حدثنا أبو حفص بن على قال حدثنا أبو عاصم عن عمرو بن وهب قال : رأيت محمد بن عبد الله بن أسيد إذا ركب وهو محرم وضع ثوبه عن منكبيه ووضعه على فخذيه فقلت ما هذا قال رأيت عبد الله يفعل مثل هذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164835, EM000581
Hadis:
حدثنا أبو حفص بن على قال حدثنا أبو عاصم عن عمرو بن وهب قال : رأيت محمد بن عبد الله بن أسيد إذا ركب وهو محرم وضع ثوبه عن منكبيه ووضعه على فخذيه فقلت ما هذا قال رأيت عبد الله يفعل مثل هذا
Tercemesi:
Amr îbni Vehb'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir :
«— Muhammed îbni Abdullah b. Üseyd'i gördüm, ihramda iken hayvana bindiği zaman omuzlarından elbisesini (ihramını) alıp, onu oylukları üzerine koymuştu. Dedim ki:
— Bu (yaptığın) ne? Şöyle cevap verdi:
— (Babam) Abdullah'ı gördüm, böyle yapıyordu.»[1129]
Bu haberin, sahraya çıkmak bölümü ile olan ilgisi anlaşılamamaktadır. Ancak Muhammed ibni Abdullah'ın hac etmek üzere ihrama girmiş olması, onun yolculuğuna ve sahraya çıkmış olmasına deiâet eder. Bu yolculuk esnasında akarsu vadilerinde ikâmet etmiş olması da düşünülebilir.
İnsan ihramlı iken, yani belden aşağı bir parça ve yukarı kısım için bir parça olmak üzere büründüğü iki elbise ile hayvana binince, bacak kısımları açılır, ön ve ayak kısımlarını örtmek için, omuzlar üzerindeki elbise oyluk ve bacaklar üzerine konduğu anlaşılmaktadır, örtünmeye riayet için yapılan bir harekettir. Erkeklerde bakılması haram olan kısım, göbekten diz kapakları altına kadar olan yerlerdir. İşte bu kısımları örtmek farzdır.[1130]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 581, /462
Senetler:
()
Konular:
Hac, esnasında uyulacak kurallar
Hac, İhram, giyilebilecek şeyler, giyme biçimi
Hac, İhramlıya mübah olan şeyler
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
حدثنا قيس بن حفص قال حدثنا طالب بن حجير العبدي قال حدثني هود بن عبد الله بن سعد سمع جده مزيدة العبدي قال : جاء الأشج يمشى حتى أخذ بيد النبي صلى الله عليه وسلم فقبلها فقال له النبي صلى الله عليه وسلم أما إن فيك لخلقين يحبهما الله ورسوله قال جبلا جبلت عليه أو خلقا معي قال لا بل جبلا جبلت عليه قال الحمد لله الذي جبلني على ما يحب الله ورسوله
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164848, EM000587
Hadis:
حدثنا قيس بن حفص قال حدثنا طالب بن حجير العبدي قال حدثني هود بن عبد الله بن سعد سمع جده مزيدة العبدي قال : جاء الأشج يمشى حتى أخذ بيد النبي صلى الله عليه وسلم فقبلها فقال له النبي صلى الله عليه وسلم أما إن فيك لخلقين يحبهما الله ورسوله قال جبلا جبلت عليه أو خلقا معي قال لا بل جبلا جبلت عليه قال الحمد لله الذي جبلني على ما يحب الله ورسوله
Tercemesi:
Bize Kays b. Hafs nakletti. > Dedi ki: Bize Tâlib b. Huceyr el-Abdî nakletti. > Dedi ki: Bana Hûd b. Abdullah b. Sa’d, dedesi Müzeyyede el-Abdî’yi işiterek onun şöyle dediğini nakletti:
el-Eşecc yürüyerek Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e kadar gelip elini tuttu ve onu öptü. Ardından Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ona şöyle buyurdu: “Sende Allah ve onun Resulünün sevdiği iki huy vardır.” Bunun üzerine el-Eşecc dedi ki: “Yaratıldığım bir tabiat mı (bu), yoksa benim ahlâkım mı? Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem): “Hayır, bilakis yaratılışında var olan bir huydur.” buyurdu. Buna karşılık el-Eşecc; “Allah'ın ve onun Resulünün sevdiği bir huy üzere beni yaratan Allah'a hamd olsun!” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 587, /465
Senetler:
1. Mezide b. Cabir el-Abdî (Mezide b. Cabir b. Malik b. Hemmam b. Muaviye b. Şebabe b. Amir)
2. Hud b. Abdullah el-Absî (Hud b. Abdullah b. Sa'd)
3. Talib b. Hüceyr el-Abdî (Talib b. Huceyr)
4. Kays b. Hafs et-Temîmî (Kays b. Hafs el-Ka'kâ')
Konular:
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
İnsan, insanların karakter farklılığı yaratılıştandır
İnsan, yaratılış özellikleri
KTB, YARATILIŞ
Saygı ve muhabbet, el öpmek, çocukları öpmek vs.
حدثنا حامد بن عمر قال حدثنا بكار بن عبد العزيز عن أبيه عن جده عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : كل ذنوب يؤخر الله منها ما شاء إلى يوم القيامة إلا البغى وعقوق الوالدين أو قطيعة الرحم يعجل لصاحبها في الدنيا قبل الموت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164859, EM000591
Hadis:
حدثنا حامد بن عمر قال حدثنا بكار بن عبد العزيز عن أبيه عن جده عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : كل ذنوب يؤخر الله منها ما شاء إلى يوم القيامة إلا البغى وعقوق الوالدين أو قطيعة الرحم يعجل لصاحبها في الدنيا قبل الموت
Tercemesi:
— Abdülaziz babasından, o da Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)''den rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber şöyle buyurdu :
— Allah her günahdan dilediği cezayı kıyamete kadar geciktirir; ancak azgınlık etmek ve ebeveyne asi olmak yahut akrabalık bağlarını kesmek günahları müstesnadır. Bu günahların sahiplerine ölümden imce ceza hemen verilir.»[1147]
15, 25, 26 ve 27 sayılı bölümlerde ana-babaya asî olmak, akrabalık bağlarını kesmek günahları üzerinde durulmuştu. Bilgi İçin bu bölümlere müracaat edilsin. Burada azgınlık ve hududu aşma, başkasının hakkına tecavüz etme günahı münasebetiyle diğer anct-babaya asî olmak ve akrabalık bağlarını kesmek günahları da zikredilmiştir.[1148]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 591, /467
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdülaziz b. Ebu Bekre es-Sekafi (Abdülaziz b. Nüfey' b. Haris b. Kelde)
3. Bekkar b. Abdülaziz es-Sekafi (Bekkar b. Abdülaziz b. Nüfey' b. Haris)
4. Hâmid b. Ömer es-Sekafi (Hamid b. Ömer b. Hafs b. Ömer b. Ubeydullah b. Ebu Bekre)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, azabı çetindir
İsyan, anne-babaya isyan, saygısızlık
Zulüm / Zalim, zulmetmek
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن المقدام بن شريح عن أبيه قال : سألت عائشة عن البدو قلت وهل كان النبي صلى الله عليه وسلم يبدو قالت نعم كان يبدو إلى هؤلاء التلاع
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164833, EM000580
Hadis:
حدثنا محمد بن الصباح قال حدثنا شريك عن المقدام بن شريح عن أبيه قال : سألت عائشة عن البدو قلت وهل كان النبي صلى الله عليه وسلم يبدو قالت نعم كان يبدو إلى هؤلاء التلاع
Tercemesi:
— Şurayh demiştir ki:
— Hz, Âişe'ye sahraya çıkmaktan sordum ve dedim ki:
— Peygamber (SallaliahÜ Aleyhi ve Seilem) sahraya çıkıp oturur muydu? Hz. Âişe şöyle dedi :
— Evet, şu akar su vadisine çıkıp ikâmet ederdi.»[1127]
Büdüvv ve Bedavet, sahraya çıkıp oturmak manasınadır. Tilö1 da, dağ başından itibaren vadiye kadar uzanan akar suların yatağına denir. Bundan anlaşılıyor ki, bazı zamanlarda hava değişikliği İçin Peygamber Efendimiz sahradaki vadilere çekilmişler ve bir müddet ikâmet etmişlerdir. Bizim memleketimizde sahra olmadığından, bunun yerine yayla tâbiri kullanılmıştır. Nitekim bizde de senenin birkaç ayında şehir ve kasabalardan hava değişikliği için asude ve temiz havalı yerlere çıkılır ki, bu yüksek yerlere yayla denir. Bu ikâmetler geçici olduğu için, bundan önceki iki bölümle aykırı düşecek bir mana düşünülemez.[1128]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 580, /462
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Şehir, şehir veya köy hayatı
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا عبد الرزاق قال أخبرنا معمر قال أخبرني محمد بن عبد الله بن عبد الرحمن بن عبد القارىء عن أبيه : أن عمر بن الخطاب ورجلا من الأنصار كانا جالسين فجاء عبد الرحمن بن عبد القارىء فجلس إليهما فقال عمر إنا لا نحب من يرفع حديثنا فقال له عبد الرحمن لست أجالس أولئك يا أمير المؤمنين قال عمر بلى فجالس هذا وهذا ولا ترفع حديثنا ثم قال للأنصارى من ترى الناس يقولون يكون الخليفة بعدي فعدد الأنصاري رجالا من المهاجرين لم يسم عليا فقال عمر فما لهم عن أبى الحسن فوالله إنه لأحراهم إن كان عليهم أن يقيمهم على طريقة من الحق
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164837, EM000582
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا عبد الرزاق قال أخبرنا معمر قال أخبرني محمد بن عبد الله بن عبد الرحمن بن عبد القارىء عن أبيه : أن عمر بن الخطاب ورجلا من الأنصار كانا جالسين فجاء عبد الرحمن بن عبد القارىء فجلس إليهما فقال عمر إنا لا نحب من يرفع حديثنا فقال له عبد الرحمن لست أجالس أولئك يا أمير المؤمنين قال عمر بلى فجالس هذا وهذا ولا ترفع حديثنا ثم قال للأنصارى من ترى الناس يقولون يكون الخليفة بعدي فعدد الأنصاري رجالا من المهاجرين لم يسم عليا فقال عمر فما لهم عن أبى الحسن فوالله إنه لأحراهم إن كان عليهم أن يقيمهم على طريقة من الحق
Tercemesi:
Abdullah îbni Abdurrahman İbni Abdi'1-Karî anlattığına göre, Ömer Îbni'l-Hattab ve Ensar'dan bir adam (beraberce) oturuyorlardı. O esnada (babam) Abdurrahman îbni Abdi'1-Karî gelip onların yanına oturdu. Bunun üzerine Hz. Ömer:
«— Biz, sözümüzü kaldıranı, (buradan alıp öteye beriye götüreni) sevmeyiz.» dedi.
Abdurrahman ona şöyle cevap verdi:
— Ben şunlara haber götürmek için oturmuyorum, ey müminlerin emîri!..
Hz. Ömer:
«— Pekiyi, öyle ise şu ve şu kimselerle otur ve bizim sözümüzü onlara nakletme!» dedi. Sonra Ensar'dan olan arkadaşına şöyle dedi:
— İnsanlar, benden sonra kimin halife olacağını söylüyorlar, kimi uygun görüyorlar?»
Ensar'dan olan bu adam da, Muhacirlerden bir takım erkekler saydı, Ali'nin ismini söylemedi. Hz. Ömer :
«— Ebu'l-Hasan'dan (Ali'den) onlara ne oluyor, (onu istemiyorlar)? Allah'a yemin ederim ki, o, aleyhlerine olsa bile, onları hak yol üzere durdurmakta, onların en elverişlisidir.» dedi.[1131]
Kalpte bulunan bir niyyeti, bir söz veya haberi insanlara açıklamayıp içinde tutmaya «Sır saklamak» denir. Muvaffakiyet sebeplerinin en kuvvetlisi ve düzen halinin sağlanması çaresinin başı sır saklamaktır. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)''den rivayet edildiğine göre şöyle buyurmuştur:
«— îşte ve ihtiyaçlarınızın başarıya ulaşması için gizlilikten faydalanınız; çünkü her nimete hased edilir.»
Hz. Alî (Radtyaîlahuanh) da şöyle demiştir:
«.-Senin sırrın esirindir; eğer onu söylersen, sen onun esiri olursun.»
İnsan esrarını İçinde sakladıkça, onlara sahip demektir. Fakat bunları dışarıya ifşa ettiği zaman, bu hakimiyeti kaybeder ve onların dış tesirleri altına girerek bir nevi esrarın esiri olur. İnsan kendi esrarını ifşa etmekten kaçınması gereklidir. Bundan daha önemlisi, başkasına ait esrarı yaymaktır; çünkö bunda emanete hİyanet vardır. Bir de kötü niyetle olursa koğu-culuk vasfını taşır. Bu iki yönden haram kısmına girer. O halde insan hem kendine ait olan esrarı, hem de kendine emanet edilen başkasına ait esrarı gizli tutmalı, başkasına yaymamalıdır.
İşte Hz. Ömer de, yanında bulunan dinleyiciye, konuşulan siyasî ve ciddî meseleleri başkalarına gidip anlatmamayı, fakat meclislerinde bulunmayı tavsiye etmişler, bize de bu mevzuda takip edilecek doğru yolu göstermişlerdir.[1132]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 582, /462
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
3. Abdullah b. Abdurrahman el-Kârri (Abdullah b. Abdurrahman b. Abd)
3. Muhammed b. Abdullah el-Kârri (Muhammed b. Abdullah b. Abdurrahman b. Abd)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Koğuculuk, koğuculuk yapmak
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Yönetim, Hilafet tartışmaları,Hz. Peygamber'in vefatından sonra
Yönetim, Hz. Ali'nin hilâfet beklentisi
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا فطر عن أبى يحيى قال سمعت مجاهدا عن بن عباس قال : لو أن جبلا بغى على جبل لدك الباغى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164850, EM000588
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثنا فطر عن أبى يحيى قال سمعت مجاهدا عن بن عباس قال : لو أن جبلا بغى على جبل لدك الباغى
Tercemesi:
İbni Abbas'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Eğer bir dağ, bir dağa azgınlık ve zulüm edeydi, azgınlık eden parça parça edilirdi.»[1142]
Hudodu aşmanın ve başkasına tecavüz etmenin dehşetinr" beyan için dağlar misal' olarak verilmiştir. Bİr dağ diğer bir dağa haksızlık eder ve ona tecavüzde bulunursa, İlâhî adalet tecavüzde bulunan azgını yer ile bir eder. Bu vahim akıbetten insanoğlu ibret alarak hiç bir zaman tecavüze yeltenmemeli ve adaleti çiğneyerek başkalarına zulmetmemelİdir.[1143]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 588, /466
Senetler:
()
Konular:
Zulüm / Zalim, zulmetmek
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا إسماعيل بن جعفر عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : احتجت النار والجنة فقالت النار يدخلنى المتكبرون والمتجبرون وقالت الجنة لا يدخلنى إلا الضعفاء والمساكين فقال للنار أنت عذابى أنتقم بك ممن شئت وقال للجنة أنت رحمتى أرحم بك من شئت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164853, EM000589
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا إسماعيل بن جعفر عن محمد بن عمرو عن أبي سلمة عن أبى هريرة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : احتجت النار والجنة فقالت النار يدخلنى المتكبرون والمتجبرون وقالت الجنة لا يدخلنى إلا الضعفاء والمساكين فقال للنار أنت عذابى أنتقم بك ممن شئت وقال للجنة أنت رحمتى أرحم بك من شئت
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah (Saîlallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
— Ceilnet'le Cehennem tartıştılar: Cehennem dedi ki:
— Zorbalarla azamet sahipleri benim içime girerler. Cennet de dedi ki:
— Beu^m içime ancak biçarelerle fakirler girer. (Allah Tealâ) Cehennem'e:
— Sen benim azabımsın, seninle dilediğime azab ederim, buyurdu. Cennet'e de:
— Sen benim rahmetimsin, seninle dilediğime merhamet ederim, buyurdu.»[1144]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 589, /466
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Muhammed b. Selam el-Bikendî (Muhammed b. Selam b. Ferec)
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cennet, Cennetle cehennemin münakaşası
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Fakir, Yoksul, Fakir ve yoksullar
Kibir, Kibir ve gurur
Zalim, Zalim Yönetici
Zulüm / Zalim, zulmetmek
حدثنا محمد بن عبيد بن ميمون قال حدثنا مسكين بن بكير الحذاء الحراني عن جعفر بن برقان عن يزيد بن الأصم قال سمعت أبا هريرة يقول : يبصر أحدكم القذاة في عين أخيه وينسى الجذل أو الجذع في عين نفسه قال أبو عبيد الجذل الخشبة العالية الكبيرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164862, EM000592
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد بن ميمون قال حدثنا مسكين بن بكير الحذاء الحراني عن جعفر بن برقان عن يزيد بن الأصم قال سمعت أبا هريرة يقول : يبصر أحدكم القذاة في عين أخيه وينسى الجذل أو الجذع في عين نفسه قال أبو عبيد الجذل الخشبة العالية الكبيرة
Tercemesi:
Yezîd İbni'l-Esam'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Ebû Hüreyre'nin şöyle söylediğini işittim:
«— Sizden biriniz, kardeşinin gözündeki çöpü görür de, kendi gözündeki kirişi —veya kütüğü— unutur.»
Ebû Ubeyd demiştir ki:
— «Cezel» büyük ve yüksek ağaca denir.[1149]
Devamlı olarak nefsini murakabe etmeyen ve kontrol altında bulundurmayan kimse, karşısındaki kardeşinin kusur ve ayıplan ile meşgul olur. Böylece kendinde bulunan büyük kusurları unutur da kardeşinin önemsiz kusurları dolayısiyle ona tecavüze kadar gider ve onu incitir. Bu,şekildeki hareket de bir qzgınlık ye taşkınlık işidir, bir haksızlıktır. Böyle bir tutumdan kurtulup selâmete çıkmak iÇİn, önce vnsan kendi hareketlerini kontrol altına almalı ve nefsini düzeltmelidir. Aksi halde zulmetmiş olur.[1150]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 592, /468
Senetler:
1. Mevkuf (Mevkuf)
2. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
3. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
4. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
5. Miskin b. Bükeyr el-Harrânî (Miskin b. Bükeyr)
6. Muhammed b. Ebu Abbad el-Kuraşi (Muhammed b. Ubeyd b. Meymun)
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Müslüman, ayıbını araştırmamak
Özür, özür dileyeni mazur görmek
Sosyalleşme, temel prensipler
Tartışma
حدثنا موسى قال حدثنا سليمان بن المغيرة عن ثابت قال : كان أنس يقول يا بنى تباذلوا بينكم فإنه أود لما بينكم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164866, EM000595
Hadis:
حدثنا موسى قال حدثنا سليمان بن المغيرة عن ثابت قال : كان أنس يقول يا بنى تباذلوا بينكم فإنه أود لما بينكم
Tercemesi:
— (150-s.) Enes îbni Malik şöyle derdi:
— Yavrularım! Aranızda harcama yapın, (hediyeleşin); çünkü bu aranızdaki ilgilerin en sıcağıdır.»[1155]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 595, /469
Senetler:
()
Konular:
Hediye, hediyeleşmek muhabbeti artırır
Müslüman, müminlerin birbirlerini Sevmesi,
Seçki, İlişkiler ağı
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا الخليل بن أحمد قال حدثنا المستنير بن اخضر قال حدثني معاوية بن قرة قال : كنت مع معقل المزني فأماط أذى عن الطريق فرأيت شيئا فبادرته فقال ما حملك على ما صنعت يا بن أخى قال رأيتك تصنع شيئا فصنعته قال أحسنت يا بن أخى سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول من أماط أذى عن طريق المسلمين كتب له حسنة ومن تقبلت له حسنة دخل الجنة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164864, EM000593
Hadis:
حدثنا عبد الله بن محمد قال حدثنا الخليل بن أحمد قال حدثنا المستنير بن اخضر قال حدثني معاوية بن قرة قال : كنت مع معقل المزني فأماط أذى عن الطريق فرأيت شيئا فبادرته فقال ما حملك على ما صنعت يا بن أخى قال رأيتك تصنع شيئا فصنعته قال أحسنت يا بن أخى سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول من أماط أذى عن طريق المسلمين كتب له حسنة ومن تقبلت له حسنة دخل الجنة
Tercemesi:
— Muayiye îbni Kurre7şöyle anlatmıştır:
— Ma'kal El-Müzenî ile beraberdim de o, yoldan bir engel giderdi. Ben de, (yolcuya zarar veren) bir şey gördüm ve ona koşup giderdim. Ma'kal dedi ki:
— Ey kardeşim oğlu! Benim yaptığım işi yapmaya seni götüren şey ne? , Muaviye cevap verdi:
— Senin yaptığın şeyi gördüm de ben onu yaptım. Ma'kal dedi ki:
— Güzel ettin, ey kardeşim oğlu... Ben, Peygamber (Sallallahü Aleyhi
ve Seltem)'in şöyle buyurduğunu işittim:
«— Müslümanların yolundan kim bir engeli kal d ir ir sa, ona bir sevab yazılır. Kimin de sevabı kabul olunursa Cennet'e girer.»[1151]
însan ve hayvanların geçtiği bir yol özerinde görülecek engelleri kaldırmak ve yolu düzeltmek sevab olan işlerdendir. Çünkü bunda, İnsanlara ve hayvanlara eziyet verecek şeylerin yok edilişi vardır. Dolayısİyle insan ve hayvanlara eziyet vermemek vardır. İnsan gördüğü ve gücü yettiği bîr iyiliği yapmaz da onu terk ederse ve böylece başkasının eziyet çekmesine razı veya sebep olursa, bu bîr tecavüz hareketi olur. Bu gibi dolaylı azgınlık ve tecavüzlerden de kaçınmak Müslümana düşen bîr vazifedir, üstelik karşrlığında da Cennet'e götürecek bir mükâfat vardır.
Ma'kal El-Müzenî kimdir? :
Babasının adı Yesar olup, künyesi Ebû A I i 'dir, bu künyede başka sahabî olmadığı söylenir. Hudeybiye vak'asından önce Müslüman oldu
ve «Rıdvan B;atı»nda bulundu. Hz. Ömer'in emri İle Basra'da Ma'kal kanalını kazmış olduğundan, bu kanal kendi adı ile yad edilmektedir.
Kendisi Hz. Peygamber'd en ve Numan ibni Mukrin 'den hadîs rivayet etmiş, ondan da Imran ibni Husayn, Amr ibni Mey-mun, Ebû Osman El-Nehdî, Hasan El-Basrî ve başkaları rivayet etmişlerdir. Rivayet ettiği hadîsler Kütüb-i Sitte'de vardır. Basra'ya geçip orada İkâmet ederek Hz. M u a v i y e 'nİn hilâfeti zamanında 60-70 yaşlan arasında vefat etti. Allah ondan razı olsun...[1152]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 593, /468
Senetler:
()
Konular:
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Şiddet, Eziyet, eziyet etmekten kaçınmak, eziyeti ortadan kaldırmak
Yardım, Yardımlaşma, yol konusunda