3627 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim, onlara Cerîr, ona Mansur, ona Salim b. Ebu Ca'd, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etti:
(Bir defa) ben ve Rasulullah (sav) mescitten çıkıyorduk. Bize mescidin eşiğinde bir adam rastladı. Ey Allah’ın Rasulü (sav)! Kıyamet ne zaman kopacak? diye sordu. Rasulullah (sav) : "Sen onun için ne hazırladın?" dedi. Adam sanki tevazu göstererek Ey Allah’ın Rasulü! Ben onun için çok namaz, oruç ve sadaka hazırlamadım. Ancak ben Allah'ı ve Rasulü'nü severim, dedi. (Rasulullah) "O halde sen sevdiklerinle berabersin!" buyurdular.
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Velid b. Müslim, ona Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Muhammed b. Ebu Aişe, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
Ebu Zer, Ya Rasulallah! Mal sahibi zenginler sevapları alıp götürdüler! Namaz kıldığımız gibi namaz kılıyor, oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Ayrıca fazladan malları var, onunla sadaka veriyorlar. Bizimse sadaka olarak verebileceğimiz bir malımız yok! dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "Ey Ebu Zer! Sana bazı kelimeler öğretmemi istemez misin? Onlarla (sevapta) seni geçenlere yetişir, senden geri kalanlar da ancak bunları söyleyerek sana yetişebilirler" buyurdu. Ebu Zer, bilakis isterim, Ya Rasulallah! diye cevap verdi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Her (farz) namazın ardından otuz üç kez Allahu ekber, otuz üç kez elhamdülillah, otuz üç kez sübhanellah de ve bu tesbihatı lâ ilâhe illellâhu vahdehü lâ şerîke leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr (Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Onun hiçbir ortağı yoktur. Hükümranlık sadece ona aittir. Bütün övgüler sadece ona aittir. Onun her şeye gücü yeter.) diye bitir. Böyle diyen kişinin günahları, denizdeki köpük kadar dahi olsa günahları bağışlanır."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik (ra), şöyle demiştir:
Ensar içerisinde mal ve hurma bahçesi en çok olan Ebu Talha idi. Ebu Talha'nın en çok sevdiği malı mescidin karşısındaki Beyruha denilen bahçeydi. Hz. Peygamber (sav) o bahçeye gelir ve içerisindeki temiz sudan içerdi. Enes şöyle devam etmiştir. "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" (Âl-i İmrân, 3/92) ayet-i kerimesi nazil olunca Ebu Talha, Hz. Peygamber'e gelerek “Ey Allah'ın Rasulü, Allah teâlâ "Sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe iyiliğe ulaşamazsınız" buyuruyor. Benim de en çok sevdiğim malım Beyruha'dır. O bahçeyi Allah için sadaka olarak veriyorum. Onunla Allah katında iyiliğe ulaşmayı ve benim için ahiret azığı olmasını umuyorum. Ey Allah'ın Rasulü, o bahçeyi Allah'ın uygun gördüğü yerde kullan” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "işte kazançlı mal budur" yada "işte sevap kazandıran mal budur" dedikten sonra, "bahçe hakkında senin daha önce söylediklerini duymuştum. Ben onu kendi akrabalarına vermeni uygun görüyorum" dedi. Ebu Talha da “öyle yapacağım Ey Allah'ın Rasulü” dedi. Ebu Talha bahçeyi akrabaları ve amcasının oğulları arasında taksim etti.
Ravh da, bu hadisi rivayet ederek, hadisin ravisine mütabaat etmiştir. Yahya b. Yahya ve İsmail, bu hadisi Malik'ten naklederken (râbıh) kazançlı lafzı yerine (râyıh) ecir kazandıran lafzını kullanmıştır.