Açıklama: Elbani bu hadisin zayıf olduğunu, ancak merfu kısmının hasen olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25236, İM002430
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَلَفٍ الْعَسْقَلاَنِىُّ حَدَّثَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ يُسَيْرٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ رُومِىٍّ قَالَ كَانَ سُلَيْمَانُ بْنُ أُذُنَانٍ يُقْرِضُ عَلْقَمَةَ أَلْفَ دِرْهَمٍ إِلَى عَطَائِهِ فَلَمَّا خَرَجَ عَطَاؤُهُ تَقَاضَاهَا مِنْهُ وَاشْتَدَّ عَلَيْهِ فَقَضَاهُ فَكَأَنَّ عَلْقَمَةَ غَضِبَ فَمَكَثَ أَشْهُرًا ثُمَّ أَتَاهُ فَقَالَ أَقْرِضْنِى أَلْفَ دِرْهَمٍ إِلَى عَطَائِى قَالَ نَعَمْ وَكَرَامَةً يَا أُمَّ عُتْبَةَ هَلُمِّى تِلْكَ الْخَرِيطَةَ الْمَخْتُومَةَ الَّتِى عِنْدَكِ . فَجَاءَتْ بِهَا فَقَالَ أَمَا وَاللَّهِ إِنَّهَا لَدَرَاهِمُكَ الَّتِى قَضَيْتَنِى مَا حَرَّكْتُ مِنْهَا دِرْهَمًا وَاحِدًا . قَالَ فَلِلَّهِ أَبُوكَ مَا حَمَلَكَ عَلَى مَا فَعَلْتَ بِى . قَالَ مَا سَمِعْتُ مِنْكَ . قَالَ مَا سَمِعْتَ مِنِّى قَالَ سَمِعْتُكَ تَذْكُرُ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا مِنْ مُسْلِمٍ يُقْرِضُ مُسْلِمًا قَرْضًا مَرَّتَيْنِ إِلاَّ كَانَ كَصَدَقَتِهَا مَرَّةً » . قَالَ كَذَلِكَ أَنْبَأَنِى ابْنُ مَسْعُودٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Halef el-Askalanî, ona Ya’lâ (b. Ubeyd et-Tenâfisî), ona da Süleyman b. Yüseyr (en-Nehaî), Kays b. Rumi’nin şöyle anlattığını nakletti: Süleyman b. Üzünân Alkame (b. Kays en-Nehaî)’ye maaşı çıkıncaya kadar bin dirhem borç vermiş idi. Sonra Alkame’nin maaşı çıkınca Süleyman alacağını kendisinden istedi ve onu sıkıştırdı. Bunun üzerine Alkame borcunu ödedi. (Ama) Alkame kızmış gibiydi. Bir kaç ay durdu. Sonra Süleyman’ın yanına giderek, “Benim maaşım çıkıncaya kadar bana bin dirhem ödünç ver” dedi. Süleyman da “Sana olan sevgi ve saygımızın bir göstergesi olarak peki!” (dedikten sonra karısına veya hizmetçisine) “Ey Ümme Utbe! Senin yanında bulunan ağzı kilitli çantayı getir” dedi. Bunun üzerine Ümmü Utbe çantayı getirdi. Süleyman (Alkame’ye hitaben) “Bilmiş ol ki Allah’a yemin ederim bu (para), şüphesiz senin bana ödediğin dirhemlerdir. Ben bundan tek bir dirhemin (bile) yerini değiştirmedim (kullanmadım)” dedi. (Bunun üzerine) Alkame “Allah babandan razı olsun (Senin gibi bir çocuk yetiştirmiş). O halde (alacağının tahsili için) beni sıkıştırmanın sebebi ne idi?” dedi. Süleyman “(Sebebi senden işittiğim (hadis) dir” deyince, Alkame “Sen benden ne işittin?” diye sordu. Süleyman: Ben senden işittim, sen İbn Mes’ud’dan (ra) rivayetle Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu naklettin: “Bir müslümana bir şeyi iki kez borç olarak veren hiç bir müslüman yoktur ki onun bu davranışı, o şeyi bir defa sadaka etmesi gibi (sevab) olmasın.” Alkame “İbn Mes’ûd bana böyle haber verdi” dedi.
Açıklama:
Elbani bu hadisin zayıf olduğunu, ancak merfu kısmının hasen olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 19, /389
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Şibl Alkame b. Kays en-Nehaî (Alkame b. Kays b. Abdullah b. Malik b. Alkame)
3. Kays b. Rûmî (Kays b. Rûmî)
4. ُEbu Sabbah Süleyman b. Yüseyr en-Nehai (Süleyman b. Yüseyr)
5. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
6. Ebu Nasr Muhammed b. Halef el-Askalani (Muhammed b. Halef b. Ammar b. A'la)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25199, İM002394
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى تَصَدَّقْتُ عَلَى أُمِّى بِجَارِيَةٍ وَإِنَّهَا مَاتَتْ . فَقَالَ « آجَرَكِ اللَّهُ وَرَدَّ عَلَيْكِ الْمِيرَاثَ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî, ona Süfyân, ona Abdullah b. Atâ, ona Abdullah b. Büreyde, ona babası Büreyde şöyle rivayet etmiştir: Bir kadın Hz. Peygamber'e (sav) gelip "Ey Allah'ın resulü! Ben anneme sadaka olarak bir cariye vermiştim. Şimdi annem vefat etti" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Allah sana sadakanın ecrini verdi. Annene bağışladığın cariyeyi de sana miras olarak iade etti" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 3, /383
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
3. Ebu Ata Abdullah b. Ata et-Taifî (Abdullah b. Ata)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
İyilik, Anne-Baba, anne-babaya iyilik
KTB, ADAB
Miras, kimlere ve ne kadar düştüğü Sadaka, verdikten sonra geri almak/almamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25224, İM002418
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ نُفَيْعٍ أَبِى دَاوُدَ عَنْ بُرَيْدَةَ الأَسْلَمِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ أَنْظَرَ مُعْسِرًا كَانَ لَهُ بِكُلِّ يَوْمٍ صَدَقَةٌ وَمَنْ أَنْظَرَهُ بَعْدَ حِلِّهِ كَانَ لَهُ مِثْلُهُ فِى كُلِّ يَوْمٍ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona babası, ona el-A’meş, ona Nufey’ Ebu Davud, ona da Büreyde el-Eslemî’nin rivayetine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Borcunu ödemekte zorluk çeken bir kimseye mühlet veren kişiye her gün için (o borç miktarı kadar) bir sadaka sevabı vardır. Ödeme vadesi geldikten sonra borçluya mühlet verene de her bir günde onun için, onun misli bir sadaka sevabı verilir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 14, /387
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Ebu Davud Nüfey' b. Haris el-Hemdanî (Nüfey' b. Haris)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Borç, borca kolaylık sağlayanın, bir kısımını affedenin uhrevi durumu
Borç, zengin kişinin geciktirmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25308, N004436
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى بَكْرٍ عَنْ عَمْرَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ دَفَّتْ دَافَّةٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ حَضْرَةَ الأَضْحَى فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كُلُوا وَادَّخِرُوا ثَلاَثًا » . فَلَمَّا كَانَ بَعْدَ ذَلِكَ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ النَّاسَ كَانُوا يَنْتَفِعُونَ مِنْ أَضَاحِيهِمْ يَجْمِلُونَ مِنْهَا الْوَدَكَ وَيَتَّخِذُونَ مِنْهَا الأَسْقِيَةَ . قَالَ « وَمَا ذَاكَ » . قَالَ الَّذِى نَهَيْتَ مِنْ إِمْسَاكِ لُحُومِ الأَضَاحِى . قَالَ « إِنَّمَا نَهَيْتُ لِلدَّافَّةِ الَّتِى دَفَّتْ كُلُوا وَادَّخِرُوا وَتَصَدَّقُوا » .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Saîd, ona Yahya (b. Said el-Kattan), ona Malik( b. Enes), ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona da Amra (bt. Abdurrahman), Aişe’nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etti:
Kurban etlerinden almak için çölden bedeviler geldi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Kurban etlerinden yiyin ve üç günlük yiyeceğinizi ayırıp gerisini fakirlere dağıtın' buyurdu. Sonradan ashab: 'Ey Allah'ın Rasulü! İnsanlar kurbanlarının yağlarını eritiyor ve derilerinden tulum yapıyorlar' dedik. Rasulullah (sav): 'Niçin böyle yapıyorsunuz?' buyurdu. Ashab: 'Kurban etlerini evimizde saklamamızı yasak ettiğin için' dediler. Rasulullah da (sav): 'Ben çölden gelen fakirlere dağıtmanız için yasak etmiştim artık şimdi dilediğinizi yiyip ayırabilir ve sadaka verirsiniz' buyurdular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Dahâyâ 37, /2376
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Ebu Kudame Ubeydullah b. Saîd el-Yeşkurî (Ubeydullah b. Saîd b. Yahya)
Konular:
Kurban, etlerini üç günden fazla saklamak
Yardımseverlik, yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25389, N004468
Hadis:
أَخْبَرَنِى مُحَمَّدُ بْنُ قُدَامَةَ عَنْ جَرِيرٍ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ أَبِى غَرَزَةَ قَالَ كُنَّا بِالْمَدِينَةِ نَبِيعُ الأَوْسَاقَ وَنَبْتَاعُهَا وَنُسَمِّى أَنْفُسَنَا السَّمَاسِرَةَ وَيُسَمِّينَا النَّاسُ فَخَرَجَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَمَّانَا بِاسْمٍ هُوَ خَيْرٌ لَنَا مِنَ الَّذِى سَمَّيْنَا بِهِ أَنْفُسَنَا فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ التُّجَّارِ إِنَّهُ يَشْهَدُ بَيْعَكُمُ الْحَلِفُ وَاللَّغْوُ فَشُوبُوهُ بِالصَّدَقَةِ » .
Tercemesi:
Kays b. Ebî Gareze (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Biz Medine’de alışveriş yapıyorduk ve kendimize simsarlar adını vermiştik. İnsanlar da bize simsarlar diyordu. Rasûlullah (s.a.v) Medine’ye gelince bize bizim verdiğimiz isimden daha hayırlı bir isim olan tüccar adını vererek şöyle buyurdu: “Ey tüccarlar topluluğu! Alışveriş yaparken farkına varmaksızın yeminler etmiş ve boş sözler konuşarak kazancınızı kirletmiş olabilirsiniz bu sebeple bol sadaka vererek bu kirlerden kazancınızı temizleyiniz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Buyû' 7, /2378
Senetler:
1. Kays b. Ebu Gareze el-Gıfarî (Kays b. Ebu Gaeze b. Umeyr)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Kudame el-Messîsî (Muhammed b. Kudame b. A'yen b. Misver)
Konular:
Yemin, alış-verişte
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25201, İM002396
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ أَصَابَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ أَرْضًا بِخَيْبَرَ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَاسْتَأْمَرَهُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ مَالاً بِخَيْبَرَ لَمْ أُصِبْ مَالاً قَطُّ هُوَ أَنْفَسُ عِنْدِى مِنْهُ فَمَا تَأْمُرُنِى بِهِ فَقَالَ « إِنْ شِئْتَ حَبَسْتَ أَصْلَهَا وَتَصَدَّقْتَ بِهَا » . قَالَ فَعَمِلَ بِهَا عُمَرُ عَلَى أَنْ لاَ يُبَاعَ أَصْلُهَا وَلاَ يُوهَبَ وَلاَ يُورَثَ تَصَدَّقَ بِهَا لِلْفُقَرَاءِ وَفِى الْقُرْبَى وَفِى الرِّقَابِ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَالضَّيْفِ لاَ جُنَاحَ عَلَى مَنْ وَلِيَهَا أَنْ يَأْكُلَهَا بِالْمَعْرُوفِ أَوْ يُطْعِمَ صَدِيقًا غَيْرَ مُتَمَوِّلٍ .
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Mu'temir b. Süleyman, ona İbn Avn, ona Nafi', ona İbn Ömer, ona da (Abdullah) b. Ömer'den rivayet edildiğine göre: (Babası) Ömer bin el-Hattab (ın ganimet payı) Hayber'de (Semg denilen hurmalık) bir araziye isabet etti. Sonra Ömer, Peygamber'in (sav) yanına giderek: Yâ Rasulullah! Hayber'de (ki ganimetten) öyle bir mal bana isabet etti ki benim nazarımda bundan daha azizi ve güzel bir malı şimdiye kadar hiç elde etmedim. Bana ne emir buyurursun? diyerek (araziyi hayır için değerlendirme şekli hakkında) O'ndan emir istedi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav) (kendisine):
"Dilersen arazinin aslını vakfedersin ve onun mahsullerini sadaka edersin” buyurdu. İbn Ömer demiştir ki: Sonra Ömer bu arazi hakkında şu (şartlı vakıf) işlemi yaptı: Malın aslı satılamaz, hibe edilemez ve ona mirasçı olunamaz. Ömer onun gelirini fakirlere, vâkıfın yakın akrabasına, esaretten kurtulmak isteyen kölelere, Allah yolunda savaşan mücahitlere, yolculara ve konuklara sadaka kıldı. Bu malın mütevellisi olan kimsenin bundan mal biriktirmeksizin ve mülkiyetine tecavüz etmeksizin gelirinden örfe göre yemesinde veya bir dostuna yedirmesinde bir günah yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 4, /384
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Sağîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdî (Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey)
Konular:
Örf
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25202, İM002397
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى عُمَرَ الْعَدَنِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ الْمِائَةَ سَهْمٍ الَّتِى بِخَيْبَرَ لَمْ أُصِبْ مَالاً قَطُّ هُوَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْهَا وَقَدْ أَرَدْتُ أَنْ أَتَصَدَّقَ بِهَا فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « احْبِسْ أَصْلَهَا وَسَبِّلْ ثَمَرَتَهَا » .
قَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ فَوَجَدْتُ هَذَا الْحَدِيثَ فِى مَوْضِعٍ آخَرَ فِى كِتَابِى عَنْ سُفْيَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ قَالَ عُمَرُ فَذَكَرَ نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî, ona Süfyan, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer'den rivayet edildiğine göre (babası) Ömer b. el-Hattâb: Yâ Rasulullah! Şüphesiz ben, Hayber'deki yüz sehimdik malım)dan bana daha sevimli bir malı hiçbir zaman elde etmedim. Ben bunu sadaka etmek istedim, dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) (ona): "Onun aslını vakfet ve meyvesini Allah yoluna tahsis et!" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 4, /384
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Ömer el-Adevi (Abdullah b. Ömer b. Hafs b. Âsım b. Ömer b. el- Hattâb)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Ebu Ömer el-Adenî (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer)
Konular:
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25237, İM002431
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْكَرِيمِ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ وَحَدَّثَنَا أَبُو حَاتِمٍ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ يَزِيدَ بْنِ أَبِى مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « رَأَيْتُ لَيْلَةَ أُسْرِىَ بِى عَلَى بَابِ الْجَنَّةِ مَكْتُوبًا الصَّدَقَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا وَالْقَرْضُ بِثَمَانِيَةَ عَشَرَ . فَقُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَا بَالُ الْقَرْضِ أَفْضَلُ مِنَ الصَّدَقَةِ . قَالَ لأَنَّ السَّائِلَ يَسْأَلُ وَعِنْدَهُ وَالْمُسْتَقْرِضُ لاَ يَسْتَقْرِضُ إِلاَّ مِنْ حَاجَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Abdulkerim, ona Hişam b. Halid, ona Halid b. Yezid; (T) Bize Ebu Hatim (Muhammed b. İdris el-Hanzalî), ona Hişam b. Halid (es-Selâmî), ona Halid b. Yezid b. Ebu Malik (el-Hemedânî), ona babası (Yezid b. Ebu Malik el-Hemedânî), ona da Enes b. Malik (el-Ensarî) Rasulullah’ın (sav) şöyle anlattığını nakletti: “(Miraca) yolculuğuna çıkarıldığım gece Cennet’in kapısı üzerinde “Sadakaya bire on, borç vermeye ise bire on sekiz (ecir verilir)” ifadesinin yazılı olduğunu gördüm. Bunun üzerine (Cebrail’e) “Ey Cebrail! Borç vermenin sadakadan üstün olmasının hikmeti nedir?” diye sordum. (Cebrail) dedi ki: “Çünkü (sadaka) dileyen kişi (bazen) yanında (bir şey) bulunduğu halde dilenir. Fakat borç isteyen kimse, ancak ihtiyaçtan dolayı borçlanmak ister.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 19, /389
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Yezid b. Ebu Malik el-Hemdânî (Yezid b. Abdurrahman b. Hânî)
3. Halid b. Yezid el-Hemedanî (Halid b. Yezid b. Abdurrahman b. Ebu Malik)
4. Hişam b. Halid es-Selâmî (Hişam b. Halid b. Zeyd b. Mervan)
5. Ebû Hatim Muhammed b. İdris el-Hanzalî (Muhammed b. İdris b. Münzir b. Davud b. Mihran)
Konular:
Borç, vermek/almak
KTB, SADAKA
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كُلُّ سُلاَمَى مِنَ النَّاسِ عَلَيْهِ صَدَقَةٌ ، كُلَّ يَوْمٍ تَطْلُعُ فِيهِ الشَّمْسُ يَعْدِلُ بَيْنَ النَّاسِ صَدَقَةٌ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25452, B002707
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كُلُّ سُلاَمَى مِنَ النَّاسِ عَلَيْهِ صَدَقَةٌ ، كُلَّ يَوْمٍ تَطْلُعُ فِيهِ الشَّمْسُ يَعْدِلُ بَيْنَ النَّاسِ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize İshak (b. Mansur el-Kevsec), ona Abdurrezzak (b. Hemmam), ona Ma’mer (b. Raşid el-Ezdî), ona Hemmam (b. Münebbih el-Yemanî), ona da Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: “İnsanoğlu, bedenindeki her eklem ve kemiğe karşılık (Yüce Allah’a şükretme şeklinde) bir sadaka ile yükümlüdür. Güneşin doğduğu her gün insanlar arasında adaletten ayrılmaması da (insanın Rabbine) bir sadakadır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Sulh 11, 1/731
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ukbe Hemmâm b. Münebbih el-Yemânî (Hemmâm b. Münebbih b. Kamil b. Sîc)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
KTB, SADAKA Sadaka, çeşitleri
Şükür, şükretmek, nimetler için minnet duymak
— Ben (karşımızda) öyle ordu birlikleri görüyorum ki, onlar karşılarındaki (sayıca ve keyfiyetçe) akranı olan orduyu kesin surette boğup öldürmedikçe, geri dönmeyecektir, dedi.
Muâviye de Amr ibn Âs'a -ki vallahi Muâviye bu iki adamın hayırhsıdır-:
— Ey Amr! Eğer muhaliflerimiz askerlerimizi veya askerlerimiz muhaliflerimizi öldürürlerse (Allah'ın ifâsını emrettiği) insanların işlerini benim adıma yerine getirmeyi kim üzerine alır? Bana bu öldürülenlerin kadınlarına, yetîm ve dullarına bakmayı kim tekeffül eder? dedi.
Ve (barış için) Hz. Hasen'e, Kureyş'ten ve Abdu Şems oğulları'n-dan iki kişiyi: Abdurrahmân ibn Semure ile Abdullah ibn Âmir ibn Kurayz'ı gönderdi. Ve bunlara hitaben:
— Haydi şu adama (Alî'nin oğlu Hasen'e) gidiniz. Ona barışı arzediniz. Ona (barış istediğimi) söyleyiniz. Ne arzu ederse onları öğrenip geliniz! dedi.
Bunlar Hz. Hasen'e gittiler, huzuruna girip konuştular. Ve (Muâviye'nin tekiîfini) söylediler. İsteklerini sordular. Hasen ibn Alî bunlara cevaben:
— Bizler Abdulmuttalib oğulları'yız. (Kerem ve cömertliğe alışmışız. Halifelik adına) Beytu'l-mâl'den bize düşen hisse nedir ki? (Onunla etrafımızdaki muhtaçları infâk edeceğiz.) Şübhesiz bu ümmet (görüyorsunuz, ihtiyâçtan) kendi kanı içinde şaşırmış birbirini kırıyor, dedi.
Onlar cevaben:
— Muâviye size şöyle şöyle (mal, elbise, erzak) arzediyor; (bunları dağıtırsınız) ve daha neye ihtiyâcınız varsa onu sormamızı ve sizin bildirmenizi istiyor, dediler.
Hz. Hasen:
— Bu söylediğiniz şeyleri bana karşı kim tekeffül edip üzerine alır? dedi.
Muâviye'nin elçileri:
— Biz bunları senin için üzerimize alırız! dediler.
Ve Hasen ibn Alî her ne istediyse, onlar "Biz te'min ederiz" diye karşıladılar, Hasen bu suretle (yânî vâki' olan şartlar üzerine dînî maslahatı ve ümmetin maslahatını gözeterek) Muâviye ile sulh and-laşması yaptı.
el-Hasen el-Basrî şöyle dedi: Ben Ebû Bekre (Nufey' ibn Haris -R)'den işittim; o şöyle diyordu: Ben Rasûlullah'ı minber üzerinde torunu Hasen ibn Alî yanıbaşında olduğu hâlde gördüm. Kendisi bir kerre cemâate, diğer bir defa da Hasen ibn Alî'ye dönüp, ona işaret ederek şöyle buyuruyordu: "Şübhesiz bu benim oğlumdur, bir sey-yiddir (şeref sahibi efendidir). Allah'ın bu oğlum sebebiyle müslü-mânlardan iki büyük fırkanın arasını düzeltmesini umarım."
Ebû Abdillah Buhârî dedi ki: Alî ibn Abdillah bana şöyle dedi: el-Hasen el-Basrî'nin Ebû Bekre'den işitmesi, bize ancak bu hadîs ile sabit olmuştur
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Sulh 9, 1/730
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Hasan b. Ali el-Haşimî (Hasan b. Ali b. Ebu Talib b. Abdulmuttalib)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Ebu Musa İsrail b. Musa el-Basrî (İsrail b. Musa)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Savaş, barış yollarını aramak, savaştan önce
Savaş, ve Barış
Yetim,
Yetim, yetim çocuğun bakımı