حدثنا عمر قال حدثنا أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثنا عدى بن ثابت قال سمعت سليمان بن صرد رجلا من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم قال : استب رجلان عند النبي صلى الله عليه وسلم فغضب أحدهما فاشتد غضبه حتى انتفخ وجهه وتغير فقال النبي صلى الله عليه وسلم إني لأعلم كلمة لو قالها لذهب عنه الذي يجد فانطلق إليه الرجل فأخبره بقول النبي صلى الله عليه وسلم وقال تعوذ بالله من الشيطان الرجيم قال أترى بي بأسا أمجنون أنا اذهب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164488, EM000434
Hadis:
حدثنا عمر قال حدثنا أبي قال حدثنا الأعمش قال حدثنا عدى بن ثابت قال سمعت سليمان بن صرد رجلا من أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم قال : استب رجلان عند النبي صلى الله عليه وسلم فغضب أحدهما فاشتد غضبه حتى انتفخ وجهه وتغير فقال النبي صلى الله عليه وسلم إني لأعلم كلمة لو قالها لذهب عنه الذي يجد فانطلق إليه الرجل فأخبره بقول النبي صلى الله عليه وسلم وقال تعوذ بالله من الشيطان الرجيم قال أترى بي بأسا أمجنون أنا اذهب
Tercemesi:
— Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem) 'in ashabından biri olan Süleyman tbni Sured'den işitilmiştir; adam şöyle anlattı :
— Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem)'in yanında iki adam sövüştü. Bunlardan biri hiddetlendi. Hiddeti o kadar taştı ki, yüzü şişti ve şekli değişti. Bunun üzerine Peygamber (Sallailahü Aleyhi ve Sellem):
*— Ben bir söz biliyorum ki, eğer onu, (bu hiddetlenen adam) deseydi, içinde bulunduğu hal kendisinden giderdi.» buyurdu. (Peygamberin yanında bu sözü duyan) adam, o hiddetlenene gidip Peygamber (Sallatttöıü Aleyhi ve Sellem)'in sözünü haber verdi ve şöyle dedi:
— Allah'ın rahmetinden kovulmuş Şeytan'dan Allah'a sığın = Eûzü Billahi Mineş'Şeytani'r-Racîm, diyerek Allah'a sığın.
Öfkeli adam:
— Bende hiddet mi zannediyorsun, ben deli miyim? git, dedi.[849]
Öfke, kalbten kaynayarak vücut dışına sıçrayan bir haldir ki, bunun zıddı hilimdir = yumuşak huyluluktur. öfke makbul olmayan bir haldir; hilim İse güzel ahlâktır.
öfkenin sebebi, kenatnden'*âsa$ mayaçak bir hareketin ortaya çıkışıdır. Öfke tesirini dışarda gösterir, zarar» çok kere başkasına ve kendine olur. Bir de hüzün vardır ki, kendinden üstün gördüğü adamdan, kendine reva görmediği kötü bir hareketin vukuundan meydana gelir. Hüzün vücut dahilinde kalır, dışarı sirayet etmez. Onun için zararı içedir, hüzün sahibini öldüren bir zehirdir.
öfke ve hüznün zararından korunmak için, daha doğrusu bunları engellemek için, bazı tedavi usulleri vardır. Bunların başında, Şeytan'ın şerrinden Allah'a sığınmak gelir. Peygamber Efendimiz bunu tavsiye buyurmuşlardır. Zİra öfke, Şeytan'ın dürtüşü ile meydana gelen ve her iki tarafa zarar veren bir haldir. Bundan korunmak ise, ancak Allah'a sığınmakla olur. Allah Tealâ hatırlanınca, ona itaat husule gelir, nefsin ve Şeytanın arzuları yenilir. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
«— Eğer seni şeytan tarafından bir dürtüş Öfkelendirirse (haktan çevirirse) Allah'a sığın, (istiaze getir).»[850]
Öfkelenen kimse, öfkesini yenmek İçin, bir halden başka bir hale dönmelidir. İş yapıyorsa bırakmalı, boş duruyorsa çalışmalıdır, öfkenin doğuracağı zarararı hatırlamalıdır. Kusurluyu bağışlamanın sevabını düşünerek sevaba rağbet etmelidir. Kazanılan teveccühün öfke sebebiyle nefrete döneceğini hatırlamalıdır. Bu tedavi usullerine baş vurulduğu takdirde öfke önlenmiş olur.
Hadîs-i şerifte zikri geçen adamın Hz. Peygamber in tavsiyesini kabul etmeyişi İki sebebe bağlanabilir:
1— Kendi zannınca Ntifgejmcdk cinnet derece£İnc|i8jı;i taşkınlıklara karşı yapılır. Kendisjj}#İ3 ^öyjjejjir .taşkınlık hissetmemistİr^y^bunun için de istiazeye lüzum görmemiir.
2— Adamda nifak alâmeti bulunduğundan, öfkeli halinde :Hz. Peygamberin tavsiyelerini kabul etmemiş olmak ihtimali vardır. İnanç yönünden Peygamberin sözünü kabul etmemek küfürdür.[851]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 434, /347
Senetler:
1. Ebu Mutarrif Süleyman b. Surad el-Huzâ'î (Süleyman b. Surad b. Cevm b. Ebu Cevn b. Münkız)
2. Adî b. Sabit el-Ensarî (Adî b. Sabit b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
İstiaze, Allah'a sığınmak
Müslüman, müslümana sövmek, hakaret etmek
Öfke, öfke kontrolü
حدثنا خلاد بن يحيى قال حدثنا سفيان عن يزيد بن أبى زياد عن عمرو بن سلمة عن عبد الله قال : ما من مسلمين إلا بينهما من الله عز وجل ستر فإذا قال أحدهما لصاحبه كلمة هجر فقد خرق ستر الله وإذا قال أحدهما للآخر أنت كافر فقد كفر أحدهما
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164490, EM000435
Hadis:
حدثنا خلاد بن يحيى قال حدثنا سفيان عن يزيد بن أبى زياد عن عمرو بن سلمة عن عبد الله قال : ما من مسلمين إلا بينهما من الله عز وجل ستر فإذا قال أحدهما لصاحبه كلمة هجر فقد خرق ستر الله وإذا قال أحدهما للآخر أنت كافر فقد كفر أحدهما
Tercemesi:
— (102-s.) Abdullah'dan :
— İki müslüman yoktur ki, bunlarla Allah arasında bir perde (muhafaza) olmasın. Bunlardan biri, arkadaşına dargınlık sözü söyleyince, Allah'ın perdesini yırtmış olur, (artık korunmaz). Bunlardan biri diğerine":
«— Sen kâfirsin!» derse, ikisinden biri kâfir olur, (muhatab gerçekten kâfir değilse, söyliyen kâfir olur).[852]
Bu haberden anlaşılıyor ki, birbirine sadık kalan ve birbirini incitmeyen iki Müslümanın, bu hal üzere bulundukları müddet koruyucuları Altâh Tealâdır. Eğer bunlardan biri hududu aşar ve arkadaşını gücendirecek sözde bulunursa, Allah muhafazasından d işarda kalırlar ve birbirleriyle uğraşarak cezalarını çekerler.[853]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 435, /348
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Hakaret, müslümanı kafirlikle itham etmek ve ona hakaret etmek
حدثنا موسى قال حدثنا عبد العزيز قال حدثنا حصين عن سعد بن عبيدة عن أبي عبد الرحمن السلمي قال سمعت عليا رضي الله عنه يقول : بعثني النبي صلى الله عليه وسلم والزبير بن العوام وكلانا فارس فقال انطلقوا حتى تبلغوا روضة كذا وكذا وبها امرأة معها كتاب من حاطب إلى المشركين فأتونى بها فوافيناها تسير على بعير لها حيث وصف لنا النبي صلى الله عليه وسلم فقلنا الكتاب الذي معك قالت ما معي كتاب فبحثناها وبعيرها فقال صاحبي ما أرى فقلت ما كذب النبي صلى الله عليه وسلم والذي نفسي بيده لأجردنك أو لتخرجنه فأهوت بيدها إلى حجزتها وعليها إزار صوف فأخرجت فأتينا النبي صلى الله عليه وسلم فقال عمر خان الله ورسوله والمؤمنين دعني أضرب عنقه وقال ما حملك فقال ما بي إلا أن أكون مؤمنا بالله وأردت أن يكون لي عند القوم يد قال صدق يا عمر أو ليس قد شهد بدرا لعل الله أطلع إليهم فقال اعملوا ما شئتم فقد وجبت لكم الجنة فدمعت عينا عمر وقال الله ورسوله أعلم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164496, EM000438
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا عبد العزيز قال حدثنا حصين عن سعد بن عبيدة عن أبي عبد الرحمن السلمي قال سمعت عليا رضي الله عنه يقول : بعثني النبي صلى الله عليه وسلم والزبير بن العوام وكلانا فارس فقال انطلقوا حتى تبلغوا روضة كذا وكذا وبها امرأة معها كتاب من حاطب إلى المشركين فأتونى بها فوافيناها تسير على بعير لها حيث وصف لنا النبي صلى الله عليه وسلم فقلنا الكتاب الذي معك قالت ما معي كتاب فبحثناها وبعيرها فقال صاحبي ما أرى فقلت ما كذب النبي صلى الله عليه وسلم والذي نفسي بيده لأجردنك أو لتخرجنه فأهوت بيدها إلى حجزتها وعليها إزار صوف فأخرجت فأتينا النبي صلى الله عليه وسلم فقال عمر خان الله ورسوله والمؤمنين دعني أضرب عنقه وقال ما حملك فقال ما بي إلا أن أكون مؤمنا بالله وأردت أن يكون لي عند القوم يد قال صدق يا عمر أو ليس قد شهد بدرا لعل الله أطلع إليهم فقال اعملوا ما شئتم فقد وجبت لكم الجنة فدمعت عينا عمر وقال الله ورسوله أعلم
Tercemesi:
— Ebu Abdurrahman Es-Sülemî'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Hazreti Ali (Radiyallahu anh) 'in şöyle dediğini dinledim:
— Ben ve Zübeyr: İbnu'l-Avvam ikimiz de atlı olduğumuz halde, Peygamber (SallaliahüAleyhi ve Sefam),, bizi (Mekke'ye doğru) gönderip dedi ki:
— Gidin, tâ falan bahçeye ulaşıncaya kadar... Orada bir kadın vardır ki, kendisinde Hatıb İbni Ebi Belta'a tarafından Mekke müşriklerine yazılmış bir mektup var. (O mektupla Mekke'yi feth edeceğimizi müşriklere haber vermektedir.) Onu bana getirin.»
Ona, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vasfettiği şekilde bir deve üzerinde giderken kavuştuk. O kadına dedik ki:
— Beraberindeki mektubu ver. O :
— Bende mektup yoktur, dedi. Biz, kadını ve devesini aradık, (bulamadık). Arkadaşım dedi ki:
— Bilemiyorum, (ne yapalım). Ben dedim ki:
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hata. etmemiştir^ Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, muhakkak surette (ey hanım), senin elbiselerini çıkaracağım, yahut mektubu çıkarırsın.
Bunun üzerine kadın, giydiği yün şalvarının kemerine eliyle abanarak mektubu çıkardı. Biz de Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e döndük. Hazreti Ömer şöyle dedi: (Bu adam = Hatıb îbni Ebi Balta'a).
— Allah'a ve onun Peygamberine ve müminlere hıyanet etmiştir, (bu münafıktır), bırak beni, boynunu vurayım.
Peygamber, Hatıb'a sordu:
«— Bu işi yapmaya seni sevk eden ne?» Adam dedi ki:
— Bende nifak yok, ben ancak Allah'a imân eden bir kimseyim. Mekke'deki akrabalarım yanında taraftarım olsun, kasdmda bulundum. Peygamber;
«— Doğru söylemiştir ey Ömer! Bu adam Bedir savaşında bulunmadı mı? Allah o savaşta bulunanların haline muttali olması gereği Ue olur ki şöyle buyurur: İstediğinizi yapın, size Cennet vacib olmuştur.»
Bunun üzerine Hazreti Ömer'in gözleri yaşardı ve:
— Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedi.[858]
Peygamber (Sallaîlahü Aleyhi ve Sell&m) hicretin sekizinci yılında Mekke'yi fethetmeye karar verip savaş hazırlıklarına girişince, harekâtın gayet gizli cereyan etmesini ve Kureyş'in bundan haberdar olmamasını temin için tedbirler almıştı. Bu hususta Allah'a dua etmişti. İşte bu esnada ashabdan Hâttb Ibni Ebi Belta'a, Mekke'de bulunan Müslüman akrabası müşriklerden zarar görmesinler diye müşriklere bir taviz olarak savaş hazırlığını bildiren bir mektup yazdı ve S a re adındaki bir kadınla Mekke'ye göndermeye koyuldu.
Nihayet mektup ele geçirilip Hz. Peygamberin huzuruna getirilince, Hazreti Ömer:
«— Ya Resûlâllah! İzin ver, şu münafıkın boynunu vurayım!» demişse de, Bedir savaşında bulunmasına hürmet olarak bu kabahatini Peygamber bağışlamıştı. Bu hâdise üzerine şu âyet-i kerîme nazil oldu :
*— Ey imân edenler! Düşmanlarımı ve düşmanlarımızı dostlar edinmeyin. Siz, onlara (mektupla bağlılık ve) sevgi yo llu yorsun uz; halbuki onlar, Kur'ân'dan sise geleni inkâr ettiler. Kabbiniz olan Allah'a imân ediyorsunuz diye, sizi ve Peygamberi (Mekke'den) çıkarıyorlardı. Eğer sizler benim yolumda ve rızam uğrunda cihad için (Mekke'den Medine'ye) çıktı-mzsa, (düşmanlarımı ve düşmanlarınızı dost edinmeyin). Siz sevgi göstererek onlara sır veriyorsunuz; halbuki ben, sizin gizlediklerinizi de açıkladıklarınızı da hep bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, artık hak yolun ortasında sapıtmıştır.»
Bu âyet-i kerîme, H â 11 b 'in iman ehlinden olduğunu böylece ispat etmiştir.
Hâtıb, daha önce hicretin alttncı yılında Hz. Peygamber tarafından İskenderiye'deki Rum Meliki Mukavkıs'e elçi gönderilmişti. M u k a v -k ı s'in takdim ettiği Mariye-i Kıptıyye İle diğer hediyeleri Hz. Peygambere getirmişti. Hicretin 30. yılında altmış beş yaşında olduğu haİ-de vefat etti ve cenazesi Hz. Osman tarafından kılındı. Allah ondan razı olsun. Netice olarak, herhangi bir tevile saparak bir kimseye «Münafık» diye hitab etmek doğru değildir, hatalıdır.[859]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 438, /350
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
İhanet, İhanetin cezası
Muhbir, Ajan, muhbirlik, ajanlık yapma
Siyer, Bedir harbine katılan sahabiler
Yazı, Yazışma, Hz. Peygamber döneminde yazışma,
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثنا مسلم عن مسروق قال قالت عائشة :
" صنع النبي صلى الله عليه وسلم شيئا فرخص فيه فتنزه عنه قوم فبلغ ذلك النبي صلى الله عليه وسلم فخطب فحمد الله ثم قال ما بال أقوام يتنزهون عن الشيء أصنعه فوالله إني لأعلمهم بالله وأشدهم له خشية."
Biz Ömer b. Hafs, ona babası, ona Ameşi ona Müslim, ona da Mesruk, Hz. Aişe'den rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bir şey yaptı ve o konuda ruhsat da verdi. Ancak bazı insanlar o işi yapmaktan çekindiler. Bu bilgi Hz. Peygamber'e ulaşınca, hutbe verdi ve Allah'a hamdettikten sonra şöyle buyurdu: 'Bazı insanlara ne oluyor ki, benim bizzat yaptığım şeyi yapmaktan çekiniyorlar. Andolsun ki, ben Allah'ı onlardan daha iyi bilirim ve Allah'tan korkma konusunda onlardan daha duyarlıyım.' "
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164491, EM000436
Hadis:
حدثنا عمر بن حفص قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثنا مسلم عن مسروق قال قالت عائشة :
" صنع النبي صلى الله عليه وسلم شيئا فرخص فيه فتنزه عنه قوم فبلغ ذلك النبي صلى الله عليه وسلم فخطب فحمد الله ثم قال ما بال أقوام يتنزهون عن الشيء أصنعه فوالله إني لأعلمهم بالله وأشدهم له خشية."
Tercemesi:
Biz Ömer b. Hafs, ona babası, ona Ameşi ona Müslim, ona da Mesruk, Hz. Aişe'den rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bir şey yaptı ve o konuda ruhsat da verdi. Ancak bazı insanlar o işi yapmaktan çekindiler. Bu bilgi Hz. Peygamber'e ulaşınca, hutbe verdi ve Allah'a hamdettikten sonra şöyle buyurdu: 'Bazı insanlara ne oluyor ki, benim bizzat yaptığım şeyi yapmaktan çekiniyorlar. Andolsun ki, ben Allah'ı onlardan daha iyi bilirim ve Allah'tan korkma konusunda onlardan daha duyarlıyım.' "
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 436, /349
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hitabeleri
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Hz. Peygamber, örnekliği
Ruhsat, amellerde
حدثنا عارم قال حدثنا هشيم قال حدثنا حصين عن عكرمة عن بن عباس المبذرين قال : المبذرين في غير حق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164515, EM000445
Hadis:
حدثنا عارم قال حدثنا هشيم قال حدثنا حصين عن عكرمة عن بن عباس المبذرين قال : المبذرين في غير حق
Tercemesi:
— (105-s.) tbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre:
«— Saçıp savunanlardan murad, hak olmayan yere harcama yapanlardır, dedi.»[870]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 445, /357
Senetler:
()
Konular:
İsraf, İsraf etmek
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا حماد بن زيد عن سلم العلوي عن أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم قل ما يواجه الرجل بشيء يكرهه فدخل عليه يوما رجل وعليه أثر صفرة فلما قام قال لأصحابه لو غير أو نزع هذه الصفرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164493, EM000437
Hadis:
حدثنا عبد الرحمن بن المبارك قال حدثنا حماد بن زيد عن سلم العلوي عن أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم قل ما يواجه الرجل بشيء يكرهه فدخل عليه يوما رجل وعليه أثر صفرة فلما قام قال لأصحابه لو غير أو نزع هذه الصفرة
Tercemesi:
— Enes'deiTrivayet edildiğine göre» şöyle demiştir: — Peygamber (Saltaliahü Aleyhi ve Seltem), insanda hoşlanmadıkları bir şeyi görünce onu karşılarına almazlardı, (ona hitap ederek mahcup bırakmazlardı). Bir gün bir adam Peygamberin yanına girdi, üzerinde za-feran sanlığı izi vardı. Adam kalkınca, (işine gidince) Peygamber ashabına şöyle dedi:
«— Keski bu sarılığı ve kokusunu gidereydi, yahut izini çıkara ydi.»[856]
Peygamber Efendimiz, huzurlarına gelen adamın özerinde bulunan zaferan lekesiyle kokusundan hoşlanmadıkları halde ona, yüzüne karşı git, temizlendikten sonra gel, dememişler; ancak adam ayrıldıktan sonra haÜnden hoşlanmadıklarını ifade buyurmuşlardır. Bununla beraber, E bu D a v u d 'un rivayetinde, adamo :
«— Git, temizlendikten sonra gel.»
Şeklinde tesbit edilmiştir. Böyle olunca, yüze karşı söyleyişleri nadir olan hallerden biri sayılır.[857]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 437, /350
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, hataları düzeltmesi
Hz. Peygamber, hoşlanmadığı şeye karşı tavrı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Süslenme, sarı renk elbise, saçı sakalı sarıya boyamak
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن عبد الله بن دينار عن عبد الله بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : أيما رجل قال لأخيه كافر فقد باء بها أحدهما
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164500, EM000439
Hadis:
حدثنا إسماعيل قال حدثني مالك عن عبد الله بن دينار عن عبد الله بن عمر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : أيما رجل قال لأخيه كافر فقد باء بها أحدهما
Tercemesi:
— Abdullah İbni Ömer'den; Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu :
«— Hangi adam, kardeşine kâfir derse, bu söz ikisinden lirini küfre götürmüştür.»[860]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 439, /353
Senetler:
()
Konular:
Hakaret, müslümanı kafirlikle itham etmek ve ona hakaret etmek
حدثنا سعيد بن داود قال حدثنا مالك أن نافعا حدثه أن عبد الله بن عمر أخبره : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا قال للآخر كافر فقد كفر أحدهما إن كان الذي قال له كافرا فقد صدق وإن لم يكن كما قال له فقد باء الذي قال له بالكفر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164503, EM000440
Hadis:
حدثنا سعيد بن داود قال حدثنا مالك أن نافعا حدثه أن عبد الله بن عمر أخبره : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا قال للآخر كافر فقد كفر أحدهما إن كان الذي قال له كافرا فقد صدق وإن لم يكن كما قال له فقد باء الذي قال له بالكفر
Tercemesi:
— Resûlüllah (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) 'in şöyle buyurduğunu Abdullah îbni Ömer haber vermiştir:
«— Bir kimse diğerine, kâfir dediği zaman, bu ikisinden biri kâfir olur : Eğer dediği kimse kâfir ise, adam doğru söylemiştir; yok eğer ona dediği gibi değilse, ona söylediği küfür sözü kendine döner, (söyleyen kâfir olur).»[861]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 440, /353
Senetler:
()
Konular:
Hakaret, müslümanı kafirlikle itham etmek ve ona hakaret etmek
حدثنا عبد الله بن سعيد قال حدثنا سعيد بن منصور قال حدثنا إسماعيل بن زكريا عن عمرو بن قيس الملائي عن المنهال عن سعيد بن جبير عن بن عباس : في قوله عز وجل وما أنفقتم من شيء فهو يخلفه وهو خير الرازقين قال في غير اسراف ولا تقتير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164511, EM000443
Hadis:
حدثنا عبد الله بن سعيد قال حدثنا سعيد بن منصور قال حدثنا إسماعيل بن زكريا عن عمرو بن قيس الملائي عن المنهال عن سعيد بن جبير عن بن عباس : في قوله عز وجل وما أنفقتم من شيء فهو يخلفه وهو خير الرازقين قال في غير اسراف ولا تقتير
Tercemesi:
— (103-s.) îbni Abbas, Aziz ve Yüce olan Allah'ın: «— Her neyi hayra harcarsanız, Allah onun arkasından karşılığını (mükâfatını) verir; O rızık verenlerin en hayırlısıdır.» âyet-i kerîmesin-deki harcamayı, israf etmeksizin ve büsbütün kıcmaksızm diye tefsir etmiştir. (Sebe'e Sûresi, Âyet: 39)[866]
Yemede ve giymede, ev ihtiyaçlarında ve bütün harcamalarda ihtiyaç miktarını aşmayacak şekilde malı ve parayı kullanmak mubahfsr. Zaruret ve İhtiyaç miktarından fazla olarak lükse, tezyinata ve gösterişe kaçmak israftır. Böyle harcamalar yasak kısmına girerler.
Hayır yollarına yapılan harcamalar ne kadar fazla olursa olsun, israf sayılmaz; ancak kenefi ihtiyacını karşılayacak kadar mal ayırmak ve bulundurmak İcab eder, başkasına ihtiyaç duyulmasın diye...
Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:
«— Elini boynuna bağlı kılma (cimir olma) ve büsbütün de onu açıp israf etme ki, sonra kınanmış olursun, eli boş açıkta kalırsın.» (İsra Sûresi, Âyet: 22)[867]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 443, /356
Senetler:
()
Konular:
İnfak, Tasadduk, infak kültürü
Kur'an, Ayet Yorumu
Sadaka, malın tamamının sadaka olarak verilmesi
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن سلمة عن مسلم البطين عن أبى العبيدين قال : سألت عبد الله عن المبذرين قال الذين ينفقون في غير حق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164514, EM000444
Hadis:
حدثنا قبيصة قال حدثنا سفيان عن سلمة عن مسلم البطين عن أبى العبيدين قال : سألت عبد الله عن المبذرين قال الذين ينفقون في غير حق
Tercemesi:
— (104-s.) Ubey'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Abdullah'a (İbni Mes'ud'a) saçıp savuranlardan sordum. Şöyle cevap verdi :
— Hak olmayan (meşru bulunmayan) yere harcayanlardır.»[868]
Allah'ın haram, ve yasak kıldığı yerlere yapılan bütün harcamalar meşru olmadığı için, bu gibi yerlere sarf edilen paralar ve yapılan yatırımlar İsrafın en kötüsüdür. Çünkü hem haram şeyler ihya edilerek takviye edilmiş olur, hem de mal elden çıkararak asıl ihtiyaçlar yüz üstü kalmış olur. Ferdlerdeki israf hastalığı cemiyete sirayet eder ve sefahat baş göstererek iktisadî çöküntü meydana gelir.[869]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 444, /357
Senetler:
()
Konular:
İsraf, İsraf etmek