حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن إسماعيل قال حدثني قيس قال أتيت خبابا وقد اكتوى سبعا وقال لولا : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهانا أن ندعو بالموت لدعوت
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164966, EM000687
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى عن إسماعيل قال حدثني قيس قال أتيت خبابا وقد اكتوى سبعا وقال لولا : أن رسول الله صلى الله عليه وسلم نهانا أن ندعو بالموت لدعوت
Tercemesi:
— Kays anlattığına göre demiştir ki, Habbab'a gittim, —ateşle yakılmış yedi yarası vardı — şöyle söyledi: Eğer Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):
« Ölümü istemeyi bize yasaklamayaydı, ölümü isterdim.»[95]
454 sayılı hadîs-i şerif ile açıklamasına ve Habbab'ın hal tercemesİ İçin 447 sayılı hadîs münasebetiyle verilen bilgiye müracaat edilsin. Bu hadîs-i şerifin kaynaklan 454 sayıda verilmiştir.
H a b b a b hazretleri yedi yanık yarasından çektikleri acının şiddetinden ötürü ölümü istemeyi hatırından geçirmiş; fakat Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in «ölümü istemeyiz» yolundaki yasaklamalarına uyarak bunu istemeye cesaret edemediğini ifade etmişlerdir. Böyle olmakla beraber ashabı kiramdan bazıları, kazanmış oldukları manevî sevablar azalmasın diye ölümü İstedikleri rivayet edilmektedir. Eğer yaşamakta manevî bakımdan bir kazanç varsa ve umuluyorsa, Ölümü istemek caiz değildir. Fakat fitneye ve kötü duruma düşmek hallerinde ölümün istenebileceğine cevaz verilmektedir.[96]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 687, /536
Senetler:
()
Konular:
Dua, bilinçsizce yapılan dualar
Ölüm, temenni etmemek
Tedavi, Dağlamak, vücudu dağlayarak tedavi olmak
حدثنا خلاد بن يحيى قال حدثنا سفيان عن المقدام بن شريح بن هانئ عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا رأى ناشئا في أفق من آفاق السماء ترك عمله وان كان في صلاة ثم أقبل عليه فإن كشفه الله حمد الله وان مطرت قال اللهم سيبا نافعا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164965, EM000686
Hadis:
حدثنا خلاد بن يحيى قال حدثنا سفيان عن المقدام بن شريح بن هانئ عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا رأى ناشئا في أفق من آفاق السماء ترك عمله وان كان في صلاة ثم أقبل عليه فإن كشفه الله حمد الله وان مطرت قال اللهم سيبا نافعا
Tercemesi:
— Aişe(Radiyaltahüanha)'ûsn rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah (Sallailahü Aleyhi ve Selîem), semâ ufuklarından bir ufukta bir bulut gördüğü zaman işini bırakırdı; bir namazda olsa bile... Sonra buluta dönerdi. Eğer Allah onu açıp dağıtmışsa, Allah'a hamd ederdi. Eğer yağmur yağsa, şöyle derdi:
«— Allah'ım, faydalı nimet olsun.»[93]
Bulut, çok kere do!u ve sel felâketlerine sebep olan yağmurları getirdiği için, dağılması halinde Peygamber Efendimiz Allah'a hamd ederler ve yağmur getirdiği zaman da, ürünlerle hayvanat için faydalı ve bereketli olmasına dua ederlerdi. Böylece yağmurun faydalısını istemek ve zararlı olması halinde de, zar 'nn kalkmış olmasına hamd etmek gerekir.[94]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 686, /535
Senetler:
()
Konular:
Dua, Hz. Peygamber'in bulut/yağmur görünce yaptığı
حدثنا محمد بن بشار قال حدثنا عبد الملك بن الصباح قال حدثنا شعبة عن أبي إسحاق عن بن أبي موسى عن أبيه عن النبي صلى الله عليه وسلم : أنه كان يدعو بهذا الدعاء رب اغفر لي خطيئتي وجهلي واسرافي في أمري كله وما أنت أعلم به مني اللهم اغفر لي خطأي كله وعمدي وجهلي وهزلي وكل ذلك عندي اللهم اغفر لي ما قدمت وما أخرت وما أسررت وما أعلنت أنت المقدم وأنت المؤخر وأنت على كل شيء قدير
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164967, EM000688
Hadis:
حدثنا محمد بن بشار قال حدثنا عبد الملك بن الصباح قال حدثنا شعبة عن أبي إسحاق عن بن أبي موسى عن أبيه عن النبي صلى الله عليه وسلم : أنه كان يدعو بهذا الدعاء رب اغفر لي خطيئتي وجهلي واسرافي في أمري كله وما أنت أعلم به مني اللهم اغفر لي خطأي كله وعمدي وجهلي وهزلي وكل ذلك عندي اللهم اغفر لي ما قدمت وما أخرت وما أسررت وما أعلنت أنت المقدم وأنت المؤخر وأنت على كل شيء قدير
Tercemesi:
Ebû Musa, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellemfden rivayet ettiğine göre, Peygamber şu dua ile dua ederdi:
«— Rabbim! Benim günahımı ve bilgisizliğimden çıkan hatamı, bütün işlerimdeki israfımı ve benden daha iyi bildiğin bendeki kusurları bağışla.
Allah'ım! Bütün hatalarımı bağışla; kasden, bilmiyerek, lâtife yollu işlediklerimi de... Bütün bunlar bende vardır. Allah'ım! Bundan Önce işlediğim ve geriye bıraktığım, gizlediğim ve aşikâr kıldığım günahlarımı "hağışla. Sen, Öne geçirip yükselten ve çeri bırakıp düşürensin ve sen her şeye kadirsin.»[97]
Peygamber (SallaItahü Aleyhi veSelltm)"\r\ geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmış olduğu ve Peygamberlerden kebire günah sadır olmadığı halde, bu şekilde dua etmeleri, Müslümanlara dua tarzını öğretme ve onlara örnek olmadır. Lâfızların delâlet ettiği manâ çok geniş olup, her türlü kusur ve hatadan arınmayı ihtiva ettiğinden bu duanın makbuliyetine kavuşmak, kurtuluştur ve gerçek saadettir.
Bu duanın bir kısmını ihtiva eden hadîs-i şerif 673 sayıda geçmişti.[98]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 688, /537
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا بن المثنى قال حدثنا عبيد الله بن عبد المجيد قال حدثنا إسرائيل قال حدثنا أبو إسحاق عن أبي بكر بن أبي موسى وأبي بردة أحسبه عن أبي موسى الأشعري عن النبي صلى الله عليه وسلم : أنه كان يدعو اللهم اغفر لي خطيئتي وجهلي واسرافي في أمري وما أنت أعلم به مني اللهم اغفر لي هزلي وجدي وخطأي وعمدي وكل ذلك عندي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164968, EM000689
Hadis:
حدثنا بن المثنى قال حدثنا عبيد الله بن عبد المجيد قال حدثنا إسرائيل قال حدثنا أبو إسحاق عن أبي بكر بن أبي موسى وأبي بردة أحسبه عن أبي موسى الأشعري عن النبي صلى الله عليه وسلم : أنه كان يدعو اللهم اغفر لي خطيئتي وجهلي واسرافي في أمري وما أنت أعلم به مني اللهم اغفر لي هزلي وجدي وخطأي وعمدي وكل ذلك عندي
Tercemesi:
Ebû.Mûsa El-Eş'arî, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'den rivayet ettiğine, göre, Peygamber şöyle dua ederdi :
«— Allah'ım! Benim günahımı ve bilmiyerek çıkan hatamı, isimdeki israfımı ve benden daha iyi bildiğin bendeki günahları mağfiret et. Allah'ım! Ciddî ve şaka yollu günahımı, hata ve kasıt suretiyle çıkan kusurumu bağışla; bütün bunlar bende mevcuttur.»[99]
Lâfızlarda çok az bir değişiklikle bundan önceki hadîs-i şerifi teyid eden bu dua için 688 sayılı açıklamaya bakılsın. Bunu da Buharı ve Müslim rivayet etmiş oluyorlar.[100]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 689, /538
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا أبو عاصم عن حيوة قال حدثنا عقبة بن مسلم سمع أبا عبد الرحمن الحبلي عن الصنابحي عن معاذ بن جبل قال أخذ بيدي النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك قال اني أحبك قلت وأنا والله أحبك قال ألا أعلمك كلمات تقولها في دبر كل صلاتك قلت نعم قال قل اللهم أعني على ذكرك وشكرك وحسن عبادتك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164969, EM000690
Hadis:
حدثنا أبو عاصم عن حيوة قال حدثنا عقبة بن مسلم سمع أبا عبد الرحمن الحبلي عن الصنابحي عن معاذ بن جبل قال أخذ بيدي النبي صلى الله عليه وسلم فقال : يا معاذ قلت لبيك قال اني أحبك قلت وأنا والله أحبك قال ألا أعلمك كلمات تقولها في دبر كل صلاتك قلت نعم قال قل اللهم أعني على ذكرك وشكرك وحسن عبادتك
Tercemesi:
— Muaz ibni Cebel'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber (Sallatkıhü Aleyhi ve Sellem) elimden tutup:
«— Ey Mu âz!» dedi.
Ben, buyurun, dedim.
— Ben seni seviyorum.» dedi.
Ben: Vallahi ben de seni seviyorum, dedim.
— Her namazının sonunda söyliyeceğim bir takım sözleri sana öğreteyim?» dedi. Ben, evet (öğret), dedim. Peygamber şöyle buyurdu:
«De ki: "Allah'ım! Seni anmak (Kur'an'ım okuyup, onunla amel etmek), nimetine şükretmek ve sana güzel ibadet etmek üzere bana yardım et»[101]
Farz namazların arkasında, sünnet namaza başlamazdan önce okunan dualar: Allahümme entesselâmü..., kelime-i tevhİd ve istiğfar ile bu duadır. Bunlardan herhangi biri okunabilir. Ancak birinci dua bizde örf haline geldiği için, ona devam edilmektedir.
Hadîs-i şerifte geçen «Zikir», teşbih ve Allah'ı anma manâsını taşıdığı gibi, Kur'an-ı Kerîmin isimlerinden de bir isimdir. Her iki manâyı alarak hem zikir, hem de Kur'an okuyup, onunla amel etmekte Allah dan yardım istemeyi, Peygamber'imİz bize öğretiyor.
Allah Tealânın özerimizde sayamayacağımız kadar nimetleri vardır. Bunlar maddî ve manevî, dünya ve âhiret nimetleri olup, devamlarının sağlanması için Allah'a şükretmek ve bu hususta da ondan yardım istemek gerekir. Şükür, nimetlerin devamını sağlar; şükörsüzlük ise, onların zevaline sebep olur. Şükür, hem sözle, hem de Allah'ın emirlerini yerine getirmekle edâ edilir. Cenab-ı Hak, kuluna vermiş olduğu nimetlerin eserini onda görmek ister. Bu esasa binaen, her mükellef sahip bulunduğu maddî ve manevî nimetlerin varlığını hak yolunda harcamakla göstermek zorundadır. Bu yerine getirilmediği müddet, sırf dil ile çok şükür demenin bir manâsı kalmaz. Kalb, dil \^ bütün azalarla eldeki İmkânlar Allah için hareket edince, tam şükür vazifesi yerine getirilmiş olur.
İbadetlerin makbul olması için niyyet, ihlâs gİbİ bazı şartların bulunması iktiza eder. İşte güzel ibadet, gereği üz re ibadet, bütün kabul olunma şartlarını içine alan ibadetin tahakkuku demektir. Böyle bir İbadetin gerçekleşebilmesi ise, ancak Allah'ın yardımı ile mümkün olur. Çünkü O istemedikçe, imkân vermedikçe hiç bir şey olamaz
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 690, /538
Senetler:
()
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Müslüman, peygamber sevgisi
حدثنا مسدد وخليفة قالا حدثنا بشر بن المفضل قال حدثنا الجريري عن أبي الورد عن أبي محمد الحضرمي عن أبي أيوب الأنصاري قال : قال رجل عند النبي صلى الله عليه وسلم الحمد لله حمدا كثيرا طيبا مباركا فيه فقال النبي صلى الله عليه وسلم من صاحب الكلمة فسكت ورأى أنه هجم من النبي صلى الله عليه وسلم على شيء كرهه فقال من هو فلم يقل الا صوابا فقال رجل أنا أرجو بها الخير فقال والذي نفسي بيده رأيت ثلاثة عشر ملكا يبتدرون أيهم يرفعها إلى الله عز وجل
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164970, EM000691
Hadis:
حدثنا مسدد وخليفة قالا حدثنا بشر بن المفضل قال حدثنا الجريري عن أبي الورد عن أبي محمد الحضرمي عن أبي أيوب الأنصاري قال : قال رجل عند النبي صلى الله عليه وسلم الحمد لله حمدا كثيرا طيبا مباركا فيه فقال النبي صلى الله عليه وسلم من صاحب الكلمة فسكت ورأى أنه هجم من النبي صلى الله عليه وسلم على شيء كرهه فقال من هو فلم يقل الا صوابا فقال رجل أنا أرجو بها الخير فقال والذي نفسي بيده رأيت ثلاثة عشر ملكا يبتدرون أيهم يرفعها إلى الله عز وجل
Tercemesi:
— Ebû Eyyub El-En sari'den rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (Sallallahii Aleyhi ve Sellem)'in yanında bir adam :
— Allah'a çok pâk ve aslında mübarek bulunan hamd olsun, diye söyledi. Peygamber (SatlalLûıü Aleyhi ve Setlem) sordu:
«— Bu sözleri kim söyledi?»
Adam sustu; zannetti ki, bu soru, Peygamber (SalİaUahii Aleyhi ve S«Hem)'in hoşlanmadığı bir şeyden ortaya atılmadır. (Yine Peygamber) sordu:
«— Kim o? Gerçekten başka bir şey söylememiştir.» Adam:
Benim, dedi; bu sözle hayır umuyorum. Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu:
«— Nefsim kudret elinde olana yemin ederim ki, on üç melek gördüm; bu sözü önce hangisi Allah (Azze ve Celle)'ye yükseltecek diye yarışıyorlardı.»[103]
Bu hamd duasını getiren, ashabdan Rufa 'a ibniRafi 'dir. Böyle bir hamdİ.ı getirilişinden dolayı meleklerin sevabını yükseltmekte yarışmaları, sözün önemini tespit etmektedir. Allah'ın rızasına uygun bîr zikir ve İbadet olduğundan buna devama da bir teşvik vardır.
(Bu hadîs-i şerif için başka bir kaynak bulunamamıştır.)[104]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 691, /539
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebû Muhammed el-Hadramî (Ebû Muhammed)
3. Ebu Verd b. Sümame el-Kuşeyrî (Ebu Verd b. Sümame b. Hazn)
4. Ebu Mesud Said b. İyâs el-Cüreyrî (Said b. İyâs)
5. Ebu İsmail Bişr b. Mufaddal er-Rakâşi (Bişr b. Mufaddal b. Lahik)
6. Ebu Amr Halife b. Hayyat el-Usfurî (Halife b. Hayyat b. Halife b. Hayyat)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Dua, makbul-müstecap dualar
Hz. Peygamber, sahabe ile ilişkisi
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
حدثنا أبو النعمان قال حدثنا سعيد بن زيد قال حدثنا عبد العزيز بن صهيب قال حدثني أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا أراد أن يدخل الخلاء قال اللهم اني أعوذ بك من الخبث والخبائث
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164971, EM000692
Hadis:
حدثنا أبو النعمان قال حدثنا سعيد بن زيد قال حدثنا عبد العزيز بن صهيب قال حدثني أنس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم إذا أراد أن يدخل الخلاء قال اللهم اني أعوذ بك من الخبث والخبائث
Tercemesi:
— Enes demiştir ki, Peygamber (SaiUtllahü Aleyhi ve Selîem) helaya girmek istediği zaman şöyle buyururdu :
— Allah'ım! Erkek ve dişi şeytanlardan (ve günahlardan) ben sana sığınırım.»[105]
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), her halde Allah'a ihtiyaç olduğunu bildiğinden ve en mükemmel İbadet eden kimse olduğundan, bunların ifadesi olarak Allah'a sığınırlardı ve ümmete de ibadeti öğretmiş olurlardı.[106]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 692, /540
Senetler:
()
Konular:
Dua, tuvalete girip çıkarken
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا مالك بن إسماعيل قال حدثنا إسرائيل عن يوسف بن أبي بردة عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا خرج من الخلاء قال غفرانك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164972, EM000693
Hadis:
حدثنا مالك بن إسماعيل قال حدثنا إسرائيل عن يوسف بن أبي بردة عن أبيه عن عائشة رضي الله عنها قالت : كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا خرج من الخلاء قال غفرانك
Tercemesi:
— Hazreti Aişe (Radiyallahü anha) 'dan rivayet edildiğine göre demiştir ki, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) heladan çıktığı zaman şöyle buyururdu:
— Senin mağfiret etmeni dilerim, (Allah'ım).»[107]
Heladan çıkış zamanında Peygamber (Saüallahü Aleyhi ve birkaç çeşit dua rivayet edilmekte olup, en sıhhatlisi budur.
Kaza-i hacet müddetince dil ile zikir terk edildiğinden ve bu zaman içinde gaflet bulunacağından ve insana zarar veren şeytanlar da işe karışabileceğinden, düzülen bu halden ötürü Allah'ın mağfireti istenir. Böyle hareket etmemizi Peygamberimiz bize öğretiyor.[108]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 693, /541
Senetler:
()
Konular:
Dua, tuvalete girip çıkarken
Hz. Peygamber, duaları
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا بكر بن سليم الصواف قال حدثني حميد بن زياد الخراط عن كريب مولى بن عباس قال حدثنا بن عباس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يعلمنا هذا الدعاء كما يعلمنا السورة من القرآن أعوذ بك من عذاب جهنم وأعوذ بك من عذاب القبر وأعوذ بك من فتنة المسيح الدجال وأعوذ بك من فتنة المحيا والممات وأعوذ بك من فتنة القبر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164973, EM000694
Hadis:
حدثنا إبراهيم بن المنذر قال حدثنا بكر بن سليم الصواف قال حدثني حميد بن زياد الخراط عن كريب مولى بن عباس قال حدثنا بن عباس قال : كان النبي صلى الله عليه وسلم يعلمنا هذا الدعاء كما يعلمنا السورة من القرآن أعوذ بك من عذاب جهنم وأعوذ بك من عذاب القبر وأعوذ بك من فتنة المسيح الدجال وأعوذ بك من فتنة المحيا والممات وأعوذ بك من فتنة القبر
Tercemesi:
— Ibni Abbas anlatarak demiştir ki, Peygamber (SallalUıhü Aleyhi ve Setîem) bize Kur'an sûrelerini öğretti gibi, şu duayı bize öğretiyordu:
«— (Allah'ım) Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Uğursuz Deccal'in fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım. Kabrin fitnesinden de sana sığınırım.»[109]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 694, /541
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Rişdîn Küreyb b. Ebu Müslim el-Kuraşî (Küreyb b. Ebu Müslim)
3. Ebu Sahr Humeyd b. Ebu Muharik el-Medenî (Humeyd b. Ziyad)
4. Ebu Süleyman Bekir b. Süleym es-Savvaf (Bekir b. Süleym)
5. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, istiazesi
Hz. Peygamber, öğreticiliği
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Kıyamet, alametleri, Deccal
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا بن مهدي عن سفيان عن سلمة بن كهيل عن كريب عن بن عباس قال : بت عند خالتي ميمونة فقام النبي صلى الله عليه وسلم فأتى حاجته فغسل وجهه ويديه ثم نام ثم قام فأتى القربة فأطلق شناقها ثم توضأ وضوءا بين وضوءين لم يكثر وقد أبلغ فصلى فقمت فتمطيت كراهية أن يرى أني كنت أتقيه فتوضأت فقام يصلي فقمت عن يساره فأخذ بيدي فأدارني عن يمينه فتتامت صلاته من الليل ثلاث عشرة ركعة ثم اضطجع فنام حتى نفخ وكان إذا نام نفخ فآذنه بلال بالصلاة فصلى ولم يتوضأ وكان في دعائه اللهم اجعل في قلبي نورا وفي سمعي نورا وعن يميني نورا وعن يساري نورا وفوقي نورا وتحتي نورا وأمامي نورا وخلفي نورا وأعظم لي نورا قال كريب وسبعا في التابوت فلقيت رجلا من ولد العباس فحدثني بهن فذكر عصبي ولحمي ودمي وشعري وبشري وذكر خصلتين
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164974, EM000695
Hadis:
حدثنا علي بن عبد الله قال حدثنا بن مهدي عن سفيان عن سلمة بن كهيل عن كريب عن بن عباس قال : بت عند خالتي ميمونة فقام النبي صلى الله عليه وسلم فأتى حاجته فغسل وجهه ويديه ثم نام ثم قام فأتى القربة فأطلق شناقها ثم توضأ وضوءا بين وضوءين لم يكثر وقد أبلغ فصلى فقمت فتمطيت كراهية أن يرى أني كنت أتقيه فتوضأت فقام يصلي فقمت عن يساره فأخذ بيدي فأدارني عن يمينه فتتامت صلاته من الليل ثلاث عشرة ركعة ثم اضطجع فنام حتى نفخ وكان إذا نام نفخ فآذنه بلال بالصلاة فصلى ولم يتوضأ وكان في دعائه اللهم اجعل في قلبي نورا وفي سمعي نورا وعن يميني نورا وعن يساري نورا وفوقي نورا وتحتي نورا وأمامي نورا وخلفي نورا وأعظم لي نورا قال كريب وسبعا في التابوت فلقيت رجلا من ولد العباس فحدثني بهن فذكر عصبي ولحمي ودمي وشعري وبشري وذكر خصلتين
Tercemesi:
— îbni Ömer'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
— (Annemin kız kardeşi olup, Peygamberin zevcesi bulunan) teyzem Meymune'nin evinde bir gece kaldım. Peygamber (Saltaîlahü Aleyhi ve Sellemi Valkıp hacetini gördü. Sonra ellerini ve yüzünü yıkadı. Sonra uyudu. Sonra kalkıp su kabına (kırbaya) giderek onun bağını (su almak için) çSzdü. Sonra iki abdest arası mutavassıt bir abdest aldı, (çok çabuk veya çok yavaş değil, normal bir abdest aldı.) Suyu çok harcamadı, abdesti mükemmel aldı. Sonra namaza durdu. Kendisini gözetlediğimi (arketme-sinden hoşlan mı yarak gerneştim de kalktım. Ben de abdest aldım. Peygamber yine kalkıp namaza durdu. Ben de solunda durdum. O, benim elimden tutup beni sağ tarafına dolaştırdı. Peygamber namazı on üç rekât olarak tamamladı. Sonra yaslanıp uyudu; öyle kî, solumaya başladı. Zaten uyuduğu zaman solurdu. Sonra (müezzin) Bilâl, onu namaza çağırdı. Hz. Peygamber (bu defa) namaz kıldı da abdest almadı. Ettiği duada şu vardı»:
«Allah'ım, kalbime nur ver, kulağıma nur ver, sağıma nur ver, soluma nur ver, üstüme nur ver, altıma nur ver, önüme nur ver, arkama nur ver ve bana büyük nur ver.»[111]
Ravilerden K ü r e y b demiştir ki, yqdi sey daha ezberimde vardı, (onları unuttum). Sonra Abbas oğullarından bir adama rasladım da onları bana söyledi. Şöyle anlattı : Sinirime, etime, kanıma, saçıma ve derime nur ver. Bir de iki hasleti (iliği ve kemiği, yahut nefsi ve dili) ilâve etti.
Duanın genişletilerek ayrıntılı bir şekilde İfade edilmesinde mübalâğa vardır. Her aza ve cihet üzerinde durarak ayrı ayrı nur istemekle çok daha büyük hayır kazanılmış olur. Böylece her yönü ile beraber selâmet nuru, dünya ve âhiret nuru, en geniş ve en bol şekli ile istenmiş demektir.
İbni Abbas hazretleri hâdiseyi anlatırken, Peygamber (Sallaltahü Aleyhi veSellemfm, soluyacak kadar uyuduktan sonra kalkıp namaz kıldığını ve bu arada abdest almadığını anlatmıştır. Hatıra şu gelir: Yatarak uyuyan kimsenin abdestİ bozulacağından, uyanınca abdest alıp, namaz kılması gerekir. Halbuki Hz. Peygamber böyle yapmadı, nasıl olur? Peygamber'in özelliklerinden biri de uyurken kalp gözünün açık olmasıdır. Buna binaen kendisine abdestİ bozacak bir şeyin arız olup olmadığını biliyordu. Ümmet İçin durum böyle değildir. Yatarak veya bir yere dayanarak uyuyan kimsenin abdestİ bozulmuş olur.. İmama uyan bir kişi, imamın sağında; İki kişi olursa arkasında durur. Bİr de abdest alırken fazla su harcamamak sünnettir.[112]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 695, /542
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, duaları
Hz. Peygamber, hanımları, Meymune
İbadet, Hz. Peygamber'in gece ibadeti
İlim, Abdullah b. Abbas'ın sahip olduğu ilim
Namaz, saf tutma ve düzeni
Namaz, saffın arkasında tek başına namaz kılmak