حدثنا محمد بن كثير قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبى وائل عن مسروق عن عبد الله بن عمرو قال : لم يكن النبي صلى الله عليه وسلم فاحشا ولا متفحشا وكان يقول خياركم أحاسنكم أخلاقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164084, EM000271
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال حدثنا سفيان عن الأعمش عن أبى وائل عن مسروق عن عبد الله بن عمرو قال : لم يكن النبي صلى الله عليه وسلم فاحشا ولا متفحشا وكان يقول خياركم أحاسنكم أخلاقا
Tercemesi:
— Abdullah îbni Amr (Radiyallahu anh) 'dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Setfemjçirkin söz ve harekette bulunmazdı ve çirkinlik göstermezdi. Şöyle buyururdu:
«Sizin en seçkinleriniz, ahlâk bakımından en güzel olanlarınızdır.»[541]
Bundan önceki hadîs-İ şerifin açıklamasında beyan edildiği gibi, en güzel ahlâk Hz. Peygamber'in ahlâkıdır. Onun ahlâkına ahlâk uydurmak, İslâm'ın gayesidir. Bunu en güzel şekilde başaran, en yüksek dereceye nail olur. Kısaca islâm, Peygamber ahlâkı ile ahlâklanmaktan ibarettir.[542]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 271, /244
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
حدثنا يحيى بن بكير قال حدثنا الليث عن بن عجلان عن القعقاع عن أبى صالح عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس الغنى عن كثرة العرض ولكن الغنى غنى النفس
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164089, EM000276
Hadis:
حدثنا يحيى بن بكير قال حدثنا الليث عن بن عجلان عن القعقاع عن أبى صالح عن أبى هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس الغنى عن كثرة العرض ولكن الغنى غنى النفس
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, İbn Aclân, ona Ka'kâ, ona Ebu Salih, ona da ilk ravi Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Zenginlik, malın çok olmasından ibaret değildir. Gerçek zenginlik gönül zenginliğidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 276, /247
Senetler:
()
Konular:
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
Dünya, Zenginlik
Kültür, Hırs, daha fazlasına sahip olma hırsı, gereğinden fazla yemek,
Mal, mal - mülk hırsı
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا حماد بن زيد عن السرى عن الحسن قال والله : ما استشار قوم قط إلا هدوا لأفضل ما بحضرتهم ثم تلا وأمرهم شورى بينهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164070, EM000258
Hadis:
حدثنا آدم بن أبى إياس قال حدثنا حماد بن زيد عن السرى عن الحسن قال والله : ما استشار قوم قط إلا هدوا لأفضل ما بحضرتهم ثم تلا وأمرهم شورى بينهم
Tercemesi:
(62-s.) Hasan (Basrî) den rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
«Vallahi! istişare eden bir topluluk, muhakkak huzurlarında olan şeyin en iyisine iletilmiş olurlar.»
Sonra:
«Ashabın işleri aralarında danışıklıdır» âyetini okudu. (Şûra Sûresi, Âyet: 38)[512]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 258, /236
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
2. Ebu Heysem Serî b. Yahya eş-Şeybanî (Serî b. Yahya b. İyas b. Harmele b. İyas)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Yönetim, İstişare / Danışma
- حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثني سعيد بن أبى أيوب قال حدثني بكر بن عمرو عن أبي عثمان مسلم بن يسار عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : من تقول على ما لم أقل فليتبوأ مقعده من النار ومن استشاره أخوه المسلم فأشار عليه بغير رشد فقد خانه ومن أفتى فتيا بغير ثبت فإثمه على من أفتاه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164071, EM000259
Hadis:
- حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثني سعيد بن أبى أيوب قال حدثني بكر بن عمرو عن أبي عثمان مسلم بن يسار عن أبى هريرة قال قال النبي صلى الله عليه وسلم : من تقول على ما لم أقل فليتبوأ مقعده من النار ومن استشاره أخوه المسلم فأشار عليه بغير رشد فقد خانه ومن أفتى فتيا بغير ثبت فإثمه على من أفتاه
Tercemesi:
Ebû Hüreyre (Radiyaltahu anh) demiştir ki: Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: «Söylemediğim sözü bana isnad edip uyduran, cehennemdeki yerine hazırlansın. Kime de mtislüman kardeşi danışır da, bu danışılan adam o kardeşine yanlışı gösterirse, kardeşine hainlik etmiş olur. Kime de yanlış fetva verilirse, onun günahı (işliyene değil) fetva verenedir.»[513]
Hadîs-İ şerîfte üç hususa işaret edilmektedir:
1— Ne şekilde olursa olsun, söylemediği sözü Peygamber'e isnad etmek, yalan uydurmak, İyİ bir söz dahi olsa, çok büyük bir günâhtır; ve bunun cezası Cehennemdir. Hz. Peygamber Efendimiz değişmez İlâhî nizamı getirdiğinden bunu bir takım uydurma sözlerle değiştirmeğe kalkışmak ve buna cür'et etmek en büyük günâh olacağından cezası ancak cehennemdir.
2— Bir kimseye, Müslüman kardeşi bir işini danıştığı zaman, bildiği en doğru yolu ona göstermesi vazifesidir. Üzerine düşen kardeşlik ve insanlık borcudur. Bunu yapmıyan, aksine yanlış yol gösteren, kardeşine hainlik etmiş olur. Hainlik etmek ise, bir zulümdür ve günâhtır. Bundan sakınmak gerektir.
3— Fetva makamında bulunanların verecek oldukları fetvayı bir delile bağlamaları ve araştırma yapmaları icab eder. Din işlerini Önemsemiyerek rastgele yanlış fetva vermekten dolayı işlenecek günâhların cezası, fetvayı verene ait olur. Onun İçin ehliyet kazanmadan ve meseleyi araştırıp bir delile bağlamadan rastgele fetva vermek insanı manevî helake kadar götürür. Allah Tealâ bize hak olanı gösterip, ona uymak ve batılı da batıl olarak gösterip ondan sakınmak nasib kılsın, amîn.[514]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 259, /236
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Osman Müslim b. Yesar es-Selûli (Müslim b. Yesar)
3. Bekir b. Amr el-Meafirî (Bekir b. Ömer)
4. Ebu Yahya Said b. Miklas el-Huzaî (Said b. Miklas)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Hadis, hadis uydurmanın günahı
Hainlik, hiyanet, ihanet
Müslüman, Sadakat, Güvenilirlik, Hiyanet
Yalan, Hz. Peygamber'e yalan isnadı
Yönetim, İstişare / Danışma
حدثنا أحمد بن عاصم قال حدثنا سعيد بن عفير قال حدثني بن وهب عن حيوة بن شريح عن دراج عن عيسى بن هلال الصدفي عن عبد الله بن عمرو بن العاص عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ان روحي المؤمنين ليلتقيان في مسيرة يوم وما رأى أحدهما صاحبه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164073, EM000261
Hadis:
حدثنا أحمد بن عاصم قال حدثنا سعيد بن عفير قال حدثني بن وهب عن حيوة بن شريح عن دراج عن عيسى بن هلال الصدفي عن عبد الله بن عمرو بن العاص عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ان روحي المؤمنين ليلتقيان في مسيرة يوم وما رأى أحدهما صاحبه
Tercemesi:
Abdullah İbni Amr İbni'1-As (Radiyaiîahu anh), Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle buyurdu:
«İki müminin ruhları, daha sahipleri birbirini görmeden bir günlük yol mesafesinde karşılaşırlar.»[517]
Başka bir hadîs-i şerifte :
«Ruhlar, bir araya toplanmış askerlerdir. Bunlardan yaratılış vasıfları birbirine uyanlar bir araya gelir anlaşırlar. Ayrı yaratılışta olanlar da birbirinden uzaklaşırlar.»[518]
Buyurulduğu itibarla, burada iki ruhun uzak mesafede karşılaşmış olması, yine ruhların yaratılış mayasında olan huy ve vasıf yakınlığı bakımından birbiriyle anlaşması ve ülfet etmesi demektir. Ruhlar daha önce birbirleriyle anlaşıp üffet edebilecek bir tabiatte yaratılmışlardır. Yaratılıştaki vasıfları birbirine uymıyanlar İse, anlaşamaz ve barışamazlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.[519]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 261, /238
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Müslüman, arkadaşlığı
Müslüman, mü'minin kişiliği
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن إبراهيم بن ميسرة عن طاوس عن بن عباس قال : النعم تكفر والرحم تقطع ولم نر مثل تقارب القلوب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164074, EM000262
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا سفيان عن إبراهيم بن ميسرة عن طاوس عن بن عباس قال : النعم تكفر والرحم تقطع ولم نر مثل تقارب القلوب
Tercemesi:
(63-s.) İbni Abbas (Radiyallahuanh) 'dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
«Nimete nankörlük edilir, rahim sılası kesilir. Biz, kalblerin birbirine yakınlığı gibi (sağlam şey) görmedik.»[520]
Burada da, kalplerin birbirine olan yakınlığından daha kuvvetli ve bağlantılı bir rabıta bulunmadığı ifade edilerek, insanların birbirleriyle ün-sİyet ve ülfiyet edici olduklarına işaret edilmiştir.[521]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 262, /238
Senetler:
()
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
Müslüman, Şükretmek - Nankörlük
حدثنا فروة بن أبى المغراء قال حدثنا القاسم بن مالك عن عبد الله بن عون عن عمير بن إسحاق قال : كنا نتحدث أن أول ما يرفع من الناس الألفة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164075, EM000263
Hadis:
حدثنا فروة بن أبى المغراء قال حدثنا القاسم بن مالك عن عبد الله بن عون عن عمير بن إسحاق قال : كنا نتحدث أن أول ما يرفع من الناس الألفة
Tercemesi:
Umeyr îbni îshak'tan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«Biz konuşmamızda diyorduk ki, insanlardan ilk kalkacak olan (haslet), ülfettir.»[522]
Hatıra gelir ki, İnsanların yaratılışında ahlâk İstidatı bakımından benzerlik ve yakınlık olduğu halde, bunun hayatta tatbikatı olan ülfet insanlardan nasıl kalkacaktır? 8u, şuna benzer: Bir anlık bir arada bulunan kimselerin ceplerinde paralan olduğunu kabul edelim. Bunların konuşma ve muhabbetleri esnasındaki dalgınlıklan, kendilerinde mevcut maddeleri unutturur, yok halinde gösterir. İşte zamanla insanların iş tarzlarının değişmesi ve çoğalması, maddeye ve sefahata düşkün hale gelişleri, ruhlarında mevcut ülfet hasletlerini kaldırmış olur, her ne kqçlar mayalarında bu haslet varsa da.[523]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 263, /239
Senetler:
()
Konular:
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
Toplumsal Düzen, sosyolojik tespitler
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني يزيد بن الهاد عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أنه سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : أخبركم بأحبكم إلى وأقربكم منى مجلسا يوم القيامة فسكت القوم فأعادها مرتين أو ثلاثا قال القوم نعم يا رسول الله قال أحسنكم خلقا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164085, EM000272
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني الليث قال حدثني يزيد بن الهاد عن عمرو بن شعيب عن أبيه عن جده أنه سمع النبي صلى الله عليه وسلم يقول : أخبركم بأحبكم إلى وأقربكم منى مجلسا يوم القيامة فسكت القوم فأعادها مرتين أو ثلاثا قال القوم نعم يا رسول الله قال أحسنكم خلقا
Tercemesi:
— Amr İbni Şuayb (Radiyailahu anh) babasından, o da dedesinden rivayet ettiğine göre, dedesi, Peygamber (SallaUfikii Aleyhi ve Seîtem) in şöyle buyurduğunu i§itti:
«Bana en sevgili olanınızı Ve kıyamet günü oturma bakımından bana en yakın olanınızı size haber vereyim?»
(Hazır bulunan) topluluk sükût etti. Peygamber iki veya üç defa bu sözü tekrarladı. Topluluk:
«Evet (haber ver), ey Allah'ın Resulü!» dedi.
Hazreti Peygamber (Sallallahii Aleyhi v!e Sellem):
«Ahlâk bakımından en gtizelinizdir.» buyurdu.[543]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 272, /244
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Hz. Peygamber, üslubu, sözü tekrarı
Kıyamet, ahvali
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن عروة عن عائشة رضي الله عنها : انها قالت ما خير رسول الله صلى الله عليه وسلم بين أمرين إلا اختار أيسرهما ما لم يكن إثما فإذا كان إثما كان أبعد الناس منه وما انتقم رسول الله صلى الله عليه وسلم لنفسه إلا أن تنتهك حرمة الله تعالى فينتقم لله عز وجل بها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164087, EM000274
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن بن شهاب عن عروة عن عائشة رضي الله عنها : انها قالت ما خير رسول الله صلى الله عليه وسلم بين أمرين إلا اختار أيسرهما ما لم يكن إثما فإذا كان إثما كان أبعد الناس منه وما انتقم رسول الله صلى الله عليه وسلم لنفسه إلا أن تنتهك حرمة الله تعالى فينتقم لله عز وجل بها
Tercemesi:
— Hazreti Âişe (Radiyatlahü anha) 'den rivayet edildiğine göre o, şöyle buyurdu:
Resûlüllah (Sallatlahü Aleyhi ve Sellem), muhayyer kılındığı iki iş arasında, günah olmadıkça, bu iki işten en kolay olanını seçerdi. Kolay olan iş günah olduğu zaman da, ondan insanların en çok uzak kalanı olurdu. Allah Tealâ'nın emir ve yasakları çiğnenmedikçe de, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kendi nefsi için intikam almış değildir. Ancak Allah (Azze ve Celle) 'nin emir ve yasakları çiğnendiği zaman intikam alır.»[546]
Allah Tealâ'nın emir ve yasaklan açıktır; emirlerini İşlemekte kullar için sevab vardır. Yasaklarını işlemekte ise, günah ve azab vardır. İşlenmelerinde günah bulunmadığı zaman, iki işten hangisi daha kolay ve külfetsiz ise, onu seçerek uygulamak Peygamber Efendimizin takip ettikleri yoldur. Bu da:
«Kolaylaştırmız, güçlük çıkarmayınız.» emirlerinin tatbikî şekilde ifadesidir.
Bir de Hz. Peygamber, şahıslarına karşı edilen hürmetsizlik veya edebe aykırı bir işten dolayı hiç kimseye ceza vermiş ve intikam almış değildir. Ancak Allah'ın emirleri ve hükümleri çiğnendiği zaman, Allah'ın ve İnsanların hakkını koruyup yerine getirmek için ceza vermişlerdir. Bulunulan iş ve mevki1 ne olursa olsun, bu esasa uygun hareket edilirse, gerçe': adalet temin edilmiş olur. Beşeriyet huzur ve sükûn bulur.[547]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 274, /245
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, ibadetlerde kolaylığı tercihi
Hz. Peygamber, şemaili
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن زبيد عن مرة عن عبد الله قال : ان الله تعالى قسم بينكم أخلاقكم كما قسم بينكم أرزاقكم وان الله تعالى يعطي المال من أحب ومن لا يحب ولا يعطي الإيمان إلا من يحب فمن ضن بالمال أن ينفقه وخاف العدو أن يجاهده وهاب الليل أن يكابده فليكثر من قول لا إله إلا الله وسبحان الله والحمد لله والله أكبر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164088, EM000275
Hadis:
حدثنا محمد بن كثير قال أخبرنا سفيان عن زبيد عن مرة عن عبد الله قال : ان الله تعالى قسم بينكم أخلاقكم كما قسم بينكم أرزاقكم وان الله تعالى يعطي المال من أحب ومن لا يحب ولا يعطي الإيمان إلا من يحب فمن ضن بالمال أن ينفقه وخاف العدو أن يجاهده وهاب الليل أن يكابده فليكثر من قول لا إله إلا الله وسبحان الله والحمد لله والله أكبر
Tercemesi:
Abdullah (Radiyallahuanh)'dan rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
«Allah Tealâ, aranızda rızıkları böldüğü gibi, ahlâklarınızı da aranızda bölmüştür, (ahlâklarınız birbirinizinkinden farklıdır). Yine Allah Tealâ, malı, sevdiğine ve sevmediğine verir. Fakat îmanı ancak sevdiğine verir. Kim malı harcamakta cimrilik ederse, düşmanla mücahededen kor-karsa ve gecenin uykusuzluk gibi, kendisine meşakkat vermesinden kor-karsa:Lâ İlahe İllallah, SübhanaUah, Elhamdü Lillah, Allahu Ekber,
sözünü çok söylesin. (Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur, Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir. Her türlü hamd ve övgü Allah'a mahsustur, Allah her şeyden yücedir.)»[548]
Malı harcamakta cimri olmak, düşmanla mücahededen korkmak ve gece rneşakkatından sakınmak iyi hasletler değildir. Bu vasıflara sahip olanlar kınanır ve makbul kimseler sayılmazlar, bir nevi za'f ve manevî hastalık İçinde sayılırlar. Bu hallerini terk edemiyenler için bir deva olarak şu teşbihler gösterilmiştir ki, bunlara ihlâsla devam ederlerse bu çirkin huylardan kurtulabilirler:
Lâ İlahe İllallah : Allah'dan başka ibadet edilecek hiç bir İlâh yoktur. Ancak Allah'a ibadet edilir ve ondan yardım istenir. Dünyada ve âhirette sığınlacak yegâne varlık O'dur, akıbet dönüşte O'nadır. Bu manâyı düşünüp canlandırmak ve Allah'ın azametini hatırlamak, insana tevekkül bahşeder, güven verir.
Sübhanellah : Allah, noksan sıfatlardan beri ve yücedir. Hep kemal sıfatları ile vasıflanmıştır. Eşi ve benzeri yoktur. Her şey onun kudret ve iradesiyle meydana gelir. Öldürür ve diriltir, mülk ve tasarrufunda ortağı yoktur. Bu mânaya teslimiyet gösterenden korku zail olur.
Elhamdü LİUâh : Her türlü nimet ve erzakı yaratıklara ihsan eden AllaEı Tealâ'ya, bu tÜKenmez ikramına karşılık şükürde bulunmak bir vecibedir. İşte her mükeleften çıkacak olan türlü türlü nimetler karşılığında!:! övgü, hamd ve şükürler ancak Allah'a mahsustur. Malı ve mülkü veren do odur, alan da. Bu nimetlere karşı şükür yalnız dille karşılanamaz. İbadet etmekle ve var olan maldan hayır yollarına ve fakirlere harcamakla ifa edilir, Bu sorumluluğu düşünenden de cimrilik ve meşakkaHere tahammülsüzlük kalkar.
Allahu Ekber: Allah her şeyden büyüktür. Hİç bir varlık onun dengi olamaz. Hududu ve nihayeti yoktur. Onun azameti karşısında her şey küçüktür ve yokluğa mahkûmdur. Bu teşbihe ihlâs ve anlayışla devam etme!;, İnsandan kibir ve gururu, benlik ve azameti yok eder.
Metinde adı geçen bu teşbihlerin tavsiye edilmesi, mevcut hastalıkların giderilmesi içindir. Yoksa, iyi hasletlere malik bulunmayanlar, yalnz lâfız olarak bu teşbihleri vird edinsinler ve böylece selâmet bulsunlar demek değildir.[549]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 275, /246
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Tevhid, İslam inancı
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi