Öneri Formu
Hadis Id, No:
282121, M002327-3
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ح وَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ ح حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ إِسْحَاقَ كُلُّهُمْ عَنْ هِشَامٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ . وَفِى حَدِيثِ أَبِى أُسَامَةَ وَلَمْ تُوصِ . كَمَا قَالَ ابْنُ بِشْرٍ وَلَمْ يَقُلْ ذَلِكَ الْبَاقُونَ .
Tercemesi:
Bana bu hadisi Züheyr b. Harb, ona Yahya b. Said, T Bize Ebu Kureyb (Muhammed b. Alâ), ona Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame), T Bana Ali b. Huc'r, ona Ali b. Müshir, T Bize Hakem b. Musa, ona Şuayb b. İshak, onlara da Hişam (b. Urve),ona da babası (Urve b. Zübeyr), Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini) bu isnadla rivayet etti.
Ebu Üsame hadîsinde "Vasiyet de etmedi." cümlesi vardır. Nitekim İbni Bişr de aynı cümleyi söylemiş fakat diğer raviler onu söylememişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2327, /390
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Hasan Ali b. Müshir el-Kuraşî (Ali b. Müshir b. Ali b. Umeyr)
5. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Sadaka, ölen bir kimse adına
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282122, M002327-4
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ ح وَحَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ ح حَدَّثَنَا الْحَكَمُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ إِسْحَاقَ كُلُّهُمْ عَنْ هِشَامٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ . وَفِى حَدِيثِ أَبِى أُسَامَةَ وَلَمْ تُوصِ . كَمَا قَالَ ابْنُ بِشْرٍ وَلَمْ يَقُلْ ذَلِكَ الْبَاقُونَ .
Tercemesi:
Bana bu hadisi Züheyr b. Harb, ona Yahya b. Said, T Bize Ebu Kureyb (Muhammed b. Alâ), ona Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame), T Bana Ali b. Huc'r, ona Ali b. Müshir, T Bize Hakem b. Musa, ona Şuayb b. İshak, onlara da Hişam (b. Urve),ona da babası (Urve b. Zübeyr), Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini) bu isnadla rivayet etti.
Ebu Üsame hadîsinde "Vasiyet de etmedi." cümlesi vardır. Nitekim İbni Bişr de aynı cümleyi söylemiş fakat diğer raviler onu söylememişlerdir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2327, /390
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Şuayb b. İshak el-Kuraşi (Şuayb b. İshak b. Abdurrahman b. Abdullah)
5. Ebu Salih Hakem b. Musa el-Bağdadî (Hakem b. Musa b. Şîrzâd)
Konular:
Sadaka, ölen bir kimse adına
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282128, M002350-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ خَيْثَمَةَ عَنْ عَدِىِّ بْنِ حَاتِمٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ذَكَرَ النَّارَ فَتَعَوَّذَ مِنْهَا وَأَشَاحَ بِوَجْهِهِ ثَلاَثَ مِرَارٍ ثُمَّ قَالَ « اتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ فَإِنْ لَمْ تَجِدُوا فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsennâ T (Muhammed) b. Beşşar (el-Abdî), onlara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc el-Atekî), ona Amr b. Mürre (el-Muradî), ona Hayseme (b. Abdurrahman el-Cu'fî), ona da Adî b. Hatim'in (et-Tâî) rivayet ettiğine göreRasulullah (sav) Cehennem'i anlatmış, ondan Allah'a sığınmış ve onu görüyormuşçasına üç kez ondan yüzünü çevirmiş; sonra da şöyle buyurmuştur: "Bir hurmanın yarısıyla da olsa Cehennem'den sakının. Bulamazsanız güzel bir sözle sakının."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2350, /394
Senetler:
1. Ebû Tarîf Adî b. Hatim et-Taî (Adî b. Hatim b. Abdullah b. Sa'd b. Haşrec)
2. Hayseme b. Abdurrahman el-Cu'fî (Hayseme b. Abdurrahman b. Yezid b. Malik)
3. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Sadaka, güzel söz söylemek, dinlemek Sadaka, paylaşmaya teşvik Zekat, Sadaka, Fitre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282123, T002391-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَوْ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ :« سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ :إِمَامٌ عَادِلٌ وَشَابٌّ نَشَأَ بِعِبَادَةِ اللَّهِ وَرَجُلٌ كَانَ قَلْبُهُ مُعَلَّقًا بِالْمَسْجِدِ إِذَا خَرَجَ مِنْهُ حَتَّى يَعُودَ إِلَيْهِ وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ فَاجْتَمَعَا عَلَى ذَلِكَ وَتَفَرَّقَا وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ وَرَجُلٌ دَعَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ حَسَبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ: إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فَأَخْفَاهَا حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهَكَذَا رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ مِثْلَ هَذَا وَشَكَّ فِيهِ وَقَالَ: عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَوْ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ رَوَاهُ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَلَمْ يَشُكَّ فِيهِ يَقُولُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . حَدَّثَنَا سَوَّارُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعَنْبَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ: حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ حَدَّثَنِى حبَيْبٌ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ بِمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ :« كَانَ قَلْبُهُ مُعَلَّقًا بِالْمَسَاجِدِ » . وَقَالَ :« ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: حَدِيثُ الْمِقْدَامِ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَالْمِقْدَامُ يُكْنَى أَبَا كَرِيمَةَ .
Tercemesi:
Bize (Musa b. İshak) el-Ensârî, ona Ma'n (b. İsa), ona Malik (b. Enes), Ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd (r.anhüma), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmadığı bir günde yedi kişiyi kendi gölgesinde gölgelendirecektir; Adaletli devlet başkanı, Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç, mescidden çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi, Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi, kendi başına olduğu halde Allah'ı zikrederek gözünden yaşlar akıtan kimse, Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşılık; ben, Allah’tan korkarım diyerek o kadına yaklaşmayan kişi, sadaka veren, verdiği sadakada sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli davranan kişi.
Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Malik b. Enes’den de rivâyet edilmiştir. Malik, hadisin senedinde şekk ederek, Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den demektedir. Ubeydullah b. Ömer, ona Habib b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve senedinde şüphe etmeksizin; Ebu Hüreyre’den” demiştir.
Bize Sevvar b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubey’, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), manaca Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadelerini kullanmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 53, 4/598
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Hafs b. Asım el-Adevi (Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haris Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensari (Hubeyb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hubeyb b. Yesaf)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
6. Ebu Musa İshak b. Musa el-Ensari (İshak b. Musa b. Abdullah b. Musa b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Kul, Allah'ın sevdiği / seçkin kulları Sadaka, gizli vermek
Sevgi, Allah için sevmek
Yönetim, adaletli olmak
Zikir, gizli yapılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282124, T002391-3
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَوْ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ :« سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ :إِمَامٌ عَادِلٌ وَشَابٌّ نَشَأَ بِعِبَادَةِ اللَّهِ وَرَجُلٌ كَانَ قَلْبُهُ مُعَلَّقًا بِالْمَسْجِدِ إِذَا خَرَجَ مِنْهُ حَتَّى يَعُودَ إِلَيْهِ وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ فَاجْتَمَعَا عَلَى ذَلِكَ وَتَفَرَّقَا وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ وَرَجُلٌ دَعَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ حَسَبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ: إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فَأَخْفَاهَا حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهَكَذَا رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ مِثْلَ هَذَا وَشَكَّ فِيهِ وَقَالَ: عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَوْ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ رَوَاهُ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَلَمْ يَشُكَّ فِيهِ يَقُولُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . حَدَّثَنَا سَوَّارُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعَنْبَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ: حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ حَدَّثَنِى حبَيْبٌ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ بِمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ :« كَانَ قَلْبُهُ مُعَلَّقًا بِالْمَسَاجِدِ » . وَقَالَ :« ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: حَدِيثُ الْمِقْدَامِ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَالْمِقْدَامُ يُكْنَى أَبَا كَرِيمَةَ .
Tercemesi:
Bize (Musa b. İshak) el-Ensârî, ona Ma'n (b. İsa), ona Malik (b. Enes), Ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd (r.anhüma), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmadığı bir günde yedi kişiyi kendi gölgesinde gölgelendirecektir; Adaletli devlet başkanı, Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç, mescidden çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi, Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi, kendi başına olduğu halde Allah'ı zikrederek gözünden yaşlar akıtan kimse, Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşılık; ben, Allah’tan korkarım diyerek o kadına yaklaşmayan kişi, sadaka veren, verdiği sadakada sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli davranan kişi.
Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Malik b. Enes’den de rivâyet edilmiştir. Malik, hadisin senedinde şekk ederek, Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den demektedir. Ubeydullah b. Ömer, ona Habib b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve senedinde şüphe etmeksizin; Ebu Hüreyre’den” demiştir.
Bize Sevvar b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubey’, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), manaca Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadelerini kullanmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 53, 4/598
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hafs b. Asım el-Adevi (Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haris Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensari (Hubeyb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hubeyb b. Yesaf)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Kul, Allah'ın sevdiği / seçkin kulları Sadaka, gizli vermek
Sevgi, Allah için sevmek
Yönetim, adaletli olmak
Zikir, gizli yapılması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282125, T002391-4
Hadis:
حَدَّثَنَا الأَنْصَارِىُّ حَدَّثَنَا مَعْنٌ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَوْ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ :« سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ :إِمَامٌ عَادِلٌ وَشَابٌّ نَشَأَ بِعِبَادَةِ اللَّهِ وَرَجُلٌ كَانَ قَلْبُهُ مُعَلَّقًا بِالْمَسْجِدِ إِذَا خَرَجَ مِنْهُ حَتَّى يَعُودَ إِلَيْهِ وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ فَاجْتَمَعَا عَلَى ذَلِكَ وَتَفَرَّقَا وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاهُ وَرَجُلٌ دَعَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ حَسَبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ: إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ بِصَدَقَةٍ فَأَخْفَاهَا حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَهَكَذَا رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ مِنْ غَيْرِ وَجْهٍ مِثْلَ هَذَا وَشَكَّ فِيهِ وَقَالَ: عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَوْ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ وَعُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ رَوَاهُ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ وَلَمْ يَشُكَّ فِيهِ يَقُولُ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ . حَدَّثَنَا سَوَّارُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الْعَنْبَرِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ: حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ حَدَّثَنِى حبَيْبٌ عَنْ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَ حَدِيثِ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ بِمَعْنَاهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ :« كَانَ قَلْبُهُ مُعَلَّقًا بِالْمَسَاجِدِ » . وَقَالَ :« ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: حَدِيثُ الْمِقْدَامِ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ . وَالْمِقْدَامُ يُكْنَى أَبَا كَرِيمَةَ .
Tercemesi:
Bize (Musa b. İshak) el-Ensârî, ona Ma'n (b. İsa), ona Malik (b. Enes), Ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd (r.anhüma), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
Allah kendi gölgesinden başka gölge bulunmadığı bir günde yedi kişiyi kendi gölgesinde gölgelendirecektir; Adaletli devlet başkanı, Allah'a ibadetle yetişip büyüyen genç, mescidden çıktığında tekrar döneceği zamana kadar kalbi mescide bağlı olan kişi, Allah için birbirini seven bu sevgiyle bir araya gelip bu sevgiyle ayrılan iki kişi, kendi başına olduğu halde Allah'ı zikrederek gözünden yaşlar akıtan kimse, Güzel ve soylu bir kadının kendisini (ilişkiye) çağırmasına karşılık; ben, Allah’tan korkarım diyerek o kadına yaklaşmayan kişi, sadaka veren, verdiği sadakada sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek kadar gizli davranan kişi.
Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis hasen sahihtir. Bu hadis başka senedlerle Malik b. Enes’den de rivâyet edilmiştir. Malik, hadisin senedinde şekk ederek, Ebu Hüreyre veya Ebu Saîd’den demektedir. Ubeydullah b. Ömer, ona Habib b. Abdurrahman’dan rivâyet etmiş ve senedinde şüphe etmeksizin; Ebu Hüreyre’den” demiştir.
Bize Sevvar b. Abdullah el-Anberî ve Muhammed b. Müsennâ, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Hubey’, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'den (sav), manaca Malik b. Enes’in hadisi gibi hadis rivâyet ettiler. Bu rivayette: "Gönlü mescidlere bağlı kişi" ve "Mevkî sahibi güzel bir kadın" ifadelerini kullanmıştır. Ebu İsa dedi ki: Mikdam hadisi hasen sahih garib bir hadistir. Mikdam’ın künyesi Ebu Kerime’dir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Zühd 53, 4/598
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Hafs b. Asım el-Adevi (Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Haris Hubeyb b. Abdurrahman el-Ensari (Hubeyb b. Abdurrahman b. Abdullah b. Hubeyb b. Yesaf)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Sevvar b. Abdullah el-Anberî (Sevvar b. Abdullah b. Sevvar)
Konular:
İbadethane, Camii, mescitlerde ibadete teşvik
Kul, Allah'ın sevdiği / seçkin kulları
MÜSLÜMANLARIN BİRBİRLERİNE KARŞI ÖDEVLERİ Sadaka, gizli vermek
Sevgi, Allah için sevmek
Yönetim, adaletli olmak
Zikir, gizli yapılması
Zina, Zina
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Şihâb arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282170, B006268-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنَا وَاللَّهِ أَبُو ذَرٍّ بِالرَّبَذَةِ كُنْتُ أَمْشِى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَرَّةِ الْمَدِينَةِ عِشَاءً اسْتَقْبَلَنَا أُحُدٌ فَقَالَ « يَا أَبَا ذَرٍّ مَا أُحِبُّ أَنَّ أُحُدًا لِى ذَهَبًا يَأْتِى عَلَىَّ لَيْلَةٌ أَوْ ثَلاَثٌ عِنْدِى مِنْهُ دِينَارٌ ، إِلاَّ أُرْصِدُهُ لِدَيْنٍ ، إِلاَّ أَنْ أَقُولَ بِهِ فِى عِبَادِ اللَّهِ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » . وَأَرَانَا بِيَدِهِ . ثُمَّ قَالَ « يَا أَبَا ذَرٍّ » . قُلْتُ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « الأَكْثَرُونَ هُمُ الأَقَلُّونَ إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا » . ثُمَّ قَالَ لِى « مَكَانَكَ لاَ تَبْرَحْ يَا أَبَا ذَرٍّ حَتَّى أَرْجِعَ » . فَانْطَلَقَ حَتَّى غَابَ عَنِّى ، فَسَمِعْتُ صَوْتًا فَخَشِيتُ أَنْ يَكُونَ عُرِضَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَرَدْتُ أَنْ أَذْهَبَ ، ثُمَّ ذَكَرْتُ قَوْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَبْرَحْ » . فَمَكُثْتُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ سَمِعْتُ صَوْتًا خَشِيتُ أَنْ يَكُونَ عُرِضَ لَكَ ، ثُمَّ ذَكَرْتُ قَوْلَكَ فَقُمْتُ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « ذَاكَ جِبْرِيلُ أَتَانِى ، فَأَخْبَرَنِى أَنَّهُ مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِى لاَ يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّةَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ زَنَى وَإِنْ سَرَقَ . قَالَ « وَإِنْ زَنَى وَإِنْ سَرَقَ » . قُلْتُ لِزَيْدٍ إِنَّهُ بَلَغَنِى أَنَّهُ أَبُو الدَّرْدَاءِ . فَقَالَ أَشْهَدُ لَحَدَّثَنِيهِ أَبُو ذَرٍّ بِالرَّبَذَةِ . قَالَ الأَعْمَشُ وَحَدَّثَنِى أَبُو صَالِحٍ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ نَحْوَهُ . وَقَالَ أَبُو شِهَابٍ عَنِ الأَعْمَشِ « يَمْكُثُ عِنْدِى فَوْقَ ثَلاَثٍ » .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs (en-Nehâî), ona babası (Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A’meş, ona da Zeyd b. Vehb (el-Cühenî), Ebu Zerr’in Vallahi diyerek Rebeze’de şöyle anlattığını nakletti: Ben bir yatsı vaktinde Nebi (sav) ile beraber Medine'nin dışındaki Harre denilen kara taşlık yerde yürüyordum. Karşımıza Uhud dağı çıkınca Rasul-i Ekrem (sav) şöyle dedi: “Ey Ebu Zerr! Ben Uhud'un benim için altın olmasını ve bu kadar çok altından benim yanımda -borç ödemek için hazırlamakta olduğum bir dinar hariç- üzerimden bir gece veya üç gece geçmesini arzu etmem, muhakkak bu altınları Allah'ın kullarına şöyle, şöyle, şöyle harcar infak ederdim.” Ravi dedi ki Ebu Zerr "Şöyle, şöyle, şöyle" sözlerini söylerken eliyle bize sağa, sola ve önüne doğru işaretler yapıp harcama yönlerini gösterdi. Sonra Rasulullah (sav) yine “Ey Ebu Zerr!" diye seslendi. Ben de “Emrinize âmâdeyim ve mutluluklar dilerim ey Allah’ın Rasulü!” dedim. O da (sav) “Malca çok zengin olanların sevapları azdır. Ancak mallarını şöyle, şöyle (Allah'ın kulları yolunda) harcayanlar müstesnadırlar” dedi. Sonra Rasulullah (sav) bana “Ey Ebu Zerr! Ben Sana dönünceye kadar sen yerinde dur, hiçbir yere ayrılma!” buyurdu ve gidip sonunda gözümden kayboldu. Bu sırada ben bir ses işittim de Rasulullah'ın (sav) bir tehlikeye uğratılmasından endişe ettim ve O'nun yanına doğru gitmek istedim. Sonra Rasulullah'ın (sav) bana "Yerinden hiç ayrılma" sözünü hatırladım da yerimde bekledim. Rasulullah (sav) gelince “Ey Allah’ın Rasulü! Ben bir ses işittim de sen'in bir tehlikeye maruz kalmış olmandan endişe ettim, yanına gelmek istedim, sonra bana "Yerinden ayrılmadan bekle" sözünü hatırladım da yerimde dikildim” dedim. Bunun üzerine Nebi bana "Bu, Cibril idi. Bana geldi de ümmetimden her kim Allah'a hiçbir şeyi ortak kılmaksızın ölürse cennete girer! diye haber verdi" dedi. Ben “Ey Allah’ın Rasulü! O kul zina etse ve hırsızlık yapsa da mı (cennete girecek)?” dedim. Hz. Peygamber (sav) “Zina etmiş olsa da, hırsızlık yapmış olsa da!” buyurdu. Ravi A'meş şöyle dedi: Ben Zeyd b. Vehb'e hitaben “Bana bu hadisin ravisi Ebu Derdâ olduğu haberi ulaştı” dedim. Bunun üzerine Zeyd “Şehadetle yemin ederim ki, bu hadisi bana Rebeze köyünde muhakkak Ebu Zerr rivayet etti” dedi. A'meş “Ebu Salih de bana Ebu Derdâ'dan bunun benzerini rivayet etti” dedi.
Ebu Şihâb’ın A'meş'ten yaptığı rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) "O altının yanımda üç günden fazla kalmasını istemezdim" demiştim.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Şihâb arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İsti'zân 30, 2/538
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Şihâb Abdürabbih b. Nafi' el-Kinanî (Abdürabbih b. Nafi')
Konular:
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hırsızlık Sadaka, eliyle vermek
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282169, B006268-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنَا وَاللَّهِ أَبُو ذَرٍّ بِالرَّبَذَةِ كُنْتُ أَمْشِى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَرَّةِ الْمَدِينَةِ عِشَاءً اسْتَقْبَلَنَا أُحُدٌ فَقَالَ « يَا أَبَا ذَرٍّ مَا أُحِبُّ أَنَّ أُحُدًا لِى ذَهَبًا يَأْتِى عَلَىَّ لَيْلَةٌ أَوْ ثَلاَثٌ عِنْدِى مِنْهُ دِينَارٌ ، إِلاَّ أُرْصِدُهُ لِدَيْنٍ ، إِلاَّ أَنْ أَقُولَ بِهِ فِى عِبَادِ اللَّهِ هَكَذَا وَهَكَذَا وَهَكَذَا » . وَأَرَانَا بِيَدِهِ . ثُمَّ قَالَ « يَا أَبَا ذَرٍّ » . قُلْتُ لَبَّيْكَ وَسَعْدَيْكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « الأَكْثَرُونَ هُمُ الأَقَلُّونَ إِلاَّ مَنْ قَالَ هَكَذَا وَهَكَذَا » . ثُمَّ قَالَ لِى « مَكَانَكَ لاَ تَبْرَحْ يَا أَبَا ذَرٍّ حَتَّى أَرْجِعَ » . فَانْطَلَقَ حَتَّى غَابَ عَنِّى ، فَسَمِعْتُ صَوْتًا فَخَشِيتُ أَنْ يَكُونَ عُرِضَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَرَدْتُ أَنْ أَذْهَبَ ، ثُمَّ ذَكَرْتُ قَوْلَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ تَبْرَحْ » . فَمَكُثْتُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ سَمِعْتُ صَوْتًا خَشِيتُ أَنْ يَكُونَ عُرِضَ لَكَ ، ثُمَّ ذَكَرْتُ قَوْلَكَ فَقُمْتُ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « ذَاكَ جِبْرِيلُ أَتَانِى ، فَأَخْبَرَنِى أَنَّهُ مَنْ مَاتَ مِنْ أُمَّتِى لاَ يُشْرِكُ بِاللَّهِ شَيْئًا دَخَلَ الْجَنَّةَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ زَنَى وَإِنْ سَرَقَ . قَالَ « وَإِنْ زَنَى وَإِنْ سَرَقَ » . قُلْتُ لِزَيْدٍ إِنَّهُ بَلَغَنِى أَنَّهُ أَبُو الدَّرْدَاءِ . فَقَالَ أَشْهَدُ لَحَدَّثَنِيهِ أَبُو ذَرٍّ بِالرَّبَذَةِ . قَالَ الأَعْمَشُ وَحَدَّثَنِى أَبُو صَالِحٍ عَنْ أَبِى الدَّرْدَاءِ نَحْوَهُ . وَقَالَ أَبُو شِهَابٍ عَنِ الأَعْمَشِ « يَمْكُثُ عِنْدِى فَوْقَ ثَلاَثٍ » .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs (en-Nehâî), ona babası (Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A’meş, ona da Zeyd b. Vehb (el-Cühenî), Ebu Zerr’in Vallahi diyerek Rebeze’de şöyle anlattığını nakletti: Ben bir yatsı vaktinde Nebi (sav) ile beraber Medine'nin dışındaki Harre denilen kara taşlık yerde yürüyordum. Karşımıza Uhud dağı çıkınca Rasul-i Ekrem (sav) şöyle dedi: “Ey Ebu Zerr! Ben Uhud'un benim için altın olmasını ve bu kadar çok altından benim yanımda -borç ödemek için hazırlamakta olduğum bir dinar hariç- üzerimden bir gece veya üç gece geçmesini arzu etmem, muhakkak bu altınları Allah'ın kullarına şöyle, şöyle, şöyle harcar infak ederdim.” Ravi dedi ki Ebu Zerr "Şöyle, şöyle, şöyle" sözlerini söylerken eliyle bize sağa, sola ve önüne doğru işaretler yapıp harcama yönlerini gösterdi. Sonra Rasulullah (sav) yine “Ey Ebu Zerr!" diye seslendi. Ben de “Emrinize âmâdeyim ve mutluluklar dilerim ey Allah’ın Rasulü!” dedim. O da (sav) “Malca çok zengin olanların sevapları azdır. Ancak mallarını şöyle, şöyle (Allah'ın kulları yolunda) harcayanlar müstesnadırlar” dedi. Sonra Rasulullah (sav) bana “Ey Ebu Zerr! Ben Sana dönünceye kadar sen yerinde dur, hiçbir yere ayrılma!” buyurdu ve gidip sonunda gözümden kayboldu. Bu sırada ben bir ses işittim de Rasulullah'ın (sav) bir tehlikeye uğratılmasından endişe ettim ve O'nun yanına doğru gitmek istedim. Sonra Rasulullah'ın (sav) bana "Yerinden hiç ayrılma" sözünü hatırladım da yerimde bekledim. Rasulullah (sav) gelince “Ey Allah’ın Rasulü! Ben bir ses işittim de sen'in bir tehlikeye maruz kalmış olmandan endişe ettim, yanına gelmek istedim, sonra bana "Yerinden ayrılmadan bekle" sözünü hatırladım da yerimde dikildim” dedim. Bunun üzerine Nebi bana "Bu, Cibril idi. Bana geldi de ümmetimden her kim Allah'a hiçbir şeyi ortak kılmaksızın ölürse cennete girer! diye haber verdi" dedi. Ben “Ey Allah’ın Rasulü! O kul zina etse ve hırsızlık yapsa da mı (cennete girecek)?” dedim. Hz. Peygamber (sav) “Zina etmiş olsa da, hırsızlık yapmış olsa da!” buyurdu. Ravi A'meş şöyle dedi: Ben Zeyd b. Vehb'e hitaben “Bana bu hadisin ravisi Ebu Derdâ olduğu haberi ulaştı” dedim. Bunun üzerine Zeyd “Şehadetle yemin ederim ki, bu hadisi bana Rebeze köyünde muhakkak Ebu Zerr rivayet etti” dedi. A'meş “Ebu Salih de bana Ebu Derdâ'dan bunun benzerini rivayet etti” dedi.
Ebu Şihâb’ın A'meş'ten yaptığı rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) "O altının yanımda üç günden fazla kalmasını istemezdim" demiştim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İsti'zân 30, 2/538
Senetler:
1. Ebu Derdâ Uveymir b. Malik el-Ensârî (Uveymir b. Zeyd b. Malik b. Kays b. Aişe b. Ümeyye)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Cennet,
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Hırsızlık Sadaka, eliyle vermek
Zina, nikahsız, gayr-i meşru ilişki,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282199, M001347-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ النَّضْرِ التَّيْمِىُّ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ ح قَالَ وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ كِلاَهُمَا عَنْ سُمَىٍّ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ قُتَيْبَةَ أَنَّ فُقَرَاءَ الْمُهَاجِرِينَ أَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا ذَهَبَ أَهْلُ الدُّثُورِ بِالدَّرَجَاتِ الْعُلَى وَالنَّعِيمِ الْمُقِيمِ . فَقَالَ « وَمَا ذَاكَ » . قَالُوا يُصَلُّونَ كَمَا نُصَلِّى وَيَصُومُونَ كَمَا نَصُومُ وَيَتَصَدَّقُونَ وَلاَ نَتَصَدَّقُ وَيُعْتِقُونَ وَلاَ نُعْتِقُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَفَلاَ أُعَلِّمُكُمْ شَيْئًا تُدْرِكُونَ بِهِ مَنْ سَبَقَكُمْ وَتَسْبِقُونَ بِهِ مَنْ بَعْدَكُمْ وَلاَ يَكُونُ أَحَدٌ أَفْضَلَ مِنْكُمْ إِلاَّ مَنْ صَنَعَ مِثْلَ مَا صَنَعْتُمْ » . قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « تُسَبِّحُونَ وَتُكَبِّرُونَ وَتَحْمَدُونَ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ مَرَّةً » . قَالَ أَبُو صَالِحٍ فَرَجَعَ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا سَمِعَ إِخْوَانُنَا أَهْلُ الأَمْوَالِ بِمَا فَعَلْنَا فَفَعَلُوا مِثْلَهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ » . وَزَادَ غَيْرُ قُتَيْبَةَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ عَنِ اللَّيْثِ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ قَالَ سُمَىٌّ فَحَدَّثْتُ بَعْضَ أَهْلِى هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ وَهِمْتَ إِنَّمَا قَالَ « تُسَبِّحُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَتَحْمَدُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَتُكَبِّرُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ » . فَرَجَعْتُ إِلَى أَبِى صَالِحٍ فَقُلْتُ لَهُ ذَلِكَ فَأَخَذَ بِيَدِى فَقَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَاللَّهُ أَكْبَرُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ حَتَّى تَبْلُغَ مِنْ جَمِيعِهِنَّ ثَلاَثَةً وَثَلاَثِينَ . قَالَ ابْنُ عَجْلاَنَ فَحَدَّثْتُ بِهَذَا الْحَدِيثِ رَجَاءَ بْنَ حَيْوَةَ فَحَدَّثَنِى بِمِثْلِهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Âsım b. Nadr et-Temimî, ona el-Mu‘temir, ona Ubeydullah rivayet etmiştir; (T) bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân rivayet etmiştir, her ikisine (Ubeydullah ile İbn Aclân’a) Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hureyre rivayet etmiştir –bu (zikredeceğim) hadis Kuteybe’nin hadisidir-: Buna göre muhacirlerin fakirleri Rasulullah’a (sav) gelerek:
-Servet sahipleri, yüksek mertebeleri ve kalıcı nimetleri alıp götürdüler, dediler. Allah Rasulü:
-O nasıl oldu? buyurdu. Fakir muhacirler:
-Bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar, diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka veriyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat ediyorlar, dediler. Bu sefer Rasulullah (sav):
-Ben sizlere yerine getirmeniz halinde sizi geçenlere yetişmenizi, sizden sonrakilerin önüne geçmenizi sağlayacak ve sizin yaptığınızın aynısını yapmadığı sürece, kimsenin sizden daha faziletli olmamasını temin edecek bir şey öğretirsem olmaz mı? buyurdu. Onlar:
-Elbette, ey Allah’ın Rasulü dediler. O:
-Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz, buyurdu.
Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra muhacirlerin fakirleri Rasulullah’a (sav) geri gelip:
-Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar, dediler. Bu sefer Rasulullah (sav):
-İşte bu Allah’ın lütfudur, onu dilediği kimselere verir, buyurdu.
Bu hadiste Kuteybe’den başkalarına Leys, ona İbn Aclân’ın şöyle dediğini eklemektedir: Sumey dedi ki: Ben yakınlarımdan birisine bu hadisi zikrettim, o: Sen yanıldın dedi, o ancak: “Otuz üç defa tesbih getirirsin, otuz üç defa Allah’a hamd edersin ve otuz üç defa Allah’ın en büyük olduğunu söylersin, dedi.
Bunun üzerine ben Ebu Salih’e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: Allahu Ekber, subhanallah ve’l-hamdülillah, Allahu Ekber subhanallah ve’l-hamdulillah, diye hepsinden otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin, dedi.
İbn Aclân dedi ki: Ben bu hadisi Recâ b. Hayve’ye rivayet ettim, o da bana aynısını, kendisine Ebu Salih’in, ona Ebu Hureyre’nin o, Rasulullah’dan (sav) rivayeti olarak nakletti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1347, /236
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Ebu Ömer Asım b. Nadr et-Teymî (Asım b. Nadr b. Münteşir)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282200, M001347-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عَاصِمُ بْنُ النَّضْرِ التَّيْمِىُّ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ ح قَالَ وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ كِلاَهُمَا عَنْ سُمَىٍّ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ قُتَيْبَةَ أَنَّ فُقَرَاءَ الْمُهَاجِرِينَ أَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا ذَهَبَ أَهْلُ الدُّثُورِ بِالدَّرَجَاتِ الْعُلَى وَالنَّعِيمِ الْمُقِيمِ . فَقَالَ « وَمَا ذَاكَ » . قَالُوا يُصَلُّونَ كَمَا نُصَلِّى وَيَصُومُونَ كَمَا نَصُومُ وَيَتَصَدَّقُونَ وَلاَ نَتَصَدَّقُ وَيُعْتِقُونَ وَلاَ نُعْتِقُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَفَلاَ أُعَلِّمُكُمْ شَيْئًا تُدْرِكُونَ بِهِ مَنْ سَبَقَكُمْ وَتَسْبِقُونَ بِهِ مَنْ بَعْدَكُمْ وَلاَ يَكُونُ أَحَدٌ أَفْضَلَ مِنْكُمْ إِلاَّ مَنْ صَنَعَ مِثْلَ مَا صَنَعْتُمْ » . قَالُوا بَلَى يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « تُسَبِّحُونَ وَتُكَبِّرُونَ وَتَحْمَدُونَ دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ مَرَّةً » . قَالَ أَبُو صَالِحٍ فَرَجَعَ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا سَمِعَ إِخْوَانُنَا أَهْلُ الأَمْوَالِ بِمَا فَعَلْنَا فَفَعَلُوا مِثْلَهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ » . وَزَادَ غَيْرُ قُتَيْبَةَ فِى هَذَا الْحَدِيثِ عَنِ اللَّيْثِ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ قَالَ سُمَىٌّ فَحَدَّثْتُ بَعْضَ أَهْلِى هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ وَهِمْتَ إِنَّمَا قَالَ « تُسَبِّحُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَتَحْمَدُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ وَتُكَبِّرُ اللَّهَ ثَلاَثًا وَثَلاَثِينَ » . فَرَجَعْتُ إِلَى أَبِى صَالِحٍ فَقُلْتُ لَهُ ذَلِكَ فَأَخَذَ بِيَدِى فَقَالَ اللَّهُ أَكْبَرُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ وَاللَّهُ أَكْبَرُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَالْحَمْدُ لِلَّهِ حَتَّى تَبْلُغَ مِنْ جَمِيعِهِنَّ ثَلاَثَةً وَثَلاَثِينَ . قَالَ ابْنُ عَجْلاَنَ فَحَدَّثْتُ بِهَذَا الْحَدِيثِ رَجَاءَ بْنَ حَيْوَةَ فَحَدَّثَنِى بِمِثْلِهِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Âsım b. Nadr et-Temimî, ona el-Mu‘temir, ona Ubeydullah rivayet etmiştir; (T) bize Kuteybe b. Said, ona Leys, ona İbn Aclân rivayet etmiştir, her ikisine (Ubeydullah ile İbn Aclân’a) Sumey, ona Ebu Salih, ona Ebu Hureyre rivayet etmiştir –bu (zikredeceğim) hadis Kuteybe’nin hadisidir-: Buna göre muhacirlerin fakirleri Rasulullah’a (sav) gelerek:
-Servet sahipleri, yüksek mertebeleri ve kalıcı nimetleri alıp götürdüler, dediler. Allah Rasulü:
-O nasıl oldu? buyurdu. Fakir muhacirler:
-Bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyorlar, diğer taraftan bizler sadaka veremediğimiz halde onlar sadaka veriyorlar, köle azat edemediğimiz halde köle azat ediyorlar, dediler. Bu sefer Rasulullah (sav):
-Ben sizlere yerine getirmeniz halinde sizi geçenlere yetişmenizi, sizden sonrakilerin önüne geçmenizi sağlayacak ve sizin yaptığınızın aynısını yapmadığı sürece, kimsenin sizden daha faziletli olmamasını temin edecek bir şey öğretirsem olmaz mı? buyurdu. Onlar:
-Elbette, ey Allah’ın Rasulü dediler. O:
-Her bir namazdan sonra otuz üçer defa Subhanallah, Allahu Ekber ve Elhamdülilllah deyiniz, buyurdu.
Ebu Salih rivayetinde dedi ki: Sonra muhacirlerin fakirleri Rasulullah’a (sav) geri gelip:
-Varlıklı kardeşlerimiz bizim yaptığımızı işittiler, onlar da yaptıklarımızın aynısını yaptılar, dediler. Bu sefer Rasulullah (sav):
-İşte bu Allah’ın lütfudur, onu dilediği kimselere verir, buyurdu.
Bu hadiste Kuteybe’den başkalarına Leys, ona İbn Aclân’ın şöyle dediğini eklemektedir: Sumey dedi ki: Ben yakınlarımdan birisine bu hadisi zikrettim, o: Sen yanıldın dedi, o ancak: “Otuz üç defa tesbih getirirsin, otuz üç defa Allah’a hamd edersin ve otuz üç defa Allah’ın en büyük olduğunu söylersin, dedi.
Bunun üzerine ben Ebu Salih’e döndüm, ona bunu söyleyince o elimden tutarak: Allahu Ekber, subhanallah ve’l-hamdülillah, Allahu Ekber subhanallah ve’l-hamdulillah, diye hepsinden otuz üçer defa tamamlayıncaya kadar söylersin, dedi.
İbn Aclân dedi ki: Ben bu hadisi Recâ b. Hayve’ye rivayet ettim, o da bana aynısını, kendisine Ebu Salih’in, ona Ebu Hureyre’nin o, Rasulullah’dan (sav) rivayeti olarak nakletti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1347, /236
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Nasr Reca b. Hayve el-Kindi (Reca b. Hayve b. Cervel b. Ahnef)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Dua, Namazda ve ardından yapılan
KTB, NAMAZ,