3627 Kayıt Bulundu.
Bize Haccâc ve Ebu Kâmil, onlara Leys b. Sa'd, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona da Ebu Şureyh el-Adevî şöyle rivayet etmiştir: Ben bizzat kulaklarım ve gözlerimle Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim ve gördüm: "Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna ikram etsin. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ihtimam (câize) göstersin.” (Ashâb) “Ey Allah'ın Rasulü câize nedir?’” diye sordular. Hz. Peygamber (sav) “Bir gün ve bir gece misafire ikramda bulunmakta ihtimam hassas davranmaktır göstermektir. Misafirlik ise üç gündür. Bu süreden sonra kimse ikram hususunda zorlanmaz, günlük yaşantısını giderdiği miktarlar oranında misafire ikramda bulunması gönüllü olarak yapılan sadaka gibidir. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun!" buyurdu.
Ebu Kâmil, '(Misafir) Ev sahibini zor durumda bırakıncaya kadar orada kalmaz' dedi.
Bize İbnü's-Serh ve İbn Ebu Halef, onlara Süfyan, ona Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâ'îdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Ezd kabilesinden İbnü'l-Lutbiyye adında bir adamı zekât memuru olarak tayin etmiş -ki İbnü's-Serh (bu zatın isminin) İbnü'l-Utbiyye olduğunu söylemiştir- Bir süre sonra (adam zekât toplama işini bitirip) geldi ve şu (mallar) sizindir. Şu (mallar da) bana hediye edildi dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) minbere çıkıp Allah’a hamd u sena ettikten sonra (şöyle) dedi:
"Bu memura ne oluyor, adamı (göreve) gönderiyoruz geliyor ve bu sizin bu da bana hediye edildi diyor. Annesinin veya babasının evinde olsaydı da (bir) baksaydı, kendisine bir hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi? Sizden zekât mallarından (haksız yere) bir şey alan kıyamet gününde, o malı da (omuzunda) getirir. Eğer o mal deve ise onun inleyip bağırması, inekse böğürmesi, koyunsa acı bir melemesi vardır." Hz. Peygamber (sav) sonra ellerini kaldırdı. Hatta biz koltuklarının altının bozumtırak rengini gördük. Sonra; "Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?" diye seslendi.