10611 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebu Meryem, ona Nâfi' b. Yezîd, ona Cafer b. Rebîa, ona İbn Şihâb, ona Ümmü Seleme'nin arkadaşlarından Hind bt. Haris el-Firâsiyye, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Ümmü Seleme şöyle söylemiştir: "Rasulullah (namazda) selam verirdi. O, mihrabdan ayrılmadan önce kadınlar mescidden çıkar ve evlerine girerdi." İbn Vehb dedi ki: Bize Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Hind el-Firâsiyye rivayet etmiştir. Osman b. Ömer dedi ki: Bize Yunus, ona ez-Zuhrî, ona Hind el-Firâsiyye rivayet etmiştir. Zübeydî şöyle dedi: Bana ez-Zührî, ona da Hind bt. Haris el-Kuraşiyye rivayet etmiştir. Bu kadın Ma'bed b. Mıkdâd'ın eşiydi. Ma'bed de Zühre oğullarının yeminli dostuydu. Hind de Hz. Peygamber'in (sav) eşlerinin yanlarına girer çıkardı. Şuayb, dedi ki: Bize ez-Zührî, ona da Hind el-Kuraşiyye rivayet etmiştir. İbnu Ebu Atîk de şöyle dedi: Bize ez-Zührî, ona Hind el-Kuraşiyye rivayet etmiştir. Leys dedi ki: Bize Yahya b. Said, ona ez-Zührî, ona Kureyş'ten bir kadın, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir..
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Ebu Meryem arasında inkita vardır.
Bize Ömer b. Hafs b. Ğıyas, ona babası (Hafs b. Ğıyas), ona A’meş, ona İbrahim, ona da Esved şöyle rivayet etmiştir: Biz bir gün Aişe'nin (r.anha) yanındaydık. Namaza devamlı olmak ve onu tazim etmek üzerine konuştuk. Aişe şöyle dedi: Rasulullah (sav), vefat ettiği hastalığa yakalandığında (bir defa) namaz vakti gelmiş, ezan da okunmuştu. Rasulullah (sav) "Ebu Bekir'e söyleyin de insanlara namazı kıldırsın" buyurdu. Kendisine “Ebu Bekir pek yufka yüreklidir, senin makamında durup da halka namaz kıldıramaz” denildi. Rasulullah (sav) emrini tekrar etti. Yanındakiler de kendi söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah üçüncü defa yine emretti ve "Şüphesiz ki sizler Yusuf Peygamber'in yanındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e emrimi iletin, insanlara namazı o kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir çıkıp namazı kıldırdı. Hz. Peygamber (sav), kendisinde bir hafiflik hissetti ve iki kişiye dayanarak namaza çıktı. Halsizliği sebebiyle yürürken ayaklarını yerlerde sürüdüğü hâlâ gözümün önündedir. Ebu Bekir geriye çekilmek istedi. Peygamber (sav) ona, "yerinde dur" diye işaret etti. Sonra ileriye götürüldü de nihayet Ebu Bekir'in yanına oturdu. A'meş'e “namazı Peygamber (sav) kıldırıyordu da, Ebu Bekir O'nun namazına, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyarak mı namaz kılıyorlardı?” diye soruldu. A'meş, başı ile “evet” dedi. Bu hadisin bir kısmını Ebu Davud, Şu'be'den, o da A'meş'ten rivayet etmiştir. Ebu Muâviye, A'meş'ten yaptığı rivayetinde “Rasulullah, Ebu Bekir'in soluna oturdu. Ebu Bekir de ayakta olarak namaz kılıyordu” ifadesini eklemiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkita vardır.
(Bize Ebu Yeman, ona Şuayb b. Ebu Hamza, ona İbn Şihab, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman ve ez-Zührî) onlara da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) başını rükûdan kaldırırken "Semiallâhu limen hamidehu (Allah kendisine hamd edeni işitti), Rabbena ve lekel-hamd (Rabb'imin hamd sanadır)" der ve isimlerini söyleyerek bir takım kimseler için şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Velid b. Velid'i, Seleme b. Hişam'ı, Ayyâş b. Ebu Rabîa'yı ve zayıf görülen diğer müminleri kurtar. Allah'ım, Mudar'ı daha şiddetli ez, içinde bulundukları bu yılları Yusuf Peygamber'in o şiddetli yıllarına benzet." Ebu Hureyre der ki: O sıralarda Mudar'ın doğu bölgeleri, henüz daha Rasulullah'a (sav) muhaliftiler.
Zuhrî der ki: Urve'nin bana haber verdiğine göre Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Ben, Rasulullah'ın (sav) namazdayken Deccâl fitnesinden Allah'a sığındığını işittim
Bize Muhammed b. Ebu Bekir, ona Mu'temir, ona Ubeydullah, ona Sümeyy, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre yoksul sahabiler Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve 'Malları çok olan kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri kazınıp gittiler. Halbuki onlar da bizim kıldığımız gibi namaz kılıyorlar, bizim gibi oruç tutuyorlar. Ancak onların fazla malları var ve onlar bununla hacca gidiyorlar, umre yapıyorlar, cihad ediyorlar ve sadaka veriyorlar' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Sizden öncekilerin (derecelerine) erişebileceğiniz hatta sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, (zenginler içinde size tavsiye ettiğim amelin) benzerini yapanlar müstesna; sizin yaptığınızı yapanların dışında hiç hiç kimsenin sizin elde ettiğiniz hayrı kazanamayacağı bir şeyi size haber vereyim mi? Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Sübhanallah, Allahu ekber ve Elhamdülilllah deyiniz." .buyurdu. Ravi dedi ki; Bazılarımızın 'otuz üç kere sübhanallah, otuz üç kere elhamdülillah, otuz dört Allahu ekber kelimelerini söyleriz' demeleri üzerine ihtilafa düştük. Bunun üzerine (bunu sormak için tekrar ona müracaat ettim. O, "Sübhanallah, elhamdulillah ve Allahu ekber kelimelerinin her birini otuz üçer defa söylersin" dedi.