10635 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona da Atâ'nın rivayet ettiğine göre Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Peygamber (sav) sarmısağı kast ederek: "Kim şu bitkiden yediyse mescitlerimize gelip aramıza karışmasın!" buyurdu. Ben (Atâ b. Ebu Rebah): 'Acaba bununla neyi kastetmişti?', dedim. O (Câbir): 'Kanaatimce olsa olsa çiğ sarmısağı kastetmiştir' dedi. Mahled b. Yezid'in naklettiğine göre İbn Cüreyc burada 'kanaatimce olsa olsa kötü kokusunu kastetmiştir' diye rivayet etmiştir. Ahmed b. Salih'in İbn Vehb'den yaptığı rivayette Hz. Peygamber'e (sav) (bir tencere getirildi ifadesinin yerine) bir tabak getirildi, denilmiştir. İbn Vehb: 'Yani içinde yeşillik bulunan bir tabak demek istiyor' demiştir. Leys ve Ebu Safvan ise Yunus'tan naklettikleri rivayetlerinde tencereden bahsedilen kısmı zikretmemişlerdir. Binaenaleyh bu sözler ez-Zührî'ye mi aittir yoksa hadisin parçası mıdır, bilemiyorum.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona da Atâ'nın rivayet ettiğine göre Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Peygamber (sav) sarmısağı kast ederek: "Kim şu bitkiden yediyse mescitlerimize gelip aramıza karışmasın!" buyurdu. Ben (Atâ b. Ebu Rebah): 'Acaba bununla neyi kastetmişti?', dedim. O (Câbir): 'Kanaatimce olsa olsa çiğ sarmısağı kastetmiştir' dedi. Mahled b. Yezid'in naklettiğine göre İbn Cüreyc burada 'kanaatimce olsa olsa kötü kokusunu kastetmiştir' diye rivayet etmiştir. Ahmed b. Salih'in İbn Vehb'den yaptığı rivayette Hz. Peygamber'e (sav) (bir tencere getirildi ifadesinin yerine) bir tabak getirildi, denilmiştir. İbn Vehb: 'Yani içinde yeşillik bulunan bir tabak demek istiyor' demiştir. Leys ve Ebu Safvan ise Yunus'tan naklettikleri rivayetlerinde tencereden bahsedilen kısmı zikretmemişlerdir. Binaenaleyh bu sözler ez-Zührî'ye mi aittir yoksa hadisin parçası mıdır, bilemiyorum.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Hâlid, ona Said, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata rivayet etmiştir; (T) Bize Leys, ona Yezid b. Ebu Habib ile Yezid b. Muhammed, ikisine Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birkaç kişi ile birlikte oturuyordu. Hz. Peygamber'in (sav) namazını söz konusu ettik. Ebu Humeyd es-Saidî dedi ki: "Ben aranızda Rasulullah’ın (sav) namazını nasıl kıldığını en iyi öğrenenizim. Ben onu şöyle namaz kılarken gördüm: Tekbir aldığı vakit ellerini omuzlarının hizasına getirirdi. Rükûya vardığı vakit diz kapaklarını elleriyle iyice tutar ve sırtını yere doğru bükerdi. Başını kaldırdığı vakit her bir omuru yerli yerince dönünceye kadar doğrulurdu. Secdeye vardığında ellerini yaymaksızın ve toplamaksızın yere koyar, ayaklarının parmak uçları da kıbleye bakardı. İki rekâtın sonunda oturdu mu, sol ayağının üzerine oturur, sağ ayağını dikerdi. Son rekâtta oturduğu vakit sol ayağını öne geçirir, diğerini diker ve kaba etleri üzerine otururdu." Leys, Yezid b. Ebu Habib'den, Yezid, Muhammed b. Halhale'den, İbn Halhale de İbn Atâ’dan dinlemişlerdir. Ebu Salih, Leys’den rivayetle ‘her bir omuru’ demiştir. İbn Mübârek de Yahya b. Eyyub'den, o Yezid b. Ebu Habib'den, o da Muhammed b. Amr'den rivayetle 'her bir omur' şeklinde nakletmiştir.
Açıklama: Muallak hadis: Buhari ile Abdullah b. Salih arasında ta'lik vardır.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide, ona Musa b. Ebu Aişe, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe şöyle demiştir: Ben Aişe'nin yanına girdim ve “Rasulullah'ın (sav) hastalığı zamanki durumlarını anlatır mısın?” dedim. Aişe “evet, anlatırım, Peygamber (sav) ağırlaştığı zaman "İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz “Hayır, ey Allah'ın Rasulü! onlar seni bekliyorlar” dedik. "Öyleyse benim için leğene su koyunuz" buyurdu. Aişe der ki: Oturup yıkandı. Sonra kalkmaya çalışırken bayıldı. Sonra ayıldı ve yine "İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz “Hayır, ey Allah'ın Rasulü! onlar seni bekliyorlar” dedik. "Benim için leğene su koyun" buyurdu. (Koyduk) oturup yıkandı. Sonra kalkmaya çalışırken yine bayıldı. Sonra ayıldı ve "İnsanlar namazı kıldılar mı?" diye sordu. Biz “Hayır, ey Allah'ın Rasulü! onlar seni bekliyorlar” dedik. "Benim için leğene su koyun" buyurdu. (Koyduk), oturup yıkandı. Sonra kalkmaya çalışırken yine bayıldı, sonra ayıldı. Yine "İnsanlar namazı kıldılar mı?" dedi. Biz “Hayır ey Allah'ın Rasulü, onlar seni bekliyorlar” dedik. O sırada insanlar mescidin içinde toplanmışlar, yatsı namazı için Peygamber'i bekleyip duruyorlardı. Bunun üzerine Peygamber (sav), insanlara namaz kıldırması için Ebu Bekir'e haber gönderdi. Haberci Ebu Bekir'e gitti ve “Rasulullah (sav) sana, insanlara namaz kıldırmanı emrediyor” dedi. Yüreği yufka bir zât olan Ebu Bekir, “ey Ömer, insanlara sen namaz kıldır” dedi. Ömer ona “Buna sen daha hak sahibisin” dedi. Sonra Rasulullah (sav) kendinde bir hafiflik hissetti ve, birisi Abbas olan iki adam arasında öğle namazı için dışarıya çıktı. Ebu Bekir de bu sırada insanlara namaz kıldırıyordu. Ebu Bekir, Peygamber'i (sav) görünce mihraptan geri çekilmek için hareket etti. Peygamber (sav) ona "geriye çekilme" diye işaret etti ve "Beni onun yanı başına oturtunuz" buyurdu. Onlar da kendisini Ebu Bekir'in yanına oturttular. Ravi der ki: Ebu Bekir, namazda Peygamber'e, insanlar da Ebu Bekir'e uyarak ayakta, Peygamber de oturarak namaz kılmaya başladılar. Ubeydullah der ki: Ben Abdullah b. Abbas'ın yanına girdim ve “Peygamber'in hastalığı hakkında Aişe'nin bana söylediklerini sana arz edeyim mi?” dedim. “Söyle” dedi. Ben de Aişe'nin hadisini ona arz ettim. İbn Abbas o hadisten hiçbir şeyi inkâr etmedi. Sadece “Abbas ile beraber olan o ikinci kimsenin ismini Aişe sana söyledi mi?” dedi. “Hayır” dedim. “İşte o, Ali b. Ebu Talib'ti” dedi.
Bize Müsedded, ona İsmail, ona Eyyüb, ona da İkrime, şöyle rivayet etmiştir: ona da İbn Abbas “Peygamber (sav) namazda, sesli okuması emredilen yerleri sesli, sessiz okuması emredilen yerleri de sessiz okudu” ve "Senin Râbbin unumuş değildir" (Meryem, 64) ve "And olsun ki, Allah'ın elçisinde sizin için güzel bir örnek vardır." (Ahzâb, 21) ayetlerini okudu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Hâlid, ona Said, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata rivayet etmiştir; (T) Bize Leys, ona Yezid b. Ebu Habib ile Yezid b. Muhammed, ikisine Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birkaç kişi ile birlikte oturuyordu. Hz. Peygamber'in (sav) namazını söz konusu ettik. Ebu Humeyd es-Saidî dedi ki: "Ben aranızda Rasulullah’ın (sav) namazını nasıl kıldığını en iyi öğrenenizim. Ben onu şöyle namaz kılarken gördüm: Tekbir aldığı vakit ellerini omuzlarının hizasına getirirdi. Rükûya vardığı vakit diz kapaklarını elleriyle iyice tutar ve sırtını yere doğru bükerdi. Başını kaldırdığı vakit her bir omuru yerli yerince dönünceye kadar doğrulurdu. Secdeye vardığında ellerini yaymaksızın ve toplamaksızın yere koyar, ayaklarının parmak uçları da kıbleye bakardı. İki rekâtın sonunda oturdu mu, sol ayağının üzerine oturur, sağ ayağını dikerdi. Son rekâtta oturduğu vakit sol ayağını öne geçirir, diğerini diker ve kaba etleri üzerine otururdu." Leys, Yezid b. Ebu Habib'den, Yezid, Muhammed b. Halhale'den, İbn Halhale de İbn Atâ’dan dinlemişlerdir. Ebu Salih, Leys’den rivayetle ‘her bir omuru’ demiştir. İbn Mübârek de Yahya b. Eyyub'den, o Yezid b. Ebu Habib'den, o da Muhammed b. Amr'den rivayetle 'her bir omur' şeklinde nakletmiştir.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Hâlid, ona Said, ona Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata rivayet etmiştir; (T) Bize Leys, ona Yezid b. Ebu Habib ile Yezid b. Muhammed, ikisine Muhammed b. Amr b. Halhale, ona da Muhammed b. Amr b. Ata şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birkaç kişi ile birlikte oturuyordu. Hz. Peygamber'in (sav) namazını söz konusu ettik. Ebu Humeyd es-Saidî dedi ki: "Ben aranızda Rasulullah’ın (sav) namazını nasıl kıldığını en iyi öğrenenizim. Ben onu şöyle namaz kılarken gördüm: Tekbir aldığı vakit ellerini omuzlarının hizasına getirirdi. Rükûya vardığı vakit diz kapaklarını elleriyle iyice tutar ve sırtını yere doğru bükerdi. Başını kaldırdığı vakit her bir omuru yerli yerince dönünceye kadar doğrulurdu. Secdeye vardığında ellerini yaymaksızın ve toplamaksızın yere koyar, ayaklarının parmak uçları da kıbleye bakardı. İki rekâtın sonunda oturdu mu, sol ayağının üzerine oturur, sağ ayağını dikerdi. Son rekâtta oturduğu vakit sol ayağını öne geçirir, diğerini diker ve kaba etleri üzerine otururdu." Leys, Yezid b. Ebu Habib'den, Yezid, Muhammed b. Halhale'den, İbn Halhale de İbn Atâ’dan dinlemişlerdir. Ebu Salih, Leys’den rivayetle ‘her bir omuru’ demiştir. İbn Mübârek de Yahya b. Eyyub'den, o Yezid b. Ebu Habib'den, o da Muhammed b. Amr'den rivayetle 'her bir omur' şeklinde nakletmiştir.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Zührî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir defasında attan düştü -Sufyan 'min feresin' yerine belki de 'an feresin' demişti- sağ tarafında ezikler oluştu. Biz de hasta ziyareti yapmak üzere yanına girdik. Derken namaz vakti geldi. Peygamber (sav) bize oturarak namaz kıldırdı, biz de oturduk. -Sufyan bir defasında: Biz de oturarak namaz kıldık, şeklinde söyledi.- Hz. Peygamber (sav) namazı bitirince şöyle buyurdu: "İmam ancak kendisine uyulmak için imam olmuştur. Buna göre imam tekbir aldığında, siz de tekbir alınız. Rukûya vardığında, siz de rükûya varınız. Rukûdan başını kaldırdığında siz de kaldırınız. Semiallâhu li-men hamide (Allah kendisine hamd edeni işitti) dediği zaman, Rabbenâ ve leke'l-hamd (Rabb'imiz hamd sanadır) deyiniz. Secde ettiğinde siz de secde ediniz." Sufyan: Ma'mer de bu hadisi aynı şekilde mi nakletti? diye sordu. Ben (Ali b. Abdullah): Evet, dedim. Bunun üzerine Sufyan şöyle dedi: Ma'mer, Gerçekten bu hadisi ez-Zührî'den sağlam bir şekilde ezberlemiştir. ez-Zührî de Ma'mer'in söylediği gibi ve leke'l-hamdu (vav atıf harfi ile ve Hamd sanadır) demiştir. Ben de ez-Zührî'den, O'nun, sağ yanı ezildi, dediğini ezberledim. Biz ez-Zührî'nin yanından çıktığımızda İbn Cureyc: -Ben de yanında bulunurken- sağ bacağında ezikler oluştu, dedi.