Osman i b n i M e z ' u n 'u kardeş etmiştir.
Hazreti Peygamber için mersiyesi vardır. Hicretin 20 veya 21. yılında vefat etti. Allah ondan razı olsun.[509]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 256, /234
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Abdülmelik b. Umeyr el-Lahmî (Abdülmelik b. Umeyr b. Süveyd)
4. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
5. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Peygamberler, ortak yönleri, koyun gütmek vb.
Savaş, esirlik
Savaş, Hukuku
Yönetim, İstişare / Danışma
Yönetim, Yöneticinin danışmanları
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثنا حاتم عن معاوية بن أبى مزرد عن أبيه قال سمعت أبا هريرة يقول : سمع أذناى هاتان وبصر عيناي هاتان رسول الله صلى الله عليه وسلم أخذ بيديه جميعا بكفى الحسن أو الحسين صلوات الله عليهما وقدميه على قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم ورسول الله صلى الله عليه وسلم يقول ارقه قال فرقى الغلام حتى وضع قدميه على صدر رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم افتح فاك ثم قبله ثم قال اللهم أحبه فإني أحبه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164061, EM000249
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد الله قال حدثنا حاتم عن معاوية بن أبى مزرد عن أبيه قال سمعت أبا هريرة يقول : سمع أذناى هاتان وبصر عيناي هاتان رسول الله صلى الله عليه وسلم أخذ بيديه جميعا بكفى الحسن أو الحسين صلوات الله عليهما وقدميه على قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم ورسول الله صلى الله عليه وسلم يقول ارقه قال فرقى الغلام حتى وضع قدميه على صدر رسول الله صلى الله عليه وسلم ثم قال رسول الله صلى الله عليه وسلم افتح فاك ثم قبله ثم قال اللهم أحبه فإني أحبه
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyallahu anh) 'nin şöyle dediği işitilmiştir : Şu iki kulağım duydu ve şu iki gözüm gördü, Resûlüllah (SallaUahü Aleyhi ve Settem) , her iki eliyle Hasan'm yahut Hüseyin'in iki avucundan tuttu. — Allah'ın rahmetleri üzerlerine olsun — Onun ayağı Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in (mübarek) ayağı üzerindeydi. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle diyordu:
«Çık!»
Çocuk ayaklarını Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in göğsüne koyuncaya kadar çıktı. Sonra Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :
«Ağzını aç!» dedi.
Sonra çocuğu Öptü ve ondan sonra dedi ki:
«Allah'ım, bunu sev, çünkü ben bunu seviyorum.»[496]
1— Çocuklarla lâtife etmek ve onlara sevgi ve merhamet göstermek, Peygamber imiz tarafından bizzat uygulanan ve bize örnek olan güzel ahlâklardandır.
2— Daha önceki hadîs-i şeriflerde geçtiği gibi, çocukları öpmek, iyi bir harekettir, çünkü bunda şefkat ve merhamet işareti vardır.
3— Çocuklara, iyi ve hayırlı olmaları için duâ etmek, büyükler İçin takıp edilecek bir yol olmalıdır.[497]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 249, /229
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Muaviye b. Ebu Müzerrid el-Medeni (Muaviye b. Abdurrahman b. Yesar)
4. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
5. Ebu Sabit Muhammed b. Ubeydullah el-Kuraşî (Muhammed b. Ubeydullah b. Muhammed b. Zeyd)
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Ehl-i beyt, Hz. Hüseyin
Hz. Peygamber, çocuk sevgisi
Hz. Peygamber, dua/beddua ettiği kişi/kabileler
Hz. Peygamber, torunlarına sevgisi ve düşkünlüğü
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
Tedavi, Rukye, tedavi şekilleri
حدثني على بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن إسماعيل عن قيس قال سمعت جريرا يقول : ما رآني رسول الله صلى الله عليه وسلم منذ أسلمت إلا تبسم في وجهي وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم يدخل من هذا الباب رجل من خير ذي يمن على وجهه مسحة ملك فدخل جرير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164062, EM000250
Hadis:
حدثني على بن عبد الله قال حدثنا سفيان عن إسماعيل عن قيس قال سمعت جريرا يقول : ما رآني رسول الله صلى الله عليه وسلم منذ أسلمت إلا تبسم في وجهي وقال رسول الله صلى الله عليه وسلم يدخل من هذا الباب رجل من خير ذي يمن على وجهه مسحة ملك فدخل جرير
Tercemesi:
Kays'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki:
Cerîr'in şöyle dediğini işittim:
Ben müslüman olalıberi, Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi ve Sellem), beni her gördükçe, yüzüme karşı tebessüm buyurmuşlardır; ve ResûlüIIah (Salîaîlahü Aleyhi ve Selle/n) şöyle demiştir:
«Bu kapıdan, Yemenlilerden hayırlı bir adam içeri girecektir, yüzünde de melek siması vardır.»
(Bu sözün) arkasından Cerîr içeriye girdi.[498]
Sevinçten yüzün hoş bir duruma geçmesiyle dişlerin görünebilecek kadar gözükmesine «Tebessüm» denir. Bu makbul olan bir harekettir. Müslüman, mümin kardeşi İle karşılaşınca ona selâm verip tebessüm etmesi lâzımdır. Burada iki şey öğrenmiş oluyoruz. Biri, tebessüm etmenin mubah ve iyi bir hareket oluşudur. Diğeri de Cerîr (Radiyaîîahuanh)'m Hazreti Yusuf gibi melek sima oluşudur. Aşağıda kendisinden yeteri kadar bilgi verilecektir.
Tebessümden başka, sesle veya kahkaha ile gülmek vardır ki, bu makbul değildir, insanın vakar ve şerefini giderir ve insanı normal durumundan çıkarır.
Cerîr kimdir? :
Babasının adı Abdullah olup, künyesi E b u A m r 'dır ve Becîle kabilesinin ileri gelenlerindendir. Hz. Peygamberin hicretlerinden 40 gün önce, huzura gelerek İslâm'ı kabul etmiştir. Kavminin reislerinden olduğu için Hz. Peygamber onun hakkında :
«Size bir kavmin büyüğü geldiği zaman, ona ikram ediniz.»
Buyurmuştur. Çok güzel bir simaya sahip olduğundan Hz. Ömer de bunun hakkında :
«— Cerîr, bu ümmetin Yûsuf'udur.» buyurdular.
Hz. Ömer, hilâfeti zamanında dağınık bir halde bulunan Bectle kabilesini bir araya getirerek başlarına Cerîr'i geçirmişti. İrak fethinde ve Kadisiye savaşlarında büyük yararlıklar göstermiştir. Sonra KOfe'de ikâmet etti. Sonra Hz. A I i onu elçi olarak Hz. M u a v İ y e 'ye gönderdi. Daha sonra her iki fırkadan ayrılarak Karkısiyada İkâmet etmiş ve hicretin 51 veya 54. yılında burada vefat etti. Allah ondan razı olsun.[499]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 250, /230
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Sahabe, Hz. Peygamberin, sahabenin vs. sahabelerle ilgili değerlendirmeleri
Şehirler, Yemen
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرنا عمرو بن الحارث أن أبا النضر حدثه عن سليمان بن يسار عن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قالت : ما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم ضاحكا قط حتى أرى منه لهواته إنما كان يتبسم صلى الله عليه وسلم قالت وكان إذا رأى غيما أو ريحا عرف في وجهه فقالت يا رسول الله إن الناس إذا رأوا الغيم فرحوا رجاء أن يكون فيه المطر وأراك إذا رأيته عرفت في وجهك الكراهة فقال يا عائشة ما يؤمنى أن يكون فيه عذاب عذب قوم بالريح وقد رأى قوم العذاب فقالوا هذا عارض ممطرنا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164063, EM000251
Hadis:
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرنا عمرو بن الحارث أن أبا النضر حدثه عن سليمان بن يسار عن عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم قالت : ما رأيت رسول الله صلى الله عليه وسلم ضاحكا قط حتى أرى منه لهواته إنما كان يتبسم صلى الله عليه وسلم قالت وكان إذا رأى غيما أو ريحا عرف في وجهه فقالت يا رسول الله إن الناس إذا رأوا الغيم فرحوا رجاء أن يكون فيه المطر وأراك إذا رأيته عرفت في وجهك الكراهة فقال يا عائشة ما يؤمنى أن يكون فيه عذاب عذب قوم بالريح وقد رأى قوم العذاب فقالوا هذا عارض ممطرنا
Tercemesi:
Hz. Peygamber'in (sav) eşi Hz. Aişe şöyle demiştir :«Hz. Peygamber (sav)'i şimdiye dek hiç küçük dili görünecek kadar gülerken görmedim. O sadece tebessüm ederek gülerdi. Hz. Peygamber (sav) bir bulut veya bir rüzgar gördüğünde (hoşnutsuzluğu/telaşı) yüzünden anlaşılırdı. Hz. Aişe, "Ey Allah'ın Rasülü! İnsanlar bulutu gördüklerinde, yağmur getireceğini umarak sevinirler. Ben bulutu gördüğünde senin yüzünde bir tedirginlik fark ediyorum" dedi. Bunu üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey Aişe! O bulutta bir azabın olmadığından nasıl emin olabilirim? Kavimlerden birinin azabı rüzgar ile olmuştu. O kavim azabı gördüklerinde "Bu bize yağmur yağdıracak buluttur" (Ahkâf, 46/24) demişlerdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 251, /231
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Türâb Süleyman b. Yesar el-Hilâlî (Süleyman b. Yesar el-Hilâlî)
3. Ebu Nadr Salim b. Ebu Ümeyye el-Kuraşî (Salim b. Ebu Ümeyye)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ahmed b. Ebu Musa el-Mısri (Ahmed b. İsa b. Hassan)
Konular:
Adab, gülme adabı
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Gülmek, Hz. Peygamber'in gülmesi
Hz. Peygamber, beşer olarak
Önceki ümmetler, Helak olma sebepleri
Sünnet, yeni sünnetler/gelenekler ortaya koymak
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا أسامة بن زيد قال أخبرني موسى بن مسلم مولى ابنة قارظ عن أبى هريرة أنه ربما حدث عن النبي صلى الله عليه وسلم : فيقول حدثنيه أهدب الشفرين أبيض الكشحين إذا اقبل أقبل جميعا وإذا أدبر أدبر جميعا لم تر عين مثله ولن تراه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164067, EM000255
Hadis:
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا أسامة بن زيد قال أخبرني موسى بن مسلم مولى ابنة قارظ عن أبى هريرة أنه ربما حدث عن النبي صلى الله عليه وسلم : فيقول حدثنيه أهدب الشفرين أبيض الكشحين إذا اقبل أقبل جميعا وإذا أدبر أدبر جميعا لم تر عين مثله ولن تراه
Tercemesi:
Rivayet edildiğine göre, Ebû Hüreyre (Radiyailahuanh) , çok kere Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemyden hadîs anlatarak şöyle derdi:
«Bu hadîsi, bana, kirpikleri ince ve uzun, tenleri beyaz olan (peygamber) söyledi. Teveccüh ettiği zaman bütünü ile karşıya çıkardı ve geri döneceği zaman da bütünü ile (vücudu ile) dönerdi. Onun mislini hiç bir göz görmemiştir, hiç bir zaman göremiyecektir de...»[506]
Ebû Hüreyre'nin bu tarifinden iki şey anlamaktayız :
1— Peygamber Efendimizin yaratılışindaki güzellik, hiç bir insanda yoktu ve ofmıyacaktır da. Çünkü âlemlere rahmet olarak gönderilen ve Allah'ın yaratıkları içinde en üstün ve en mükemmel olan bir Peygamberin şanına böyle bir vücud güzelliği uygun düşer. Manâda olan eşsizliği, maddesinde de görülmüştür.
2— Hazretİ Peygamber bir kimseye söz söyliyecekleri zaman veya birine dönmek istedikleri zaman vücudlarının bütünü İle dönerlerdi, ister bu dönüş öne doğru olsun, ister arkaya doğru olsun, aynı şekilde hareket ederîerdi. Bu hareketleri İle bize muaşeret edebi vermektedirler. Bir insana yandan bakmak, yan tarafı çevirmek, kibir ve beğenmemezlik hareketleridir. Adaba aykırı hareketlerdir. İnsan, konuştuğu ve görüştüğü kardeşine ilgi göstermeli ve ona hürmetsizlik etmemelidir.[507]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 255, /233
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Sağîr Ebu İsa Musa b. Müslim el-Hizâmî (Musa b. Müslim)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Bişr b. Muhammed es-Sahtiyani (Bişr b. Muhammed)
Konular:
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB