حدثنا أبو حفص بن على قال حدثنا أبو عاصم قال حدثنا عمرو بن وهب الطائفي قال حدثنا غطيف بن أبى سفيان أن نافع بن عاصم أخبره أنه سمع عبد الله بن عمرو قال لابن أخ له خرج من الوهط أيعمل عمالك قال : لا أدري قال أما لو كنت ثقفيا لعلمت ما يعمل عمالك ثم التفت إلينا فقال ان الرجل إذا عمل مع عماله في داره وقال أبو عاصم مرة في ماله كان عاملا من عمال الله عز وجل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164526, EM000448
Hadis:
حدثنا أبو حفص بن على قال حدثنا أبو عاصم قال حدثنا عمرو بن وهب الطائفي قال حدثنا غطيف بن أبى سفيان أن نافع بن عاصم أخبره أنه سمع عبد الله بن عمرو قال لابن أخ له خرج من الوهط أيعمل عمالك قال : لا أدري قال أما لو كنت ثقفيا لعلمت ما يعمل عمالك ثم التفت إلينا فقال ان الرجل إذا عمل مع عماله في داره وقال أبو عاصم مرة في ماله كان عاملا من عمال الله عز وجل
Tercemesi:
Abdullah ibni Amr'in, (Tâifde)Veht mevkiinden çıkıp gelen kendi kardeşine şöyle dediği işitilmiştir :
«îşçilerin çalışıyor mu? O, bilmiyorum, dedi. Abdullah ibni Amr:
— Eğer Sakıf kabilesinden olaydın, işçilerinin ne yaptığını bilirdin, dedi. Sonra Abdullah ibni Amr bize döndü ve şöyle dedi:
— însan kendi yerinde (Ebu Asım da bir defasında: Malında, dedi) işçileriyle beraber çalıştığı zaman, Azîz ve Celîl olan Allah'ın işçilerinden bir işçi olur, Allah'ın rızasını kazanır.»[876]
Burada hadîs, Hazretİ Peygambere kadar yökseltilmiyorsa da kendisinden rivayet edilen zat ashab-ı kiramdan en çok hadîs rivayeti İle meşhur bulunan Abdullah İbni Amr 'dır.
A b d u I I a h 'in künyesi Ebu Muhammed olup, Kureyş'lİdır ve babası Amr Ibnİ'l-As 'dan önce İslâm'ı kabul etmiştir. Hazreti Peygamberin mübarek ağızlarından işittiğini yazmak özere Peygamberden izin istemiş ve kendisine izin verildikten sonra pek çok hadîs-İ şerîf yazmıştır. Ebu Hüreyre hazretleri, Abdullah ibni Amr'-in kendisinden daha fazla hadîs ezberlediğini itiraf etmiş ve bunun sebebini de, hadîsleri yazmış olmasına bağlamıştır.
Abdullah, Şam fethine babası Üe katılmış ve Yermük seferinde de babasının (Amr ibni'l-As'ın) sancaktarlığını yapmıştır. Sıffîn vak'asma yine babası ile katılmışsa da, Hz. Alî 'ye karşı silâh kullanmamıştı. 63 hicret yılında vefat etmiştir. Vefat yeri ihtilaflıdır. Mısır, Mekke ve Taif olarak gösterilir. Burada gecen hâdise Taifle ilgili olduğu için Taifte ölmüş olması İhtimali daha kuvvetlidir. Zira «Veht» denilen yer, Taif civarındadır ki, Taif baö ve bahçeleriyle, akar sufariyfe ön salmış havası gayet mutedil bîr yerdir. Sakîf kabilesi de bu bölgenin yerlilerini teşkil eder. Bahçe ve ziraat işleriyle meşgul oldukları için, Abdullah îbni Amr kardeşine:
«— Eğer Sakîf kabilesinden olaydın, işçilerinin ne yaptığını bilirdin, fonlarla çalışır, durumlarına vakıf olurdun)» demiştir. Bundan anlaşılıyor ki, Sakîf kabilesi işçileriyle beraber çalışan gayretli kimselerdi.
Hadîs-i şerîfîn ruhunu teşkil eden :
«— İnsan işçileriyle beraber kendi arazisinde veya malmcfa çaKşttğı zaman, Allah'ın işçilerinden bîr işçi olur...» sözünde şu hikmetler vardır:
1— Patron-işçi münasebetlerinde beraberlik ve işte ortaklık husule gelmekle İşte eşitlik olur.
2— İşçileriyle işi başında bulunan kimsenin is randımanı yöksek olur.
3— İş sonucu elde edilecek mamullerde kalite üstünlüğü bulunur.
4— Patron ve işçi arasındaki yakınlıktan sevgi ve kardeşlik bağları kuvvetlenmiş olur ve topyekûn çalışma husule gelir.
İşte bu faydalarından dolayıdır ki, işçisi ile çalışan kimse, Allah'ın işçilerinden biri gibi olur. Allah'ın rızası yolunda çalışmış bulunur ve bundan da sevab kazanır.[877]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 448, /359
Senetler:
()
Konular:
Kazanç, Emeği ile geçinmek
حدثنا عبد الله بن يوسف قال حدثنا الليث قال حدثنا بن عجلان عن زيد بن أسلم عن أبيه قال كان عمر يقول على المنبر : يا أيها الناس أصلحوا عليكم مثاويكم وأخيفوا هذه الجنان قبل أن تخيفكم فإنه لن يبدو لكم مسلموها وإنا والله ما سالمناهن منذ عاديناهن
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164518, EM000446
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يوسف قال حدثنا الليث قال حدثنا بن عجلان عن زيد بن أسلم عن أبيه قال كان عمر يقول على المنبر : يا أيها الناس أصلحوا عليكم مثاويكم وأخيفوا هذه الجنان قبل أن تخيفكم فإنه لن يبدو لكم مسلموها وإنا والله ما سالمناهن منذ عاديناهن
Tercemesi:
— (106-s.) Hazret! Ömer'in minberde şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
«— Sizi barındıran evlerinizi düzgün yapınız ve şu (zararlı) yılanları korkutunuz, (onlarla mücadele ediniz, evlerinize girebilecek bir kapı bulmasınlar). Bu hareketiniz onların sizi korkutmasından (ve size zarar vermesinden) önce olsun. Bu yılanların size selâmet vereni asla ortada yoktur. Allah'a yemin olsun ki, biz onlara düşmanlık edeliden beri onlarla arayı düzeltmiş değiliz. (Öteden beri onların insanlara düşmanlığı mevcuttur, zararları devamlı, olacaktır).»[871]
Yılan öldürme konusunda merfu olarak Ebu Davud şu hadîs-i şerifi tespit etmiştir:
«— Biz yılanlarla savasah beri aramızda anlaşma olmamıştır. Onlardan korkarak herhangi birisi öldurmeyip terk eden bizim yolumuzda gidenlerden değildir.»[872]
İnsanlarla yılanlar arasında savaş ezelden beri mevcut olan tabiî bir haldir. Düşmanlık devamlı olduğu için onlara güvenmek ve emin olmak yoktur; mücadele ederek onları öldürmek ve zararlarından korunmak icab eder. Bu mücadeleyi yapmayan veya yılandan korkarak onu ke'ndr haline bırakan, Hz. Peygamber'in takip ettiği yolu terk etmiş sayılır. Bu ifadeden zararlarının büyüklüğü anlaşılmaktadır. Yılanların çoğalması, insanların zehirlenmelerine ve ölümlerine sebep teşkil edeceğinden buna meydan bırakılmamalıdır. İşte bu mücadelenin başında da evleri düzgün yapmak geliyor. Yılanların ve haşaratın evlere girememeleri için hiç bir delik ve gedik bırakmamayı ve binaları düzgün yapmayı Hz. Peygamber Efendimiz emretmektedirler, ilk korunma çaresine baş vurulduktan sonra meydana çıkacak yılanların öldürülmesi suretiyle de onların zararından kurtulma yolunu göstermişlerdir.[873]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 446, /358
Senetler:
()
Konular:
Hayvanlar, Yılanları öldürmek
Hayvanlar, zararı
حدثنا إسماعيل حدثني بن أبى الزناد عن أبيه عن عبد الرحمن الأعرج عن أبى هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لا تقوم الساعة حتى يتطاول الناس في البنيان
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164529, EM000449
Hadis:
حدثنا إسماعيل حدثني بن أبى الزناد عن أبيه عن عبد الرحمن الأعرج عن أبى هريرة عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : لا تقوم الساعة حتى يتطاول الناس في البنيان
Tercemesi:
Ebû Hüreyre, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«— İnsanlar bina inşaatında birbirleriyle yükseklik yarışında bulunmadıkça kıyamet kopmaz.»[878]
Kıyametin kopacağı anı Cenab-ı Hak hiç kimse/e bildirmemiştir. Habersiz olarak ansızın gelecektir. Ancak yaklaştığına delâlet edecek alâmetler Hz. Peygamber tarafından varid olmuştur. Bu alâmetler de büyük ve küçük olraafc özere İki kısma ayrılır. Büyük alametlerle küçük alâmetler arasında ne kadar bir zaman geçeceği de bilinen şey değildir. Küçük alâmetlerden zuhur edenleri vardır. Bu hadîs-i şerifte buyurulan bina yarışmaları 20. asrın özelliklerinden biri olmuştur. Bu halin ortaya çıkacağını, 14 asır önce haber vermek bir peygamberlik mucizesidir ve kıyametin yakın bir gelecekte kopmayacağtnı da bir açıklamadır. Bina yarışmalarında buIimtH-duktan sonra hemen kıyametin kopacağı manası anlaşılmamalıdır. Bu devreye kadar kıyametin kopmayacağı garantisi oluyor, bundan sonra ne kadar devam edeceği yine bilinemiyor. Gelecek zamanlarda vuku bulacak cemiyet hayatı ile yaşayışlarını bildiren mucizeler arasında ayrı bir mucize oluyor.
Her yapılacak binanın Allah katında makbul olmayacağı manası da çıkarılmamalıdır. Allah rızasına uygun, ihtiyaç1 ve öiçü dairesinde yapılacak İnşaatlar daima makbuldür. Allah'ın dinine hizmet ve onu yüceltmek gayesi hakim olmalıdır. İslâm dini İçin çalışmak ve Müslümanca yaşamak niyeti ile çalışılırsa/ ahlâk düzelir, fakirlik kaikar, adalet ve güven doğar, cemiyet selâmet bulur. Bu niyet terk edilince bütün yatırımlar vebal ofur.[879]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 449, /360
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
حدثنا عبد الله بن موسى عن إسرائيل عن أبى إسحاق عن حارثة بن مضرب عن خباب قال : إن الرجل ليؤجر في كل شيء ، إلا البناء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164523, EM000447
Hadis:
حدثنا عبد الله بن موسى عن إسرائيل عن أبى إسحاق عن حارثة بن مضرب عن خباب قال : إن الرجل ليؤجر في كل شيء ، إلا البناء
Tercemesi:
— Habbab'dan, şöyle dediği rivayet edilmiştir :
«— İnsana her yaptığı şeyden mükâfat (sevab) verilir; ancak binadan dolayı verilmez.»[874]
Ebu Davud, Enes İbni Malik'ten merfu'an naklettiği ha-dîs-i şerîfte Hz. Peygamber şöyle buyuruyor:
«— Her yapılan bina sahibine bir vebaldir; ancak muhtaç olduğu müstesnadır.»
İhtiyaç kadar bina inşaatı yapılmalıdır.
Bu hadîs-i şeriflerin -taşıdığı büyük hikmetler bugün bir mucize olarak önümüzde müşahade edilmektedir. Bilhassa büyük şehirlerde ellerine çeşitli yollarla büyük imkânlar geçirenlerin ihtiyaçlarından kat kat üstün lüks ve konforu ölçülemeyecek şekilde milyonlar değerinde daire ve apartmanları işgal etmeleri, iktisadî düzenin bozulmasına, sınıf farklarının doğmasına amil olmaktadır. Yeryüzündeki çekişmeler ve düşmanlıklar hep bu anlayış ve uygulamalardan ileri gelmektedir. İslâm'ın ruhuna ve ahlâkına dönmedikçe önü alınamayacak büyük felâketler daima mukadderdir. Komünizmin gelişme istîdatı gösterdiği bölgeler, bu maddî farkların en ziyade çoğaldığı memleketlerdir; saten maddenin hâkim olmaya başladığv yerlerde de maneviyat ve ahlâk azalmış ve mahkûm olmuş olur. Mâriâ maddeye hakimiyetini yitirince, madde maneviyatı esareti altına alır. Böylece sırf maddeciliğin hâkim olduğv diktai rejim ve idareler kurulur; dünya zindana dönüp âhiret hüsran olur.
Böyle vahim durumlara düşmemek için, Müslümanlaradüsen vazife mana ve maneviyat hakimiyeti kurma yolunda çalışmaktır. Camilerin bite sade bir şekilde yapılmasını, tezyinattan kaçınılmasını ve ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde inşa edilmelerini dinimiz bize emrediyor. Binalarda yarışma-mayı, birbirinden yüksele apartmanlar kuryimamasinı ve böylece komşunun ışığına ve rüzgârına engel verilmemesini tavsiye ediyor. Yalnız kendi menfaatini ve yaşayışını düşünenlerin çoğaldığı beldeler, her türlü fenalığa kapılarını açmış bulunurlar. Bugün memleketimizde zarurî ihtiyacın dışında gösterişle tezyinata kaçarak çift çift minareler, kubbeler ye işlemeler, çeşitli boyaVr ve renklerle înşâ tedilen camilerin maddî değerleri milyarları aşarken, İslâm kültürüne ve,ahlâkî kalkınmaya, ilim v^ fikir adaniı yetiştirmeye gayret sarfedilmeyîşi, yatırım yapılmayışı ve bu ihtiyacın duyulmaması en büyük kayıbımızdır. Bu hal de maddenin manaya hakimiyetidir. Millete ve dine hizmet aşkı ile çırpınan nice fakir ve muhtaç talebeler vardır ki, kendilerine bir yardımcı bulamıyorlar, kendilerini yükseltecek imkânlara Taslamıyorlar. Her zengin kendi imkânlarına göre İlkokuldan itibaren İhtisasına kadar üç beş fakir ve dirayetli çocuğun eğitimini üzerine almış bulunsa, en büyük hizmeti işlemiş olacağından, en büyük âhiret sevabını da kazanmış olur. Yeterki niyet islâm'a ve mîllete hizmet olsun; İslâm ahlâkını gerçekleştirme gayesini taşısın.
H a b b a b kimdir? :
Ebu Abdullah künyesi ile tanınan H a b ba b'm babası Erett1-dir. Habbab ibni Erett diye şöhret bulmuştur. Cahİliyyet devrinde esir edilerek Mekke'de satılmış ve Om mü En m ar adındaki bir kadın tarafından satın alınarak azad edîlmfşti. Kılıç İmal eden ünlü bİr usta idi. Huza'a kabilesinden olduğu söylenir. İlk İslâm'ı kabul eden altı kişinin altıncısı olmuştb. İslâm dinine girdiğini ilk açıklayan Habbab olmuştur. Mekke de müşrikler tarafından çok acıklı bir şekilde azab edilenler arasında bulunuyordu. Bir gün Hz. Ömer, Habbab'a sordu:
«— Allah yolunda nasıl bîr güçlükle karşılaştın?»
O şöyle cevap verdi:
«— Ey mühimlerin Emîri! Benîm için ateş yakıldı. Oyleki bu yatölüh ateşi vücudumdaki yağlar söndürmüştü.»
Allah yolunda ilk hicret eden Müslümanlardan (Müstaz'afîn'den) dır.
Bedir savaşında ve ondan sonraki diğer bütün savaşlarda bulunmuş; ve sonra Küfeye geçerek orada 63 yaşında olduğu halde hicretin 37. yılında vefat etmiştir. Rivayete göre hastalığı çok şiddetli olmuştu. Bu tzdı-rabını ifade için şöyle demişti :
«— Eğer Resûlüllcıh (SaUallahü Aleyhi ve Sellem) bize, ölümü istemeyi yasaklamıyaydı, ben Ölümü isteyecektim.»
Hazreti A I i (Radiyalîahu anh) Sıffîn savaşından dönüşünde kabrine uğramış ve şöyle demişti :
— Allah Habbab'a rahmet etsin! Gönlü ile Müslüman oldu, istiyerek hicret etti, mü carı İd olarak yaşads ve muhtelif belâlarla karşılaştı. Elbette Aİİah onun mükâfaîtn: zayi etmİyecektir. .
Peygamber Efendimizden hadîsler rivayet etti. Kendisinden de Ebu U m a m e, kendi oğlu Abdullah, Ebu Ma'mer, Kaysibni Ebu Haz,i m ve Mesrûk gibi zevat rivayet etmişlerdir. Allah ondan ve butun ashabdan razı olsun.[875]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 447, /358
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
أخبرنا عبد الله قال حدثنا حريث بن السائب قال : سمعت الحسن يقول كنت ادخل بيوت أزواج النبي صلى الله عليه وسلم في خلافة عثمان بن عفان فأتناول سقفها بيدي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164531, EM000450
Hadis:
أخبرنا عبد الله قال حدثنا حريث بن السائب قال : سمعت الحسن يقول كنت ادخل بيوت أزواج النبي صلى الله عليه وسلم في خلافة عثمان بن عفان فأتناول سقفها بيدي
Tercemesi:
— Hazretf HaSan'm şöyle" dediği rivayet edilmiştir :
«— Hazreti Osman İbni Affan'm hilâfeti zamanında, Peygamber (S&llcUîahti Aleyhi ve Se Hem /in zevcelerinin evlerine girerdim de evlerin tavanlarına elimle kavuşurdum.»[880]
'Hazreti Hasan (Radiyallahu anh) Efendimizin ifadelerinden anlaşılıyor ki. Peygamber Efendimizin zevcelerine ait evlerin yüksekliği eüe kavuşulacak ve erişilecek kadardı. Bu yükseklik, orta boylu insanlar nazarı İtibara alınacak olursa 2.10-2.20 Cm. civarında olur. Bundan evlerin mütevazı olduğu manası çıkmaktadır. Ihîişam ve debdebeye kaçılmadığını, basit Ve sade bir tarzda evlerin yapılmış olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.[881]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 450, /360
Senetler:
()
Konular:
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
وبالسند عن عبد الله قال أخبرنا داود بن قيس قال : رأيت الحجرات من جريد النخل مغشاة من خارج بمسوح الشعر وأظن عرض البيت من باب الحجرة إلى باب البيت نحوا من ست أو سبع أذرع وأحزر البيت الداخل عشر أذرع وأظن سمكه بين الثمان والسبع نحو ذلك ووقفت عند باب عائشة فإذا هو مستقبل المغرب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164533, EM000451
Hadis:
وبالسند عن عبد الله قال أخبرنا داود بن قيس قال : رأيت الحجرات من جريد النخل مغشاة من خارج بمسوح الشعر وأظن عرض البيت من باب الحجرة إلى باب البيت نحوا من ست أو سبع أذرع وأحزر البيت الداخل عشر أذرع وأظن سمكه بين الثمان والسبع نحو ذلك ووقفت عند باب عائشة فإذا هو مستقبل المغرب
Tercemesi:
— Davud ibni Kays anlatarak şöyle demiştir::
«— (Peygambere ait) hücreleri, kıllarla" örülmüş çullarla dıştan kaplanmış halde, hurma dallarından yapılmış gördüm. Zannediyorum ki, evin genişliği, hücre kapısından evin kapısına kadar altı veya yedi zira' (4,5-5 metre) vardı. Evin iç kısmım da on,.zira* (6-6,5 m.) tahmin şdiyorum. Tavanı ise, yedi ve sekiz zira' arasında, buna yakın zannediyorum. Hz. Âişe'nin kapısında durdum. O kapı, batıya dönüktü.»[882]
Peygamber Efendimizin zevcelerine ait evceğizlerin ne kadar sade ve basit bir şekilde yapılmış olduğunu Dav u a1 İbni Kays'in rivayetinden de öğrenmiş bulunuyoruz. Bundan önceki hadîsi teyid etmektedir.[883]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 451, /361
Senetler:
()
Konular:
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
وبالسند عن عبد الله قال أخبرنا على بن مسعدة عن عبد الله الرومي قال : دخلت على أم طلق فقلت ما أقصر سقف بيتك هذا قالت يا بنى ان أمير المؤمنين عمر بن الخطاب رضي الله عنه كتب إلى عماله أن لا تطيلوا بناءكم فإنه من شر أيامكم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164536, EM000452
Hadis:
وبالسند عن عبد الله قال أخبرنا على بن مسعدة عن عبد الله الرومي قال : دخلت على أم طلق فقلت ما أقصر سقف بيتك هذا قالت يا بنى ان أمير المؤمنين عمر بن الخطاب رضي الله عنه كتب إلى عماله أن لا تطيلوا بناءكم فإنه من شر أيامكم
Tercemesi:
— (109-s.) Abdullah El-Rûmî'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Ümmü Talak'ın evine vardım da dedim ki, bu evinin tavanları ne kadar alçak! Kadıncağız şöyle cevap verdi:
— Yavrum! Müminlerin Emîri Ömer ibni Hatiab (Radiyallahu anh) binalarınızı yüksek yapmayınız diye idarecilerine mektup yazdı; çünkü bu (yüksek bina yapışı) kötü günlerinizden olacaktır.»[884]
Kendisinden haber nakledilen Abdullah El-Rumî'nin kim olduğu hakkında bilgi verilmemekte olduğu gibi, ümmü Talak'ın da hali bilinmemektedir. Ancak Ali İbni Müs'ide, Abdullah El-R û m î "den rivayet etmiştir. Alî İbni Müs'ide nin güvenilir mutemed bîr ravi olduğu söylenmekte ise de, aksini iddia edenler de vardır.
Daha önceki hadîs-i şeriflerle bir arada mütalâa edildiği zaman, mana bakımından aralarında bir mubayenet görülmediği anlaşılır. Yine evlerin sade ve İhtişamsız bir şekilde yapılmış olduklarına ve buna riayetin lüzumuna İşaret vardır.[885]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 452, /361
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
Kültürel Hayat, yazışmalar, sahabelerin vs.
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا جرير بن حازم عن الأعمش عن سلام بن شرحبيل عن حبة بن خالد وسواء بن خالد أنهما : أتيا النبي صلى الله عليه وسلم وهو يعالج حائطا أو بناء له فأعاناه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164539, EM000453
Hadis:
حدثنا سليمان بن حرب قال حدثنا جرير بن حازم عن الأعمش عن سلام بن شرحبيل عن حبة بن خالد وسواء بن خالد أنهما : أتيا النبي صلى الله عليه وسلم وهو يعالج حائطا أو بناء له فأعاناه
Tercemesi:
— Habbe îbni Halid ve Sevâ İbni Halid'den rivayet edildiğine göre, her ikisi Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) kendine ait bir duvarı yahut bir binayı onarırken ona geldiler ve yardım ettiler.»[886]
Peygomber Efendimizin kendilerine ait bir duvar veya bir bina onarımı veya İnşası için bizzat meşgul olduklarını ashabı kiramdan iki zat olan ve kardeş bulundukları anlaşılan Habbe ile Sevâ rivayet etmişler ve bu işte Hz. Peygambere yardımcı olduklarını da söylemişlerdir. İhtiyaç ve zaruret halinde bu gibi inşaatların yapılmasında bir sakınca bulunmadığına bu rivayet açık bir delil teşkil etmektedir. Mubah görülmeyen inşaatlar, ihtiyaç dışı olup, konfor ve tezyinata kaçanlardır.[887]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 453, /361
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, ev hayatı
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
ثم أتيناه مرة أخرى وهو يبنى حائطا له فقال : إن المسلم يؤجر في كل شيء ينفقه إلا في شيء يجعله في التراب
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164543, EM000455
Hadis:
ثم أتيناه مرة أخرى وهو يبنى حائطا له فقال : إن المسلم يؤجر في كل شيء ينفقه إلا في شيء يجعله في التراب
Tercemesi:
— (Devamla) Sonra başka bir defa Peygatnber'e gittik ki, kendine ait bir duvar yapıyordu. O şöyle buyurdu :
«— Müslüman harcadığı her şeyden sevab kazanır; ancak inşaata harcadığı şeyden değil.»[890]
Toprağa, yani bina inşaatına harcanan paralar ve bedenî çalışmalar, hayır İşlerinden olduğu veya ihtiyaç karşılığı yapıldığı takdirde makbuldür, öğönmek için, ihtiyacın üstünde olarak yapılanlar, tezyinat ve lüks kısmına kaçanlar karşılığında hiç bir sevab elde edilemez; aksine böyle yatırımlar vebal olur.[891]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 455, /363
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı
حدثنا عمر قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو السفر عن عبد الله بن عمرو قال : مر النبي صلى الله عليه وسلم وأنا أصلح خصا لنا فقال ما هذا قلت أصلح خصنا يا رسول الله فقال الأمر أسرع من ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164545, EM000456
Hadis:
حدثنا عمر قال حدثنا أبى قال حدثنا الأعمش قال حدثنا أبو السفر عن عبد الله بن عمرو قال : مر النبي صلى الله عليه وسلم وأنا أصلح خصا لنا فقال ما هذا قلت أصلح خصنا يا رسول الله فقال الأمر أسرع من ذلك
Tercemesi:
— Abdullah ibni Amr'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— Ben, kendimize ait bir barakayı onarırken, Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) uğrayıp şöyle dedi:
<— Bu nedir?» Ben dedim ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Barakamızı onarıyorum. Bunun üzerine Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem/:
— Ecelin gelişi, bunun yıkılmasından daha çabuktur.» buyurdu.[892]
İnsanın ömrü kısa bir müddet olup, ecel ansızın gelir. Nice insanlar vardır ki, inşa etmekte oldukları evlere daha giremeden veya girdikten az bir müddet sonra ölmüşlerdir. Binalar hep geride kalmış, sahipleri göçüp gitmiştir. İşte bu gerçeği hatırlatmak için Hz. Peygamber, Abdullah ibni Amr'o ihtarda bulunmuşlarda. Yoksa başladığı onarım işinden onu alıkoymamışlardır. Başlanılan iş hangi çeşitten olursa olsun, onu yaparken her an ölümün gelebileceği hususunu düşünmek ve ona göre manevî yönden hazırlanmak icab eder. Ölümü ve âhireti unutarak veya düşünmek İstemeyerek yapılacak işler, Allah'ın rızasına uygun düşmez; çünkü bunlarda nefsanî arzuların hakimiyeti bulunur. Her işte ölçülü hareket etmek en se-lâmetli bir yoldur.[893]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 456, /363
Senetler:
()
Konular:
Bina Yapmakta Hayır Olmadığı