حدثنا مخلد بن مالك قال حدثنا عبد الرحمن بن مغراء قال حدثنا مفضل بن مبشر عن سالم بن عبد الله عن أبيه كان عمر يقول لبنيه : إذا اصبحتم فتبددوا ولا تجتمعوا في دار واحدة فإني أخاف عليكم ان تقاطعوا أو يكون بينكم شر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164427, EM000415
Hadis:
حدثنا مخلد بن مالك قال حدثنا عبد الرحمن بن مغراء قال حدثنا مفضل بن مبشر عن سالم بن عبد الله عن أبيه كان عمر يقول لبنيه : إذا اصبحتم فتبددوا ولا تجتمعوا في دار واحدة فإني أخاف عليكم ان تقاطعوا أو يكون بينكم شر
Tercemesi:
Saİjm/JlMii ÂbâuUakİâiı^o'da faâWsındaîı.rivayet-.ettiğine göre, "Hazrefr Ömer oğullarına şöyle buyururdu:
«Sabahleyin kalktığınız zaman (iş icabı) öteye beriye dağılıniz; bir evde toplanmayınız. Ç&ıkü ben, birbirinize darılmanızdan yahut aranızda bir fenalık çıkmasından korkarım.»[812]
Hz. öm'er' iRadfydilahuvmh) 'dan rivayet-edilen bo'hbber bize şunu öğretiyor:
Sabah öb'nta,Therk'ös bir'rş ve-vazife için evden ayrılıp çalışmalı ve möşgut blmölfdtr. Böyle çalışmaya ve'ise g'Srheyİp' de bîr arada 'bulunan gençler, ya aralarında münakcı'şü ederek birbirlerine köserler; yâ der < bir fenalık düşünürler. Müştereken bir fenalık İşleyebilirler. Bu gibi kötü ihtimalleri ortadan kaldırmak için Hz. Ömer Efendimizin tavsiyeleri ne güzel bir hareket yoludur. Hem zaman değerlendirilmiş olur; hefn.de fenalıklar önlenmiş olur.[813]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 415, /338
Senetler:
()
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Kardeşlik, insanlar arasında kardeşliğe teşvik,
Toplumsal Barış, Huzur ve Güven
Toplumsal Düzen, Cemaatten ayrılmak
Toplumsal Düzen, sosyolojik tespitler
Toplumsal Düzen, toplumsal düzenin muhafazası
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن أيوب عن عكرمة عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس لنا مثل السوء العائد في هبته كالكلب يرجع في قيئه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164430, EM000417
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا سفيان عن أيوب عن عكرمة عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ليس لنا مثل السوء العائد في هبته كالكلب يرجع في قيئه
Tercemesi:
îbni Abbas, Peygamber (Sallaiiahü A leyhi ve Seilem) 'den rivayet ettiğüıe göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— Kötü hal ile vasıflanmak bize uygun düşmez: Hibesinden geri dönen, kusmuğuna dönen köpek gibidir.»[816]
Hİbe, bir karşılık olmaksızın, bir malı başkasına bağışlamaya denir. Hibe karşılıksız bir bağış olduğundan, başkasına yapılan bu bağışı geri almak tahrimen rrfekrûhtur;^çünkü bunda' hasislik vd'lslâm vakarına yakışmayan davranış vardır. Olgun insanlar buna tenezzül etmezler. Zaten yedi şey vardır ki, bunlar hibeden dönmeye ve yapılan bağışı geri almaya mani olurlar. Engel teşkil eden bu hususlar şunlardır:
1— Bir kimseye herhangi bir mal hibe edildikten sonra, hibe edilenin elinde kıymeti artmış olursa, bu mal geri alınamaz. Hibe edilen bir binaya ilâve yapılması, sıvanıp boyanması; veya hibe edilen kumaşın dikilip elbise haline getirilmesi gibi...
2— Hibe edilen mal teslim edildikten sonra taraflardan birinin vefat etmiş olması, o malın geri alınmasına engel teşkil eder.
3— Bir ivaz karşılığında yapılan hibeden de dönülmez. Meselâ; kendisini ölünceye kadar bakıp beslemek üzere akarını başkasına hibe eden, bu hibesinden dönemez.
Bir kimseye hibe edilen malın, hibe edilenin elinden çıkmış olması, hibeden dönmeye engel olur.
5— Zevci yy et hibeden dönmeye engel teşkil eder: Kocanın karısına ve karının kocasına yapmış oldukları hibeden dönmeleri caiz olmaz.
6— Bir kimsenin neseben mahremleri olan akrabalarına yapacağı hibeden dönmesi olamaz. Böyle bir yakınlık hibeden dönüşe engeldir. Amca oğluna yapılan hibeden dönülebilir; çünkü amca oğlu mahrem değ i İdi f, yalnız neseben akrabadır. Amca oğlu ile evlenmek caiz ve mubahtır, yani arada mahremiyet yoktur. Yine süt kardeşe veya kayın valideye yapılan hibelerden dönülebilir; çünkü bunlar neseben akraba değillerdir.
7— Hibe edilen bir malın helak olması da, hibeden dönmeye engel olur. Meselâ; hibe edilen bir mal, hibe edilenin elinde yansa, kaybolsa veya herhangi bir şekilde mahvolsa, bu malın kıymeti geri alınamaz.
işte bu yedi halin dışında hibe edilen bir mal geri alınabilirse de, Hanefî mezhebine göre tahrimen mekruhtur. Hz. Peygamber Efendimizin buyurdukları gibi :
«— Hibesinden dönen, kusmuğuna dönen kelp gibidir.» Bu ağır itham karşısında mecburiyet halleri olmadıkça, hibeden dönülmemelidir.[817]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 417, /338
Senetler:
()
Konular:
Bağış, bağıştan vazgeçmek
Bağış, verilen bağışı geri almak
Hitabet, sembolik anlatım
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
Hz. Peygamber, üslubu, edebi sanatlar,
حدثنا محمد بن أمية قال حدثنا عيسى بن موسى عن عبد الله بن كيسان عن عكرمة عن بن عباس قال : استب رجلان على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فسب أحدهما والآخر ساكت والنبي صلى الله عليه وسلم جالس ثم رد الآخر فنهض النبي صلى الله عليه وسلم فقيل نهضت قال نهضت الملائكة فنهضت معهم ان هذا ما كان ساكتا ردت الملائكة على الذي سبه فلما رد نهضت الملائكة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164441, EM000419
Hadis:
حدثنا محمد بن أمية قال حدثنا عيسى بن موسى عن عبد الله بن كيسان عن عكرمة عن بن عباس قال : استب رجلان على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم فسب أحدهما والآخر ساكت والنبي صلى الله عليه وسلم جالس ثم رد الآخر فنهض النبي صلى الله عليه وسلم فقيل نهضت قال نهضت الملائكة فنهضت معهم ان هذا ما كان ساكتا ردت الملائكة على الذي سبه فلما رد نهضت الملائكة
Tercemesi:
İbni Abfe^cl^n rivayet edildiğime gÖres şöyle, deapiştir :
— Resûlüllah (SaUatlahü Aleyhi ve SeÛemyin zamanında iki adam ara-sınçla sövme bldıj. Btınlardan biri sövdü, diğeri sustu; Peygamber (Sallallahü Âleyhkpe Se2tem); de oturuyordu. Sonra diğeri (sövülen adam) aynı sözü geri çevirdi (sövene iade etti). Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) kalktı (meclisten gitti), Hazreti Peygamber'e, niçin kalktın? diye 3orul,d«. Peygamber şöyle buyurdu :
«— Melekler kalktı, ten de onlarla beraber kalktım. Bu sövülen, sükût ettiği müddet, melekler tuna sövene, sözünü geri çeviriyorlardı. Ne zaman ki bu adam, şovenin sözünü geri çevirdi, melekler kalktı (gitti).»[820]
Sibab : Bir kimseyi ayıplamaya, ırzına tecavüz etmeye ve kötü söylemeye denir. Bir Müslümanın din kardeşine böyle tecavüzde bulunması ona zulmetmektir, onu incitmektir. Bir kimseyi incitmek ise yasaktır. Böyle bir harekete muhatab olan, aynı sözü geri çevirmek hakkına sahiptir; bununla beraber susar ve mukabele etmezse daha büyüklük göstermiş olur ve derecesi yükselir. Sustuğu müddet melekler onun yardımcısı olur; fakat mukabele edince melekler aradan çıkar, yardımcı olmazlar. Cenabı Hak şöyle buyuruyor:
«KötUlUğün cezası, ona denk bir kötülüktür; fakat kim bağışlar ve (kendisi ile hasmı arasını) düzeltirse, onun mükâfatı Allah'a aittir. Elbette Mı»h halimleri sevmeze» (Şûra Sûresi, Âyet: 40)
Âyet-i kerîmeden de anlaşılıyor ki, bir fenalığa ancak misli ile mukabele edilir. Bununla beraber kim mukabele etmez ve bağışlarsa, hasmı İle arasını düzeltirse, Allah katında İiüyük sevaba nail olur. Birinci hareket avam tabakasının hareketi ve İkincisi de seçkinlerin hareketi olur.
Ebu Davud bu hadîs-İ şerifi daha geniş olarak ve Hz. E b u Bekir üzerine cereyan etmiş bir vak'a olarak tesbit etmiştir.[821]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 419, /340
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Mücahid Abdullah b. Keysân el-Mervezî (Abdullah b. Keysan)
4. Ebu Ahmed İsa b. Musa et-Teymî (İsa b. Musa)
5. Muhammed b. Ümeyye el-Kuraşî (Muhammed b. Ümeyye b. Adem b. Müslim)
Konular:
Hz. Peygamber, meleklerle sohbeti
Melek, Cin, Şeytan
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
حدثنا هشام بن عمار قال حدثنا رديح بن عطية قال حدثنا إبراهيم بن أبى عبلة عن أم الدرداء : أن رجلا أتاها فقال إن رجلا نال منك عند عبد الملك فقالت أن نؤبن بما ليس فينا فطالما زكينا بما ليس فينا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164444, EM000420
Hadis:
حدثنا هشام بن عمار قال حدثنا رديح بن عطية قال حدثنا إبراهيم بن أبى عبلة عن أم الدرداء : أن رجلا أتاها فقال إن رجلا نال منك عند عبد الملك فقالت أن نؤبن بما ليس فينا فطالما زكينا بما ليس فينا
Tercemesi:
— (99-s.> ÜmrmVd-Derdâ'dan rivayet edildiğine göre, bir adam kendisine gelip şöyle dedi:
— Bir adam, Abdülmelik'in yanında sana dil uzatmıştır. Ümmü'd -Derdâ şöyle cevab verdi:
«— Bizde olmayan bir şeyle ayıplanmamız mı, bizde olmayan şeyle ne kadar övüldük...»[822]
Ömmö'd-Derda, ashabı kiramın hanımlarından olup, takva ve fazileti ile şöhret bulmuştur. Kocası Ebu'd-Derda 'dan daha önce, Hz. O s m a n 'm hilâfeti zamanında Şam'da vefat etmiştir. İsmi Hayre 'dir. Ümmü'd-Derda E! Kübra diye-maruftur. Peygamberimizden ve kocasından hadîsler ezberlemiş ve kendisinden de, tabiîn'den Meymûn ibni Mihran, Safvarr ibni Abdullah ve Zeyd ibni Eşlem gibi şahsiyetler rivayet etmişlerdir.
Ümmü'd-Derda hazretlerini ayıplayan ve onu küçük düşüren adamın sözlerine, Ümmü'd-Derda 'nın önem vermeyip geçmesi ve herhangi kötü bir mukabelede bulunmayışı, derecesinin büyüklüğüne ve olgunluğuna delâlet eder. Bu sabrının mükâfatını Cenab-ı Hak verecektir.[823]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 420, /340
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ümmü Derda es-Suğra Hüceyme bt. Huyeyy el-Evsâbiyye (Hüceyme bt. Huyeyy)
2. İbrahim b. Ebu Able el-Ukaylî (İbrahim b. Şimr b. Yakzan)
3. Rudeyh b. Atıyye el-Kuraşî (Rudeyh b. Atıyye)
4. Hişam b. Ammar es-Sülemî (Hişam b. Ammar es-Sülemî)
Konular:
Gıybet, gıybet etmek, dedi kodu yapmak
Koğuculuk, koğuculuk yapmak
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن سهيل عن أبيه عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : تفتح أبواب الجنة يوم الإثنين ويوم الخميس فيغفر لكل عبد لا يشرك بالله شيئا إلا رجل كانت بينه وبين أخيه شحناء فيقال انظروا هذين حتى يصطلحا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164419, EM000411
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن سهيل عن أبيه عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : تفتح أبواب الجنة يوم الإثنين ويوم الخميس فيغفر لكل عبد لا يشرك بالله شيئا إلا رجل كانت بينه وبين أخيه شحناء فيقال انظروا هذين حتى يصطلحا
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet' edildiğine^ ğore, Kesûİüllah Aleyhi veSellem) şöyle buyurdu :
«—-Pazartesi ye perşembe gülleri Cennet'jn kapıları açılır fre Allah'a hiç bir. şey ortak ko^jmafyan Tıer kul'fcağışlantr, kncaM Jtaî-ffeşi \\$\ kendisi arasında düşmanlık olan, kimse ' bağışlanmaz. (Onlar için) şöyle denir: Birbirleriyle barışın caya kadar İm ikisini bekletin.[804]
Müslim BiJin^riyûyetinfİB sofi'cümle uç defa tekrar .eclifraek sureti i|e zaptedilmiştir.. Diğer lâfızlarda "değişiklik yoktur. :
-' Erjl-i; Sünnet qkîdesindş Cennet ye Cehennem el'ân yaratılmış varlıklardır. BöyJe olunca lıaftada iki defa kapılarının açılması mecaz değil, gerçek manâ taşır. Ayrıca bu Pazartesi ve Perşembe gpplerİnde mağfiretin çokluğg, bol sevab verilmesi ve mertebelerin yükseltilmesi manâları da alınabilir. Şirkten başka günahların bağışlanmasından maksad küçük günahlar olduğu görüsü hakimdir, Küçük güntah işlememiş olanlardan, büyük günahların bağışlanabileceği de söylenmektedir.
Aralarında adavet bulunan kimselerden günah bağışlanmaz, tâ ki bardırlar. Cenabı Hak Meleklere :
«— Bu kin besliyenleri birbirleriyle barışıncaya kadar bekletin.» Diye buyurur. Eğer barışmazlarsa, günahları bağışlanmaz, yalnız biri barışır da öteki kabul etmezse, barışçı bağışlanmış olur, diğerinin günahları bağışlanmaz.[805]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 411, /336
Senetler:
()
Konular:
Cennet, kapıları
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Mübarek Zamanlar, Pazartesi ve Perşembe Gününün Fazileti
Şirk, şirk koşmak
حدثنا سعيد بن سليمان قال حدثنا أبو شهاب عن كثير عن أبى فزارة عن يزيد بن الأصم عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ثلاث من لم يكن فيه غفر له ما سواه لمن شاء من مات لا يشرك بالله شيئا ولم يكن ساحرا يتبع السحرة ولم يحقد على أخيه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164424, EM000413
Hadis:
حدثنا سعيد بن سليمان قال حدثنا أبو شهاب عن كثير عن أبى فزارة عن يزيد بن الأصم عن بن عباس عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : ثلاث من لم يكن فيه غفر له ما سواه لمن شاء من مات لا يشرك بالله شيئا ولم يكن ساحرا يتبع السحرة ولم يحقد على أخيه
Tercemesi:
lbni Peyg&mlber^SaltaUah^ÂleytitveSeîlemyûen rivayet ettiğine göre, Hasreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— Üç şey kimde varsa, Allah Teâlâ dilediği kimseden, bunlardan başka günahları bağışlar: Allah'a ortak koşmayarak Ölen, sihirbazların arkasına düşmeyip de sihirbaz olmayan ve kardeşine kin beslemeyen kimse...»[808]
Allah'a ortak koşmak, sihir yapmak ve Müslöman kardeşine kin beslemek büyük günahlardan sayıldığı için, bu günahları işlemeyerek ölenden diğer işlemiş olduğu günahlar bağışlanacağını Peygamber Efendimiz haber vermektedirler. Müslümanlar arasında düşmanlığın ve birbirine karşı kin beslemenin ne kadar zararlı ve büyük günah olduğu bu hadîs-i şeriften de anlaşılmaktadır. Bundan önceki hadîs-i şeriflere müracaat edilsin.[809]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 413, /337
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
3. Ebu Fezara Raşid b. Keysan (Raşid b. Keysan)
4. Kesir b. İsmail et-Teymi (Kesir b. İsmail)
5. Ebu Şihâb Abdürabbih b. Nafi' el-Kinanî (Abdürabbih b. Nafi')
6. Ebu Osman Said b. Süleyman ed-Dabbî (Said b. Süleyman b. Kinane)
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, kullarını değerlendirme ölçüsü
Kin tutmak, Kindarlık
Sihir, sihir/büyü
Şirk, şirk koşmak
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني محمد بن هلال بن أبى هلال مولى بن كعب المذحجي عن أبيه أنه سمع أبا هريرة قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : لا يحل لرجل أن يهجر مؤمنا فوق ثلاثة أيام فإذا مرت ثلاثة أيام فليلقه فليسلم عليه فان رد عليه السلام فقد اشتركا في الأجر وان لم يرد عليه فقد بريء المسلم من الهجرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164426, EM000414
Hadis:
حدثنا إسماعيل بن أبى أويس قال حدثني محمد بن هلال بن أبى هلال مولى بن كعب المذحجي عن أبيه أنه سمع أبا هريرة قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : لا يحل لرجل أن يهجر مؤمنا فوق ثلاثة أيام فإذا مرت ثلاثة أيام فليلقه فليسلم عليه فان رد عليه السلام فقد اشتركا في الأجر وان لم يرد عليه فقد بريء المسلم من الهجرة
Tercemesi:
Ebû Hüreyre demiştir ki, Peygamber (Sailallahü Aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu işittim :
«— Bir adama, üç günden ziyade bir müminle dargın durması helâl olmaz. Üç gün geçince mümin kardeşine gidip onunla karşılaşilaşarak selâm versin. Eğer (ikinci şahıs) «elamı alıp mukabele ederse, her ikisi de sevabda ortak olurlar. Eğer selâmı almazsa, selâm veren, dargınlık günahından kurtulur, (beriki günahı yüklenir).»[810]
Üç güne kadar Müslümanların birbiı*Teriyle-«kirgıh kolmdarma müsaa-Üç^gürv doluricay hemen' a'argınhğrgiü'ermek için daha öncdden ilgisini "kestiği kaı'deşine uğramalc veömınld karşılaşarak selâm vermek icab eder. Selâm vermek dargınlığı gidermek için kâfi gelen bîr konuşmadır. Eğer bu verilen selâm, aynen geri-çevrilir ve kabullenilirse, dargınlık kalkmtş::olur,-ve^W İkisi de dargınlığı terk .etme ,sevabvnq-kavu-şunlar. Şayet selâm geri;çevrilmez ve kabulhepifmezse, seldıry venen günaha tpn kurtulur. SeJârorfllm^ayan üzerinde: de;gürjah kalır.[811]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 414, /337
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
3. Muhammed b. Hilal el-Mezhıci (Muhammed b. Hilal b. Ebu Hilal)
4. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
حدثنا عمرو بن خالد قال حدثنا بكر عن بن عجلان أن وهب بن كيسان أخبره وكان وهب أدرك عبد الله بن عمر : أن بن عمر رأى راعيا وغنما في مكان نشح ورأى مكانا أمثل منه فقال له ويحك يا راعى حولها فإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول كل راع مسؤول عن رعيته
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164428, EM000416
Hadis:
حدثنا عمرو بن خالد قال حدثنا بكر عن بن عجلان أن وهب بن كيسان أخبره وكان وهب أدرك عبد الله بن عمر : أن بن عمر رأى راعيا وغنما في مكان نشح ورأى مكانا أمثل منه فقال له ويحك يا راعى حولها فإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول كل راع مسؤول عن رعيته
Tercemesi:
— Abdullah îbni Ömer'in; haltına ;kavuşaa Veh£ ibm . dan rivayet edilmiştir ki:
— Abdullah İbni Ömer, suyu- az bir yerde bir çobanla bir miktar koyun gördü; bir de bu yerden daha (suyu bol olma bakımından) güzel bir yer gördü. Bunda**.dolayı çobana şöyle dedi
—Vay yazik sâna, ey çoban! Koyunları çevir (şu suyu bol taraftı).Zira ben ResÜlullah (Salhlktkü-Aleyhi Sellerhyin ' şöyle 'buyurduğunu İşittim:
«—Her çoban, sürüsünden sorumludur.» [814]
Yamlış yolda bulunan veya'çaresiz bir halde görülen bir kardeşin danışması olmasa bile, onun haline va!<ıf olanın ikdz'eaTp/önû'ydr-djmda. bulunması.gerejcir. İşte. l;b-.n i Ömer/, çobanın şu ihjiyücı içinde bulunduğunu görmesi üzerine; rŞng daha elverişli, ve.;$uyu .bpl^bıCtskd; bir yer göstererek delâlette bulunmuş ve çobanın sorumluluğunu da hatırlatmıştır. Müslümanlar daima',iİÖğYu ve iyi yoları btrbırİe'nne gösterip delâlette büfunrnalidırka'r. Ö'anışrtıa drniaİcsızın da bu yapılmalıdır.[815]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 416, /338
Senetler:
()
Konular:
Sorumluluk bilinci, Devlet başkanının, aile reisinin vs.
Yönetici, sorumlulukları
حدثنا أحمد بن الحجاج قال حدثنا حاتم بن إسماعيل قال حدثنا أبو الأسباط الحارثى واسمه بشر بن رافع عن يحيى بن أبى كثير عن أبى سلمة عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : المؤمن غر كريم والفاجر خب لئيم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164435, EM000418
Hadis:
حدثنا أحمد بن الحجاج قال حدثنا حاتم بن إسماعيل قال حدثنا أبو الأسباط الحارثى واسمه بشر بن رافع عن يحيى بن أبى كثير عن أبى سلمة عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : المؤمن غر كريم والفاجر خب لئيم
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre demiştir ki:
— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Mümin sal iyi kimsedir; münafık (kâfir) ise, hilekâr kötü kimsedir.»[818]
Gerçek mümin dünya menfaatine önem vermediği ve hırs peşinde olmadığı için tecrübesi az olur ve herkesi de kendi gibi; zannederek hareket eder. Bunun için saf ve hilesiz hareket.eder. Bunun neticesi olarak da daima aldanır.'- Daho.-ziyade âhirete taallûk eden işlerde ve Allah'ın rızası gözetilmesi jcab eden yerlerde ihtiyatlı ve sağlam hareket eder. Halbuki samimiyeti olmayan,.Allahdan korkmayan kötü ruhlu nsanlar dünya menfaatine kıymet verirler ve .karşılarındaki saf müminleri iki yüzlülükleri ije, çeşitli yalan ve fitnelerle aklatırlar, kendi hasis gayelerine hizmet.ettirirler.
Ğırr, iki yüzlü Qtmayqn, hilesi bulunmayan, saf kimseye denir. İşte mümin böyle olur.
Habb, hHekâr>- dubaracı, oynak kimseye denir. Bu vasıf da münafık, facir ve kâfirlerin vasfıdır.[819]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 418, /339
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Mü'min-Kafir farkı, ölüm ve hayata bakışta
Müslüman, mü'minin kişiliği
Müslüman, vasıfları
حدثنا شهاب بن عباد قال حدثنا إبراهيم بن حميد الرؤاسي عن إسماعيل عن قيس قال قال عبد الله : إذا قال الرجل لصاحبه أنت عدوى فقد خرج أحدهما من الإسلام أو بريء من صاحبه قال قيس وأخبرني بعد أبو جحيفة أن عبد الله قال إلا من تاب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164447, EM000421
Hadis:
حدثنا شهاب بن عباد قال حدثنا إبراهيم بن حميد الرؤاسي عن إسماعيل عن قيس قال قال عبد الله : إذا قال الرجل لصاحبه أنت عدوى فقد خرج أحدهما من الإسلام أو بريء من صاحبه قال قيس وأخبرني بعد أبو جحيفة أن عبد الله قال إلا من تاب
Tercemesi:
Kays'dan rivayet edildiğine göre, Kay s demiştir ki:
— Abdullah (İbni Med'ud) şöyle buyurdu:
— Bir adam arkadaşına, sen benim düşmanimsm, dediği zaman;(bı lardan biri İslâm'dan çıkmıştır; yahut arkadaşından beri kalmıştır. Kays demiştir ki:
— Bundan sonra Ebu Cuheyfe, Abdullah'ın şöyle dediğini bana haber verdi:
— (Bu dargınlardan) tevbe eden müstesnadır, (o kurtulmuştur).[824]
Bİr kimseye düşmanımsın demek, çok ağır bir ithamdır. Bir Müslümana düşman ancak kâfirler olur. Böyle bir niyyetle söylendiği zaman, eğer mu-hatab olan kâfir durumunda değilse, söyleyen kâfir olur; yani küfür işlemiş kadar günahkâr olur. Bunların kurtuluşu ancak tevbe etmeleriyle mümkündür.[825]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 421, /341
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
Konular:
Hitabet, sözler, uygun olan-olmayan
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek