Öneri Formu
Hadis Id, No:
232644, İHS003349
Hadis:
3349 - أَخْبَرَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْهَمْدَانِيُّ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدٌ، حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ مَنْصُورٍ، عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ، عَنْ أَبِي ظَبْيَانَ، عَنْ أَبِي ذَرٍّ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «ثَلَاثَةٌ يُحِبُّهُمُ اللَّهُ، وَثَلَاثَةٌ يُبْغِضُهُمُ اللَّهُ، أَمَّا الَّذِينَ يُحِبُّهُمُ اللَّهُ: فَرَجُلٌ أَتَى قَوْمًا فَسَأَلَهُمْ بِاللَّهِ وَلَمْ يَسْأَلُهُمْ بِقَرَابَةٍ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَهُ، فَتَخَلَّفَ رَجُلٌ بِأَعْقَابِهِمْ، فَأَعْطَاهُ سِرًّا لَا يَعْلَمُ بِعَطِيَّتِهِ إِلَّا اللَّهُ وَالَّذِي أَعْطَاهُ، وَقَوْمٌ سَارُوا لَيْلَتَهُمْ حَتَّى إِذَا كَانَ النَّوْمُ أَحَبَّ إِلَيْهِمْ مِمَّا يَعْدِلُ بِهِ نَزَلُوا، فَوَضَعُوا رُءُوسَهُمْ، وَقَامَ يَتَمَلَّقُنِي وَيَتْلُو آيَاتِي، وَرَجُلٌ كَانَ فِي سَرِيَّةٍ فَلَقِيَ الْعَدُوَّ فَهُزِمُوا، وَأَقْبَلَ بِصَدْرِهِ يَقْتُلُ أَوْ يُفْتَحُ لَهُ، وَثَلَاثَةٌ يُبْغِضُهُمُ اللَّهُ: الشَّيْخُ الزَّانِي، وَالْفَقِيرُ الْمُخْتَالُ، وَالْغَنِيُّ الظَّلُومُ»
Tercemesi:
Bize Ömer b. Muhammed el-Hemdânî rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Muhammed b. Beşşâr rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Şu‘be, Mansur’dan, o Rib‘î b. Hirâş’tan, o Ebu Zabyân’dan, o da Ebu Zer’den (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu: ““Üç kişiyi Allah sever, üç kişiyi ise sevmez. Allah’ın sevdiği üç kişi şunlardır: Öyle bir kimsedir ki bir topluluğa gidip onlardan akrabalık sebebiyle değil de Allah için bir şey istemiştir. Ona bir şey vermemişlerdir. Sonra bir kişi onlardan geri kaldı ve ona gizlice sadaka verdi. Onun verdiğini yalnızca Allah ve verdiği kimse biliyordu. Diğeri şu kimsedir: Bir kavim gece boyunca yolculuk yapmışlardı ve çok uykuları gelmişti. Bir yerde konakladılar ve başlarını uyumak için bir yere koydular. Ama içlerinden biri bana yalvarıyor, benim ayetlerimi okuyordu. Allah’ın sevdiği üçüncü kişi ise şudur: Bir orduda bir adam vardı. Düşmanla karşılaştılar ve mağlup oldular. O kişi öne atıldı ve öldürülene kadar veya Allah onun önünde yolu açana kadar savaştı. Allah’ın sevmediği üç kişi ise şunlardır: Zina eden ihtiyar, başkasına muhtaç olduğu halde kibirlenen fakir kişi, insanlara zulmeden zengin kimse.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3349, 8/136
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Zabyan Husayn b. Cündüb el-Mezhicî (Husayn b. Cündüb b. Amr b. Haris)
3. Ebu Meryem Rib'î b. Hiraş el-Absî (Rib'î b. Hiraş b. Cahş)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
8. Ebu Hafs Ömer b. Muhammed el-Hemezanî (Ömer b. Muhammed b. Büceyr b. Hazim)
Konular:
Kibir, Kibir ve gurur
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232640, İHS003345
Hadis:
3345 - أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ مُوسَى بْنِ عَبْدَانَ، بِعَسْكَرِ مُكْرَمَ، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْمَرٍ الْبَحْرَانِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ، أَخْبَرَنِي أَبُو الزُّبَيْرِ، أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ، يَقُولُ: قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «أَفْضَلُ الصَّدَقَةِ مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ»
Tercemesi:
Bize Abdullâh İbn Ahmed İbn Mûsâ İbn Abdân, Askerimükrem'de haber verdi: Bize Muhammed İbn Ma'mer el-Behrânî anlattı: Ebû Âsım bize İbn Cüreyc'den anlattı: Bana Ebu'z-Zübeyr haber verdi, kendisi Câbir İbn Abdullâh'ı şöyle derken işitmiş:
Allâh'ın Peygamberi (sas) şöyle buyurdu: Sadakanın en üstünü, ihtiyaç fazlasından verilen sadakadır. Sadaka vermeye ailenden başla!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3345, 8/134
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232641, İHS003346
Hadis:
3346 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ بْنِ قُتَيْبَةَ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ خَالِدِ بْنِ مَوْهَبٍ، حَدَّثَنِي اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ يَحْيَى بْنِ جَعْدَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّهُ قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الصَّدَقَةِ أَفْضَلُ؟ قَالَ: «جُهْدُ الْمُقِلِّ، وَابْدَأْ بِمَنْ تَعُولُ»
Tercemesi:
Bize Muhammed İbnü'l-Hasen İbn Kuteybe haber verdi: Bize Yezîd İbn Hâlid İbn Mevheb anlattı: El-Leys İbn Sa'd bana, Ebu'z-Zübeyr'den, o da Yahyâ İbn Ca'dete'den, o da Ebû Hureyre'den kendisinin şöyle sorduğunu anlattı:
Ey Allâh'ın Elçisi, hangi sadaka daha üstündür? Buyurdu ki: Malı az olan birinin, çabalayarak verdiği sadakadır. Sadaka vermeye ailenden başla!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3346, 8/134
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232642, İHS003347
Hadis:
3347 - أَخْبَرَنَا حَاجِبُ بْنُ أَرْكِينَ الْفَرْغَانِيُّ، بِدِمَشْقَ، حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ، حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عِيسَى، عَنِ ابْنِ عَجْلَانَ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «سَبَقَ دِرْهَمٌ مِائَةَ أَلْفٍ»، فَقَالَ رَجُلٌ: وَكَيْفَ ذَاكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ، قَالَ: «رَجُلٌ لَهُ مَالٌ كَثِيرٌ أَخَذَ مِنْ عُرْضِهِ مِائَةَ أَلْفٍ، فَتَصَدَّقَ بِهَا، وَرَجُلٌ لَيْسَ لَهُ إِلَّا دِرْهَمَانِ فَأَخَذَ أَحَدَهُمَا فَتَصَدَّقَ بِهِ»
Tercemesi:
Bize Hâcib İbn Erkin el-Ferğânî, Dımaşk'ta haber verdi: Bize Ahmed İbn İbrâhîm ed-Devrakî anlattı: Safvân İbn Îsâ bize, İbn Aclân'dan, o da Zeyd İbn Eslem'den, o da Ebû Sâlih'ten, o da Ebû Hureyre'den anlattı:
Allâh'ın Elçisi (sas) şöyle dedi: Bir dirhem, 100.000 dirhemi geçti! Bunun üzerine bir adam: Nasıl olur ey Allâh'ın Elçisi, dedi. Şöyle buyurdu: Çok malı olan bir adam, bir kesesinden 100.000 dirhem sadaka verdi; iki dirhemden başka parası olmayan bir adam da, bu iki dirhemden birini sadaka olarak verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3347, 8/135
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232643, İHS003348
Hadis:
3348 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْحَاقَ بْنِ خُزَيْمَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ حُرَيْثٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، عَنْ هِشَامٍ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيِّبِ، عَنْ سَعْدِ بْنِ عُبَادَةَ، قَالَ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الصَّدَقَةِ أَفْضَلُ، قَالَ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «سَقْيُ الْمَاءِ»
Tercemesi:
Bize Muhammed İbn İshâk İbn Huzeyme haber verdi: Bize el-Huseyn İbn Hureys anlattı: Vekî' bize, Hişâm'dan, o da Katâde'den, o da Saîd İbnu'l-Müseyyeb'den, o da Sa'd İbn Ubâde'den anlattı:
Dedim ki: Ey Allâh'ın Elçisi, Hangi sadaka daha üstündür? Peygamber (s.a.v.): Su vermektir, buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3348, 8/135
Senetler:
1. Sa'd b. Ubâde el-Ensarî (Sa'd b. Ubade b. Duleym b. Hârise b. Ebu Hazîme)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232646, İHS003351
Hadis:
3351 - أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ الْحُبَابِ، حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ زِيَادٍ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنِ الزُّهْرِيِّ، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «لَيْسَ الْمِسْكِينُ الَّذِي تَرُدُّهُ التَّمْرَةُ وَالتَّمْرَتَانِ، وَالْأَكْلَةُ وَالْأَكْلَتَانِ، وَلَكِنَّ الْمِسْكِينَ الَّذِي لَيْسَ لَهُ مَا يَسْتَغْنِي بِهِ، وَلَا يُعْلَمُ بِحَاجَتِهِ فَيُتَصَدَّقُ عَلَيْهِ، فَذَلِكَ الْمَحْرُومُ»
Tercemesi:
Bize el-Fadl İbnü'l-Hübâb el-Cümahî haber verdi: Bize Müsedded İbn Müserhed anlattı: Abdülvâhid İbn Ziyâd bize, Ma'mer'den, o da ez-Zührî'den, o da Ebû Seleme'den, o da Ebû Hureyre'den anlattı:
Allâh'ın Elçisi (sas) buyurdu ki: Yoksul; bir iki hurmanın veya bir iki lokmanın savdığı kimse değildir. Yoksul, elinde ihtiyacını giderecek bir şeyi bulunmayan ve darlığı bilinmeyen, dolayısıyla kendisine sadaka verilmeyen kimsedir. İşte, mahrum budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3351, 8/138
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232653, İHS003358
Hadis:
3358 - أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ يَحْيَى، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحُسَيْنِ، حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ، حَدَّثَنَا جَرِيرُ بْنُ حَازِمٍ، حَدَّثَنَا الْأَعْمَشُ، عَنْ أَبِي الضُّحَى، عَنْ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «إِذَا تَصَدَّقْتِ الْمَرْأَةُ مِنْ بَيْتِ زَوْجِهَا غَيْرَ مُفْسِدَةٍ فَلَهَا أَجْرُهَا وَلِزَوْجِهَا أَجْرُ مَا اكْتَسَبَ، وَلَهَا أَجْرُ مَا نَوَتْ، وَلِلْخَازِنِ مِثْلُ ذَلِكَ»
Tercemesi:
Bize Ahmed İbn Muhammed İbnu'l-Huseyn haber verdi: Bize Şeybân İbn Ebû Şeybe anlattı: Bize Cerîr İbn Hâzim anlattı: El-A'meş bize, Ebu'd-Duhâ'dan, o da Mesrûk'tan, o da Âişe'den, Allâh'ın Elçisi (sas)'in şöyle buyurduğunu anlattı:
Bir kadın, kocasının evinden aşırıya kaçmadan sadaka verirse, kendisine bunun sevabı vardır; kocasına, malı kazanmış olmaktan ötürü; kendisine de niyetinden ötürü sevap vardır. Haznedar için de durum aynıdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3358, 8/145
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232654, İHS003359
Hadis:
3359 - أَخْبَرَنَا أَبُو يَعْلَى، حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ حَمَّادٍ، سَجَّادَةٌ، حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ، حَدَّثَنِي بُرَيْدٌ، عَنْ أَبِي بُرْدَةَ، عَنْ أَبِي مُوسَى، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «الْخَازِنُ الْمُسْلِمُ الْأَمِينُ الَّذِي يُنْفِقُ»، وَرُبَّمَا قَالَ: «يُعْطِي مَا أُمِرَ، فَيُعْطِيهِ كَامِلًا مُوَفَّرًا طَيِّبَةً بِهِ نَفْسُهُ، فَيَدْفَعُهُ إِلَى الَّذِي أُمِرَ بِهِ أَحَدُ الْمُتَصَدِّقِينَ»
Tercemesi:
Bize Ebû Ya'lâ haber verdi: Bize el-Hasen İbn Hammâd Seccâde anlattı: Bize Ebû Üsâme anlattı: Bureyd bana Ebû Burde'den, o da Ebû Mûsâ'dan, o da Peygamber (sas)'den anlattı:
Müslüman güvenilir haznedar, kendisine emredileni harcayandır -belki de, verendir, dedi- : Kendisine verilmesi istenen kişiye gerekli parayı, tamı tamına, tutumlu bir şekilde ve gönül rahatlığıyla öder. Böylesi bir haznedar sadaka verenlerden biri sayılır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3359, 8/146
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232658, İHS003363
Hadis:
3363 - أَخْبَرَنَا زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ السَّاجِيُّ، بِالْبَصْرَةِ، حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَاحِدِ بْنُ غِيَاثٍ، حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ، عَنْ عَاصِمِ بْنِ بَهْدَلَةَ، عَنْ أَبِي صَالِحٍ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «خَيْرُ الصَّدَقَةِ مَا كَانَ عَنْ ظَهْرِ غِنًى، وَالْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى، وَلْيَبْدَأْ أَحَدُكُمْ بِمَنْ يَعُولُ، تَقُولُ امْرَأَتُهُ: أَنْفِقْ عَلَيَّ، وَتَقُولُ أُمُّ وَلَدِهِ: إِلَى مَنْ تَكِلُنِي؟، وَيَقُولُ لَهُ عَبْدُهُ: أَطْعِمْنِي وَاسْتَعْمِلْنِي»
قَالَ أَبُو حَاتِمٍ: قَوْلُهُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «الْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى» عِنْدِي أَنَّ الْيَدَ الْمُتَصَدِّقَةَ أَفْضَلُ مِنَ الْيَدِ السَّائِلَةِ، لَا الْآخِذَةِ دُونَ السُّؤَالِ، إِذْ مُحَالٌ أَنْ تَكُونَ الْيَدُ الَّتِي أُبِيحَ لَهَا اسْتِعْمَالُ فِعْلٍ بِاسْتِعْمَالِهِ أَحْسَنَ مِنْ آخَرَ فُرِضَ عَلَيْهِ إِتْيَانُ شَيْءٍ، فَأَتَى بِهِ أَوْ تَقَرَّبَ إِلَى بَارِئِهِ مُتَنَفِّلًا فِيهِ، وَرُبَّمَا كَانَ الْمُعْطِي فِي إِتْيَانِهِ ذَلِكَ أَقَلَّ تَحْصِيلًا فِي الْأَسْبَابِ مِنَ الَّذِي أَتَى بِمَا أُبِيحَ لَهُ، وَرُبَّمَا كَانَ هَذَا الْآخِذُ بِمَا أُبِيحَ لَهُ أَفْضَلَ وَأَوْرَعَ مِنَ الَّذِي يُعْطِي، فَلَمَّا اسْتَحَالَ هَذَا عَلَى الْإِطْلَاقِ دُونَ التَّحْصِيلِ بِالتَّفْضِيلِ صَحَّ أَنَّ مَعْنَاهُ أَنَّ الْمُتَصَدِّقَ أَفْضَلُ مِنَ الَّذِي يَسْأَلُهَا
Tercemesi:
- Bize Zekeriyyâ İbn Yahyâ İbn Abdurrahmân es-Sâcî, Basra'da haber verdi: Bize Abdülvâhid İbn Ğıyâs anlattı: Hammâd İbn Seleme bize Âsım İbn Behdelete'den, o da Ebû Sâlih'ten, o da Ebû Hureyre'den, Allâh'ın Elçisi (sas)'in şöyle buyurduğunu anlattı: Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlasından verilendir; üstteki el, alttaki elden hayırlıdır. İçinizden biri, sadaka vereceği zaman, ailesinden başlasın! Hanımı: Bana harca, der; çocuğunun annesi olan cariyesi: Beni kime bırakıyorsun, der; kölesi de: Beni doyur, bana iş ver, der.
Ebû Hâtim (İbn Hibbân): Allâh'ın Elçisi (sas)'in: Üstteki el alttaki elden üstündür, sözünün bana göre anlamı şudur: Sadaka veren el, dilenen elden üstündür; dilenmeksizin alan elden değil. Çünkü dilenmek gibi yapılmasında bir sakınca bulunmayan bir şeyi yapan bir elin; bir farzı yerine getiren veya gönüllü olarak sadaka vermek suretiyle yaratıcısına yaklaşmaya çalışan bir elden daha ziyanda olmasına imkân yoktur. Veren kişi, bu işi yaparken kurallara, yapmasında kendisine bir sakınca bulunmayan bir işi yapandan daha az uymuş olsa bile; ve yine kendisi için almakta bir sakınca bulunmayan bir şeyi alan bu kişi, verenden daha üstün ve Allah'tan daha çok korkan biri olsa bile. Dolayısıyla, tüm bunlar dikkate alındığında, ayrıntıya girmeden genelleme yapmanın imkânsızlığı karşısında, doğrusunun şöyle olduğu anlaşılmıştır: Sadaka veren el dilenen elden üstündür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3363, 8/149
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Öneri Formu
Hadis Id, No:
232659, İHS003364
Hadis:
3364 - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ أَحْمَدَ بْنِ صُلَيْحٍ الْعَابِدُ، بِوَاسِطَ، حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ الْمِقْدَامِ، حَدَّثَنَا فُضَيْلُ بْنُ سُلَيْمَانَ، حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عُقْبَةَ، عَنْ نَافِعٍ، عَنِ ابْنِ عُمَرَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «الْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى، وَالْيَدُ الْعُلْيَا الْمُنْفِقَةُ وَالْيَدُ السُّفْلَى السَّائِلَةُ»
Tercemesi:
Bize Ca'fer İbn Ahmed İbn Suleyh el-Âbid, Vâsıt'ta haber verdi: Bize Ahmed İbnü'l-Mıkdâm anlattı: Bize Fudayl İbn Süleymân anlattı: Mûsâ İbn Ukbe bize Nâfi'den, o da İbn Ömer'den Allâh'ın Elçisi (sas)'in şöyle buyurduğunu anlattı:
Üstteki el, alttaki elden üstündür; üstteki el sadaka veren, alttaki el ise dilenen eldir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Zekât 3364, 8/151
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular: