Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Übeyd el-Ğubarî, onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Eğer bir Müslüman bir ağaç diker yahut ekin eker de, ondan bir kuş veya insan yahut hayvan yerse, bundan dolayı ona mutlaka sadaka (sevabı) olur.".
Öneri Formu
Hadis Id, No:
536, M003973
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالَ يَحْيَى أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أَوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَأْكُلُ مِنْهُ طَيْرٌ أَوْ إِنْسَانٌ أَوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, Kuteybe b. Saîd ve Muhammed b. Übeyd el-Ğubarî, onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Eğer bir Müslüman bir ağaç diker yahut ekin eker de, ondan bir kuş veya insan yahut hayvan yerse, bundan dolayı ona mutlaka sadaka (sevabı) olur.".
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Müsâkât ve'l-Müzâra 3973, /646
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
4. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Ağaçlandırma, ağaç dikmek veya kesmek
Bize Muhammed b. Minhal ed-Darîr ve Ümeyye b. Bistâm, onlara Yezid b. Zürey, ona Ravh b. Kasım , ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasullah'a (sav), "göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah'ın her şeye gücü yeter" (Bakara 2/284) ayeti nazil olunca, ayetin bu içeriği, Rasulullah'ın (sav) ashabına çok ağır geldi. Hemen Rasulullah'a (sav) geldiler ve diz üstü çöküp “ey Allah'ın Rasulü! Namaz, oruç, cihat ve sadaka gibi güç yetirebildiğimiz bir takım amellerle mükellef tutulmuştuk. Şimdi ise sana bu ayet nazil oldu ve bizler buna güç yetiremiyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "sizden önceki ehl-i kitabın dediği gibi 'işittik ve isyan ettik' mi diyeceksiniz? Bilakis, 'işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır' deyin" buyurdu. Onlar da “işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır” dediler. Böylece insanlar bu ayeti okuyup dilleri buna yatışınca Allah, bu ayetin ardından şu ayeti indirdi: "Peygamber ve ona inananlar, Rabbinden indirilene iman etti. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş ancak sanadır dediler." (Bakara 2/285) İnsanlar bu ayetin gereğini yerine getirince de Allah Teâlâ bu ayeti nesh etti. Ardından Allah Azze ve Celle : "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, ettiği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma" (Bakara 2/286) ayetini indirdi ve bu duaya "evet" dedi. Daha sonra "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme" (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu. En sonunda "Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla'mızsın! Kafirlere karşı bize yardım et." (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
888, M000329
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مِنْهَالٍ الضَّرِيرُ وَأُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ الْعَيْشِىُّ - وَاللَّفْظُ لأُمَيَّةَ - قَالاَ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا رَوْحٌ - وَهُوَ ابْنُ الْقَاسِمِ - عَنِ الْعَلاَءِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا نَزَلَتْ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "(لِلَّهِ مَا فِى السَّمَوَاتِ وَمَا فِى الأَرْضِ وَإِنْ تُبْدُوا مَا فِى أَنْفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُمْ بِهِ اللَّهُ فَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ)" قَالَ فَاشْتَدَّ ذَلِكَ عَلَى أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ بَرَكُوا عَلَى الرُّكَبِ فَقَالُوا أَىْ رَسُولَ اللَّهِ كُلِّفْنَا مِنَ الأَعْمَالِ مَا نُطِيقُ الصَّلاَةُ وَالصِّيَامُ وَالْجِهَادُ وَالصَّدَقَةُ وَقَدْ أُنْزِلَتْ عَلَيْكَ هَذِهِ الآيَةُ وَلاَ نُطِيقُهَا. قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَتُرِيدُونَ أَنْ تَقُولُوا كَمَا قَالَ أَهْلُ الْكِتَابَيْنِ مِنْ قَبْلِكُمْ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا بَلْ قُولُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ." قَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ. فَلَمَّا اقْتَرَأَهَا الْقَوْمُ ذَلَّتْ بِهَا أَلْسِنَتُهُمْ فَأَنْزَلَ اللَّهُ فِى إِثْرِهَا "(آمَنَ الرَّسُولُ بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مِنْ رَبِّهِ وَالْمُؤْمِنُونَ كُلٌّ آمَنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ لاَ نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِنْ رُسُلِهِ وَقَالُوا سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا غُفْرَانَكَ رَبَّنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ)" فَلَمَّا فَعَلُوا ذَلِكَ نَسَخَهَا اللَّهُ تَعَالَى فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ "(لاَ يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ رَبَّنَا لاَ تُؤَاخِذْنَا إِنْ نَسِينَا أَوْ أَخْطَأْنَا)" قَالَ نَعَمْ "(رَبَّنَا وَلاَ تَحْمِلْ عَلَيْنَا إِصْرًا كَمَا حَمَلْتَهُ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِنَا)" قَالَ نَعَمْ "(رَبَّنَا وَلاَ تُحَمِّلْنَا مَا لاَ طَاقَةَ لَنَا بِهِ)" قَالَ نَعَمْ "(وَاعْفُ عَنَّا وَاغْفِرْ لَنَا وَارْحَمْنَا أَنْتَ مَوْلاَنَا فَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ)" قَالَ نَعَمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Minhal ed-Darîr ve Ümeyye b. Bistâm, onlara Yezid b. Zürey, ona Ravh b. Kasım , ona Alâ, ona babası (Abdurrahman b. Yakub), ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasullah'a (sav), "göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. İçinizdekini açıklasanız da gizleseniz de Allah sizi onunla hesaba çeker ve dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Allah'ın her şeye gücü yeter" (Bakara 2/284) ayeti nazil olunca, ayetin bu içeriği, Rasulullah'ın (sav) ashabına çok ağır geldi. Hemen Rasulullah'a (sav) geldiler ve diz üstü çöküp “ey Allah'ın Rasulü! Namaz, oruç, cihat ve sadaka gibi güç yetirebildiğimiz bir takım amellerle mükellef tutulmuştuk. Şimdi ise sana bu ayet nazil oldu ve bizler buna güç yetiremiyoruz” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "sizden önceki ehl-i kitabın dediği gibi 'işittik ve isyan ettik' mi diyeceksiniz? Bilakis, 'işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır' deyin" buyurdu. Onlar da “işittik ve itaat ettik. Bağışlamanı dileriz, ey Rabbimiz! Dönüş ancak sanadır” dediler. Böylece insanlar bu ayeti okuyup dilleri buna yatışınca Allah, bu ayetin ardından şu ayeti indirdi: "Peygamber ve ona inananlar, Rabbinden indirilene iman etti. Hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman etti. Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Rabbimiz! Affını dileriz, dönüş ancak sanadır dediler." (Bakara 2/285) İnsanlar bu ayetin gereğini yerine getirince de Allah Teâlâ bu ayeti nesh etti. Ardından Allah Azze ve Celle : "Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, ettiği kötülük de kendi aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma" (Bakara 2/286) ayetini indirdi ve bu duaya "evet" dedi. Daha sonra "Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme" (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu. En sonunda "Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevla'mızsın! Kafirlere karşı bize yardım et." (Bakara 2/286) duasına da "evet" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 329, /72
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Alâ Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî (Abdurrahman b. Yakub)
3. Alâ b. Abdurrahman el-Hırakî (Alâ b. Abdurrahman b. Yakub)
4. Ravh b. Kasım et-Temîmî (Ravh b. Kasım)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. Ebu Bekir Ümeyye b. Bistam el-Ayşî (Ümeyye b. Bistam b. Münteşir)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Minhal ed-Darîr (Muhammed b. Minhal)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
İman, Esasları, Kitaplara iman
Kur'an, Nüzul sebebleri
Mizan/hesaplaşma, Ahirette hesaba çekilmek
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M000241 numaralı hadis.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
801, M000242
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ أَبُو الطَّاهِرِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ بَكْرِ بْنِ مُضَرَ عَنِ ابْنِ الْهَادِ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ "يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ وَأَكْثِرْنَ الاِسْتِغْفَارَ فَإِنِّى رَأَيْتُكُنَّ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ." فَقَالَتِ امْرَأَةٌ مِنْهُنَّ جَزْلَةٌ وَمَا لَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ. قَالَ "تُكْثِرْنَ اللَّعْنَ وَتَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ وَمَا رَأَيْتُ مِنْ نَاقِصَاتِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَغْلَبَ لِذِى لُبٍّ مِنْكُنَّ." قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَالدِّينِ قَالَ "أَمَّا نُقْصَانُ الْعَقْلِ فَشَهَادَةُ امْرَأَتَيْنِ تَعْدِلُ شَهَادَةَ رَجُلٍ فَهَذَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَتَمْكُثُ اللَّيَالِىَ مَا تُصَلِّى وَتُفْطِرُ فِى رَمَضَانَ فَهَذَا نُقْصَانُ الدِّينِ.
Tercemesi:
Bana Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Bekir b. Mudar, ona da İbn Hâd şeklindeki bu isnadla o hadisin aynısını rivayet etti. Rasulullah (sav); "ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin ve çokça istiğfarda bulunun. Şüphesiz ben; siz kadınların, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ettiğinizi gördüm" buyurdu. Kadınlardan akıllı ve hitabeti güçlü olan biri dedi ki; Bizim durumumuz ne ola ki ya Rasulullah! Cehennem ahalisinin çoğunluğunu oluşturuyoruz? Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Siz kadınlar, genel olarak çokça lanet eder ve kocalarınıza nankörlük yaparsınız. Aklı ve dini eksik olan kişilerden olup da akıllı bir erkeğe galip gelen sizden başka birini görmedim!" Kadın; ya Rasulullah! Aklın ve dinin noksanlığı nedir? diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Aklın noksanlığı, iki kadının şahitliğinin, bir erkeğin şahitliğine denk olmasıdır. İşte bu, aklın noksanlığıdır. Kadın, namaz kılmadan ve Ramazan'da oruç tutmadan günler ve geceler geçirir. İşte bu da dinin noksanlığıdır."
Açıklama:
İlgili rivayet için bkz. M000241 numaralı hadis.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 242, /57
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Hâd el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Üsame b. Hâd)
4. Bekir b. Mudar el-Kuraşî (Bekir b. Mudar b. Muhammed)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, değeri ve konumu
Oruç, hayızlı kadının oruç tutması Sadaka, fazileti Sadaka, paylaşmaya teşvik
حَدَّثَنِى يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ مِثْلَهُ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ » . فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِغُرَمَائِهِ « خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
551, M003982
Hadis:
حَدَّثَنِى يُونُسُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ مِثْلَهُ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ » . فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِغُرَمَائِهِ « خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ » .
Tercemesi:
Bana Yunus b. Abdüla'lâ, ona Abdullah b. Vehb, ona Bükeyr (b. Abdullah)el-Eşecc şu isnadla ona da İyaz b. Abdullah, Ebu Said el-Hudrî'nin (ra), şöyle dediğini rivayet etti: ve metnini aynı lafızla rivayet etti. Hz. Peygamber (sav) zamanında bir adamın satın aldığı meyveler telef oldu, (ödeyemediği için) borcu çoğaldı. Rasulullah (sav):'Ona bağış yapınız (sadak veriniz),' buyurdu. Halk da ona yardımda bulundular, fakat bu miktar borcunu ödemeye yetmedi. Rasulullah (sav) alacaklılara şöyle buyurdu: 'Ne bulursanız alınız, size bunun dışında başka bir şey yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Müsâkât ve'l-Müzâra 3982, /647
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Amiri (İyaz b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh b. Haris)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Yunus b. Abdula'la es-Sadefi (Yunus b. Abdulala b. Meysera b. Hafs b. Hayyan)
Konular:
Borç, alacaklıyı bir kısmından vazgeçirmek
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
800, M000241
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحِ بْنِ الْمُهَاجِرِ الْمِصْرِىُّ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ الْهَادِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ قَالَ "يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ وَأَكْثِرْنَ الاِسْتِغْفَارَ فَإِنِّى رَأَيْتُكُنَّ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ." فَقَالَتِ امْرَأَةٌ مِنْهُنَّ جَزْلَةٌ وَمَا لَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ. قَالَ "تُكْثِرْنَ اللَّعْنَ وَتَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ وَمَا رَأَيْتُ مِنْ نَاقِصَاتِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَغْلَبَ لِذِى لُبٍّ مِنْكُنَّ." قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَالدِّينِ قَالَ "أَمَّا نُقْصَانُ الْعَقْلِ فَشَهَادَةُ امْرَأَتَيْنِ تَعْدِلُ شَهَادَةَ رَجُلٍ فَهَذَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَتَمْكُثُ اللَّيَالِىَ مَا تُصَلِّى وَتُفْطِرُ فِى رَمَضَانَ فَهَذَا نُقْصَانُ الدِّينِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir el-Mısrî, ona Leys, ona İbn Had, ona Abdullah b. Dinar, ona Abdullah b. Ömer (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ey kadınlar topluluğu! Sadaka veriniz! Çokça istiğfar ediniz! Cehennemliklerin çoğunu kadınlardan gördüm." O kadınların zekilerinden biri biz ne yaptık cehennemlikleri çoğu biz olduk? diye sordu. Hz. Peygamber; "çok lanet ediyorsunuz. Kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz. Akıl ve dini noksan olanlardan sizin kadar akıllı kimseye galip geleni görmedim." O kadın; ey Allah'ın Rasulü! Akıl ve din noksanlığı nedir? diye sordu. Hz. Peygamber (sav); "akıl noksanlığı iki kadının şehadetinin bir erkeğin şehadetine denk gelmesidir. Geceleri namaz kılamaz, Ramazan'da oruç tutamaz. Bu da din eksikliğidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 241, /57
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Ebu Abdullah Yezid b. Hâd el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Üsame b. Hâd)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Rumh et-Tücibî (Muhammed b. Rumh b. Muhacir b. Muharrar)
Konular:
Din, din eksikliği
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, değeri ve konumu
Oruç, hayızlı kadının oruç tutması Sadaka, fazileti Sadaka, paylaşmaya teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
802, M000243
Hadis:
وَحَدَّثَنِى الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ الْحُلْوَانِىُّ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ح
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَقُتَيْبَةُ وَابْنُ حُجْرٍ قَالُوا حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - وَهُوَ ابْنُ جَعْفَرٍ - عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى عَمْرٍو عَنِ الْمَقْبُرِىِّ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ مَعْنَى حَدِيثِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم "يَا مَعْشَرَ النِّسَاءِ تَصَدَّقْنَ وَأَكْثِرْنَ الاِسْتِغْفَارَ فَإِنِّى رَأَيْتُكُنَّ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ." فَقَالَتِ امْرَأَةٌ مِنْهُنَّ جَزْلَةٌ وَمَا لَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ أَكْثَرَ أَهْلِ النَّارِ. قَالَ "تُكْثِرْنَ اللَّعْنَ وَتَكْفُرْنَ الْعَشِيرَ وَمَا رَأَيْتُ مِنْ نَاقِصَاتِ عَقْلٍ وَدِينٍ أَغْلَبَ لِذِى لُبٍّ مِنْكُنَّ." قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَالدِّينِ قَالَ "أَمَّا نُقْصَانُ الْعَقْلِ فَشَهَادَةُ امْرَأَتَيْنِ تَعْدِلُ شَهَادَةَ رَجُلٍ فَهَذَا نُقْصَانُ الْعَقْلِ وَتَمْكُثُ اللَّيَالِىَ مَا تُصَلِّى وَتُفْطِرُ فِى رَمَضَانَ فَهَذَا نُقْصَانُ الدِّينِ."
Tercemesi:
Bana Hasan b. Ali el-Hulvânî ve Ebu Bekir b. İshak, o ikisine İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Cafer, ona Zeyd b. Eslem, ona İyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir; T
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Amr b. Ebu Amr, ona el-Makburî, ona da Ebu Hureyre (ra), (Abdullah) b. Ömer'in (ra) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiği hadisin aynısını rivayet etmiştir. Buna göre Rasulullah (sav): "Ey kadınlar topluluğu! Sadaka verin ve çokça istiğfarda bulunun. Şüphesiz ben; siz kadınların, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ettiğinizi gördüm" buyurdu. Kadınlardan akıllı ve hitabeti güçlü olan biri dedi ki; Bizim durumumuz ne ola ki ya Rasulullah! Cehennem ahalisinin çoğunluğunu oluşturuyoruz? Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Siz kadınlar, genel olarak çokça lanet eder ve kocalarınıza nankörlük yaparsınız. Aklı ve dini eksik olan kişilerden olup da akıllı bir erkeğe galip gelen sizden başka birini görmedim!" Kadın; ya Rasulullah! Aklın ve dinin noksanlığı nedir? diye sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Aklın noksanlığı, iki kadının şahitliğinin, bir erkeğin şahitliğine denk olmasıdır. İşte bu, aklın noksanlığıdır. Kadın, namaz kılmadan ve Ramazan'da oruç tutmadan günler ve geceler geçirir. İşte bu da dinin noksanlığıdır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 243, /57
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Amiri (İyaz b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh b. Haris)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
6. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Kadın, akıl ve dini eksik mi?
Kadın, değeri ve konumu
Oruç, hayızlı kadının oruç tutması Sadaka, fazileti Sadaka, paylaşmaya teşvik
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسٍ عَنْ جَرِيرٍ قَالَ "بَايَعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى إِقَامِ الصَّلاَةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ وَالنُّصْحِ لِكُلِّ مُسْلِمٍ."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Kays ona da Cerir şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) namaz kılmak, zekât vermek ve her müslümana karşı samimi olmak üzere biat ettim."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
758, M000199
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ عَنْ قَيْسٍ عَنْ جَرِيرٍ قَالَ "بَايَعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى إِقَامِ الصَّلاَةِ وَإِيتَاءِ الزَّكَاةِ وَالنُّصْحِ لِكُلِّ مُسْلِمٍ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Üsame, ona İsmail b. Ebu Halid, ona Kays ona da Cerir şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) namaz kılmak, zekât vermek ve her müslümana karşı samimi olmak üzere biat ettim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 199, /51
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Biat, Hz. Peygambere biat etmek
Din, din eksikliği
Müslüman, samimiyet
Öneri Formu
Hadis Id, No:
544, M000124
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُتْبَةَ بْنِ مَسْعُودٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ لَمَّا تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَاسْتُخْلِفَ أَبُو بَكْرٍ بَعْدَهُ وَكَفَرَ مَنْ كَفَرَ مِنَ الْعَرَبِ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ لأَبِى بَكْرٍ كَيْفَ تُقَاتِلُ النَّاسَ وَقَدْ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَمَنْ قَالَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ فَقَدْ عَصَمَ مِنِّى مَالَهُ وَنَفْسَهُ إِلاَّ بِحَقِّهِ وَحِسَابُهُ عَلَى اللَّهِ." فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ وَاللَّهِ لأُقَاتِلَنَّ مَنْ فَرَّقَ بَيْنَ الصَّلاَةِ وَالزَّكَاةِ فَإِنَّ الزَّكَاةَ حَقُّ الْمَالِ وَاللَّهِ لَوْ مَنَعُونِى عِقَالاً كَانُوا يُؤَدُّونَهُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَقَاتَلْتُهُمْ عَلَى مَنْعِهِ. فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ فَوَاللَّهِ مَا هُوَ إِلاَّ أَنْ رَأَيْتُ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ قَدْ شَرَحَ صَدْرَ أَبِى بَكْرٍ لِلْقِتَالِ فَعَرَفْتُ أَنَّهُ الْحَقُّ.
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys b. Sa'd, ona Ukayl, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) vefat edip Hz. Ebu Bekir yerine halife olduğu zaman Araplardan bazıları inkara düşmüşlerdi. Ömer b. el-Hattab (ra) Ebu Bekir'e (ra) Rasulullah şöyle buyurmuştur: "İnsanlar Allah'tan başka ilah yoktur diyene kadar onlarla savaşmam emredildi. Kelime-i tevhidi söyleyen benden malını, canını korumuş olur. Bir hak (veya ceza) sebebi bulunması müstesna. Herkesin hesabı Allah'a aittir." Onun bu sözüne rağmen bu insanlarla nasıl savaşacaksın? Hz. Ebu Bekir ona; Allah'a yemin olsun ki, namazla zekâtı birbirinden ayıran kimselerle savaşacağım. Zekât malın hakkıdır. Allah'a yemin olsun ki, Rasulullah'a (sav) verdikleri bir yuları bile bana vermezlerse bu sebeple onlarla savaşacağım diye cevap verdi. Ömer b. el-Hattab (ra); Allah'a yemin olsun ki, Allah aldığı bu savaş kararı hakkında Ebu Bekir'in gönlünde hiçbir şüphe bırakmadığını görüyorum. Anladım ki doğru olan da budur.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 124, /40
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
3. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Cihad, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
İslam, İslamın Şartları
KTB, TEVHİD
Savaş, dini koruma bilinci
Savaş, ilan etme ve savaş hukuku
Savaş, müslümanlarla
Tevhid, kelime-i tevhid getirenin öldürülmeyeceği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
543, M000123
Hadis:
حَدَّثَنَا أُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ الْعَيْشِىُّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا رَوْحٌ - وَهُوَ ابْنُ الْقَاسِمِ - عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أُمَيَّةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ صَيْفِىٍّ عَنْ أَبِى مَعْبَدٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَمَّا بَعَثَ مُعَاذًا إِلَى الْيَمَنِ قَالَ "إِنَّكَ تَقْدَمُ عَلَى قَوْمٍ أَهْلِ كِتَابٍ فَلْيَكُنْ أَوَّلَ مَا تَدْعُوهُمْ إِلَيْهِ عِبَادَةُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فَإِذَا عَرَفُوا اللَّهَ فَأَخْبِرْهُمْ أَنَّ اللَّهَ فَرَضَ عَلَيْهِمْ خَمْسَ صَلَوَاتٍ فِى يَوْمِهِمْ وَلَيْلَتِهِمْ فَإِذَا فَعَلُوا فَأَخْبِرْهُمْ أَنَّ اللَّهَ قَدْ فَرَضَ عَلَيْهِمْ زَكَاةً تُؤْخَذُ مِنْ أَغْنِيَائِهِمْ فَتُرَدُّ عَلَى فُقَرَائِهِمْ فَإِذَا أَطَاعُوا بِهَا فَخُذْ مِنْهُمْ وَتَوَقَّ كَرَائِمَ أَمْوَالِهِمْ."
Tercemesi:
Bize Ümeyye b. Bistâm el-Ayşî, ona Yezîd b. Zürey', ona Ravh -b. el-Kâsım-, ona İsmail b. Ümeyye, ona Yahya b. Abdullah b. Sayfî, ona Ebu Mabed, ona İbn Abbas (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Muaz'ı Yemen'e gönderdiği zaman şöyle demişti: "Sen ehl-i kitap bir topluluğa gidiyorsun. Kendilerini ilk olarak Allah'a kulluk etmeye davet et. Allah'ı bildikleri zaman onlara Allah'ın bir günde beş vakit namaz farz kıldığını söyle. Bunu yaptıkları zaman onlara Allah'ın zenginlerinden zekât alınıp fakirlerine verilecek zekâtı farz kıldığını haber ver. Buna da itaat ettiklerinde onlardan zekâtı al, ama mallarının en iyilerini almaktan sakın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 123, /39
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Mabed Nafiz Mevla ibn Abbas (Nafiz)
3. Yahya b. Abdullah el-Kuraşi (Yahya b. Abdullah b. Muhammed b. Yahya)
4. İsmail b. Ümeyye el-Emevî (İsmail b. Ümeyye b. Amr b. Said b. Âs)
5. Ravh b. Kasım et-Temîmî (Ravh b. Kasım)
6. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
7. Ebu Bekir Ümeyye b. Bistam el-Ayşî (Ümeyye b. Bistam b. Münteşir)
Konular:
Ehl-i kitap
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
وَحَدَّثَنَا حَسَنٌ الْحُلْوَانِىُّ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ - قَالَ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا وَقَالَ عَبْدٌ حَدَّثَنِى - يَعْقُوبُ - وَهُوَ ابْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ - حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ حَكِيمَ بْنَ حِزَامٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَىْ رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ أُمُورًا كُنْتُ أَتَحَنَّثُ بِهَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ مِنْ صَدَقَةٍ أَوْ عَتَاقَةٍ أَوْ صِلَةِ رَحِمٍ أَفِيهَا أَجْرٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَسْلَمْتَ عَلَى مَا أَسْلَفْتَ مِنْ خَيْرٍ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
883, M000324
Hadis:
وَحَدَّثَنَا حَسَنٌ الْحُلْوَانِىُّ وَعَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ - قَالَ الْحُلْوَانِىُّ حَدَّثَنَا وَقَالَ عَبْدٌ حَدَّثَنِى - يَعْقُوبُ - وَهُوَ ابْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ - حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ أَنَّ حَكِيمَ بْنَ حِزَامٍ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَىْ رَسُولَ اللَّهِ أَرَأَيْتَ أُمُورًا كُنْتُ أَتَحَنَّثُ بِهَا فِى الْجَاهِلِيَّةِ مِنْ صَدَقَةٍ أَوْ عَتَاقَةٍ أَوْ صِلَةِ رَحِمٍ أَفِيهَا أَجْرٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "أَسْلَمْتَ عَلَى مَا أَسْلَفْتَ مِنْ خَيْرٍ."
Tercemesi:
Bize Hasan el-Hulvânî ve Abd b. Humeyd, -Hulvânî bize rivayet etti-, Abd bana rivayet etti demiştir-, ona Yakub -b. İbrahim b. Sa'd-, ona babası İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakim b. Hizam rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) ey Allah'ın Rasulü! Cahiliye döneminde yaptığım sadaka, köle azadı, sıla-i rahim gibi amellerden ecir alacak mıyım? diye sormuş. Hz. Peygamber de (sav); "önceden yaptığın hayırlarla birlikte müslüman oldun" buyurmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 324, /71
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye
İbadet, ibadetlerin faydası